3 Aralık 2020 Perşembe

Spiritüel Falcılıklar, Sarkaçlar, Medyumlar ve RUHSAL DÜŞÜŞ TUZAKLARI !

 

SARKAÇLAR ( PANDÜL), FALLAR , SAYILAR, MEDYUMLAR..

Bu dönem gerek kişisel hayatımızda gerekse toplumsal hayatımızda çok enteresan şeyler yaşadığımızı biliyoruz. “Yok canım olamaz” dediğimiz ne varsa hepsi tam olarak da öyle oluyor.

Tabii doğal olarak insanlarda geleceği bir merak ve neler olacak dürtüsü başladı.  Şu an kendi danışanlarımdan ve takipçi arkadaşlarımdan gelen mesajlardan öğrendiğim kadarıyla, insanların bu geleceği öğrenme dürtüsünü kendi menfaatleri doğrultusunda körükleyen insanlar artmış..

Bu da bir öğrenme süreci..  

Herkesin dilinden düşürmediği lakin uygulamaya gelince pek çok kişinin sınıfta kaldığı YÜKSEK BİLİNÇ durumları

Dünya 3. Boyut’dan geçti 4. Boyut’a çıktı şimdi 5. Boyut’un koridorlarında yürürken BİLİNÇSEL HASAT da tüm hızıyla devam ediyor.

Mesela ?

Hani karşımıza biri çıkar hayatı falcılarla medyumlarla geçmiştir.

Onları ,

“ onun dediği  çıktı bunun söylediğini yaşadım. Vallahi de bildi ! “

Sözlerinden tanırız.

Bu sözler bir çoğumuzu rahatsız eder ve “Aman böyle şeylerle işim olmaz benim” der. Bir çoğu da “kimmiş ya ben de gideyim” diyerek o enerjiye dahil olur.

Günümüzde bilinç sıçramasıyla (!) bu örnekler daha bir spiritüel bir şekil aldı :))

Mesela en çok bilineni sarkaç ile soru sorma !. Bu da bir çeşit fal ! Evet ise sağa sola, HAYIR ise öne arkaya doğru git gibi sarkaç neye nasıl cevap verecek  diye önceden yönünü belirleyici sorular sorulur.

Bu arada sarkaç bazen ortada yuvarlak döner. Buna da sarkaçın bilmiyorum cevabıdır !!!  (her şeyi bilenler bunu niye bilmiyor ? ) Sonra da gelsin aşk meşk para ve bilumum konularla ilgili acaba ne olacak soruları !

Peki bunları ben nereden biliyorum ? Çünkü bu sarkaç işini kimsenin pek bilmediği yıllarda , 20’li yaşlarımda bunu da denemiştim  !  Zaten yaşamadığım şey hakkında fikir sahibi olamam ve yazamam.

Sarkaç saf metal ile yapılır denmişti ben de altın bir kolye kullanmıştım.  Kolyenin ucu da altındı ve o ağırlığı da kullanarak  soru soruyordum.  Sorduğum soruların zaten cevabını bilmediğim için her evet ve her hayır cevabına inanıyordum. Sarkaç ortada yuvarlak dönünce “aaa cevabı bu da bilmiyor” diyordum.  Lakin bunu yaparken içsel olarak doğru bir şey yapmadığıma dair  ben de bir sıkıntı oluyordu.  Bir gece yine hatırlamadığım bir konu ile ilgili sarkaçı kullanırken çevremde farklı bir enerji alanı oluştuğunu fark ettim. Ve bu enerji alanı karanlıktı. (Oysa ki sorularım veya niyetim pozitifti) Bu karanlık enerjiler bana yaklaşamıyorlar lakin etrafımda da çember gibi duruyorlardı !  Hemen elimdeki pandülü (sarkaç) bıraktım. Kendimi Işığa aldım. Kendi ruhsal alanımı kuvvetlendirdim ve olayı bir anda anladım !!  Her şerrin hayrı misali yaşadığım bu olayı gerçekten aydınlanmamı ve anlamamı sağladı.

Sonra düşündüm… İyi de ben kime soruyordum ki bu soruları ? Soruları boşluğa  gönderiyorsun peki sonra kim yakalıyor da seni kendine bağlamak için senin istediğin gibi sarkaç’ı oynatıyor ? Sonra  sen mutlu oldukça senin zayıflayan alanına daha fazla giriyor ve bir süre sonra ruhsal olarak negatif durumlar yaşıyorsun.  Kendini teslim ediyorsun !  PEKİ  KİME TESLİM EDİYORSUN ?????

Kendimi sarkaç olayına o kadar kaptırmışım ki, Kendi enerji alanımı tamamen zayıflatmış yani ruhsal ve eterik alanımı tamamen açarak farklı varklıkların bana ulaşmasına izin vermişim. Eğer erken fark etmeseydim muhtemelen beni kontrol etmeye ve obses durumlar  yaşanabilirdi. 

(Bu arada sonra ki tespitlerimden anladım ki cevapların %99'"u yalan !" Ya düşüncelerim -gönlümden geçen-  okunuyor(!)  veya okunamıyorsa zaten cevap doğru çıkmıyor) 

Nitekim daha sonra bunu ileriye götürüp ruhsal sorunlar yaşayanlar bana danışan olarak geldi. Hatta olay sarkaçdan çıkıp bayağa bayağa ses duymaya  tuhaf olaylar yaşama aşamasına geçmişlerdi.

Hadi sarkaç ile Yaradanın kaynağına bağlandın diyelim.  Özgür irade kanunu var.  Yaratıcı kaynak falcılık yapmaz seçimlerine müdahale edip yönlendirmez.  Bize sürekli söylenen şey “iyi düşün, oku, araştır, sorgula ve seçimini yap”  Üstelik bu seçimler sürekli değişir. BU KAİNATTA HİÇBİR VARLIK GELECEĞİ BİLEMEZ !  çünkü gelecek kendi yaptığımız seçimlerle AN BE AN sürekli değişir !

KENDİ GELECEĞİMİZİ KENDİMİZİN YARATTIĞININ FARKINDAMISIN ? Cevap EVET ise sen de yaşlı ve deneyimli bir ruh olarak Dünya’da emin adımlarla yürüyorsun demektir..

Mesela, Bir falcıya gittiniz. Bu iş kısmetli görünüyor git dedi. Sonra bir telefon aldınız daha iyisi çıktı. Şimdi falcı git dedi diye giderseniz. Kendi seçiminizi değil. Falcının ANLIK gördüğü gidişata göre söylediğine uyarsınız. Yani o zaman falcının dediğini yaşarsınız  ve kendi aklınızı kullanamadığınız için gerçekten daha iyi olan bir işi kaybedersiniz.  Bu bir hata değil elbette. Herkes kendi doğrusunu yaşar lakin bu bahsettiğimiz ruhsal yükselişe hizmet ETMEZ.

 Bu konuyu kitabımda farklı bir örnekle anlatmıştım.   Bu falcı işlerinde en çok  ilişkilere dair sorular sorulur. Eşinizden , sevgilinizden ayrılmışsınızdır falcıya gidersiniz, Falcı size başlar “aklı sende kalmış. Sana dönecek. Bekle” sözleri söylemeye. Bu sözlerle gaza gelip bekler ya da yapmayacağınız şeyler yaparak olayı daha fazla kilitlersiniz. Sonra bir bakarsınız olan olmuş atı alan üsküdarı geçmiş… Tabii bunu yaşamak ve analiz etmek de bir tecrübe.. Aslında sizden istenen falcılara falan gitmeniz değil, Bu ilişkiyi akıl ve mantıkla  değerlendirip, akışda kalmayı bilmek, Hakkkınızda en hayırlısını isteyerek yaşamaya devam etmek ve ayrılma sebebiniz her ne ise onu iyice anlayarak yeni ilişkinizde tekrarlamamanız gibi bir sürü dersi öğrenmenizdir..

HER İLİŞKİ BİZE YENİ BİR DERS ÖĞRETİR.

Bu yüzden

HAYATIMIZA GİREN ÇIKAN HERKES  DOĞRU İNSANDIR. Diyoruz..

Yine gelelim Sarkaç olayına..

Bu konu çok tehlikeli çünkü bunu yaptıran kişi zaten bilinç olarak bellidir. Siz lütfen kancaya takılmayın ! Tabii aynı bilinçteyseniz zaten ne uyarı ne yazı hiçbirşey fayda etmez herkes yaşaması gerekeni yaşar..  Olsun ben üstüme düşeni yapıp yazayım da herkes kendinden sorumlu..

İşte bu dönemin en önemli HASAT’ı.. Grup olarak, bilinç olarak ayrışmaların hızlanması..

Fi tarihinde bu sarkaç işini iş haline getirmiş birinin yazısını okumuştum.  Sarkaçı hayatının her alanında kullandığını hatta markete gittiğinde Makarna”ya bile sarkaç tuttuğunu eğer taze değil diye cevap veriyorsa almadığını yazmıştı. Hakikaten çok gülmüştüm.  Tabii bunun yanı sıra da bir çeşit anlama ve eleme için güzel bir örnek olmuştu.  Tamam bu  da işe yaramaz sil gitsin dediklerimden biri olmuştu.

AKILLARI TATİLDE,  BEYİNLERİNİ DE KAFALARINDA SÜS ŞEKLİNDE taşıyanlardan OLMAYALIM.

DÜŞÜNÜN ve HIZLANIN ! 

Çünkü bu yeni dönem yavaşları desteklemiyor..

Adı ismi şöhreti vs. ne olursa olsun birisinin konuşması yaptığı iş ya da yaptırmaya çalıştığı şeyler bana o kişi hakkında fikir verir.  O meşhur söz gibi “Ya altını çizerim yanıma alırım ya da üstünü çizer, komple siler geçer giderim” ve bilirim.. Tabii sadece benim bilmem yeterli olmuyor.  Naçizane misyonum gereği de öğretmeye devam ederim.  

Bu bir yargı, yorum ya da eleştiri değil. Olan bu ve olanı olduğu gibi yazıyorum.  Ben yazmaktan ve yazdıklarımdan sorumluyum. Herkes de kendi bilinciyle  doğru orantılı olarak anladığından ve kararlarından sorumlu.  

Sonuç itibariyle, Spiritüel bilgilere sahip olmak kendine güvenmekten ve devamlı yazdığım gibi YARATICI’dan aldığımız gücü kullanmamızdan geçer.

BEN BENİM diyebilmek için,

Aslında her şeyi kendinizin yarattığını ve yaratabileceğinizi, Geleceğinize yön vermek ve bilmek istiyorsanız AN itibariyle akıllı adımlar atmayı, sorgulamayı, düşünmeyi, hareket geçmeyi öğrenmeniz gerek. Çözüm odaklı yaşamak, Yaşanılan olumsuz ya da bizi mutsuz eden olayları iyi analiz edebilmek, sorgulamak, okumak, anlamak ve sonucunda da “yaradana teslimim” diyerek inanç sınavını vermek gerek.

Doğal taşlar, sayılar (Sayılarla şifa da aynı şey) ,  fallar, sarkaç vs size derman olmayacak. Zaten deniyorsanız ya da denediyseniz de bir süre sonra hakikaten çalışmadığını fark edeceksiniz.  Tüm güç sizde !  Siz öncelikle İSTEMELİ ve sonrasında da İNANIRSANIZ  her şey size şifadır. Kendinize inanıyorsanız aklınızı kullanıyorsanız ve kendiniz için harekete geçiyorsanız geleceğinizi de istediğiniz gibi yaratırsınız.

Hiç kimsenin elinde sihirli çubuk aramayın ya da sizin yerinize işleri halledecek,  bilmediğinizi bilecek hayatınıza yön verecek diye beklemeyin. SİHİRLİ ÇUBUK SİZİN KENDİ ELİNİZDE. O SİHİRLİ ÇUBUK KENDİNİZSİNİZ ! ARTIK FARKEDİN VE KULLANIN !

İşte Yüksek Bilinçli olmak ve dolayısıyla RUHSAL FARKINDALIK dediğimiz yükseliş sürecindeki BEN  bu demektir. !

Gerisi kendinizi kandırmaktan başka bir şey değil..

Lakin illa da kendimi kandırmak istiyorum çünkü böyle mutluyum diyorsanız da yapın.. Bu da sizin doğrunuz ,  Sizin seçiminiz ve Sizin tekamül yolunuz ..

Her zaman ki gibi yine ben tüm sevgimle yazdım ve paylaştım.. Yine TOP SİZDE !  ;)

Kendimizin ve Bütünün en yüksek hayrına IŞIK ve ŞİFA OLsun..

Ve de öyle OLdu çok şükür..

Alev Cedimağar


NOT: Sarkaç kullanırken Dünya'nın manyetik alanlarını kullandığını "zannedenler" için küçük bir not :  Dünyanın manyetik alanları değişti. Bermuda şeytan üçgeni bile yok oldu. Eski enerji çöktü. Foton kuşağı devreye girdi ve herkes kendisiyle çarpıştırılıyor. Ne demek istediğimi anlıyorsanız Tamam. Demek ki bile bile kendi menfaatiniz için insanları kullanıyorsunuz. Lakin yok anlamıyorsanız lütfen çok okuyun çok öğrenin. Çünkü kendinizi uçurumdan attığınız yetmiyormuş gibi insanları da peşinizden sürüklüyor ve büyük veballer alıyorsunuz.. Aman Dikkat ! 




1 Aralık 2020 Salı

Kendimle Sohbet..

 Kendimle sohbet

Düşünüyorum da gerçekten Hayatımı 2 bölüm olarak ayırabilirim.
İlk bölümü herşeye inanan herkese koşulsuz güvenen ve seven sonuçta da kandırılan üzülen yıpranan Ben !
İkinci bölüm ise;
"Alev kendine gel ! Bu Dünya ve insanlar senin zannettiğin ya da olmasını istediğin gibi değil bunu kabul et ! "
Kısmıydı..
Sonrasında tüm öğrendiklerimden yola çıkarak herşeye hemen inanmamayı, kıyaslamayı, izlemeyi, vicdanım ile birlikte aklımı kullanıp mantıklı düşünmeyi, soru sormayı ve araştırmayı öğrenip, herkesin aksine dahi olsa kendime tutunmayı öğrendim.
Tabii onaylamadığım ve insanları sürekli daha geniş ve farklı düşünmeye itip, O eski güvenli alanlarından çıkmaya zorladığım için çok sevildiğimi ya da kabul gördüğümü de söyleyemem. :))
(Her ne kadar sonrasında "aaa doğruymuş, haklıymışsın" sözünü çok duysam da umrumda olmadığı da doğrudur)
Onlar içinde bulundukları sürü'den çıkmayı göze alamadı ben de o sürülerin bir parçası olmayı kabul etmedim.
Yalnızmıydım ? Çoğu zaman evet fakat mutluydum. Sonra kendim gibi düşünen insanlarla tanıştım. Onlar da benim gibi yalnız yolculuk yapmayı seçmişlerdi. karşılaştık. Sonra bir baktım meğerse çokmuşuz! Hızla da çoğaldık çok şükür..
Bu duruşum en acı denilen bazı toplumsal olaylarda da değişmedi.
Mesela,
Geçmişte hatırlarsanız, birisi için ilik nakli aranıp tüm ülke bu insana kan vermeye seferber olmuştu. Çok acaip bir durumdu. Acıklı konuşmalar yapılıp insanların kan vermesi için çalışıyorlardı.
"Kim ki bu uzaylı mı? Uygun ilik nasıl bulunmaz da tüm ülke kan gönderir? Normalde bulunuyor. Bu işte başka işler dönüyor! diyerek okuyup araştırmış kan falan vermemiştim. Çevreme Söylediğim zaman da "gaddar" olarak bile etiketlendiğim olmuştu.
Sonrasında noldu ? "O piyon şahıs (!)" a verilen kanlar amerikaya gitti. (Kendisi de iyileşti "kapağı" ile ortalıktan geri çekildi. Bu arada çok zengin oldu (!) )
Türklerin gen haritası çıkarıldı ve ne tesadüftür ki ! O yıllardan sonra tüp bebek olayı patladı kadınlar hamile kalamadı. Doğurganlık azaldı.
Türklerin gen haritasından duygusal tepkiler, kabulleniş noktaları, korku ve daha pek çok özelliğimiz tespit edildi ve günümüze kadar uzanan stratejiler hazırlandı.
HİÇBİRŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL!
Akıl Mantık ve Kalp !
Üçü birbirini onaylamıýorsa o işte mutlaka bir sıkıntı bir uyarı vardır.
Spirituel Bilgiler hayata uyumumuzu dengeler.
Çünkü Tekamül denilen yaşam yolumuz sadece dünya nimetleri ya da sadece öteki hayata "yatırım yapmak" DEĞİLDİR!
Ruhsal bilgilerini hayata uygulamak, hayatı yaşanır hale getirir. Çünkü neyi neden yaşadığını bilirsin.
Herkes ah vah diye sızlanırken,
sen aklını kullanmayı mantıkta ve çözüme odaklı kalman gerektiğini bilirsin.
Her duyduğuna inanmazsın.
Okumayı araştırmayı yani sorgulamayı bilirsin.
Tabii biri sana inanmış veya inanmamış da umursamazsın. Çünkü kendine güvenirsin ve "Herkes anladığından, herkes kendinden sorumlu" diyebilirsin..
Herkesin farklı bir bilince sahip olduğunu ve ruhsal gelişimlerini yaşadığını bilirsin.
Negatif eleştiri veya yorumlarda, onun anlamak için zamanı olan "Genç bir ruh" olduğunu bilir anlatmak için uğraşmaz, anlayanlarla yola devam etmen gerektiğini ve vakti geldiğinde o kişi veya kişilerinde arkadan geleceğini belki de "Beni" geçeceğini bilirsin ve bu yürüyüşüne mutluluk verir.
Herkesi sevmek ile iletişimde ya da ilişki de olmanın farklı olduğunu bilir, insan olarak sevsende aynı titreşim de olmadığını da bilerek sevgiyle uzaklaşman gerektiğini de bilirsin.
Tekamülümüz 1 milyon parçalık puzzle gibi..
Her gün yeni bir parça bulup öğrenip ruhumuza yerleştiriyoruz.
Öğreniyoruz ve öğretiyoruz..
Dünya değişiyor biz değişiyoruz herşey değişiyor.
Bu değişimin içinde karanlık güçlerde boş durmuyor.
Onlar da bu değişimin içinde yer almak ve insanları kontrol etmek istiyor.
Onların silahı KORKU !
Korku en öldürücü silahdır.
Şu an pompalanan da işte bu !
Bu Korku imparatorluğu Dünya'yı yönetenler, piyonları da diğer yöneticiler.
Yönetilen ise Dünya halkı!
Kişisel seçimlerimiz toplumsal varlığımızı ve korku impaŕatorluğunu ya zayıflatıyor ya da kuvvetlendiriyor..
Işığına aklına gücüne sahip çıkmayanlar için tünelin sonu karanlık..
Herkes seçimini yaşıyor.
Bu hayat olmazsa artık sonrakinde diyelim 😉
Ruhsal Titreşimler zincir olur.
Zincirler de ya ışığı ya da karanlığa ulaşır o kaynağı besler..
Bu sene hasat dönemi ve görünen O ki, aslında en büyük hasatı insanlar kendine yapıyor..
2021 uyanış yılı olarak geliyor. Bu uyanış konuşma ifade etme ile desteklenecek..
Herkesin uyanması dileğimle...
Alev Cedimağar



26 Kasım 2020 Perşembe

BAŞLAYIN ve YAPIN !!!

 Pandemi süreci boyunca aksadığını düşündüğümüz hayatımız aslında daha sağlam bir zemine oturmak için sallanıyor.

Eskilerin en sevdiğim laflarından biridir ;


"Sular bulanmadan durulmaz" 


Bizde özel ilişkilerimiz  dahil tüm hayatımızda  bulanıyor gibi görünsek de aslında duruluyoruz.


Buna spiritüel olarak "Hasat zamanı" deniyor.


Artık bize hizmet etmeyen herşeyin değişimine ve temizliğine de Covit hizmet ediyor.

Bu sene SEVGİ yılıydı ve hep sevgiyle test edildik. Hatta testin kendisini (Covit) bile seversek anlarsak geçebildik.


Dünya dan Covit nedeniyle ayrılmalar azaldı artık normal sirkülasyona  geçiliyor. 

2021'i  belki de en az ölüm gerçekleşen bir yıl olarak geçireceğiz. 

Bu hareketli ve Bol aksiyonlu olmayacağı anlamına gelmiyor 😉


Hasat süreci bilinç hasatı olarak devam edecek. 


Şu an çoğumuz evden çalışmaya devam ediyoruz çoğumuz iş ile ilgili endişeler yaşıyoruz ve maddi kaygılar içindeyiz.


İşte kaygının ve mutsuzluğun başladığı yer Değişim ve Dönüşüm noktasıdır.


Bilinçleri yükseltme yani artık ağlayıp sızlanmadan aklımızı kullanarak düşünme vaktinin geldiğini gösterir.


Yine Hasat..


"Aklını kullanan"  niyeti iyi olan hakkaniyetli, dürüst vicdanlı olan hiçkimse zor durumda kalmaz! 

Bir kere bu evrensel kanuna aykırı. Çünkü herkes yaptığını düşündüğünü yaşar.

Dolayısıyla kendisinin ve Bütünün en yüksek hayrına birşeyler yapmaya çalışan her zaman desteklenir yolu açılır. Tekamülünde korku, zayıflık, özgüven eksikliği, birisine dayanma zaafiyeti olanlar da artık bunları dönüştürüp BEN NE İSTERSEM YAPARIM KİMSEYE EYVALLAHIM YOK BU BENİM HAYATIM VE HAYATIMDAN BEN SORUMLUYUM . GÜNAH KEÇİSİ ARAMA GÜNLERİM  BİTTİ ! "diyerek kendi içsel hasatını da yapmaya başlamalı !


Kendinizi otokontrollü yani kendinizi takip ederek dönüştürün. 

Mesela 

"Ben bunu yapamam"  diye düşündüğünüzü farkedip yakalayın. Sonra "Bu cümle eski Ben'e ait bir cümle artık BİTTİ ! Yeni BEN istediği herşeyi yapar.  Hadi cesur ol ve kalk yap! 

deyin ve yapın.!


Sizi mutlu etmeyen herşeyi bu şekilde disiplinli ve istikrarlı dönüştürün.

Sıkılsanızda yapın çünkü bir gün bir bakacaksınız yeni BEN olmuşsunuz ve dönüştürecek hiç birşey kalmamış.

BAŞLAYIN !

Hayat kendi düzeninde devam ediyor biz de ona paralel devam etmek durumundayız.

Ay çok sıkıldım ben gideyim bu olaylar bitince gelirim deme şansımız yok. Diyenler zaten gitti..

Biz burada kalmayı seçen Güçlü Ruhlarız.


Kendinizden vazgeçmeyin!  


Kendinizin hakkını verin !


YAPIN ! 


Sevgiyle ve ŞİFA ile...


Ve de öyle OLdu çok şükür 🙏


Alev Cedimağar


*** Arkadaşlarınızı yazıya etiketleyerek veya paylaşarak  IŞIK zincirini BİLGİ ile BİRLİKTE büyütelim herkes aydınlansın🙏🧡🙏***



23 Kasım 2020 Pazartesi

Unutkanlıklar, Kemik Ağrıları, Değişen Duygular = RUHSAL TİTREŞİMİMİZ DEĞİŞİYOR !

 Bu Dönem Fiziksel ve Ruhsal Değişimlerimiz..


Tüm Dünya'nın komple Hallaç  pamuğu gibi attırıldığı dönemin sonuna yaklaştık. Tabii bu son farklı bir çıkış ve başlangıç demek.. 


Herşey gibi BİZ de ruhsal ve fiziksel  olarak değişiyoruz.

Ve şu an çoook hızlandık !


Beni sürekli takip edenler 2016 (9 yılı) itibariyle hızlı bir DEĞİŞİME gireceğimizi sürekli yazıp özellikle son 2 senedir çok hızlandığımızı, hayatınızı ertelemeden sizi mutsuz eden ne varsa değiştirmemiz gerektiğini söylüyordum.

Bu Değişime direnenlerinde farklı şekillerde ittirilerek bu değişime eninde sonunda gireceklerini, Bu yüzden şartların zorlamasıyla değil kendi sorgulama ve tespitlerimizle bu değişimi gerçekleştirmelerini istedim.


Şu an geldiğimiz nokta da gerek kişisel özel hayatımız gerek toplumsal genel hayatımız içinde "yok canım olmaz" diyerek ötelediğimiz hasır altı edip görmemezlikten geldiğimiz ne varsa ortaya serildi hatta gözümüzün içine girer durumda..


Tabii bir de aklımızın ucuna gelmeyen durumlar yaşayarak Değişimin içine komple yayıldık. Direnç göstermenin de bir anlamı olmadığını ve hepimizi içine aldığını da görüyoruz yaşıyoruz.


Hatırlarsanız "İfşa imha iftira" ile ilgili bir yazı yazmıştım. Sonra maskelerin de nasıl düşeceğini ? 

İşte Dünyada, ülkemizde çevremizde, kendi özel hayatımızda her  yerde artık görüyoruz.


Hazırlıklı olanlar bu süreçleri tabiri caizse ayaklarını yere sağlam basarak lakin herşeyin de farkında daha yumuşak geçiriyor. Bu kişiler için kriz, hayatlarını yeniden düzenlemek ve yeniden başlamak için bir fırsat oldu.

Bilgi'yi kullandılar ve kendilerini dönüştürerek  yürümeye devam ettiler. 


Aslında herkes kendi bilincinin seçimini yaşadı.


Bu geçişler bizi yeni geçiş kapılarına götürmeye devam ediyor. Şu an en kuvvetli virajı dönüyoruz.


Ruhsal Titreşimimiz hızla değişiyor. Buna ruhsal yükseliş süreci diyoruz hatta şu dönem en tepeye vurmuş durumdayız.


Dolayısıyla Dünya'nın da titreşimi değişiyor. Karşılıklı büyüyoruz.. O yüzden Yeryüzünün de değişimine dualarımızla , toprağı şifalandırarak devam etmemiz önemli. Aramızda elips şeklinde bir döngü var. Bizden toprağa, topraktan bize dönüyor. Dolayısıyla pozitif aktarırsanız karşılığı da pozitif olur. 

"Dünya'yı insanlara bırakmayalım çünkü Dünya yı yok edecekler bunun yerine biz insanları yok edelim bu gezegeni istasyonumuz yapalım biz kullanalım"  diyen negatif varlıkların ekmeğine yağ sürmeyelim 😉 Gerçi yapamazlar çünkü Dünya insanına 'Bilgi" ile destek olan "sevenlerimiz" çoğunlukta 👍


Covit ile ilgili daha önce onu sevin korkmayın korkarsanız size tutunur demiştim. O bilinçli bir virüs ve kendisi de işler nasıl çığrından çıktı şaşkın dolaşıyor ve biz nasıl ona uyumlanmaya çalışıyorsak O da bize uyumlanmaya çalışıyor. Onunla da aynen Grip gibi birlikte yaşamayı öğreneceğiz. 


Covit bize ne kadar çok hizmet etti ? Bir düşünün ? 

Dünya dan ayrılmak isteyenlere hizmet etti, bizi kendimize döndürdü, konuşmayı öğretti , görmek unutmak istemediğimiz ne varsa yüzleştirdi temizletti , Değişim sürecini hızlandırdı, hayata bakış açımızı değiştirdi ve daha pek çok şey.. 

Nasıl sevmeyiz bu virüsü ? Elbette seviyoruz. 


Artık onunla sevgiyle bütünleşip,  hayatımıza odaklanma vakti geldi. Çünkü 2021 yılına hazırlık yapıyoruz.  Yeni yepyeni Başlangıçlar yeni bir Dünya...


En öbemlisi de istemediğimiz herşeye HAYIR deme özgürlüğü ve cesaret sınavlarıyla devam ediyoruz..

2021 böyle geliyor..


Bayağa zorlu bir süreçten geçtik ve geçiyoruz. Sene sonuna kadar belki de Ocak ayı itibariyle de Değişim sürecimiz tam gaz devam edecek. Bunu olumsuz algılamayın. Mücadele etmek başarmak, anlamak ve kendimiz için çaba  göstermek bir ruh için büyük bir kutlamadır. Geçmişe dönün kendinizi bir düşünün başardıklarınızı ? Harikasınız değil mi ? 

Artık daha da harika olma yolundasınız🙏


Gelelim ruhsal etkilere..


Sıkkınlık bıkkınlık duyguları normal sonuçta hayatımızda belirsiz gibi görünen ciddi bir süreç geçirdik. Neyi neden yaşadığımızı anlamaya çalışmak zaten başlıbaşına yorucuydu. O yüzden  bu duyguları  keyifli uğraşılara dönüştürün. 

Uykular rüyalar zıvanadan çıktı biliyorum.

Kimimiz çok uyurken  kimimiz hiç uyuyamıyor. İki farklı uçlarda dolaşıyoruz. Şu an kendinizi serbest bırakın zorlamayın. Yalnız bunun depresif bir ruh hali yaratmasına izin vermesin. Turuncu ya geçiş enerjisini hissedin giyin yaşayın.


 Mümkünse her gün sakin yerlerde en az 30 dk yürüyüş yapın ve AN'da kalarak kuşlara ağaçlara denize gökyüzüne odaklanın. Onlarla konuşun.

Cevap alacaksınız şaşırmayın😉


Bir boşluk duygusu olabilir. Bununla birlikte içsel kendinizi iyi hissediyor ve herşeyin yolunda olduğunu da biliyor ve farklı bir neşe içinde olabilirsiniz. İçinize yönelin. Yüksek benliğinize bağlı kalın (youtube kanalımda anlattım) yüksek benliğiniz sizin rehberiniz yani kendinizsiniz. Bu yüzden ihtiyacınız olan herşey kendinizde var diyoruz. Bu süreci kendinizi keşfedip tanışmakla 😉 geçirin.


Ruh haliniz sürekli değişiyor  olabilir. Birden herşeyden bıkıp agresif hissedebilirsiniz. Sonra belalı derken durgun vs..  Bu da normal. Böyle durumlarda kendinizle başbaşa ve "otokontrolde" kalın. Kendinizle konuşun mevcut halinizin farkında olduğunuzu ve nedenlerini kendinize söyleyin kendinizi dengeleyin.


En önemlisi Bu dönem dünya 'da yaşamayı seçenlerden ve bu geçişleri görebilecek kadar güçlü olan ruhlardan biri olduğunuz için şükredin ve kendinizi kutlayın. 

Çok GÜÇLÜSÜNÜZ ! 


Fiziksel etkiler : 


Başınızda kımıl kımıl bir boşluk hareket ya da tabiri caizse beyninizi jöle gibi hissedebilirsiniz. Sanki düşünemiyor dağılıyor toparlayamıyor gibi. 


Zaman algınızı AN'lık kaybedebilirsiniz.


En önemlisi UNUTKANLIK yaşayabilirsiniz. Lütfen paniklemeyin. Geçmişi resetliyoruz. Artık eskden olanlara kızamadığınızı da farkedeceksiniz. Aklınızda tecrübeler haricinde olumsuz bir duygu kalmayabilir. 


Bunlar hep değişimimizin bir parçası..


Kemik ağrıları yine başlayabilir.


Baş ağrısı gibi olmayan değişik diyebileceğiniz baş ağrıları olabilir.


Her halükarda ve  herşeye rağmen kendinizi iyi hissedecek ve garip lakin mutluyum diyeceksiniz.


Yani olumsuz bir şey varmış gibi olsa da aslında bunun size olumlu hizmet ettiğini biliyor olacaksınız ve bu endişe değil farklı tanımlayamadığınız bir rahatlık ve mutluluk duygusu verecek.


Tekrar hatırlatayım.


RUHSAL TİTREŞİMLERİMİZ DEĞİŞİYOR.


Bunu imzanızı değiştirip daha güzel bir imza ile hayatınızı imzalamak ve devam etmek gibi düşünebilirsiniz.


Yeni BEN, Yeni BENLİĞİNİZ 

Bütünün en yüksek hayrına IŞIK Oldu bile çok şükür 🙏


Tüm sevgimle..


Alev Cedimağar 


#şifacı #tekamül #karma #farkındalık #sevgi #spiritüel  #bilgi #ruhsalfarkındalık #rehber #alevce #ruhsalplan #ol #kişiselgelişim #içselyolculuk #meditasyon  #kitap #güncel #terapi #enerji #çakra  #alevcedimağar #youtube #mindfullness #istanbullife #izmirlife #corona #unutkanlık #ruhsaltitreşim



15 Kasım 2020 Pazar

Turuncu Akışlar ve Cinsellik öğretileri..

 

Arkadaşlar bildiğiniz gibi özellikle Eylül’den beri yoğun geçişler yaşıyoruz. Pek çok “uzman” (!) bunları felaket olarak açıklasa da artık biliyoruz ki yaşadığımız tüm geçişler olumsuzun olumluya hizmeti yani BİZİ yeni bir ruhsal farkındalık yeni bir BEN OLma sürecine hazırlıyor.

 

Tüm bu geçişlerin Evrensel dediğimiz “uyumlanma” enerjileri olduğunu da artık öğrendik ve öğrenmeye de devam ediyoruz.

 

İnsan vücudundaki enerji merkezleriyle uyumlu akışlar bizi “Ruhsal Yükseliş” için hazırlıyor.

 

Bu süreç gözümün önüne hep şu hatıramı getiriyor.

 

Fi tarihinde bir gün arkadaşlarla eğlenmeye Maçka Lunapark’a gitmiştim. Neye binsem diye etrafa bakınırken gözüme “Tef” denilen bir makine çarptı.  Görüntüsü de Tef gibiydi.  Yuvarlak kenarında oturma ve durma yerleri vardı. Tef aleti’ne sanki görünmeyen bir el tarafından,  bir sağdan bir soldan vuruyor ve insanları o vuruş şiddeti ile yerinden fırlatıyordu.   Oturduğu için kendini güvende zanneden insanlar oturdukları yerden fırlayıp ortaya düşüyordu. Bu makinanın bir denge merkezi olması lazım diye Seyretmeye devam ettim. Birkaç tur seyrettikten sonra bazı insanların herkesin aksine Tef’in tam ortasında bacaklarını açarak durduklarını ve vuruşlardan hiç etkilenmediklerini gördüm. Yani çare ortadan kaçmak ya da oturup bir köşeye çekilmek DEĞİLDİ.  Aksine tam ortada her şeyi izleyerek dimdik DENGE’de durma becerisiydi.

 

Bu sene ki akışların şiddeti işte bizi de aynen böyle sağdan soldan vurarak aslında dengemizi bulmamıza yardımcı oluyor. Yeşil ile sevgiyi hisset diyor. Sonra Mavi ile konuş lakin konuşurken her aklına geleni söyleme, ağzından çıkanı kulağın duysun ve  öğrendiğin sevgiyi de yansıtmayı unutma diyor. Sonra yine Yeşil geliyor. Çok konuştun unuttun hadi tekrar sevgiyi hisset ! Sonra ne öğrendin ?  Anladın değil mi ? Hadi o zaman Turuncu ile biraz da beden ve ruh uyumunu zevkini heyecanını keşfet diyor. İşte Tamamen bu şekilde hızlı bir döngüden geçiyoruz. 

 

Ne zaman bitecek ?

 

Enerji akışlarının bitmesi diye bir şey yok. Enerji bitmez. Yok olmaz. Sadece dönüşür ve değişir. Artık  bunu biliyoruz . 

“Ruhsal yükseliş” devam ediyor ve biz de bu dünya da yaşadığımız sürece kendi ruhsal yükselişimiz için hareket halindeyiz.

Öncelikle tüm gayretimiz KENDİMİZ için olmalı. Çünkü kendini fark eden kendini kurtaran herkesi fark eder, anlar, yansıyarak uyandırır ve kurtarır..

IŞIK ZİNCİRİ olmanın tek yolu önce kendi zincirinizi aydınlatmaktan geçer..  

 

Bu uyumlanma sürecinin anlatmak istediklerini anlayanlar ve uygulamak için çaba sarfedenler bir sonraki uyumlanma sürecine kadar kendilerini  çok rahat hissedebilirler.  “Her yaşadığımız kuvvetli süreç bir sonraki sürecin doğal hali” oluyor. Pozitife dönüştürdükçe Ruhsal Titreşimimiz de kuvvetleniyor.

 

Şimdi Turuncu akışlardayız.

 

Aslında içinde Turuncu’ya oranla daha az da olsa yine SARI güzel bir enerji geçişi var. Bunun olması da çok mantıklı (ilahi sistem bir harika ! ) çünkü Sarı mideden yani özgüven merkezinden bizi destekleyerek,  Turuncu’ya  yani Cinsel farkındalığımız (hormonlar), zevk alma duygumuzu, Cinsiyetimizi,(bedenimizi)  sorgulama ne istediğimizi ya da istemediğimizi idrak ve ifade etmek ile ilgili tüm düşüncelerimize ve davranışlarımıza hazırlıyor. Hazırladığı diğer bir basamak ise AŞK.. kendini bulan  Aşk'ı da buluyor. Daha önce yazdığım gibi 2021 ilişkiler açısından çok güzel bir yıl olacak.. TAbii kime göre güzel neye göre güzel bu da göreceli. Mutsuz bir ilişkiden çıkmak da güzel, mutlu bir ilişkiye girmek de güzel.. herkes kendi güzeline niyet etsin ve de herkese AŞK OLsun .. 

 

Size ilk olarak 2018 yılında cinsel tercihlerin değişebileceğini yazmıştım. Artık insanlar RUH BİRLİKTELİĞİNİ öğrenmeye başladı ve kendisi olmasa da bir başkasının adı her ne olursa olsun sevgi ve ruh birlikteliğini anlayabiliyor. Anlamasa da anlaması için her şekilde zorlanıyor. Artık Dünya bunu anlamak için çok hazır.

 

Şu sıralar kesin olan bir şey varsa o da kim herhangi bir şey için ASLA diyorsa sınavları tam da oradan geliyor.

 

2-3 gün önce Turuncuya dönüşen akışlar hepimize güzel sürprizli günler de müjdeliyor. Yani eğlenceli keyifli günlere giriş yaptık. Nasıl olacak bu Covit günlerinde ? dediğinizi duyar gibiyim.  Pek çok kişinin unuttuğu şey, HERKES yada HERŞEY içinde bir de kendimiz varız. Kendi hayatınızı her şey ya da herkes ile genellemeyin. Mesela herkes işsiz olabilir bu herkesin kendi sorunu. Onlar öyle diye ben öyle olacağım demek değil. Aksine Kimse iş bulamayabilir BEN BULURUM dediğinizde kendi hayatınızı kendi iradenizle değiştirirsiniz. Covit ya da başka şeyler fark etmez ! Herkes kişisel iradesini, inancını sergiler.

Ya da daha basit bir örnekle,

Ülke  ya da Dünya bir virajdan geçiyor “ne olacak bu halimiz” şeklinde kendimizi kaptırıp çocuğumuzla oynamıyor, sevdiklerimizden uzaklaşıp agresifleşiyor ve sahip olduğumuz mutluluklar için şükretmeyi unutuyorsak, O zaman yine kişisel ANIMIZI ve kendi tekamülümüzü kaçırmış oluruz. 

D E N G E   !

Kendi hayatımızı, duygularımızı yok saymadan hem her şeye dahil olacağız hem de kendi özel hayatımızı ve alanımızı koruyup yaşamayı öğreneceğiz.

Eskilerin dediği gibi “Acının yeri farklı, Açlığın yeri farklıdır”

İşte tam olarak bunu yapacağız.

 

“Elimden gelen her şeyin en iyisini yaptım. Sızlanmadım, şikayet etmedim. Vardır bir hayrı diyerek umutla, azimle, cesaretle hep çözüme odaklandım. Artık bundan sonrası Yaradana Teslim Akışdayım “

 

Diyenlerdenseniz,

 

Kendinizi kutlama ve “çok şükür” günlerine girdiniz demektir..

 

Şimdi gelelim Fiziksel etkilere..

 

Bu dönem rahatsızlıklar enerjilerinizin rahat akıp akmaması ya da kendinizi her şekilde sorgulamak açısından ürolojik ya da jinekolojik bir takım rahatsızlıklar yaşanabilir. Bunu da işareti yakalayarak  iyileşme süreci olarak görebilirsiniz. Duygularınızla bedeniniz arasında uyumsuzluk hissedebilirsiniz. Mesela sevdiğiniz insanla bedensel uyumsuzluğunuzu fark etmek gibi.

Düşünmek istemediğiniz üstünü örttüğünüz  her şey ile yüzleşme ve öncesinden aldığınız mavi enerjinin etkisiyle duygularınızı “konuşarak” paylaşma vaktiniz gelmiş demektir. “Ben bunu sevmiyorum. Böyle istemiyorum”  ya da “dokunma şeklinden hiç  hoşlanmıyorum” diyerek artık duygularınızı serbest bırakın ! Tabii şimdiye kadar hiç konuşmadıysanız utandıysanız sevdiğiniz istediğiniz şeyleri de söyleyin. Şimdi de “Cinselliğiniz” ile yüzleşme vakti…

 

Ruhsal etkilere gelince..

 

Enerjinin de renginden anlaşılacağı kişisel keşiflerimizde i çok hassas bir süreç bizi bekliyor. Hem keyifli hem eğlenceli hem duygusal olabiliriz. Hem içiniz pır pır ediyor gibi hem de bu büyü bozulmasın endişesini aynı anda hissedip duygusal olarak karışabilirsiniz.

 

BEN KİMİM ? NE İSTİYORUM ? sorusuyla üzülebilir, korkabilir, üstünü kapatmaya çalışabilir ve kendinizden kaçma eğilimi gösterebilirsiniz. Kaçmayın. Aksine cevap verin ve sonra da kendinizi kucaklayın. Artık kendimizle buluşma vakti.. Geç kalmayın..  

 

Lütfen olumlu kodlama yapın :

 

“Bu içimde ki heyecanın bu tarif edemediğim güzel duyguların, sağlıcakla, keyifle, aşkla, bereket ve huzurla hep devam etmesini diliyorum”

 

Bu kez keyifli güzel şeyler oluyor heyecanıyla , Bu Turuncu günlerinde gece 3 – 4 gibi  uyanmalara tekrar başlayabilir, az uykuyla dinamik, dinç hissedebiliriz.

Kulak çınlamaları artık bizden biri oldu ve farkındaysanız eskisi kadar rahatsız etmiyor sadece arada bir hızlandığı içi farkına varıp rahatsız oluyoruz. Bu  dönem kulak çınlamalarında artış olabilir siz yine de hiç duymayın boşverin . Tabii çok rahatsız ediyorsa mutlaka bir KBB doktoruna giderek tetkiklerinizi de yaptırın içiniz rahat etsin.

 

Bu arada önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum.

 

Sarı ve Turuncu dahil tüm renkler kurtarıcı DEĞİL, Bizim Ruhsal Tekamül sürecimiz ve Bilincimizle paralel yaptığımız seçimler için “Destektir" sadece üzerimizde ki Enerji geçişlerini rahatlatır. Rahatlaması için de bizim rahatlamamız gerekir. Yani kelebek etkisi gibi düşünebilirsiniz. Siz halen anlamadıysanız halen öğrendiğinizi uygulayamıyorsanız , Dünyanın tüm renkleri üzerinizi kaplasa bir faydası olmaz.

 

Aynı şekilde Taşlar, Bitkiler, ilaçlar, ritüeller vs de öyle..

 

Kimsenin elinde sihirli çubuk aramayın.

Herkes kendi sihirli çubuğunu keşfedip kullanmalı !  Çünkü Kimse kimseyi kurtaramaz. Herkes kendini kurtarmayı öğrenmeli. Nitekim “Göksel Bilgiler” de bu yüzden sürekli akıyor.

Oku, öğren, sorgula, uygula ve yürümeye devam et.. .

 

Kendinize güvenin. Kendinize güvendikçe  İçinizdeki Işık size ihtiyacınız OLana yönlendirecektir.

 

2020’yi “her şeye rağmen” keyifli kutlamalı neşeli bitireceğiz herkes kendi kutlamasını yapacak ve herkes bir araya gelince de BÜTÜNSEL kutlamalar hızlanacak..

 

2021 de sesini bu şekilde duyuruyor ..

 

O zaman “Bütünün en yüksek hayrına”  ŞİFA OLdu bile çok şükür..

 

 Alev Cedimağar

 


11 Kasım 2020 Çarşamba

11:11 ve 12:12 günleri

 

Tarih her 11:11 veya 12:12 olduğunda bir boyutsal geçiş lafları ortada dönüyor. En acaibi de bu günlere özel dualar meditasyonlar falan :))
(İçinizden gelen her AN şevkle dua edin duanın zamanımı olur?)

Aklıma Göbekli Tepe'ye gittiğimde  orada bir ağaç yanında ki mezar etrafında meditasyon yapanlar  ve ağaca dileklerini yazanlar geldi :))  burada noluyor diyerek araştırmıştım. Meğerse mezar o arazinin sahibi ve ağaç da öylesine ona dikilmiş normal birşeymiş 😄 Merhum'un ruhu da noluyor burada diye bayağa eğleniyordur :)) Bu arada oradaki görevliler bayağa eğleniyordu :))

Yani durum kısaca bu şekil😉

Bazı bilgileri yeni öğrenenler sürekli bunu yeniymiş gibi yazıyor ya da dikkat çekmek için uyduruyor .

Zaten 2015 'de 11:11 Aslan kapısı olmak üzere bu boyut kapılarından geçtik.  O yüzden özellikle 2012 sonrası (2015 hızlanma)  bu kadar ilginç  geçişler yaşıyoruz.
(Tüm detayları alevcedim.blogspot.com blog sayfamdan  okuyabilirsiniz)

Yani bunları sürekli yeniymiş gibi tekrarlamak aynı seneye  bir kez girmiş olmamıza rağmen her bu sayılar geçtiğinde hadi bakalım yine giriyoruz demek gibi birşey.

Girdik BİTTİ.  Yola farklı geçişlerle  devam ediyoruz.

(İlla da bir şeye girelim diyorsanız Dünya da  11:11 indirim günleri alışveriş çılgınlığı var😎 Bence ona da kendinizi kaptırmayın🤩)

Geçen ay ki Dolunay'da da birisi çıkıp "karanlık olacak, elektirikler kesilecek, gıda stokları yapın vs" diye ortaya atmış herkes de üstüne atlamıştı 😎 Bu laflar 2012 de 21 Aralıkta Maya kehanetlerini anlamayan ve bilgisizce  korku dolu  yorumlar  yapanlara aitti. Nitekim bildiğiniz gibi o zaman da öyle birşey olmamıştı zaten Bizler olmayacağını da biliyorduk 😉
Lütfen okuyun araştırın .. Sonra gereksiz yere kendinizi korkutup hırpalıyorsunuz 😘

Kasıtlı veya cahilce  Biri ne duysa yazıyor ortalığa korku pompalıyor herkes de bu korku ağına düşüyor sonra ruhsal titreşimini zayıflattığı için gelsin karabasanlar bunalımlar durumuna düşüyor.!!

Bir de niyeyse özellikle bu dönem "felaket şeyler yazayım dikkat çekeyim meşhur olayım"  akımı başladı!
Onlar kendinden sorumlu kendi teamülleri ve onların oynadığı bu rol kendi sınavları
Lakin
İnanıp inanmamak ve kendi Işığınıza tutunmak da sizin büyük sınavınız !

Velhasıl,
Her duyduğunuza inanmayın.

BİLGİ IŞIK'dır.. Bilginiz olursa bilirsiniz ve gülümseyerek ışıl ışıl yürümeye devam edersiniz 🙏
Yaydığınız titreşimle de Işığı kuvvetlendirirsiniz tüm yeryüzü ve insanlık Işıldar🙏.

Daima hatırlayın lütfen..

"Seçimler Kaderinizdir"

Ve de öyle OLdu çok şükür 🙏

Alev Cedimağar




9 Kasım 2020 Pazartesi

DEPREMLER, UZAYLILAR VE YER TUTUCULAR .. Neler Oluyor ?

 

DEPREMLER , UZAYLILAR VE YER TUTUCULAR..

 

İzmir  Depreminin arkasından çok farklı yorumlar yapılmaya başlandı ve ben bu yorumları mutlulukla okuyorum.  Çünkü “Depremin arkasında uzaylılar mı var ? “ yorumu bile bilinç olarak ne kadar yükseldiğimizi gösteriyor. Bu çok önemli.   Daha önce ki depremlerde ya da afetlerde kimsenin aklına uzaylılar diye bir şey gelmezdi. Şimdi seçenekler içinde bu da geliyor !  Harika !

Bununla birlikte her şeyin doğrusunu öğrenmek de  çok önemli. Yani uzaylıları biliyoruz lakin evrensel kanunları ya da Galaktik federasyon kararlarını bilmiyorsak o zaman yine doğru olmayan bilgilere yönlendiriliriz.

Önce Evrensel Kanunlar ve tabiri caizse bu kanunları koruyan Galaktik Federasyon’dan en basit haliyle kısaca bahsedeyim.

Evrensel Kanunlar tüm kainatın birbirine hizmet ettiği ayrıca kendi boyutsal yaşamlarına da müdahale edilmemesi gerektiğini anlatan kanunlardır. Dünya değimiyle buna “Özgür iradeye müdahale olmaz herkes kendi seç iminden sorumludur. Ve herkesin seçimi kaderi olur” dediğimiz kısımdır. Tüm alemlerin varlıkları kendi gelişimlerinden kendi kararlarından sorumludur lakin bu gelişim süreçlerini yine kendilerinden daha üst boyutta olan varlıkların öğretilerinden ve bilgilerinden yola çıkarak yaparlar. Ya da yapmazlar.. Her üst bilinç bir alt bilinci bilgi ile eğitir. Çünkü en basit örnekle “Kelebek etkisi” ile her yaşam birbirini etkiler. Bir üst bilinç yükselirken altta ki bilincinde yükselmesi gerekir ki bağlı olunan zincir sistem hızlansın ve tüm kainat  yükselişini BİRLİKTE yapabilsin.

Galaktik Federasyon ise Farklı boyutlarda ki varlıkların en üst bilinçlerinden bir temsilci,  diğer boyut  varlıklardan aynı şekilde başka  temsilciler ile bir araya gelerek  bir komite oluştururlar. (Galaktik Federasyon 12  farklı boyut varlıkları tarafından kurulmuş ve yürütülmektedir. (Arkturuslular, Hathor, Pleaides, Dragon, Sirius , Orion,  Antares (Akrep takım yıldızı) , M103 Kraliçe takım yıldızı, Procyon (köpek yıldızı) , Capella, Vega , Betelgeusa (alfa Orion) . Bu yıldız sistemleri bir ülkenin şehirleri gibi düşünürsek kendi alt sistemlerini de kapsar)   

Federasyon Uzay denilen sonsuz boşlukta yaşam süren farklı gezegen ve varlıkların gelişimini, ilişkilerini kısaca sistemi takip ederek kararlar alan yönetici bir gruptur.  

Bu  konsey içinde birisi “Dünya’yı yok edelim kurtulalım şu insanlardan orayı da kendi istasyonumuz olarak kullanalım” der , diğeri ise  “Hayır komple yükselişimiz için Dünya insanları önemli. Onları eğitmeliyiz bilgi aktarmalıyız ve üst boyutlara taşımalıyız çünkü onlar da bizim bir parçamız” der..

Böylece bir takım kararlar alınır..

Tabii aynen dünya da olduğu gibi barış ya da destek kararlarına uymayanlar da çıkar o zaman kendi aralarında bu kararlara uymayanlara müdahale ederler. Yani isteyen istediği gibi hareket edemez.

Bu kararlar içinde bir gezegenin gelişimine “Müdahale YOKTUR”  . Nitekim onlar da bizim gibi yaşayarak öğrenmiş. Çünkü eskiden çok müdahale edilmiş çok bilgi aktarılmış ve bakmışlar ki insanlar bilinç olarak buna hazır değil zıvanadan çıkmış durumda. Hepsini yok edip yeni bir düzen yaratmaya geçmişler . (Hiçbir iz bırakmadan yok olan medeniyetleri ve başta Atlantis uygarlığı olmak üzere dini kitaplarda geçen kavimleri  okuyup araştırabilirsiniz) Çünkü her gezegen ya da boyutsal yaşamlar kendi çıkışlarını kendi bilinçleriyle yapmalıdır. Nitekim biz  Dünya olarak bu bilinç çıkışını ilk 2012 yılında yaptık. İkinci sıçramamız da artık çok rahat 2020 yılında oldu diyebilirim.

Bu konular çok detaylı olduğu için şimdilik konuyu anlamamız için ihtiyacımız olduğu kadarını bilmemiz yeterli. Daha fazlası için internet üzerinden araştırma yapmanızı tavsiye ederim.

Tüm bunlardan yola çıkarak :

Deprem gibi doğal afetler yaratmazlar.   Negatif anlamda böyle bir girişimde bulunulmasına da izin verilmez . (Dünya da olduğu gibi Farklı yaşam formları içinde de negatif ve pozitif varlıklarda var) Her zaman söylediğim gibi her anlamda “sahipsiz değiliz”.

Dünya’dan görülen UFO’ların geliş amacı “Gözlem” yapmaktır.  Çünkü Dünyan’nın gelişimi , insanların bilinç yükselişiyle paralel sürekli ölçülüyor.  Bir gün bu ölçümler onların istediği düzeye geldiğinde onlarla tanışma vaktimiz de gelmiş olacak. Nitekim tanışmalar çoktan başladı…

ÖZELLİKLE DOĞAL AFETLERDEN ÖNCE ÇOK FAZLA UFO GÖRÜNMESİNİN SEBEBİ BUDUR.

Bir diğer kısım UFO ziyaretçilerimize de  “Deneyciler” diyebiliriz. Bunlar karanlık kutba giren varlıklar dediklerimizden.. (ya da bizim tabirimizle öyle kendileri aslında yaradılışlarının özelliklerini yapıyorlar aynen bizim gibi)  Bunlar da “Hayran oldukları insanlarla” genetik çalışmalar yaparak kendi ırklarını geliştirmek ve çoğaltmak isteyenler.   Nitekim 51. Bölge’de başka yaşam formlarıyla yapılan çalışmalar bunlardır.  Tabii gözden kaçırılmaması gereken önemli bir detay ise “Yine insanların buna izin verdikleridir” yani özgür irade kuralını çiğnememek için pek çok vaatlerle ve kandırmacalarla insanlardan bu onay kendi ağızlarından alınır. Bu kandırmalar insanlarda “keşfettikleri” yüksek ego’dan başlar. Kimi nasıl kandıracaklarını iyi bilirler. Kandırdıkları kişiye bir çengel atarak onunla diğer insanları kendilerine çekmek amacı güderler. Bunları yazılarımda çok anlatırım. O yüzden bu konuya hiç girmeyeceğim.

Kısaca “uzaylılar” Deprem ya da diğer afetler de yardımcı olmazlar. Yani Deprem olmasın biz toprağı tutalım insanlar üzülmesin “demezler” olumlu da görünse bu da Dünya tekamülüne bir müdahaledir.  Ya da Deprem yaratmazlar ! Bu da olumsuz müdahaledir buna da izin verilmez. 

Zaten onlara bu kadar çok anlamda yüklemeyin.  Onlarda bizim gibi birer yaşam formu sadece daha zeki ve farklı boyuttalar. Biz de sürekli bilinçsel ve boyutsal çıkış yapıyoruz. Yani onlardan farkımız olmadığı gibi fazlamız var. O yüzden bize hayranlar ! Bir gün kendimizi keşfetmemizi ve Yüce Yaradan’dan aldığımız tüm özellik ve güzellikleri tam anlamıyla fark etmiş ve kullanıyor olmamızı diliyorum.

Bize yaptıkları en büyük yardım  (aynen kendilerine daha önce yapıldığı gibi) sürekli BİLGİ akışında bulunmalarıdır. Biz bunlara Spiritüel bilgiler diyoruz.  BİLGİ’yi alın ve UYGULAYIN bu bilgiler sizin  ruhsal çıkışınıza hizmet edecek derler. BİLGİ’yi okuyan anlayan ve uygulamaya başlayan kişinin ruhsal titreşimi kuvvetlenir. Milyonlarca, Milyarlarca insan aynı olduğunda ise Dünya’nın titreşimi değişir ve boyutsal çıkış başlar. Tabii titreşimlerin değişmesi yani POZİTİF bilinç yükselmesinden tüm yeryüzü ve toprak da etkilenir ve kendi değişimine girer.. Şu an korktuğumuz pek çok değişim aslında bizimle birlikte değişen Dünya’nın tepkileridir. Bu olumlu bir değişim. Bizim gibi de Dünya’da yerine oturmaya ve dönüşmeye başlıyor. O yüzden her ne oluyorsa ŞİFA OLsun demeniz önemli çünkü var olanı korkuyla itmek yerine sevgiyle şifalandırdığınızda var olanın yumuşak bir geçiş yapmasına yardımcı olursunuz.

Dolayısıyla,

HER ŞEY BİZİM SEÇİMİMİZE BIRAKILMIŞTIR.

Bu Deprem ya da farklı felaket anlarında ise   bize yine KENDİMİZ yani İNSANLAR yardım ediyor.

O yüzden Düşünce, konuşma ve  davranışlarınıza dikkat edin. Her negatif söz hem sizi negatif etkiler hem de Dünya’yı ! diyoruz..

En az bilinen konu ise, Aramızda “YER TUTUCU” olarak yaşayan insanların var olduğudur.

 Bu “Yer Tutucu” olarak tabir edilen insanlar açık veya kapalı bilinç yani kendisinin farkında  olabilir de olmayabilir de.  Ruhsal olarak kendi tekamülünü tamamlarken dünya insanları arasına da bir çeşit “görevli” olarak gelmiştir. (aramızda çok farklı görevliler var)  Açık bilinçliler bilerek hatırlayarak  bu tarz olayların gerçekleştiği yerlere giderek orada ki enerjiyi dengeler ve insanlara yardımcı olur. (buna bir çeşit bilinçli astral seyahat diyebiliriz ) Bir takım insanlarda bunu bilinçli yani hatırlayarak yapmaz . Belki bu bölgelerde olduklarını  rüya zannederek görürler (bilinçsiz astral seyahat) Uyandıklarında sanki bütün gece iş yapmış gibi çok yorgun hissederler.  Bir süre Dünya’ya adapte olamazlar ve bunun nedenini de anlayamazlar. Bu kişileri iki ayrı uçlarda tanımlayabiliriz. Ya yer değiştirmeden yıllarca aynı yerde otururlar ve oraya çapalanarak Dünya’nın o bölgesini kontrol edip korurlar ya da sürekli farklı yerlerde oturup sürekli bir taşınma halinde olurlar ve hangi bölgenin neye ihtiyacı varsa oraya içgüdüsel giderler.  (tabii diğer pek çok farklı özellikleriyle bunların birbirini tamamlanması gerekiyor. Her yer değiştirmeyen ya da hep yer değiştiren kişiler yer tutucu demek olmuyor. Bu kişilerin ruhsal bilincinin yüksekliği de çok önemli) Gittiklerinde orada ki enerjiyi dengeleyerek eğer görevleri içindeyse ayrılması gereken  ruhlara rehberlik yaparlar.

Yani herhangi bir olay için “ çok büyüktü çok korkunçtu”  cümlesini kurmadan önce tekrar düşünmenizi tavsiye ederim.  Eskilerin tabiriyle “Beterin beteri” vardı ve kurtulmuş olduk !  Gerçek bilgiye ve “İnanca” sahipseniz bunu daha iyi anlayabilirsiniz .  Ayrıca Dünya’dan ayrılan ruhların kendi seçimleriyle  bu olay içinde yer aldıklarını bilmek belki bir nebze de olsa acımızı hafifletebilir.. 

Bu yüzden her şey için çok ŞÜKÜR demek ve negatif cümleler yerine pozitife odaklanmak önemli. 

Dünya üzerinde  Binlerce  YER TUTUCU yaşar ve bunlar ruhsal olarak birbirini tanır ve yine ruhsal olarak bir araya gelirler.

Bu insanlara DENGELEYİCİLER de diyebiliriz.

Tabii bu ruhsal desteğin yanı sıra en büyük gerçekte şu ki,  BİZ İNSANLAR BİRBİRİMİZE YARDIM EDİYORUZ. Yani çok da mistik şeyler aramaya gerek yok. Bir olay olduğunda hepimiz canı gönülden İNSAN olarak bir araya geliyoruz ! işte en büyük yardım yine bizden bize oluyor..

Velhasıl,

Kurtarıcıları artık göklerde aramayın, Kurtarıcı bizzat kendinizsiniz .

Bir TV programında moderatöre “Eskiden bu bilince sahip olan kişilere peygamber deniyordu. Şimdi ki zamanda ise hepimiz onların sahip olduğu bilgiye ve yeteneğe sahip çok yüksek bilinçteyiz. Yani artık hepimiz birer peygamber olduk” demiştim . O da kendi bilincine göre bu cümleyi farklı yerlere çekmeye çalışmıştı J))

Şimdi eminim ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır..

Tesla’nın dediği gibi her şeyi Enerji, Frekans ve Titreşim olarak düşünün ve Ruhsal enerjinize sahip çıkın diyorum ..

Kendimizin ve Bütünün en yüksek hayrına tüm Sevgimle IŞIK OLdu.

 

Alev Cedimağar




 

5 Kasım 2020 Perşembe

SEVGİ DEDİĞİMİZ ŞEYİN ÇOĞU BALIK SEVGİSİ...

 

SEVGİ DEDİĞİMİZ ŞEYİN ÇOĞU BALIK SEVGİSİ...

Bunu hepimiz yaşıyoruz .
İyiysen, işine yarıyorsan çok seviliyorsun.
Bir kez olumsuz bir şey yap Mesela " çok işim var, çok yorgunum, yapamıycam" de ya da senin için zararı olmayan lakin onun menfaatine uymayan bir şey yap ! Balık hafıza devreye giriyor ve Herşey bir anda unutuluyor. Bir anda en kötü sen oluyorsun. Kötü olsan iyi birde ona buna başlıyor dedikoduya bir anda tüm paylaşılan güzel anılar veya özel konular ortaya çıkmış !
(Hiç de umrumuzda olmuyor bir tecrübe daha kazandım diyerek biz de üstünü çiziyoruz. Yola daha sağlam daha bilinçli devam ediyoruz.  Herkes kendinden sorumlu😉)
İşte bu da pek çok etik ahlaki davranışın yani sıra O kişiyi ruhsal düşüşe geçiriyor çünkü hoşgörü vicdan empati, Vefa ve gerçek sevgi sınıfta kalıyor..
Ona çok iyilik yapmışsın
'iyi ki varsın" , "senin sayende" ile başlayan tüm cümlelere vesile iyilikler unutuluyor..
Buna da
Balık Sevgisi
deniyor..
Kendisi için sevenler ve çabuk unutanlar..
Öğreten Tekamül yolu..
O zaman çevremizdeki balıkları yakalayıp yeme zamanı diyelim 😎😂
Alev Cedimağar





31 Ekim 2020 Cumartesi

Hoşgeldin KASIM ..

 Hoşgeldin KASIM .🙏💚🙏


Birlik, Beraberlik, konuşma, kendimizi ifade etme yani bir çeşit özgürlükler yılına son 2 ay kala 2020 senesi bizi hızlı bir antremana itti..

Bu antrenmanın içinde "Neler oluyor ?" İle başlayan soruların cevabını bulmamız isteniyor.

Yapıyor muyuz? 


Lütfen yapalım..  çünkü sormaya başladıkça aldığımız cevaplarla daha çok sormaya ve sorgulamaya başlayacağız.

Bizden de istenen bu ! 

Düşün, oku, öğren, mukayese et ve aynı çizgide devam et..

Seninki de dahil olmak üzere  tüm hayatın cevapları  bu soruların içinde saklı.. 

Bul onları !


Karanlık bir süreçten GEÇMİYORUZ. 

Karanlık bir sürece de GİRMİYORUZ.

Bu lafları boşverin.

Gerçekten spiritüel bilgisi olanlar bu sürecin yükselişin bir devamı olduğunu ve tabiri caizse yükselişte ayağımıza çarpan ya da bize yapışan dikenlerin  temizlenme süreci olduğunu biliyor.

Bu yüzden "gerçekten bilenler" aslında bu dönemi kutluyor ve hayatını temizleyip düzenlemek için bir fırsat olarak kullanıyor.


Bu sene bittikten sonra hepimizin ortak anısı covit olmakla birlikte en büyük hatıralar ise başardıklarımız olacak. En çok duyulan cümleler de "O kadar olayın içinde şunları hallettim, başta üzüldüm lakin sonra iyi geldi baktım iyi ki olmuş" olacak..


Kendinize ve Hayatınıza odaklanın ! Bu dönem Dünya da yaşamayı seçmiş olmanızın bie nedeni var. Kendinize verdiğiniz bu armağanın farkına varın !


O zaman KASIM ile birlikte bu

Değişim ve Dönüşüm süreci hepimizin en yüksek hayrına OLdu bile 🙏


Tüm iyi niyetimizle Mucizeleri,  Bereketi, Sağlık, huzur ve mutlulukları AŞK ile kucaklıyoruz🙏


O zaman,

Hoşgeldin KASIM 💚

Ve, 

Öyle de OLdu çok şükür🙏 


Alev Cedimağar


#kasım #sonbahar  #serin #şifa #sağlık #yenidünya #değişim #dönüşüm #yenidüzen #yeniay #dolunay #yenidönem #ruhsalenerji #yeşil #ifade #konuş #denge #ruhsalyükseliş  #ruhsalfarkındalık #pozitifdüşün 




Keramet Dolunay da DEĞİL !

 Bugün Dolunay ile birlikte yeni bir gün ve yeni Başlangıçlara yine tam gaz devam ediyoruz. Aslında keramet Dolunay da değil artık bunu da biliyoruz 😉


Arkadaşlar kötü ya da olumsuz gibi görünen herşey gerek kişinin gerekse toplumsal olarak ruhsal tekamül planındadır. Tabii Dünya da kapalı bilinçle algılayıp hazmetmemiz çok kolay olmuyor. Üzülüyoruz. Zaten üzülmeyen biri de insan olamaz. ! 


Neyin neden olduğunu bildiğimizde yine üzülsek de neden yaşadığımızı anlayabiliyoruz. O zaman da kabule geçerek yaşanan durumdan kaynaklı yeni sonuç ve Başlangıçlara odaklanabiliyoruz.


Bu üzüldüğüm olay bana ne öğretti ? Bundan sonrasında nasıl bir önlem almalı? veya duruşumu sınırlarımı belirlemeliyim? gibi bir sürü yeni deneyim öğreniyoruz.

Olumsuza teslim olursanız bu karanlığa balıklama atlamak olur. Aklını bilgisini mantığını hislerini kullananlar olumsuzun olumluya hizmet ettiğini bilir veya ettirir.!


Nitekim inancı olanlarda kimsenin kaza hata yanlışlıkla ölmediğini bilir. Evet bunu anlamak acı içindeyken zor olabilir. Lakin bilmek kabulü kolaylaştırır. Bu da bir çeşit yaradana teslimiyet sınavı. 


Bu geçişleri sağlam durup sağlam yapmamız çok önemli. 


Dünya dan bambaşka deneyimlerle ayrılmayı seçen tüm ruhların da yolu Işıl olsun ve Işıklarda yaşasınlar🙏


Enerjiler yeşil yani kalbe daha kuvvetli akmaya devam ediyor. Şu an çok anlayamasak da toplumsal olarak BİRLİK duygusunu destekliyor. Bunu 2021 de daha çok anlayacağız.. 


Tüm bu olayları ben pinpon maçına benzetiyorum. Elimde raket (Gücüm,inancım,azmim, cesaretim....) gelen topları (kişisel ve toplumsal olaylar)  kaçırmadan vuruyorum sonrasında kendimi çok tebrik ederek büyük bir mola alacağımı ve tüm bu mücadelenin keyfini çıkaracağımı biliyorum. 

Bu hepimiz için aynı !


Lütfen Raketlerinizi sağlam tutun.. 


Bugün itibariyle herkes daha  yüksek bir enerji hissediyor olabilir. Tabiri caizse tortu attınız yani dönüştünüz yeni halinize AN'a odaklanın ileriye bakın çünkü gelecek çok güzel geliyor..


O zaman tekrar hatırlayalım:


Yüce Yaradanın IŞIK kaynağından gelen tüm pozitif Değişimi kendimin ve Bütünün en yüksek Hayrına sevgiyle kabul ediyorum🙏


Ve öyle de OLdu çok şükür 🙏


Alev Cedimağar