9 Eylül 2020 Çarşamba

MANTRALAR



Bilerek ya da bilmeyerek kullanılan, anlamını bilmeden kalbinizde hissetmeden söylenilen şeyler olumluysa hoş bir seda (sadece yapmış ya da okumuş olmanın geçici huzuru) , olumsuz ise duvara (enerji alanınız)  bir taş çarpması etkisi (huzursuzluk) verir. 

Yani kullandığınız kelimenin cümlenin bilinçli olarak önce beyin tarafından kabulü gerekir ki, ruhsal titreşiminiz kuvvetlensin.
Bilmediğimiz ya da içsel olarak hissetmediğimiz bir mantrayı söylemek, aynen duayı kendi konuştuğumuz öz dilimizdeki gibi değil de ezberletildiği dilde öğrenmek ne söylediğimizi bilmeden tekrarlamak gibidir.

"Öz de hissedilmeyen anlamı bilinmeyen " hiç birşeyin gerçek anlamda şifası ya da koruyuculuğu OLMAZ.

Bu olumlamalar dahil herşey için geçerlidir.

Kitabımda buna örnek başımdan geçen bir olayı anlatmıştım. Arkadaşımın antika pazarından aldığı içi arapça yazılı yüzüğü dua zannedirken sürekli huzursuzluk ve rahatsızlık yaşaması sonucu cami hocasına okutmamız ve beddua olduğunu öğrenmemiz gibi..

*Anlamını bilmediğiniz hiçbirşeyi tekrarlamayın.
*Anlamını öğrenmek için bizzat kendiniz araştırın.
*Anlamını öğrendiğiniz şey belki sizin titreşiminize uygun değildir. İçinize sinmiyorsa size bir anlam ifade etmiyorsa söylemeyin.

Birşey söylemeniz gerekiyorsa kendinize uygun kendi öz dilinizde bir kelime ya da cümle bulun onu söyleyin.

Mantralar Sankstritçedir (çok eski bir hint dili )
İlla  da sanksŕitçe söyleyeyim derseniz en basit mantra :
EL: Toprak
KA: Ateş
LEEM :Su
OM :Hava
demektir.
Bu 4 kelime 4 elementi simgeler ve onları onurlandırmak inancıyla kullanılır. İsterseniz  El-Ka-Leem- Om sırasıyla  söyleyebilirsiniz. Tabi hissedip anlamanız önemli 😉
Tabii bir de şu var:
Hintlilerin kendine hayrı yok niye onların dilinden dua (mantra)  etmeyi tercih ediyorsunuz  ki? (Cem Yılmazın bununla ilgili bir esprisini de çok severim ve çok gülerim. Çünkü çok doğru)
Kendi dilinizde içinizden geldiği bir an dolu dolu "Yüce Yaradan'a ve yarattığı  herşeye şükürler olsun"  ya da "aldığım her sağlıklı nefes, bedenim ,hayatım için şükürler olsun Yüce yaradanın sonsuz şifası,Nuru, Işığı şifa olsun" demeniz bile yüksek bir titreşim yansıtır ve herşeye bedeldir.
Ya da daha önceki bir yazımda anlattığım gibi ( blog sayfamda okuyabilirsiniz)  kendinize uygun bir harf ile bunu yapabilirsiniz. Mesela  isminizdeki harfleri kullanabilirsiniz. Bence deneyin kendiniz karar verin.

Yoga nefes çakra mantra yaşam koçu derken öğrendiği yarım yamalak ve 2 günlük sertifikalarla  hepsini aynı anda yapıp (!) ortaya karışık bir menü çıkararak  kimin ilgisini ne çekerse oradan yakalayıp kendi de ne yaptığını bilmeyen para odaklı kişiler var. (Bizzat tanıyorum)

Her ne ile ilgileniyorsanız buna gönlünü ve ömrünü verip uzmanlaşmış ne yaptığını bilerek yapan, yaptığı işin ruhani felsefesini özel hayatında da uygulayan kişileri seçin tabii öncesinde izleyin.

Nasıl kalp doktoru deri hastalıklarında da uzman olamaz ve ikisine de bakmıyorsa (uzmanlık en az 5 bin saat vakalar üzerinde çalışmayı gerektirir) gerçek uzmanlık da  bir konu üzerinde olur. Diğer konularda bilgisi olur ve ilgili uzmana yönlendirme yapar..
Tüm "uzmanlıklar" böyledir.

Günümüzde bu ruhsal konular Arz talep hâline getirildi ve bir ikon yaratıldı. Spiritüel pek çok çalışma  bilgisizce yapılıyor. Malum işsizlikte olunca bazı kişiler en kolay para kazanma yolu olarak "ilgim vardı zaten"  şeklinde spiritüel işleri buldu. 


Biri bir şeye gidiyor ya da yapıyor diye , öbürü de gidiyor ne yaptığını bilmeden yapıyor.

Bilinçli gidin bilinçli yapın.

Tabii bunların hepsi öğrenip anlayarak insanın kendisini bulması için onu BİR'e çıkaran basamaklardır.  Yani normal geçişler.
Siz aynı basamakta kalmayın.
Cesurca sorgulayın, öğrenin,okuyun. Bunun ayıbı yok. Pek çok din kitabında yazdığı gibi, Yüce Yaradan sorgulayan okuyan öğrenen kulunu sever 🙏

Artık aklımızı kullanarak, mantıklı ve hislerimize güvenerek DENGE'de kalma ve öğrenme  zamanı.
Çünkü BEN'e yolculuk ve BİR'e yolculuk çok hızlı devam ediyor.
Yapın!
Ve de öyle OLdu çok şükür 🙏❤🙏
Alev Cedimağar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.