13 Şubat 2015 Cuma

BOĞAZ AĞRISI'nın bize anlatmak istediği nedir ?

 Kış Mevsimi ile çok bağdaştırılan ve artık normal gibi görünen Boğaz ağrıları , Boğaz ile ilgili sorunları bir de spiritüel yani enerji olarak inceleyelim. 

Bildiğiniz gibi Ruhsal yaşanan tüm sorunlar fiziksel olarak yansır ve bize bir mesaj verir. Mesela sürekli kulak ağrısı yaşayan çocukların aile içindeki kavga ve çatışmalardan yorulduğunu artık anne baba tartışması duymak istemediğini , ortamdan kaçmak istediğinin en güzel mesajıdır. Ya da günlük hayatın içinde hoşunuza gitmeyen şeyler duyduğunuzda kulak çevrenizde biriken negatif enerjinin etkisidir.  Yani Bedenimiz bizimle daima konuşur. Eğer onu anlamazsak bir süre sonra "Peki madem gitmek istiyorsan ben de kendimi geriye sararım ve bu dünyadan gideriz " diyerek olmadık hastalıklara evsahipliği yapar ve sizin ruhsal çöküşünüzü destekleyerek bize hadi gidelim ben hazırım mesajı verir . Tabii çözülmeyen her düğüm yani her sorun 3.Boyuta geri dönüşün (Yani Dünya'ya) değişmez anahtarlarıdır. 

Burada önemli olan sizin tercihiniz. Gitmek mi istiyorsunuz yoksa kalmak ve Hayatın tüm gerçeklerini öğrenerek Bilginin ışığında Anlayarak
yaşamak mı ? 


BOĞAZ, “istediğimiz şeyi söyleyebilme” ve “kendimizi ifade etme” yeteneğini temsil ediyor. Boğazla ilgili sorunlar, bunları yapmaktan korkmak, hakkımızı aramaktan çekinmek, “ben buyum” demek cesaretini gösterememekten ve kendimizi ifade edememekten  kaynaklanıyor.


Kızgınlık, boğaz ağrılarının en büyük sebebidir. Eğer soğuk algınlığı da varsa zihinsel karışıklık yaşıyoruz demektir. LARENJİT, konuşamayacak kadar öfkeli olmak anlamına gelir ve artık sakin ol kendine gel dengelen mesajı vermektedir.


Boğaz ayrıca bedendeki yaratıcı akışı da temsil eder. Yaratıcılığımızı ifade ettiğimiz bu bölgede, yaratıcılığımız engellendiğinde, boğazla ilgili sorunlarımız olur. Hepimiz tüm hayatlarını başkaları için yaşayan bir çok insan tanıyoruz. Kendi istediklerini hiç yapamayan, sürekli anne-baba-eş-sevgili-patronların istekleri ve beklentileri doğrultusunda yaşayan pek çok insan var. BADEMCİK ve TİROİD sorunları, kendi isteklerinizi gerçekleştirememekten kaynaklanan, engellenmiş yaratıcılığın sonucu oluşur. 


Boğazdaki enerji merkezi, yani beşinci çakra, bedende değişimin olduğu yerdir. Değişime karşı koyduğumuzda, değişimin tam ortasında ya da değişmeye çalıştığımızda, genellikle boğazımızda etkinlik artar. Öksürdüğümüzde ya da biri öksürdüğünde dikkat edin. Ne konuşuluyordu? Neye tepki gösteriyoruz? Direnç ve inatçılık mı, yoksa değişim süreci içinde miyiz? Grup çalışmalarımda öksürmeyi, kendini keşfetmede bir araç olarak kullanırım. Birisi öksürdüğünde, elini boğazına götürmesini ve yüksek sesle “Değişmeye Hazırım” ya da “Değişimi sevgiyle kabul ediyorum” demesini söylerim. Bunu sizin de alışkanlık haline getirerek yapmanızı nacizane tavsiye ederim :) 


Kendimize hatırlatmamız gereken cümle şu :  “Düşüncelerimi, hissettiklerimi, isteklerimi rahatlıkla ve özgürce dile getirebiliyorum. Yaratıcıyım. Sevgiyle konuşuyorum. Kendimi anlatmak için çabalamıyorum çünkü biliyorum ki herkes anlamak istediğini kadarını anlayacak.  Kendimi ifade ediyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum"


Alev Cedimağar   

Şifa ve Yaşam Terapisti

NOT: Boğaz ile ilgili bilgiler kendi çalışmalarım ve  Louise Hay kitabından derlenmiştir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.