18 Nisan 2017 Salı

YALAN, DOLAN, İFTİRA..


Hayatım boyunca kin, nefret, kıskançlık, Hırs, yalan iftira gibi temelinde “Kabul ve Takdir görme, Sevilme ihtiyacı , Başarılı olduğunu kanıtlamak” gibi “Amacıma giden her yol mubahdır” düşünceleriyle hareket eden çok insan gördüm ve bizzat da yaşadım.

Başıma gelen benzer olaylarda elbette ilk zamanlar çok üzülüyordum ve yapmadığım bir şey için de kendimi ispat etmeyi de çok anlamsız buluyordum. bu sefer daha derin bir üzüntüye giriyordum. En önemlisi de bir insan kendi çıkarları uğruna bir başkasına nasıl bu kadar rahat zarar verebilir, buna nasıl vicdanı izin verir diye düşünerek bunu yapan kişinin bu kadar kötü olabilmesine aklım ermiyordu. Üstelik bu kişiler beni her fırsatta sevdiğini söyleyen ve mutlaka bir şekilde canı yürekten daha iyi olması için yardım ettiğim kişilerse O zaman daha da çok üzülüyordum.

Daha sonraları kendi kendime “dürüstçe” sordum. “Ya Alev sana yapılan bu yalan dolanların içinde gerçek payı var mı iyi düşün ? Hayır yok ! Vicdanın rahat mı ? içinde en küçük bir sıkıntı ya da rahatsızlık var mı ? Hayır yok. Ne yaptığımı ne söylediğimi biliyorum ve kendimden çok eminim. Annemin küçüklüğümden beri bana öğrettiği “Korktuğun şeyi yapma, yaptığın şeyden korkma “ sözünü prensip alarak yaşadım. O yüzden yaptığım her şeyin sonuna kadar da arkasında oldum. O zaman rahat ol ve BOŞVER ! (boşvermek kısmında yine duygusal olarak zorlansam da Aklım ve Mantığım ile birlikte Dengelemeye özen gösterdim)

Sonra ki evrem ise daha yüksek bir farkındalık oldu.

Herkes kendi kişilik ve karakterini sergiliyor (rolünü oynuyor) “Bırak düşünme ne hali varsa görsün. Sonuçta ektiğini biçecek ve yaptığını yaşayacak. Yüce Yaradana havale ettim ben de O’na Teslimim” diyerek cidden boşverdim. Sonra gerçekten anladım ki, vicdani rahatsızlığı olanlar kendini ispatlamak için çırpınır çünkü içinde itiraf edemediği gerçekler vardır.

Daha sonraları böyle durumlarda en büyük cevabım “Sessizliğim” ve "Gülümsemem" OLdu.
Tabii bu arada İlahi Adaletin de muhteşem çalıştığını ve bana zarar verip, üzmeye çalışanların çok farklı şekillerde çok daha fazla üzüldüğünü hatta tam zafer çığlıkları atarken çığlıklarının kursağında kalıp nereden geldiğini şaşırdığını da yaşadıkları olaylarla gördüm veya duydum. Tabii bu arada bana cephe alıp O kişi veya kişilerle zafer çığlıkları atan dostum/arkadaşım zannettiğim insanları da hayatımdan tek tek silerek güzel temizlikler yaptım. Beni tanımayanı ya da tanımaya çalışmak yerine karanlığın gücünü seçenleri ben hiç tanımam :))) Böylece yaşadığım her olaya şükrettim. Çünkü tabiri caizse “kim dost kim düşman” gösterilmiş ve daha sağlam yol arkadaşlarıyla birlikte yürümem için bana fırsat verilmiş oldu. Nitekim Yüce Yaradana binlerce şükürler olsun ki bu yüzden yolum hep açık, aydınlık ve mucizelerle dolu oldu. Bu arada ben de dersimi aldım. Bu derslerin ortak noktası hep içsel olarak “uzak dur” diye uyarılıp fakat aklımla yani mantıklı olarak da “ya niye şimdi durup dururken böyle olumsuz bir hisse girdim ki, Çok tatlı şeker bir insan. Üstelik hiçbir olumsuzluğunu da görmedim. Kendi kendime olumsuzluk uydurmayayım” diyerekten hep bastırdığım iç sesimi her şekilde duymayı ve izlemede kalmayı yani DENGE’yi öğrendim. Halbuki geriye dönüp baktığımda gördüğüm ve görmemezlikten geldiğim önemli işaretler olduğunu iç sesimin de bu yönde anlayıp irdeleyeyim diye alarm verdiğini anladım.

Sonuç itibariyle Hepimiz gibi de her farklı olay ve insan da öğrenmeye de devam ediyorum. Unuttup da kendimi yine iyi niyetle kaptırdığım zaman da bir güzel hatırlatılıyor küt diye dersimi yine alıyorum :)))

Velhasıl bunu niye yazdım diye sorarsanız. Niyetiniz, kalbiniz , vicdanınız daima rahat ve iyi olduğu sürece hiçbir şey umrunuzda olmasın. Ruhu huzurlu insan kendini ispatlamaya ihtiyacı olmaz güler geçer kendi hayat akışına keyifle devam eder.

Her ne olursa olsun Hedefenizden, Işığınızdan, iyi niyetinizden ayrılmayın. İyi niyetle herkesin en yüksek hayrına mutluluk saçıp Işığıyla aydınlatarak "Hakkaniyetle" yürüyen herkes hayallerine ve dolayısıyla da amacına mutlaka ulaşır !

Ruhunuz (iç sesiniz) sizin en önemli rehberiniz. Onu mutlaka dinleyin. Sizi aşağıya çekmek isteyenlerin tuzağına düşmeyin. Kendinize güvenin, ne yaptığınızı, neden yaptığınızı bilmenin huzuru ile keyif alarak yürüyün.Çünkü siz böyle Işıl ışıl yürüdükçe yollar sizlere tüm güzelliklerini sunarak açılmaya devam eder.

Bence bu kıssadan hisse herkese ve her şeye uyar diye düşünüyorum ;)

Hepimizin en yüksek hayrına Işık ve Sevgi Olması dileklerimle,
Ve de öyle OLdu çok şükür.

Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi



NOT: Tam bu yazıyı bitirdim yayınlamaya hazırlanıyordum ki bir danışanım aradı ve aynı konu çerçevesinde bir durum anlattı. “Bu kadar “Tesadüf” olur çünkü sana tüm cevabımı zaten yazdım birazdan yayınlayacağım şimdi okursun” dedim. Her şeyin bir nedeni vardır önemli olan ise daima iyi niyettir ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.