20 Şubat 2015 Cuma

AN'da yaşanan Anılar..

Sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum arkadaşlar...

Birden bire bunu paylaşma isteği duyduğuma göre vardır bir nedeni, hiçbirşey tesadüf değil...

Notlarım içinde olan BEN KİMİM başlıklı  CV'mi okuduysanız biliyorsunuzdur. Kendimi bildiğimden beri yani çocukluğumdan beri bir şekilde hep ruhaniyetin içinde oldum. Şimdi geriye baktığım zaman inanılmaz bir eğitim öğretim programı olarak görüyorum. Zaten hiçbirşey normal değildi ve ASLA KOLAY DA OLMADI. Yaşadıklarımı , fikirlerimi kimseyle paylaşamadığım için ruhsal anlamda hep tek başıma anlamak, işaretleri görmek ve ilerlemek durumunda kaldım. Yani aslında fikirlerimi kimseyle paylaşamamak beni anlayacak birilerinin olmaması bile benim için bir öğretiydi. Herkes gibi “normal” giden hayatımın içinde bana özel kitaplarım vardı ve onlarla baş başa kalmak benim için çok önemliydi. Bu arada içgüdüsel olarak da hayatımı gayet dengeli yaşadım. Yani gündüzleri normal dünyevi akışda, akşamları ise kendi özel dünyamda olmayı hep çok sevdim. Halen de çok severim ..


Bu zamanlarda yani 20’li yaşlarımdan 30’lu yaşlarımın başlarına kadar farklı zaman aralıklarında pek çok spiritüel gruba katıldım. O zamanlar yahoo üzerinden de gruplar vardı. Onları takip ediyor ve görüşmeye sohbet etmeye çalışıyordum ve oradaki tüm insanlar benim için özeldi !!  Çünkü Onlar benimle aynı düşünüyordu ruhsallığı kavramışlardı evrenin muhteşemliğini, ilahi planı, her şeyi.. ve aynı dili konuşabilirdik beni anlarlardı (!)  Hepsi sevgiydi, ışıkdı..  Yani ben hepsini böyle görüyordum ve çok mutluydum.. Fakat bir süre sonra "yüzyüze" tanışmalar başlayınca hiç de öyle olmadığını gördüm. İnanılmaz bir yüksek  Ego "Biz farklıyız “onlar” zavallı küçük insanlar" tavırları, Ben senden daha iyi bilirim, Biz özeliz bir arada olmalıyız diğerlerini boşverin !  Kaprisler, Kompleksler vs., Yani normal hayatta da etrafımda olan insanlardan görmediğim tuhaf tüm davranışlara şahit oldum ! 


Bu arada uzun yıllar devam ettiğim köy okullarına kitap, giysi ve oyuncak yardımları ile ilgili organizasyonlarıma hepsinin imkanı olduğu halde asla umursamamaları, bu arada iş yeri sahibi olan kişilere iş arayan arkadaşlarımın CV'lerini gönderip "bu kişinin durumu çok kötü. Sizde ya da çevrenizde varsa ihtiyacı olan ilgilenirmisiniz" taleplerime ilgisiz kalınması hatta "hayatlarında sorun istemediklerine" yönelik konuşmalar ve daha pek çok şey sonucunda Kendini spiritüel olarak tanımlayan insanların aslında nasıl birşey olduklarını nasıl sevgi ve ışık'dan bahsettiklerini anlayamadım. Üstelik bu insanların bir kısmı boyutlar arası gezen, astral seyahatler yapan, Gidip farklı boyutlarda varlıklarla konuşabilme yeteneğine sahip olduklarını söylerlerdi ve ben bunları olağanüstü bir özellik ve onları de Melek zannederdim  !! Yani bu yeteneğe sahip olan insanların SEVGİ Dolu ÖZEL olduklarını benden daha saf daha muhteşem olduklarını düşünürdüm.. Tabii ciddi bir hayal kırıklığı ve gruplardan uzaklaşarak kitaplarıma ve kendi içime daha fazla dönmeye başladım. Bu da hayırlara vesile oldu güzel oldu çok şükür J  Bu arada 100 kişi tanıdıysam halen çok sevdiğim ve saygı duyduğum 2 kişiyi tanımaktan büyük mutluluk duyuyorum. Nitekim onlarda benim gibi bu grup olaylarından çıkarak tek başına yürümeye devam eden  kişiler oldu.

Bu arada Işık ve Sevgi Maskesiyle başka kutuplara hizmet eden ve kendilerine “av” çekmeye çalışan grupların çoğunlukta olduğunu  da belirtmeliyim. Neyse ki özellikle böyle konularda hep gözüm açık olmuştur. Her zaman sessiz sakin sevgiyle uzaklaşmayı çok iyi bilmişimdir ;) 

Birgün Taksim'de Mac Donald's önünde arkadaşımı bekliyorum.. 1995 yılı falan.. İçimden bir ses karşı caddeye geçmemi söyledi. Fakat geçsem arkadaş beni bulamaz. O zaman cep telefonu falan yok. Fakat geçtim. Tam karşı köşeye. Beklerken birden arkamı döndüm ve apartmanın tabelasında Dr.REFET KAYSERİLİOĞLU yazısını gördüm !! Şaka gibi !! Ben Refet Bey'in tüm yazılarını okuyarak inanılmaz mutlu olurdum. Hemen çıktım apartmanın en üst katına. Çaldım kapıyı. Karşıma uzun boylu , entel sakallı beyaz saçlı falan bir adam yani Refet Bey çıktı.. "SERT" bir görünümü vardı konuşması da öyleydi. Fakat ben insanları Sert konuşan yumuşak konuşan diye ayırmam. Benim için yüreklerinin ruhlarının güzelliği ve yansıttıkları bilgi önemlidir ve Böyle insanlar beni Kapıdan kovsalar  bacadan girerim  Neyse.. Heyecanlandım birden daha yaşım da küçük.. Mümkünse konuşmak istediğimi söyledim. Bana Randevusuz neden geldin dedi "sertçe"  Tabii bir afalladım önce . Hele ki sertliğe hiç alışık olmayan ben :)) Neyse sonra hemen toparladım ve anlattım kısaca. Gir bakalım dedi :)) İçeride bir bayan bir de bir bey vardı. Girdim. Anlat bakiym ne konuşacaksın dedi. Bir an ne anlatacağımı hatta niye geldiğimi bile bilemedim. Cidden ne anlatmak istemiştim acaba ? Derken aklıma ilk geleni anlatmaya başladım. Yani Kafama takılan bu spiritüel gruplardaki insanları tavırlarını nasıl hem sipiritüel boyutlar arası kanallık falan yapıp da bu kadar egolarının yüksek olduklarını, herşeyi yanlış anlayarak kafalarına göre değerlendirdiklerini, hem ruhsal boyuttan bahsedip hem nasıl "göremediklerini" kendileriyle iletişim kuramadıklarını vs. anlattım.. Dinledi. Dinlerken çok ciddi gözlerime derin derin bakıyordu.  “ Uyanışın en büyük tuzağıdır bu” dedi.  “Onlar ruh olmayı öğrenmişler merak etme bir daha ki geldiklerinde de insan olmayı ve DENGE'de olmayı öğrenecekler. Sen kendine yetersin içinde ki Işığını takip et”  Dedi ve konuşma bitti ! Baktım devam gelmeyecek . Sanki bu  mesaj sana  yeter der gibi baktı :))   Teşekkür ettim çıktım. Fakat çıkarken sanki biraz gülümser gibi oldu :)) Allah Rahmet Eylesin Işık Oldu artık. belki oradan bu yazdıklarımı okuyup gülümsüyordur... 
Ben de ona sevgiyle gülümsüyor ve bu anımızın herkesi ve bütünün en yüksek hayrına IŞIK olmasını diliyorum.
Her zaman yazdığım gibi hiç kimseye ihtiyacımız yok. Bizim ışığımız bize yeter.bir cemaate bir topluluğa dahil olmak sizin daha da güçlendirmez. Siz zaten kendi gücünüze güveniyorsanız nerede olduğunuz fark etmez.  Kendi doğrularınız ve Işığınız size daima IŞIĞI gösterecektir.
Yüce Yaradana Teslim onun yolunda sevgiyle elele IŞIĞA doğru yürüyoruz.
Ve de öyle Oldu çok şükür…
Alev Cedimağar
Şifa ve Yaşam Terapisti 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.