28 Mayıs 2019 Salı

Yeni bir UYANIŞ, yeniden UYANIŞ..


Yeni bir UYANIŞ, yeniden UYANIŞ..

Sene başından itibaren etkisini gösteren Cesaret ve Özgüven sınavları çeşitli olaylarla karşımıza çıkarak bizi kendimizle yüzleştirmeye devam ediyor.

Sert açılımlarla devam eden süreç Mayıs ayı itibariyle yerini  fark ediş ve uyanışa doğru götürmeye başladı.

Bu fark edişler arasında görmemezlikten geldiğimiz tüm duygular yani öfke, nefret, affettim  dediğimiz fakat karşımıza tekrar çıktığında affedemediğimizi görerek bizi kendimizle yüzleştiren olaylar, duygusal, naif, alıngan, kırılgan tepkiler, Aşk ve ilişkiler ile ilgili baskıladığımız tüm duygular yeni bir Cesaret başlığı  altında karşımıza çıkarak özgüvenimizi BEN kimliğimizi tetiklemeye devam ediyor.

Bu döneme farklı bir uyanış , farklı bir farkındalık süreci de diyebiliriz. Gerçi her gün fark edene her gün bir uyanış her gün farklı bir geçiş.. Tabii fark edemeyenlere ise fark ettirene kadar zorlayan bu süreç  de herkes kendi payına düşeni sorgulayıp anlayana kadar da yaşamaya devam edebilir.
2012 yılı ile “hızlanan” fiziksel ve ruhsal değişim süreci Dünya’nın 4. Boyuttan 5. Boyuta doğru yaptığı geçişinde tüm evrenleri de hızlı bir titreşimde Işığa doğru dönüştürmeye devam ediyor.
Dolayısıyla ruhsal tekamülün geçiş istasyonu olan DÜNYA boyutunda yaşadığımız tekamül sürecinin hızlanması ve bunun yansımaları da farklı enerji geçişlerinin tetiklemesiyle, bizlere “artık yürümek değil koşmak zamanı hadi hızlanın” diyor ve bunu hızlandırmak için de olumlu pek çok şeyin  yanında olumsuz  olayların da bize hizmet ettiğini anlatmaya çalışıyor.

Mayıs itibariyle başlayan ve uzun süre devam edecek olan en büyük etkileşim fiziksel düzeyde bir uyumlanma ile devam ediyor.  Daha önce yazdığım gibi artık fiziksel olarak da değişiyor ve “gençleşiyoruz”.  Bunu farkında olarak yaşayanlarda ise bu uyumlanma süreci daha bilinçli ve kalıcı oluyor.

Bu dönem fazlasıyla Grip, Alerji, Cilt rahatsızlıkları yaşanabilir. Bildiğiniz gibi Grip aslında bedenin gelişimine hizmet eden ve bir üst basamağa çıkararak bedeni kuvvetlendiren bir durumdur. Alerji ise tepki duyduğunuz her ne varsa onları dönüştürüp kabul etmemize yardımcı olur. Cilt rahatsızlıkları da dünya’da ki varlığımızı kabul ederek hayatımızı kontrol etmeyi öğretir. Dolayısıyla her şerrin hayrı misali aslında her hastalık bir mesaj taşıyarak bizim gelişimimize hizmet eder. Tabii neyi nereden gördüğünüze bağlı olarak. Eğer kendinize bu hastalıkları yakıştırıp  “ben alerjik bir insanım, benim bünyem zayıf hep grip olurum ya da Cildim hassam her şey dokunur bana” şeklinde  kodlayıp yerleştirirseniz. Mesajı alıp geçmek yerine mesajı anlamayarak takılıp kendinizde aslında varolmayacak yeni hastalıklar yaratırsınız ve bu sizin gelişiminizi engeller.  Zaten bir rahatsızlık durumu olduğunda adı her ne olursa olsun hastalığı sahiplenmeyin. Mesela GRİBİM demeyin. Onun yerine “Gribal bir durum var” diyerek hastalığı ortada bırakın sonra da gönderin. Bu çok önemli bir detaydır bence bu formülü not almanızda fayda var. Çünkü sadece hastalıklar için değil her olumsuz şey için bu şekli uygularsanız dönüştürmeniz çok kolay olur.

Bu dönem 5 duyu organlarında da hızlı bir uyumlanma süreci olduğundan dolayı bu geçiş süresince , Kulak, burun, dil, göz ve deri’de bir takım farklılıklar yaşanabilir. Mesela kulaklarda ki çınlamaların artması ya da uğuldamalar ya da çok ince titreşimleri duymak gibi, Koklama duyusunda hassasiyet, Tat alma ve yeme alışkanlıklarında değişiklikler, Göz ile ilgili farklı algılar olabilir. Ve tabii Deri de ki sinyaller..

Yine bu dönem fazla hassasiyet geliştirmek, “Aslında kimseyi suçlayamam çünkü her ne olduysa buna BEN izin verdim” diyebilmek ile ilgili yüzleşmeler herkes de farklı bir bilinç açılması yaşatarak, “uyanış” sürecinde pek çok uyanışlara da vesile olmaya başlayabilir.
İkili ilişkilerde sürpriz birliktelikler, sürpriz ayrılıklar, sürpriz aşklar yaşanabilir.. Çünkü uyanış ile beraber yanında çok güzel sürprizler de getirmeye dev am ediyor. Her bitiş yeni bir başlangıç diyebiliyorsanız zaten olayı çözmüşsünüz demektir ;)

Ayrıca 2016 yılı itibariyle dönemsel yaşadığımız gece kalkmaları (3 – 5 arası) ve ani uyanmalar bu dönem de karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla sabaha kadar birkaç kez yatıp kalkabiliriz. Sonuç itibariyle herkes bu  kadar bölünmeye rağmen dinç ve enerjik uyandığını fark ederek şaşırabilir ;)
Bu dönem farklı bir uyanış farklı bir temizlik ve kendimiz, cesaretimiz, özgüvenimiz ile ilgili farklı geçişler içindeyken bir yandan da 2016 yılı ile birlikte hızlanan Maskelerin düşmesi yani herkesin kendi ifşa ve imha etmesini izlemeye  de devam edeceğiz. Hatta “O da mı ? bu da mı ? “ şeklinde olayların hızına yetişemebiliriz J)))

Velhasıl arkadaşlar gayet eğlenceli ve keyifli bir döneme giriyoruz diyebilirim. Tabii herkesin eğlencesi  farkındalığı ile doğru orantılı olarak kahkaha veya gözyaşı dolu olabilir. Herkes seçimini yapar ve herkesin seçimi de kaderi olur. Seçimler ise Bilgi, bakış açısı, sorgulama yani DENGE’de kalarak yapılabilir..

O zaman bütünün en yüksek hayrına IŞIK ve ŞİFA OLdu diyerek sevgiyle yaşamaya ve yansımaya  devam ediyoruz.

Ve de öyle OLdu çok şükür.

Alev Cedimağar   


22 Mayıs 2019 Çarşamba

ESKİŞEHİR imza günü 25 Mayıs Cumartesi..

💓 ESKİŞEHİR 💓

25 Mayıs Cumartesi günü sizlerle sevgiyle kucaklaşarak buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum 👐💕




14 Mayıs 2019 Salı

Olumlamalar nasıl yapılır ?

Mutsuzken "Ben Mutluyum" diye olumlamalar yapmanız bir işe yaramaz. Kendinizi kandırır ve daha fazla öfkelenerek enerjinizi kilitlersiniz..
Önce neden mutsuz olduğunuzu irdeleyerek temeline inmeli kendinizle  yüzleşmeli ve Akıl, Mantık ve kabinizle (hisler)  yani DENGE'de çözüm üretmeye başlamalısınız.
Sonra çözüm yönünde "harekete" geçerek sonuca ulaşmanız gerekir.
Sonuç eğer yaradana teslim akışda kalmanızı ve gelişen olayları izleyerek hareket etmeniz gerektiğini söylüyorsa o zaman bu da sizin inanç ve teslimiyet sınavınızdır. Yani hem yapmalı hem de ögrenmelisiniz  😉
Kendinize "Geçmiş de ne badireler atlattın, geçmez ya da bitmez dediğin ne zorlu virajlar geçtin. Bu da onlardan biri ve bunu da geçip yürümeye devam ediyorsun. Rahatla, Güçlü ve Cesur OL,  kendine güven" diyerek kendinizi kendinize hatırlatın..
Sonra
"Evet ya ben gerçekten mutluyum ve kendimi seviyorum" dediğiniz de yükselttiginiz enerjinizi de tetikleyerek kuvvetlendirir ve tekamül yollarında keyifle koştugunuzu farkedersiniz :)
Bu formül , Bereket, Aşk, iş kısaca herşey için böyledir..
Ayrıca yalnızım diye de üzülmeyin, yola çıktığınızda mevcut titreşiminize uygun her yerden destek ve arkadaş çekersiniz. 😉
Siz sadece Karar verin ve yapın !

Ve de öyle OLdu çok şükür 👐

Alev Cedimağar


13 Mayıs 2019 Pazartesi

Kıskançlık Negatif bir Enerjidir !


Hasetlik, Kıskançlık, Takdir duygusundan ve empatiden yoksunluk, negatif eylem ve düşüncelerdir.

Bu Negaıtif Düşünceleri Üreten yani bu enerjiyi yaratan kişilerin Tekamülünde sürekli olumsuz karmalar yaratır ve bereketine, fikrine , zikrine engel olur, set çeker. O yüzden böyle insanlar sürekli mutsuzdur.

Kıskançlık duygusunu yaşayan ve karşındakine gönderen kişinin kendi hayatında ve bedeninde yarattığı olumsuz etkilerin yanı sıra, bu negatifi gönderdiği kişilerde de negatif tortu yaratır ve zamanla halk arasında dendiği gibi basireti bağlanır. Fakat Her zaman olduğu gibi Enerji daha da kuvvetlenerek ilk çıktığı yere geri döner. Yani Bumerang gibi gelip bu negatif enerjileri gönderinin kafasını keser..

Eğer kıskançlık, nazar gibi etkilere maruz kalan ve bunu farkeden kişi, kendi gücüne değil de kendisine gelen etkilere (nazar, kıskançlık vs.) inanıyorsa bu negatif enerjiyi daha da kuvvetlendirir. Bu yüzden ne düşündüğümüze, nasıl düşündüğümüze ve neyi kuvvetlendirdiğimize dikkat etmemiz gerekiyor.

Bu olumsuz duyguları ruhumuzdan serbest bırakıp göndermemiz için, öncelikle sahip olduğumuz olumsuz duygulara direnç göstermeden kabul etmemiz gerekiyor. Sonrasında ise, Bir bütün olarak düşünürek , Ben niye kıskanıyorum ? O benden daha iyi olabilir. Herkes aynı olmak zorunda değil. Elbet benim de o kişiden kuvvetli yanlarım vardır. Bu yanlarımı ön plana çıkarabilir ve kendi yetenek ve durumuma uygun bir yol çizebilirim. Herkesin tekamülü farklı. Onun oynadığı rolün dekorları bunlar. Benim oynadığım rolün dekorları ise bunlar. Eğer memnun değilsem değiştirme gücüne sahibim. Bu yüzden hedefimi belirleyerek çabalamalıyım. Benden ileride giden daha iyi olan herkes için mutluyum çünkü onlar bana ilham veriyor beni harekete geçiriyor ve kendimi farketmemi , anlamamı sağlıyor. Onların maddi manevi başarıları bana mutluluk veriyor. Gurur duyuyorum ve daha da iyi olmalarını canı yürekten diliyorum. şeklinde analiz edip, cevaplayarak olumsuz duyguyları bedenimizden , ruhumuzdan serbest bırakmak, farkındalığımızı yükseltmek bizim yeni ve pırıl pırıl aydınlık, bereketli bir hayata Merhaba dememizin ilk basamağı olur..


Zaten düz mantık dediğimiz kavramla düşündüğümüz zaman,

O iyi olsa size ne faydası var, kötü olsa ne zararı var ? Herkes kendi kapısının arkasında kendi hayatını yaşıyor. Bunun için ben niye kendimi hasta edeyim hayatımı zindana çevireyim ? Değil mi ? :)


Sevgi kıskançlığı ise GÜVENSİZLİK'den meydana gelir. Kendine güveni olmayan, Kendi gücünün , özelliklerinin farkında olmayan kişiler benden daha iyisini görürse, beni bırakırsa, ya beni daha az severse, ya birgün beni sevmezse, ya onunla daha samimi olursa benim yerime geçerse, vb. endişeleriyle sürekli kıskançlık kıskacında kavrulurlar. Ve korktukları daima başlarına gelir. Bu sonuç asla değişmez :)


Böyle insanlarla karşılaştığınız zaman da "bence" çok fazla paylaşmamak ve mesafeli olmak da fayda var diye düşünüyorum. Onun negatif enerjisinin bizi etkilemesine izin vermesek bile gereksiz bir efor ve zaman kaybı diye düşünüyorum. Ayrıca yaratılan negatif enerjiyi sürekli pozitife çevirmeye çalışarak böyle insanla sohbet etmek bile bir süre sonra eziyete döner. Bunu söylemiyeyim kıskanır, Şunu duymasın hasetler diye diye sohbet edilmez.. Allah Yolunu ve ruhunu aydınlatsın inşallah kendini farketsin herşeyin en güzeline gönlüne göre sahip olsun.. demek en güzeli .. :)


Kendi düşüncelerimi ve enerjimi saflaştırıp pozitife çeviremediğim sürece Yüce Yaradan'ın bana destek olmayacağını aksine sürekli karma yaratacağımın farkındayım.

Ben farklı ve ayrı bir kişiliğim. Kimseyle aynı olamam. Hepimizin hayat yolu farklı ve herkesin yolunun açık olmasını canı gönülden diliyorum.

Biliyorum ki, çıkarsız, beklentisiz Kalben dilediğim tüm iyi niyetlerimin hepsi bana fazlasıyla olarak dönüyor. Şükretmenin bütün Mucize kapılarını açan tek anahtar olduğunun farkındayım.

Kimsenin hakkını hem fikren yani soyut hem de madden yani somut olarak yemiyorum ve sahiplenmiyorum.

Yüce Yaradan Hepimizin yolunu açsın ve aydınlatsın..

Yüce Yaradan Hepimizin farkındalığını arttırsın..

Yüce Yaradan Hepimizin ne kadar muhteşem varlıklar olduğumuzu anlamamıza yardımcı Olsun..

Yüce Yaradan Hepimizin Gönlüne göre versin ve gönüller de hep Sevgi OLsun ,

Sevgi Olan Tüm Yürekler Sevgi çeksin, bereket, çeksin, Şifa çeksin, Mucize Çeksin ve ne diliyorsa onu..

Ve de öyle OLdu çok şükür...

Alev Cedimağar
(ŞİFACI kitabımda da bahsettiğim yazıdan bir özet )



12 Mayıs 2019 Pazar

Biz Sırayla Anne OLduk....

Biz Sırayla Anne OLduk....
Önce Annem bana çok güzel çok ögretici , koruyan bazen vermek istediği mesajı ve amacını anlamadığım için üzüldüğüm, bazen kızdığım fakat daima bana sevgiyle sarılan bir rehber OLdu. Ondan çok şey öğrendim. Halen de O an anlamadığım şu an yaşadıkça "Bunu demek istemiş" dediğim ve onu sevgiyle andığım yollardan yürümeye devam ediyorum.
Sonra ki zamanlarda ise, O benim çocuğum OLdu..
Bir gün banyosunu yaptırıp yemeğini yedirirken, sevgi dolu yoğun duygularla bana bakıp,
"Alev beni bir doğurmadığın kaldı aynı çocuğun gibi bakıyorsun Sağol Kızım Allah ne muradın varsa hep versin" dediğinde,
Ben de sulu gözlerle,
"Sana sonsuza kadar canı gönülden bakarım sen benim minik serçem gözümün Nurusun" demiştim..
Sonra bir gün Minik serçem sonsuzluğa uçtu ve Şimdi ruhlarımız sonsuzlukta buluşmaya devam ediyor. 👐
Annelik doğurmak değil,
Şefkati, koruyuculuğu ve Sevgiyi ruhunda hissedip bunu herkese aynı vicdan ile gösterebilmektir. Annelik Adalettir. BİZ duygusunu bilerek kucaklayandır. Dişil Enerjinin en muhteşem formu, İNSAN halidir..
Fiziken yanımızda olan olmayan, Doğursa da Doğurmasa da Anneliği ruhunda hisseden, yaşatan ve yaşayan tüm kadınların Anneler Günü "her gün" kutlu OLsun 👐💓
Alev Cedimağar

9 Mayıs 2019 Perşembe

Arafta kalanlar

Dünya Bilinciyle, inanç  adı altında çıkarcılık, haksızlık, rant  ve bencillik duygusu taşıyanlar,  İnsanları sömürüp kandıranlar, her türlü zarar verenler kadar aynı duyguları aynı nedenlerle savunanlarda  karanlığın elçisidir.

Ve hepsinin Dünya'dan ayrılma anı sancılı olur. Çünkü O An bilincin açıldığı ve ben ne yaptım böyle? denildiği An'dır. (Bana göre de "hadi geçmiş olsun artık bir daha ki sefere" dediğim zamandır 😉 )

Olumsuz Roller'e sahip kişilerin Dünya'dan ayrılmadan önce bunu farkedip  Işığa doğru değiştirmeleri Dünya'ya  geliş nedenleridir.

Olumsuzu olumluya hizmet ettirmek ise IŞIĞA hizmet edenlerin güç, azim , cesaret. Denge, farkındalık ve otokontrol,  sınavıdır. Bu da bir ruhsal yükseliş ve Bilinç basamağıdır.  Yani varolan herkes aslında birbirine hizmet eder. Işık,  derslerini iyi öğrenip uyguladıkça ve  güçlendikçe karanlığı zayıflatır ve ona Işığı öğretmeye başlar. Ya da karanlık öğrenmemek de diretir bu da kendi seçimidir ;)

Bununla birlikte Arafta kalanlar ya da spotyum'a düşenlerde bu karanlık amaçlı insanlardan oluşur. (Buna klasik tabirle cehennem de diyebiliriz)
Ta ki "Ben ne yaptım ? Bunu geri dönüp düzeltmem lazım. Bu kez hayatım da  IŞIK olmalıyım"  diyene kadar..

Herkes Işığına, Gücüne, Ruhuna sahip çıksın..

İhtiyacımız olan tüm destek BİZE Yüce yaradanın sonsuz IŞIK ve ŞİFA kaynağından akmaktadır. Bu kaynağa da tüm iyi niyet ve Gücümüzle hem kişisel hem de toplumsal amacımıza doğru hareket ederek yani EYLEM'de kalarak ulaşabiliriz.

Düşünceler, hareketler herşey enerjidir. Ve bizde yaydığımız olumlu enerjilerle daima kaynağa bağlı kalırız.

Yüce Yaradanın sevgi dolu yolunda Azimle, inanarak IŞIĞA doğru yürümeye devam ediyoruz 👐

IŞIK daima kazanır. Çünkü IŞIK'dır..

Ve de öyle OLdu çok şükür 👐💕

Alev Cedimağar



8 Mayıs 2019 Çarşamba

💕 EDİRNE 💕 11 Mayıs C.tesi buluşuyoruz 💕

💕 EDİRNE 💕
11 Mayıs Cumartesi günü ERASTA AVM (D&R kitapevi)  Edirne'deyim.. (Saat 15:00)
Üniversite ögrenciliğimin geçtiği şehir ve herkes ile 20 sene sonra tekrar buluşuyoruz👐😘💕


Aman dikkat !

Arkadaşlar,
ŞİFACI kitabımızda, pek çok konunun yanı sıra , konuşmanın, sesin önemi, Niyetin sesli yapılmasının nedeni, konuşma şekli ve enerji kodlamalarını çok detaylı anlatmıştım. Okuyanlar biliyor.
Bir cümlenin sonuna -cek -cak ekleri koyarsanız cümle boşluğa düşer. Belirsiz zamana gider. 
Mesela
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK dediniz.. Evet herşey çok güzel olacak şüphe yok. lakin ne zaman ? 10 yıl sonra mı ? 100 yıl sonra mı ? ne zaman ?
O yüzden birşey söylerken veya dilerken
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLUYOR (yani olmaya başladı ve devam ediyor)
ya da
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLDU (bu direkt kodlamadır ve en sevdiğimdir.)
derseniz ve niyetiniz yönünde de eylemde kalırsanız emin olun tam da dilediğiniz gibi olur 
Bir yazayım da enerjileri dağıtmadan derli toplu bilerek ilerleyelim dedim ))
BİZİ Seviyorum 
Alev Cedimağar

Bu Ülke'de ne işim var ?

Bireysel, idrak, mukayese, sorgulama, farketme, anlama, pozitif yönde Değişim çabası, Cesaret, Denge,  öğrenme ve uygulama (eylem)  yani Bilinç yükselmesi,
Toplumsal yükselişe hizmet eder.

Her birey BEN OLmayı öğrenmiş ve tamamlamış olarak bir araya geldiğinde BİZ'i oluşturur.

BİZ OLan toplum ise artık BİR'e doğru yürümeyi öğrenir.

Bu yüzden Toplumsal yükseliş için önce herkesin BEN olmayı öğrenmesi gerekir.

Her toplumun ya da her ülkenin tekamül yolu farklıdır.

Bu yüzden her ruh Dünya'ya gelirken kendi ruhsal tekamülüne hizmet eden ülkeyi de seçer. Yani pek çok plan ve düzenleme vardır. Bunlardan biri de ülke seçimidir. Her ülkenin titreşim ve tekamül boyutu farklıdır. Dolayısıyla kimse tesadüf ya da yanlışlıkla bir ülke'de doğmaz ya da yaşamaz 😉

Eğer yaşadığımız ülke de "haksızlık, yanlış" dediğimiz olumsuz kavramları görmeye başladıysak ve  Işık ve Sevgi yönünde değiştirme zamanı geldiğini düşünebiliyorsak,  o zaman ruhsal yükselişimiz başlamış ve BEN olmayı da öğreniyoruz demektir.

2016 yılında (9 Değişim yılı) hızlanan bireysel Değişim sürecimiz tüm hızıyla devam ederken artık BİZ olma yolunda Cesur, kararlı ve DENGE'de Toplumsal yükselişimize de hizmet etmeyi hızlandırmamız gerekir.

BEN BENİM diyerek tüm pozitif DEĞİŞİMİ sevgiyle kabul ediyor ve BİZ OLma yolunda IŞIĞA doğru BİRLİKTE yürümeye devam ediyoruz.

Öyle de OLdu çok şükür 👐💕😘

Alev Cedimağar




7 Mayıs 2019 Salı

Herşey üst üste mi geliyor ?

Hayatın normal döngüsü içinde Soruna odaklanıp sürekli "bunlar başımıza ya da başıma niye geldi" diye sızlanıp yaşayanlar başka sorunlar da çekerek bu girdap da ruhen ve bedenen boğulurak yaşam enerjisi düşer ve Ruhsal ve Fiziki rahatsızlıklarda üstüne bonus gelir.
Yaşadıklarının bir nedeni olduğunu anlayıp, öğrenmesi gerekeni öğrenemez. Buna da "Herşey üst üste geliyor" ya da "hep aynı sorunla karşılaşıyorum" deriz 
Oysa ki,
Hem Kendisinin ve Hem de Bütünün en yüksek hayrına daima "Çözüme Odaklı" yaşayanlar ve Cesurca Sorgulayıp cevabı görmeyi seçenler, Çözümü daima bularak, Tekamül basamaklarını öğrenerek, keyifle ve şükürle çıkmaya devam eder.
Yani mutluluk anahtarı "Çözüm Odaklı" düşünebilmektir.
Bu anahtar da DEĞİŞİM saklıdır 
DEĞİŞİMİ ve DEĞİŞMEYİ Sevgiyle kabul ediyor ve En yüksek Farkındalıkla Yüce Yaradanın Işığına doğru yürümeye devam ediyoruz 👐
Ve de öyle OLdu çok şükür 👐
Alev Cedimağar

Korkaklar korkutarak sindirmeye çalışır.

Korkaklar korkutarak sindirmeye çalışır.
Birisi sizi korkutmaya çalışıyorsa ne ile korkuttuğuna bakın çünkü korktuğu her ne ise onunla korkutur. (Herkesi kendi gibi zannettiği için  )
Bunu anlayabilirsek o zaman daha da güçlenerek bu karanlık enerji alanlarına girmeyiz.
IŞIĞIN içinde korku duygusu kalıcı değil "Anlık" olabilir. (Çünkü insanız elbette her türlü duyguya da sahibiz. O yüzden duyguyu yaşamamaya çalışmak DEĞİL, kontrol edebilmek ve dönüştürebilmek önemlidir  )
O yüzden IŞIK daima Dengede, Eylemde ve CESUR'dur 
Alev Cedimağar