28 Mayıs 2018 Pazartesi

Dolunay ile gelen Serin Nostalji Rüzgarları..


Dolunay yeni Enerji akışlarıyla birleşerek  bu kez “ Seni uyardığım yerleri anladın mı ? Dediklerimi yaptın mı ? şeklinde serin serin  ve de bu kez nostaljik kontrol etmeye geliyor..

Daha önce yazdığım Bing-Bang ( https://alevcedim.blogspot.com.tr/2018/05/dolunay-ile-birlestik-bing-bang-olduk.html )  enerjisinde kısaca "kendinizi mutsuz eden ne varsa, kim varsa hepsiyle yüzleşin ve kendinizi mutlu edecek şekilde dönüştürün, cesur olun kendinize güvenin her ne oluyorsa en yüksek hayrınıza oluyor ve geriye dönüp baktığınızda yine çok şükür demek için çok nedeniniz olacak" uyarısı vardı. Tabii bu arada bu güzel enerji bizlere çok güzel hizmet etti, bir sürü ilişkide ve işler de maskeler düştü ve herkes cidden bing-bang oldu J)) Eee ne yapalım. Yüz emanetse, iş verimsizse, ortaklık mutsuz ve bereketsiz ise, düşsün git biz de sağlam yürümeye devam edelim. Nasıl olsa artık şaşırma duygumu kaybettim hükümsüzdür safhasına geçtik :)))) 

Bu sene “Keyif, Haz ve Mutluluk” yılı. O yüzden sınavlar hep “Kendini mutlu et” yönünde gelecek diye sene başında da yazmıştım. Çünkü kendini mutlu eden herkesi mutlu eder. Bu BEN olup BİZ’e doğru sevgiyle ışıl ışıl akma kısmıdır.

“Tabii kendini mutlu etmek için önce kendini mutsuz eden şeylerin farkında olman gerek” diye de çığlık atmaya devam ediyor..

Nitekim bu sene itibariyle gelen danışanlarımın çok büyük kısmının geliş sebeplerinde bile “Mutlu değilim, kendimi sevmiyorum” farkındalığı çok yüksekti. Belki de ilk kez hayatında kendisiyle ilgili bu duyguyla yüzleşip tam da bu sene bunu çözmek için adım atmaya karar vermişti.. 2018 yılında ? Tesadüf mü ? Elbette Hayır.. Senenin enerjisi muhteşem dokunuyor ve akıyor..

Gerçi sene başından itibaren olmak üzere ve de özellikle bu geçtiğimiz dönem Enerjiler bizi istesek de istemesek de bu yüzleşmelere çok güzel hazırladı. Bazılarımız bilinçli olarak bu ayrımı yaptı ve kendine kendi istediği yolları açtı. Bazılarımıza ise tabiri caizse emri vaki olarak karşısına bir sürü olay çıktı ve harekete geçmesi ve bir silkelenip kendine gelmesi için olayları üst üste getirip gözüne gözüne sokarak ayağa kaldırdı. Velhasıl bir şekilde hepimiz ciddi bir sallandık ve şimdi de yerimize oturma, tüm değişimleri hazmetme ve yeni başlangıçlarımıza (kişi, iş, ilişki, dostluk vs.) odaklanma vaktimiz geldi çok şükür.

Şu an ki uyumlanma tamamen bu yönde.. Yola çıkanları arkalarından iterek destekleyen güzel bir enerji var. Yalnız diyor ki “Yola çıkmana rağmen halen aklın geçmişteyse ve bunu şükürle dönüştürüp sana verdiği dersi alamıyorsan o zaman onu da halletmen lazım ki -kendinle Bütünleş- ve yola devam edelim. ”

Enerji kalplere akıyor…

Bu kalplere akan enerji bizim üstünü örttüğümüz hallettim, kabul ettim, dediğimiz ne varsa onların üstünü açarak “Bak halletmemişsin halen üzgünsün. Üzgünsen çözülmemiştir. Çözülmesi için sana verdiği dersleri görerek onu orada bırakman gerekirdi. O zaman hadi gel bunu anlamak için ben sana yardımcı olacağım” diyor..

Enerjiler tabiri caizse bu kez kalpleri nostaljik yokluyor..

Şimdi “paylaşsam bir anlamı yok , paylaşmasam da içimden atamıyorum” dediğiniz ne varsa her şey de olduğu gibi Akıl-Mantık-Kalp yani DENGE’de kalıp sorgulayarak geçmişi şükürle ait olduğu yerde bırakıp, Geleceğe bizi mutlu eden seçeneklere cesaretle ve kendimize güvenerek yürümeye devam etmemiz gerek. Tabii bu böyle denince olmuyor. Çözerek ilerlememiz ve her bir duygunun üzerini örtmeden “Hımm geçmişten Ali gel sen bakiym buraya. Seni kafama takmamaya çalışıyordum lakin takıyormuşum. Şimdi seninle tüm yaşadıklarımızı bir düşünüp rolünü uzaktan izleyip ve bana nasıl hizmet ettiğini, ne öğrettiğini anlayıp seni göndereceğim” diyebilmek,  sizi geriye çeken enerji çengelini oradan kurtarıp hoop diye geleceğe bir yere bir hayalinize atarak kullanmak sizi kuş gibi hafifletecektir.

Bu tarz yüksek titreşimli geçiş enerjilerinin daima yaptığı gibi yine “uyarıları” ya da tabiri caizse “ittirmeleri” rüyalar aracılığı ile yaşayabiliriz. Mesela özellikle bu dönem rüyalarınızda yıllardır aklınızın ucuna dahi gelmeyen insanları görme, olayları yaşama gibi “ittiren, düşündüren” rüyalar görebilir ve geçmişe dair içsel olarak sakladığınız ne varsa ona doğru yönlendirilip yüzleşmeniz söyleniyor olabilir. Bu kişiler yaşamıyorsa o zaman onları sevgiyle Işığa gönderip aranızda yaşanan her şeyin bir öğreti olduğunu, Dünya denen tiyatro sahnesinde onun da rolünün bir parçası olduğunu kabul ederek, Geriye dönüp O kişiyle yaşananların sonucunda kendimizde nasıl bir farkındalık yaşadığımızı, ne öğrendiğimizi, sınırlarımızı, duygularımızı her şekilde kendimizi ifade edebilmeyi nasıl öğrettiğine bakarak bunun için teşekkür etmek “geçmiş” enerjinin son kırıntılarını da kendimizden serbest bırakmak için en iyi yöntemlerdir biridir.

Tabii bu kadar nostalji ve geriye dönüş yaşanınca haliyle duygusallığımız had safhada olabilir. Dolayısıyla zaten Kalbi yoklayan bir enerji olduğu için bu çok normal. Bu yüzden içinizden ağlamak gelebilir. Her türlü olaya karşı kendinizi daha duygusal bulabilirsiniz. Pek çok kişi de bu dönem hayata çok katı bir bakış açısının yanında belki de ilk kez VİCDAN ve DUYGU kelimeleri ile tanışarak kalp ve ruh temizliğine başlayabilir. 

Gözyaşlarınızı saklamayın bırakın özgürce aksın. Onlar en güzel yenileyici ve dönüştürücüdür.. 

Ben böyle değildim çok duygusal oldum diyerek kendinizi sınırlamayın ve “eski enerjiye” yani eski halinize dönmeye çalışmayın.. “Yeni BEN’i ve Değişimi Sevgiyle kabul ediyorum” diyerek Işıl Işıl dönüşümünüze izin verin.. Katı görünmek , düşünmek, davranmak bir karizma, koruyucu kalkan veya itibar değil sizi ruhsal yükseliş basamağından aşağı çeken karanlık bir çengeldir. Katı, duygusuz, sevgisiz görünerek korunma kalkanı yaratılmaz. Aklını kullanan kalbini de kullanmayı ve sevgiyle yaklaşmayı bilir. Çünkü bilir ki, Eğer gerekiyorsa ihtiyacı olan korunma kalkanı beyninde, zekasında, hislerinde, inancında ve farkındalığında yatar..

Fiziksel olarak ise,
Önceleri uyuyamıyorduk şimdi de nerede benim yatağım şeklinde dolaşmaya ve uykuya aşırı meğilli olmaya başlayabiliriz. Bu süreci uykuyla savaşmadan gayet dengeli geçirmekte fayda var. Her zaman yazdığım gibi en kuvvetli uyumlanmalar uyku sürecinde olur. O yüzden bazı kişiler ben bu etkileri bilinçli olarak hissetmiyorum anlamıyorum dese de zaten uyku sürecinde herkes uyumlanıyor. Bilinçli olarak da bu uyumlanmayı kullanması gerekiyor. Bunu şarj olmuş bir pil gibi düşünün. Pil gece boyunca şarj oluyor ve ertesi gün bu pili amaca uygun kullanmazsanız boşuna şarj olmuş bir pil olur ve kullanılmadığı için yine bir gün eski haline döner. O yüzden BİLGİ’nin IŞIĞINDA lütfen bilgileri uygulayın.. Eğer uygulamazsanız her şeyi biliyor olmanın da hiçbir anlamı yok ! .
Bunun haricinde Kalp ile ilgilili ağrılar, kramp girmesi gibi hisler, Göğüsde sıcaklık veya yanma hissi (sanki soğuk da kalmışınızda göğsünüz yanıyormuş gibi), (rahatsız edici boyuttaysa lütfen bir doktora gidip tetkiklerinizi yaptırın hem içiniz de rahat olur). Geçişin etkisiyle kafa karışıklığı, odaklanma ve konsantrasyon güçlüğü vs. yaşanabilir. Bunlar da gayet normal ve geçici durumlar o yüzden yine Panik Yok! Diyoruz ve Bilginin Işığında yürümeye devam ediyoruz.
Gördüğünüz gibi “Kendini seviyormusun ? Yaşadığın hayattan keyif alıyormusun?” sorularına EVET cevabı verebilmemiz ve kendimizi fark etmemiz için tüm destekler geliyor. Lütfen sevgiyle kullanalım..
Kendimizin ve Bütünün en yüksek Hayrına Işık ve Sevgiyle..
Ve de öyle OLdu çok şükür
Alev Cedimağar



23 Mayıs 2018 Çarşamba

Yaşam Enerjinizi kuvvetlendirmek için 7 maddelik formül ..


Yaşam Enerjinizi kuvvetlendirmek ve yükseltmek için,

1.     Her gün Kendinize sadece kendiniz için en az 2 şey yaparak vakit ayırın, kendinizi mutlu edin,
2.     Mutlu Olduğunuz insanlarla görüşün.
3.     Hayatınızdan mecburum, zorundayım kelimelerini çıkartın. Onun yerine keyif almayı yerleştirin ve var olan mevcut durumu bundan nasıl keyif alabilirim noktasına taşıyın. Mesela olması gereken bir görüşmeyi yapmayı planlarken sonrasında kendiniz için de bir program yapın. Ve programa odaklanın. O zaman ziyaretiniz daha heyecanlı ve mutlu geçecektir. Ya da hayatınızdaki tüm mecburiyetleri sorgulayarak yapmazsam ne olur ? diye sorun düşünün. Belki de mecburiyet yok siz kendi kendinize yaratıyorsunuz ;)
4.     Dönüp dolaşıp sürekli Yaşanılan olumsuzlukları düşünmek yerine kendinize dürüst olarak sizi neyin mutlu edeceğini sorgulayın yani çözüm odaklı olun ve harekete geçin !  Belki de Elimden gelen her şeyi yaptım dedikten sonra Yaradana Teslim Akış’da kalmayı, şükretmeyi ve var olan durumun size yeni bir başlangıç yapmanız için asansör görevi gördüğünü anlama ve yukarı çıkma zamanınız gelmiştir.  
5.     Geçmiş’de yaşanılan her şeyin ve herkesin size kendinizi keşfetmeniz için hizmet ettiğini bilinçli olarak anlayarak onlara teşekkür edin ve sürekli öğrenerek kendinizi geliştirmenize yardımcı oldukları ve sınırlarınızı görmenize hizmet ettikleri için şükredin. Bu dünya’da herkesin bir rolü var. Kimse hayatımıza tesadüf girmiyor. Zincir halinde birbirimize öğretiyor ve öğreniyoruz. Zaten Tekamül’ün sırrı da burada yatıyor. O yüzden hayatımıza giren çıkan herkesin Doğru insan olduğunu anlayın..
6.      Hayata esprili bakmayı öğrenin. Aslında hayat çok ciddiye alınmayacak kadar komik ve çok boşvermeyecek kadar da önemlidir. Aradaki dengeyi kurduğunuzda size kahkaha olarak geri döner ;)
7.     Kendiniz ve başkaları hakkında Konuştuklarınıza dikkat edin. Ses enerjisi en yüksek titreşime sahiptir ve varolan enerjiler içinde aynı titreşime sahip olanları mıknatıs gibi çekerek size geri getirir. O yüzden size ne gelmesini istiyorsanız onu konuşun veya dileyin..

Bu en basit 7 maddeyi yaptığınızda Mucizenin ta kendisi olduğunuzu ve aslında tüm Mucizeleri kendiniz yarattığınızı fark edeceksiniz ;)
Ve de öyle OLdu çok şükür..
Alev Cedimağar




22 Mayıs 2018 Salı

Bazı şeylerin nedeni niçini yoktur sadece olur..



Geçenlerde bir TV kanalında yabancı bir program seyrediyorum. Aslında bilgisayarda iş yapıyor ve bir yandan da dinliyordum. Program 2 çift’in birlikte bir çiftlik almak istemeleri ve tüm çiftlikleri gezerek kendilerine en uygun olanı bulmaları ile ilgili. Bu arada beğendikleri çiftliği 1 hafta kalarak deneme imkanları da olacak. Böylece yaşam nasıl akıyor ? ihtiyaçlar kolay karşılanıyor mu ? Evin onarım isteyen taraflarını görmek gibi yaşayarak tecrübe edecekler.
Bir tane çiftlik evi beğendiler ve çiftliğin sahibi ile görüşmeye başladılar derken çiftlik sahibi onlara “Hadi çok yorulduk yemeğe çıkalım. Aranızda vejeteryan olan var mı ? “ diye sordu.
Çiftlerden biri (kadın olan)  “ben et yemiyorum. Sadece kendi kestiğim eti yerim” dedi !
Tabii ben birden başımı kaldırıp bu ne  diyor diye pür dikkat TV’yi izlemeye başladım. Diğer çift ve çiftlik sahibi de bunu söyleyen kadına şöyle bir “Nasıl yani” gibilerinden baktı sonra  yürümeye devam ettiler. Sonra başka bir gün akşam saatleri yemek hazırlığı yaparken gösterdi. O kız aynen söylediği gibi bir keçi kesmiş ve pişirmiş yiyorlar. !  Keçi kesmeyi de babasından öğrendiğini falan anlatıyor..
Şimdi bu olay da benim gibi bir insan için hiçbir mantık yok.. Vejeteryansın et yiyorsun ? Üstelik daha da fenası (benim için) kendin kesiyorsun ve ellerinle kestiğin hayvanı yiyorsun. Tabii yine başa dönüyoruz ve vejeteryan olduğunu söylüyorsun. Hadi bakalım düşün düşün çık işin içinden ?
İstediğin kadar düşün bir yerlere oturtmaya çalış bazen anlayamazsın çünkü herkesin doğrusu farklıdır bazıların ki ise çok farklıdır. Böyle durumlarda sadece izlemek ve olabilir demek bir de konunun kendi tarafımızdan değerlendirmesini yaparak  “bu durum bana uygun mu ? beni mutlu ediyor mu ?” sorularına cevap vermek en güzelidir. “Bana uymuyor veya beni mutlu etmiyor. o zaman örnek alıp hayatıma uygulayacağım bir ders yok sadece bana öğrettiği farklı bir bakış açısı ve fikri var.” Bu da demek oluyor ki yarın bir gün benzer ilginç bir düşünce duyduğumda daha az şaşırıp “olabilir” kısmına daha hızlı gelmeye ve milyonlarca doğruyu kabul etmeyi öğreniyoruz..
Bu yüzden her şeyden bir anlam çıkarmaya çalışmak yerine bazı şeyleri de sadece izlemeyi ve sonra da yolumuza devam etmeyi öğrenmemiz gerekir.
Her zaman bahsettiğim gibi, hayat çok ince çizgilerden oluşur. Bu çizgiler bazen birazcık daha kalın olur anlarız bazen daha da ince olur ve onu fark etmemizi bekler. Sonuç itibariyle de bize kendimizle var olmayı DENGE’yi öğretir..
Velhasıl kıssadan hisse misali,
Beyninizi bazen boş yere yormayın gülümseyin ve geçin..  J
Alev Cedimağar




16 Mayıs 2018 Çarşamba

İNANÇ ve RAMAZAN..

NANÇ, Ruhun özgürlüğü ve inanılan ile BİR OLmaktır..
İNANÇ, Hoşgörüdür.
İNANÇ, Sabır ve Teslimiyettir.
İNANÇ, Herkesin inancına ve kendi doğrusuna Saygı duymaktır.
İNANÇ, İnanç, sakinlik ve sükunettir.
İNANÇ, ibadet dışında bile ibadet eder gibi yaşamaktır.
İNANÇ, İspat "değil" İdrak etmektir.
İNANÇ, İnsan olmayı öğrenirken ruhsal bütünlüğü keşfetmektir.
İNANÇ, Cesarettir.
İNANÇ, dünya işlerinden uzaklaşmak buna da ibadet deyip tembellik yapmak"değil" aksine daha kuvvetli, Bilinçli, Azimli, Vicdanlı, Adaletli ve inancın getirdiği tüm güzelliklerle çalışıp yaşayabilmektir.
İNANÇ, Kendi hayatımız üzerindeki kontrol yeteneğimizi fark etmektir.
İNANÇ, Zaman içinde zamansızlığı yaşayabilmektir.
İNANÇ, iddia ya da ispata ihtiyaç duymadan “Biliyor” olmanın Huzurunu yaşamaktır.
İNANÇ, SEVGİ’dir ve IŞIK’dır...
Hepimizin ve Bütünün en yüksek Hayrına Barış, Huzur , Mucize, Keyif, Birlik, Beraberlik , ve Farkındalık dolu IŞIL IŞIL Muhteşem bir RAMAZAN diliyorum..
Alev Cedimağar

13 Mayıs 2018 Pazar

Biz Sırayla Anne OLduk..

Biz Sırayla Anne OLduk....

Önce Annem bana çok güzel çok ögretici , koruyan bazen vermek istediği mesajı ve amacını anlamadığım için üzüldüğüm, bazen kızdığım fakat daima bana sevgiyle sarılan bir rehber OLdu. Ondan çok şey öğrendim. Halen de O an anlamadığım şu an yaşadıkça "Bunu demek istemiş" dediğim ve onu sevgiyle andığım yollardan yürümeye devam ediyorum.

Sonra ki zamanlarda ise, O benim çocuğum OLdu..
Bir gün banyosunu  yaptırıp yemeğini yedirirken, sevgi dolu yoğun duygularla bana bakıp,
"Alev beni bir doğurmadığın kaldı aynı çocuğun gibi bakıyorsun Sağol Kızım Allah ne muradın varsa hep versin"  dediğinde,
Ben de sulu gözlerle,
"Sana sonsuza kadar canı gönülden bakarım sen benim minik serçem gözümün Nurusun" demiştim..

Sonra bir gün Minik serçem sonsuzluğa uçtu ve Şimdi ruhlarımız sonsuzlukta buluşmaya devam ediyor. 👐

Annelik doğurmak değil,
Şefkati, koruyuculuğu ve Sevgiyi ruhunda hissedip bunu herkese aynı vicdan ile gösterebilmektir. Annelik Adalettir. BİZ duygusunu bilerek kucaklayandır. Dişil Enerjinin en muhteşem formu, İNSAN halidir..

Fiziken yanımızda olan olmayan, Doğursa da Doğurmasa da Anneliği ruhunda hisseden, yaşatan ve yaşayan tüm kadınların Anneler Günü "her gün" kutlu OLsun 👐💓

Alev Cedimağar



8 Mayıs 2018 Salı

Karanlığın IŞIĞA Hizmeti = Farkındalık

Başımıza gelen herşey Evrenin bizi Denge'ye getirme çabasıdır.
Olumsuz gibi görünen tüm olaylar, Mesajı alabilenler için aslında Olumluya hizmet eden derslerdir.
Buna "Karanlığın IŞIĞA Hizmeti" olarak görebilenler hızlı yol alır.
Ve buna da Ruhsal Farkındalık denir.
Bu dersler öğrenene kadar defalarca tekrarlanır. Yani ya öğrenecek ya da öğreneceksiniz. Başka seçeneğiniz yok der..
Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi


6 Mayıs 2018 Pazar

Son Bing-Bang'imiz ;)

Geçen gün yazmıştım yine Özelden gelen "Ne zamana kadar sürecek"  sorularına toplu cevap vereyim.
Enerjiler sert ve kuvvetli etkiliyor. O yüzden Bing-Bang etkileri Mayıs sonuna kadar sürebilir. Bu süreç bize hayatımız içinde her şekilde (iş, proje, alım, satım, ilişkiler vs ) temizlik ve düşünme molası veriyor. Yeni bir şeye başlamadan var olanlar içinde temizlik ve düzenleme yapmak iyi olabilir.
Mide'den uyardığı için Özgüven merkezini tetikliyor ve Bize "Önce sadece kendine güven emanet güvencelere yaslanma farzet ki o güvence (kişi) yok. Ne yapacaksın ? Çözüm bul, dik dur, cesur ol ve daha sonra "olursa iyi olur lakin olmazsa ben hallederim"  güveniyle birisinden destek alabilirsin" diyor.
Kemik ve Baş ağrıları (özellikle kollar ve bacaklar) ise, Israrla tutunduğun, direttiğin, kendine değil hep başkasına bağlı yaşamak, değişmesi gerekeni değiştirmeye korkmak, yeni başlangıç yapmaktan korkmak, gerçeklerle yüzleşmek, gizli saklı yani herkese mutlu gibi görünüp ruhunda fırtınalar kopması vb. Tepkilerin uyarı ağrıları. Normal olarak beyin de bu kadar çözümsüz  düşünceye dayanamayarak "beni çözüm yolunda kullan artık dayanamıyorum" diyor.

O yüzdennnnn
SAKİN OL VE YARADANA TESLİM, ÇÖZÜM ODAKLI ŞÜKÜRLE VE KEYİFLE, HERŞEYİN FARKINDA ;) TEMİZLİĞİNE DEVAM ET 👐💓

Alev Cedimağar


5 Mayıs 2018 Cumartesi

Bugün HIDIRELLEZZZZ

Ben "Her zaman" bir şeye niyetlenirken önce kendimin ve herkesin en yüksek hayrına Işık olup sevgiyle aydınlatmasını söyleyerek başlar ve her ne olmasını istiyorsam "bu şekilde olmasına ve olması için o yönde hareket etmeye, seçeneklerim için de bana kolaylıkla su gibi akmam için yol göstereni görmeye" diyerek dua ederim. Sonra bu amacıma odaklanmaya ve gerçekleştirmek için eylemde kalmaya kendime söz veririm. Bu yönde ilerlerken işaretleri okuyabilmeye, eğer gittiğim yol da bana olumsuz işaretler geliyorsa yönümü değiştirerek yine en yüksek hayrıma gitmem gereken yola doğru devam etmeye söz verir ve kendime verdiğim bu söze de sevgiyle tüm iyi niyetimle sadık kalırım. Sonuç itibariyle her zaman şükürle olanı da olmayanı da kucaklar ve tüm yeni başlangıçlarımla daha güçlü daha kendimden emin ve huzurla yürümeye devam ederim..
Velhasıl,
Her Hıdırellez'de topraklara dilekler gömülür , ağaçlara asılır, güllere takılır..
İsterseniz bu kez bir değişiklik yaparak tüm niyetlerinizi Kallbinize, Beyninize ve ruhunuza gömerek geleceğinize aynen bu şekilde kodlamayı seçebilirsiniz..Bence bu daha sağlam oluyor ;) :D
Tabii sadece bugün değil "Hergün"..
Naçizane AlevCe bir Tavsiye <3

Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi.


1 Mayıs 2018 Salı

Dolunay ile birleştik Bing-Bang OLduk :))))

Değişen enerjilerin Dolunay ile çakışması ile birlikte ortaya büyük patlama çıktı
Bing-Bang olduk :)))

Yani maskeler düşmekle kalmadı bir de herkesin içindeki zehirler dışarı çıktı. İyi ki de çıkmış yoksa hem kendini zehirleyecekmiş hem de biz sevgi, dostluk, güzellik derken duygularımızı sahte karşılıklarla ve yüzlerle yaşayacakmışız . Onlarada kıyamam yazık. Nasıl bir karmik sınavları var böyle zehir içmek, kusmak falan.. Neyseee ;)

Bu son 10 gün bence asrın temizliği oldu. Herkesin sinirler yıprandı, şaşkınlık, sinir, stres derken çok iyi oldu bir batında çıktık bu sınavdan çok şükür. "Aaa bu beni sevdiğini söylerken aslında bana düşmanmıymış, tüm duygular sahtemiymiş" misali,  zincirleme reaksiyon ile domino taşları gibi herkes patır patır düştü. !  Tabii yarattığı ruhsal etkileri devam ediyor. Sonuçta herkesin hayatında farklı şiddette bir deprem oldu fakat herkesde aynı artçılar devam ediyor. Zaten yeryüzü de nane molla bu depremler bizden ona geçmesin de.. (Tövbe Yarabbi)

Tutunduğun, güvendiğin (için için güvenmemen gerektiğini bildiğin fakat inanmak istemediğin) olmayan oldurmaya  çalıştığın, uzun süredir aklını kurcalayan, içine sinmeyen, seni üzen ve gereksiz idare ettiğin ne varsa seni kurtaracağım merak etme diyen bir enerji kuşağından geçtik ve böylece bir türlü cesaret edemediğimiz, kıyamadığımız, bırakamadığımız ne varsa "O" bizim yerimize herşeyi yaptı. Yani şu an belki anlaşılmasa da hayırlı işler ve temizlikler içindeyiz. Sakin ve DENGE'de kalıp izlemeye ve anlamaya devam edelim. İyi niyet doğrultusunda herkesin en yüksek hayrına oldu çok şükür. Her zaman yazdığım gibi "Kimse kimseye Hayatımdan çık git demez herkes davranış ve konuşmalarıyla gideceği zamana kendi karar verir".

"Sığ" düşünenler herkesi kendi gibi sığ sanır, "Dengesiz" davranan sürekli bir ileri bir geri gitmekten Dengeyi fark edemez sanki kendi sabit de herkes sallanıyor zanneder :))) ve bu kadar hareket kişiyi fena bulandırır :)) Sonuç da kendi kendini imha eder yani Kim ne yapar kendine yapar ;)

Dolayısıyla kollarda ve kemiklerde yaşanan ağrılar da sizin "halen bırakmam" direnciniz veya "Bıraktım gitti hadi hayırlısı" teslimiyetinize bağlı olarak hafifleme  veya artmalar olabilir. Ağrı kuvvetliyse neye ve neden direnç gösterdiğinizi kendinize sormanızı tavsiye ederim. Baş ağrıları da normal. Yavaş yavaş sakinleşirsiniz. Bence ilaca yüklenmeyin bol bol yürüyüş yapın topraklanın  rahatlayın. Zaten bu kadar karmaşa da dahi enerjinizin çok yüksek olduğunu farkederek "üzülüyorum üzülüyorum bir türlü depresyona giremiyorum" diyebilirsiniz :)))  işte keyfinize bakmak için bir neden daha ! 

Farkındaysanız sadece insan ilişkilerinden bahsediyorum yani öyle ev, iş araba falan dönemi değil. Somut olaylar her zaman olduğu gibi çabanız ve niyetinizle  paralel serbest akışda, sadece ilişkiler bazında silkelendik tabi dolaylı olarak, ortaklı işler, emlak vs konularını da etkileyebilir.

Sanırım şimdi,
"Bir şeyin içinde ÇOK varsa orada Denge bozulur" sözüm daha iyi anlaşılıyordur. Çünkü içinde ÇOK OLan duygulardan geldi darbeler..

(Çok sevdim, çok verdim, çok yaptım, çok aradım, çok ilgilendim  vs.)
Ve "Karşılıklı" Akış Dengesi bozulur.

Neyse bu sınavı da böyle bitirip, ruhsal ve dünyevi deneyimimizi bir ivme daha yukarı çıkararak şükürle ve bizim gibi olanlarla yürümeye devam ediyoruz.
Temizlik iyidir. Seçici, Farkında, Özgür, Rahat, Mutlu, Güçlü ve de en önemlisi hayatında "ne istediğini" olmayı öğretir ve özgüveni pekiştirir zaten hizmet amacı da budur..

Şimdi kalanlarla bir çay molası verelim kendimize gelelim ve sonraki sınavlarımıza Cesur, Güçlü ve Cin gibi Farkında hazırlanalım  :)))
Daima Hatırlayalım ki , Her Bitiş , Muhteşem BAŞLANGIÇLARIN giriş kapısıdır .. 
Hepimize Afiyet Şifa OLsun :))
Ve de Öyle OLdu çok şükür..
Alev Cedimağar