30 Ocak 2017 Pazartesi

Bu sene tüm sınavlar BAŞ ile ilgili gelecek

Biliyorsunuz bu sene tüm sınavlar BAŞ ile ilgili gelecek. Yani Beynin yönettiği her şey..

Bu yüzden lütfen Antideprasanlarla beyninizi uyuşturmayın.
Sorun neyse onun çözülmeye ihtiyacı var.
İstediğiniz kadar beyninizi uyuşturun istediğiniz kadar kaçmaya çalışarak sorunu uyuşturucu ilaçlarla ya da bir takım maddelerle örtmeye çalışın ne yaparsanız yapın bu sizin karmik düğümünüz yani kesinlikle ve kesinlikle çözmeniz gerek.
O yüzden sorun ne ise yüzleşin ve tüm cesaretinizle çözüme odaklanın. Çözüm belki şu AN itibariyle sizi mutlu etmeyebilir ya da üşenebilirsiniz ya da kendinize güvensizlik yaşayabilirsiniz çok normal.
Kendinize sorun lütfen. “Ne zamana kadar böyle korkak ve kaçarak yaşayacağım ? Bu bana yakışıyor mu ? ben neler yaşadım bu yaşıma kadar hepsini hallettim çok şükür. Yine hallederim.” Diyerek kendinizle barışın. Sonrasında ise harekete geçin. Baştan sizi zorlayan her şey sonrasında “iyi ki yaptım keşke daha önce yapsaymışım” dedirtecektir. Nitekim eminim bu cümleleri hayatınızda çok kurdunuz;)
Bugün harekete geçin. Konu iş mi ? iş arama sürecinizi hızlandırın. Olmuyor mu ? o zaman başka seçenekler düşünün. Mesela kendi başınıza nasıl bir iş yapabilirsiniz ? Kimden fikir desteği alabilirsiniz. Zaten size akıllı fikirler vermeyen motive etmeyen insanlarla konuşup anlatmayın. Size attıkları negatif çengellerle sorunu ve sizi daha fazla aşağı çekerler. O yüzden kendinizden emin konuşun yani “Fikir alıyorum dert yanmıyorum” modunda olun. Eğer niyetine girerseniz fikir fikir doğurmaya başlar. Hiç aklınızda olmayan şeyler gelmeye başlar. Zaten mucizelerin gelmesi için önce sizin mucize olmanız inanmanız ve harekete geçmeniz gerek. Kimsenin kucağına otururken düşmüyor mucizeler ve fikirler ;) Gayret varsa Destek gelir daima ;)
Konu başka ise onları da aynı şekilde çözebilirsiniz. Unutmayın tüm temizlikler önce konuşarak başlar . Kendinizi ifade edin. Mutlu olduğunuz mutsuz olduğunuz her ne ise ağlamadan sızlamadan sitem etmeden sakin rahat ifade edin.
Yani hep yazdığım gibi “Günah Keçisi yok” siz neye izin verirseniz öyle Olur.
Tabii hayatınızı ağlayarak sızlayarak kendinizi uyuşturarak geçirmek istiyorsanız bu da bir seçim. Lakin zannetmeyin ölene kadar kendimi uyuşturup kurtulurum böyle de giderim diye. Çünkü tekrar dönüşler daha sert imtihanlarla oluyor haberiniz Olsun ;)
O zaman bugün itibariyle bir silkelenelim. Bir üzüm sirkeli su ile duş alıp kendimize gelelim. Sonra beyaz küçük bir mum yakarak kendimizle yüzleşelim ve sonra da harekete geçelim diyorum naçizane..
Hepimizin en yüksek hayrına IŞIK Olması Herkesin çok mutlu çok sağlıklı, çok Bereketli, Huzurlu yaşaması dileklerimle, Sevgiyle..
Ve de öyle OLdu çok şükür.. <3
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

26 Ocak 2017 Perşembe

BİLMİYORUM !



Bir gün bir yere gidiyoruz ve durup bir dükkandan adresi sorduk.
Dükkan sahibi Adam durdu baktı düşündü falan neyse tarif etti.

Tarif ettiği gibi gittik ve bulamadık.

Sonra ben orada tekrar birine sordum. Bu kez sorduğum adam “oooo çok yanlış yere gelmişsiniz. Burası ile hiç ilgisi yok. Şöyle gideceksiniz” dedi. Ve aynen onun dediği gibi gidince aradığımız yeri bulduk fakat geç kaldık.

Dönüşte Annem “Alev adres sorduğumuz ilk yerden gidelim” dedi.
- “Neden” dedim.
- “O bize adresi yanlış tarif eden adama uğrayalım. Doğru adresi söyleyelim. Bizim gibi başkalarına da yanlış tarif edip dolaştırmasın öğrensin. Bir şeyi Bilmiyorsa da BİLMİYORUM desin ne var bunda?” dedi.

Tabii artık yol çok ters olduğu için geri dönüp uğrayamadık.

Nitekim Annem bunu hep yapardı. Kendisine yanlış teşhis koyarak 2 ay merhemlerle vs. zaman kaybettiren Dermotoloji uzmanı doktora daha sonra gidip “ Göğsümde alerji yokmuş ben Meme kanseri olmuşum. Eğer benim gibi bir hastanız olursa ona zaman kaybettirmeyin. Hemen bir meme cerrahına gönderin Doktor Hanım” diye uyarmaya gitmişti.

Hayatım boyunca ben de Yanlış bilgi verilmesini ve insanların yanlış yönlendirilmesine çok karşı oldum.. Hele hele “onu da bilirim bunu da bilirim” yüksek egosuyla yalan yanlış bilgi dağıtanları bazen uyarmakla birlikte bazen de “Yüce Yaradan Ruhlarını aydınlatsın” en önemlisi de “okuyanlara “araştırma” farkındalığı versin” diyerek izliyorum.

Eğer gerçekten iyilik yapmak ve yardımcı olmak istiyorsan, O zaman BİLMİYORUM demesini bilmen gerek. Bu şekilde eğer konu ilgini çekiyorsa sen de öğrenirsin, Karşısında ki kişi de bilen birine zaman kaybetmeden yönlenir ya da kendisi bir şekilde araştırmaya başlar. Yani her iki tarafa da faydası olur.

BİLMİYORUM insana sorumluluk, Stress, Rahatsızlık acaba doğru mu söyledim ? Doğru söylemediysem ortaya çıkarsa rezil mi olurum ? gibi düşünceleri de beraberinde getirmediği gibi karşısındaki kişinin yanlış işler yapmasını önlediği için de “Negatif düşünce, söz ve eylemler” yaratmaz ve yansıtmaz.

Benim bir aşçı arkadaşım var. Ben yemek işlerini pek bilmem Tatlılarda uzmanım der. Ve yaptığının EN İYİSİNİ yapıyor !

Yani herkes uzmanlığı, ilgi alanı ne ise onu bilmesi çok normaldir. Zaten herkes “uzmanım” dediği konuda uzmanlaşsa Topluma daha faydalı olur.

Kimse her şeyi bilemez zaten Bilmesi de mümkün değildir. BİLMİYORUM kelimesini kullanamayanlar, yüksek ego, gurur ve kibir sahibi insanlardır.

BİLMİYORUM derseniz kimsenin de yoluna taş koymazsınız ve dolayısıyla o taş sonra dönüp dolaşıp farklı şekillerde kafanıza da düşmez ;)

Velhasıl Arkadaşlar,

Bilmiyorsanız kendiniz de öğrenin ve öğretin..

Öğrenirken de bir şeyi okuyup onu doğru kabul etmek değil, o konuyla ilgili “Her şeyi” okuyup analiz edebilmek önemlidir 
İşte her şey bu kadar basit..

Alev Cedimağar


Şifacı Rehber

25 Ocak 2017 Çarşamba

Yine Aynalık

Sana Aynalık yaptım , yok yapmadın durumlarında Kısaca Formul Şu :
Mesela Biri size yalancı dediğinde eğer ağrınıza gidiyorsa kendinizi ispat etmek için çırpınıyorsanız , o zaman yalancılıkla ilgili temizlemeniz ve kendinizle yüzleşmeniz gereken bir durum var demektir.
Eğer ağrınıza gitmiyorsa ve "Banane ya, neye isterse ona inansın ne yoracağım kendimi. Vakti geldiğinde Nasıl olsa bir gün öğrenir" diyor ve hatta gülüyorsanız, o zaman karşınızdakinde "yalancılık" veya sizi itham ettiği konu her ne ise onunla ilgili bir sorun olduğunu anlayabilirsiniz. Çünkü Herkes "yaralandığı şey ile yaralamak" ister. Bu da size o kişiyle ilgili bir işaret verir ;)
Bırakın onu kendi haline, Yaradan ruhunu aydınlatsın deyin , gitsin ne hali varsa görsün :)))))
Tabii böyle davrandığınız halde ısrarla devam ediyorsa o zaman ya açık açık konuşup "Senin bununla ilgili bir sorunun mu var? şeklinde onu kendisiyle yüzleştirmek ya da mesafe koymak en iyisi olabilir.
işte bu kadar basit ;)
Rahat OLun, kendinize güvenin ve Işığa doğru Sevgiyle, DENGE'de emin adımlarla yürümeye devam edin canım arkadaşlarım 😘
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

23 Ocak 2017 Pazartesi

Kısmete sıçramak gerek.

Ben çocukken bazen gittigimiz yerlerde ki konuşmalarda kısmet'den laf açılır ve orada bir teyzenin "Ben genç kızken dışarı çıkmaz evimde oturur iş yapardım. Çok iyi ev kızıydım ama karşıma iyi biri çıkmadı evlenemedim" Tarzı biraz gurur duyarak biraz da sitem dolu konuşmalarına şahit olurdum.
Ya da birisi hakkında "Çok iyi ev kızı ama evlenemedi yazık" şeklinde konuşulurdu. Ben de içimden "Evden çıksaydı biriyle karşılaşıp evlenirdi. Evde kim görecek seni" diye düşünür ve bazen de sesli söylerdim tabii hemen Annemin direkt bakışları ve kaşlarını yukarı kaldırıp "Sus" işaretiyle karşılaşırdım :)))
Herkes Tekamülünü kendi seçimleriyle yaşar lakin Kısmet'e de sıçramak yani yaratmak lazım.
Oturduğumuz yerden ne iş ne de eş bulunur o yönde "hareket" ederek o niyetin enerjisini de harekete geçirmek gerek.
Bazı insanlar bize vesile olur.
"Şurada bir iş var bir görüş bakalım belki bir şey çıkar veya birine gönderip tavsiye eder seni" dediğinde,
"Aman ya boşver o iş olmaz" diyerek yerinizde oturursanız zaten olmaz.
Kapıları çalmak bazen de itmek gerekir.
Ya da birisi "Hadi gel bu hafta sonu arkadaşlarla toplanacağız" dediğinde
"Aman boşver ne işim var" derseniz belki oraya tesadüf uğrayan biri ile karşılaşıp tanışma ,
Ya da birisinin sizi görünce aklına geldiği bir tanıdığı ile tanıştırma fırsatını kaçırmış olursunuz ;)
Velhasıl Hayat sürekli "aracılar" kullanarak seçenekler sunar ve harekete geçirmeye çalışır.
Tabii işaretleri görünler için ;)
Bu hayatta olmazsa bir dahakine bu tecrübeler birikerek aynı basamaktan tekrar karşımıza çıkar. O merdiven ya çıkılacak ya da çıkılacak ;)
Tüm beklentiler bu şekilde yol bulur.
O zaman ertelemeyelim ve zaman kaybetmeyelim.
ŞİMDİ EYLEM ZAMANI.!
Çünkü Eylem yoksa Dualar gerçek olmaz...
Ve de GERÇEK OLdu çok şükür 👐
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

19 Ocak 2017 Perşembe

Bugün 19.01.2017 yani yine BİR Döngüsü

BUGÜN
19.01.2017
Yani
Yine 1.1.1 döngüsü ;)

Geçen sene 9 döngülerini Eylül’ ayında 3 aşamada tamamlamıştık. Şimdi yeni BİR enerjisi daha senenin ilk gününden başladı ve döngülerde peşi sıra tüm etkisini göstererek devam ediyor. 3. Döngü de 28.01.2017’de ;) Bu seneye cidden her anlamda sert ve hareketli başladık. Zaten siz de farkındasınız. İşte BİRLİK enerjisinin artık BİRLİK OLun mesajının ilk işaretleri bunlar..

Daha önce yazdığım 10.01.2017 yazıma ek olarak,
Öncelikle Sağlık ile ilgili ertelediğiniz her şeyi bitirmenizi kesinlikle tavsiye ediyorum.
Mesela en basitinden bir sivilce, et beni, sigil vs. gözünüze takılıyordur “Bir doktora göstersem iyi olur “ diyorsunuzdur sonra da boşveriyorsunuzdur. Lütfen işte böyle erteleyip de boşverdiğiniz her şeyi gidin yapın bitirin lütfen..Alt tarafı bir randevu ve en geç 2 saat içinde hallolup sizi de düşünmekten kurtaracak. Hem 1 gün sürse ne olur ? Yapmayıp aylarca aklınızda taşıdığınız da daha büyük zaman kaybı ve ağırlık sizin için.. Hem ruhunuzu da yıpratıyor hem de bedeninize eziyet ediyorsunuz. Unutmayın bu bedeni çok iyi bakmak şartı ile emanet aldık. ;) 
Ayrıca Tüm Kadınlar Lütfen Meme Kontrollerini yaptırarak Mamografi, Ultrasan ve Simir Tetkiklerini yaptırsın.  Yaptıranlarda lütfen sayfasında “Ben gittim tüm kontrollerimi yaptırdım” şeklinde yayınlasın ki herkes birbirini teşvik etsin.  Öyle kalpcikler koyarak bu kadar ciddi bir mesele yürümez. Gerçekten amacınız destek olmak ise daima açık olun, konu ne ise açık yazın lütfen.

Bir de özellikle kilosu olan  ERKEKLERİN (mesela göğüslerinde ağrı ,renk ve doku değişmesi vs. gibi) bir tuhaflık hissediyorlarsa doktora gitmelerini kesinlikle tavsiye ederim. Pek duyulmamış olabilir lakin Erkeklede de Meme kanseri çok yaygın. Ben onkoloji servislerinde meme kanseri tedavisi gören çok erkek gördüm. İsterseniz Google üzerinden araştırabilirsiniz ;)

Yani Ertelediğimiz tüm Sağlık kontrollerimizi bu ay içinde bitirip Şubat’da tetkik sonuçlarımızı topluyor ya da duruma göre tedavilierimize başlayıp kafamız ve içimiz rahat yolumuza sağlıkla ve huzurla devam ediyoruz <3

Daha önce bariz bir rahatsızlığınız yoksa sizi normalden fazla rahatsız etmiyorsa yine baş dönmeleri,baş da karıncalanma gibi bir his, tansiyon iniş çıkışları, kalp çarpıntıları normal. Zaten bu sene yine daha önce yazdığım gibi her şey genelde BAŞ çevresinde dönecek. Yani düşünceleri dengelemeye, kararları uygulatarak, sakin kalmaya, Çözüm odaklı düşündürtmeye, antidepresan gibi ruhu ve beyni uyuşturan ilaçlardan ve maddelerden uzak durarak sorun neyse yüzleşip çözüme odaklanmaya ittirecek.

Eski döngü’de kalıp yani ısrarla DEĞİŞİME direnenler de ağlayıp sızlanmaya istediği gibi devam edebilir. Eğer ilaçlarla beynini uyuşturmuyor ve düşünme kapasitesini kaybetmediyse zaten kendisine “Yıllardır ağlayıp sızlanıyorum işime yaramadı ben en iyisi artık Cesur olup konu her ne ise çözüme odaklanayım harekete geçeyim” diyecektir. Demiyorsa da artık bir daha ki dünya’ya gelişlerinde daha ağır sınavlarla demeye ittirilecektir. Yani ya olacak ya da olacak. Ruhsal Tekamül ve ruhsal yükseliş böyle bir şey ;)   

Daha önce yine yazdığım gibi Çevremizde gelişen olaylarla ilgili daha net algılara ve dolayısıyla kararlara sahip olabiliriz. Halının altına süpürülen gizlenen her şey ortaya çıkabilir. Buna ertelenen , görmezden gelinen tüm işlerden tutun da, toplumsal olaylar ve insanlarla ilişkilerde dahil. Çünkü Enerji geçişi her BİR döngüsünde bir seviye yukarı çıkıp hızlanıyor. Yani daha önce ne yazdıysam bir tık yukarı çıktığını düşünebilirsiniz.

Bir de bu enerjinin içinde kalbe yumuşak yumuşak dokunan güzel bir akış var. Bence Yüreğinde Sevgi Olan herkes bu döngü de güzel ilişkiler de yaşayabilir. Ben şahsen öyle hissediyorum. Diliyorum ki Herkes beklediği hayat arkadaşıyla bu dönem, bu sene karşılaşsın ve sevgiyle , Saygıyla, Karşılıklı anlayış ve Empati ile, öğrenerek ve öğreterek birlikte sağlıklı,  huzurlu,mutlu bereketli yürümeye başlasınlar..<3

O zaman yine her zaman Olduğu gibi DEĞİŞİMİ SEVGİYLE KABU EDİYOR ve Yüce Yaradanın ışığında her şeyin farkında, bilinçli,Cesur ve Dengeli  harekete geçerek kendimizin ve Bütünün en yüksek hayrına Sevgiyle yürümeye devam ediyoruz.

Ve de öyle OLdu çok şükür <3

Alev Cedimağar

Şifacı Rehber 

Dostoyevski ve Teyze

Dün çok eski bir dostuma uğradım. Kendisi hastaları kabul ederken bende biraz yanında oturdum. Hasta gelene kadar biraz laflıyoruz sonra hasta gidince yine biraz laflıyoruz derken Odaya 65 yaşında bir teyze girdi. Çiçekli eteği, üstünde hırkası ve başında üçgen seklinde bağladığı baş örtüsü, konuşması, şivesi ile bildiğimiz bizim güzel anadolu kadınımız.
Tetkiklerini göstermeye gelmiş. Arkadaşım baktı inceledi gerekenleri söyleyip yazarken Teyze o sırada çantasından, turuncu üstü renkli boncuklarla işlenmiş, el örgüsü minyatür bir çanta çıkardı. "bunu sana yaptım doktor hanım" dedi. Eline emeğine sağlık gerçekten çok da güzel yapmış. Arkadaşımda çok beğendi Teşekkür edip çantanın kulp kısmından hemen bilgisayarının kenarına astı.
Teyze "Seviyorum el işini ve yaptıklarımı da vermeyi. Kitap okumaktan fırsat buldukça (!) hep yaparım" deyince arkadaşımda "en son ne okudun" diye sordu.
"Herşeyi okuyorum. Zülfü Livaneli, Ayşe Kulin, hepsi var. En son Suç ve Ceza'yı bitirdim." dedi.
İkimizde Kulaklarımıza inanamadık ister istemez şöyle bir şaşkın bakıştık.
Arkadaşım "Harikasın sen ya ! Ben herkese suç ve ceza'yı .mutlaka okuyun derim. Özellikle de gençlere tavsiye ederim. Dostoyevski İsmini hiç duymayan var" dedi.
Teyze de "ismini hatırlamamıştım evet dostovki" diyerek onayladı :)) Yani git kadını mıncıkla, sarıl , öp O kadar yani !
Arkadaşım " o zaman bende sana bir güzellik yapıcam ve seni hastaneye yatırıp buradan iyileştirip göndericem. Haftaya kitaplarını da al gel yatışını yapalım burada okursun" dedi.
Bu kez mutlu olma sırası ona geçti gözlerinin içi güldü. Teşekkür ve dualar ederek çıktı gitti..
Sonra diğer hastalar arka arkaya odaya girmeye başladı ve bir hafta sonu görüşmeyi planlayarak ben de kalktım ve çok mutlu ayrıldım...
Bu da kıssadan çok güzel bir hisse olsun Hepimize ;)
AlevCe

15 Ocak 2017 Pazar

Toprağı Şifalandırmak

Farkındaysanız gerek Bireysel Gerekse Toplumsal hayatımızda yaşadıklarımız bir oradan bir buradan BİZİ Akıl - Mantık - Kalp üçgeninde düşünüp hareket etmeye yani DENGE'ye getirmeye çalışıyor.

Evrensel olarak da TOPRAK yani Yeryüzü beni unuttunuz diye sinyal vermeye başladı.

Bu kadar Negatif Düşünce ve OLayın Toprağı etkilemesine de şaşırmamak gerek. Nitekim Tüm Evren etkileniyor.

Kendimizi , Tüm İnsanlığı , Tüm Varoluşu yine BİRLİKTE Şifalandıralım ve hep BİRLİKTE DENGE'ye Gelip orada otokontrol ile kalalım :)

Ellerinizi (avuç içlerinizi) önce birbirine sürtüp sonra avuç içleri yere doğru tutarak tüm iyi niyet ve dualarımızla toprağı şifalandıralım. Yani bizdeki saf enerji ve Işığı dua ve niyetlerimizle aktaralım toprağı (yeryüzünü) rahatlatalım. Bu arada kendimizi de gökyüzünden üzerimize akan bir Işık kanalında görelim. Yani Kaynak'dan alıyoruz veriyoruz. ışık , Şifa döngüsü.

Gözümüzde, Beynimizde ve Ruhumuzda hissederek, görerek, tüm duyularımızla, Dünya'yı Sevgiyle, Huzurla, Barış, BİRLİK, Bereket, Sağlık, Mucizeler, sevinç çığlıkları ve Aşk ile ışıl ışıl parlayan bir ışık topu gibi inci gibi hayal edip canlandıralım ve o Işık tüm evrenlere yayılsın diyelim.. Ve de öyle OLdu çok şükür diyerek bitirelim..

Hep yazıyorum DUA'nın zamanı olmaz. Herşey bir enerji bütünüdür. O yüzden kendinizi ne zaman rahat ve hazır hissederseniz o zaman tüm ruhunuzla hissederek yapın yeterli. Zaten tüm Dualar zamansızlık içinde aynı IŞIK Enerji kanalında toplanır..

Ve de öyle OLdu çok Şükür <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

14 Ocak 2017 Cumartesi

Döngüler, Enerjiler..

Enerji döngüsünde hepimizin en çok farkedeceği nokta şöyle arkadaşlar ;) 
Öyle bir dönemdeyiz ki, kimin işi bitti gidiyor kim gerçekten sevgiyle tüm samimiyetiyle yanında kalıyor, kim destek kim köstek tüm karmik düğümler çözülüyor :)
Hem toplumsal yönetim anlamında hem de bireysel hayatımızda maskelerin düşüp şaşırma dönemimiz hayırlı uğurlu olsun bakalım ;) 
Herkes yere sağlam bassın bir de sakin olun lütfen. Gideni selamlayıp geleni de sevgiyle karşılıyoruz ;) 
Ayrıca her şeyin de farkındayız ve şükürle, sevgiyle , cesaretle yürümeye devam ediyoruz ;)
Yani şu sıralar toplu yoklama yapılıyor ;)
Herşeyi Değiştirme Gücüne sahip olduğumuzu da en iyi hissedeceğimiz dönem. Yine gerek Bireysel gerekse toplumsal. Zaten bireysel hisseden topluma karışıyor ;)
Fiziksel olarak Lütfen Tüm Sağlık Kontrollerinizi yaptırın. Kadınlar özellikle Meme kontrollerini ihmal etmesin çok önemli.
Bu sene BAŞ ile ilgili durumlar söz konusu.
Kendinizi ayık tutun ve antidepresanlarla ruhunuzu uyuşturmayın ihtiyacınız yok ! sorunu uyuşturarak çözemezsiniz lütfen Bilinçli olun, Cesur OLun ve çözmek için harekete geçin. Bir de İnanç sınavına dikkat edin. Çünkü pek çok sorun Yaradana Teslim Olamamaktan geçer. İşte söz de olmuyor öz de olması gerek ;)
Hepimiz çok özel çok muhteşem varlıklarız. bunu hatırlamanız bile kendinize güvenmeniz için yeterli ;)
Herşey Hepimizin gönlünce ve Bütünün en yüksek Hayrına Şifa, Sevgi, Işık, Barış, Birlik Beraberlik, Mucize OLsun..
Ve de öyle OLdu çok şükür <3
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

10 Ocak 2017 Salı

Bugün yine 1.1.1.

Bugün 10.01.2017
Artık numorolojik hesaplamasını biliyorsunuz
Yani 1.1.1. oluyor..

Tam BİR döngüsüne 01.01.2017’de girmiştik zaten. O güne bakarsanız ayrıntıları görebilirsiniz.

Şimdi aynı kanalın paralel destekleyici akışlarının etkisine girdik.
Yani bu tabiri caizse her şey gözümüze gözümüze daha fazla sokulacak anlamına geliyor.

2016 yılında DEĞİŞİM diye kendimi paralamıştım ve 2017 için de eğer direnirseniz daha kuvvetli etkilerle (daha zorlu) karşınıza çıkacak dediğim durumları yaşamaya başladık.

Mesela Diş probleminiz vardı boşver dediniz. Şimdi o diş hiç aklınıza gelmeyen sorunlarla belki de operasyon vb. durumlarla karşınıza çıkıyor.

Ya da aman kimse duymasın dediğiniz bir sırrınız vardı. Onu gizlemeye çalışırken hiç olmadık bir yerden karşınıza çıkıp sizi şah ve mat yapabilir. O yüzden Sırrınızla yüzleşmeniz ve kimden saklıyorsanız “O zamanlar o aklımla öyleydi. Dersimi aldım böyle oldu” şeklinde kabullenip kendinizden serbest bırakarak artık enerjinizi rahatlatmanız iyi olurdu. ve de uygularsanız çok da iyi OLur..

Ya da İlişkilerle ilgili gözünüze battığı halde hep yazdığım gibi “aman düzenim bozulmasın, aman ilişkiler zarar görmesin, Bir daha yapmaz, bir daha üzmez, Aman onun hatırı var bunun gönülü var” dediğiniz durumlarda “Ben zaten başından beri biliyordum bile bile lades oldum” dedirtebilir. Yani yine bir Dengelenme ve Temizlik zamanı..

Ya da Önemsemediğiniz ve “bana bir şey olmaz” dediğiniz bir sağlık durumu karşınıza daha farklı çıkabilir. Mesela önemsemediğiniz ama içgüdüsel olarak sizi rahatsız eden bir sivilcenin farklı bir safhaya geçmesi gibi..Mesela hiç yaptırmadıysanız Hepatit A-B ve C gibi kan tahlillerinizi yaptırmanızı tavsiye ederim.

Ya da İşinizle ilgili yapmanız gereken değişikliği cesaret edemeyerek devam ederken birden olmadık bir şey ile “ilk düşündüğümde şunu yapsaydım iyiydi” demeniz gibi.. Olsun yine yaparsınız . Sonuçta vardır bir hayrı. Demek ki harekete geçme zamanı Şimdiymiş diyerek başlayabilirsiniz. <3

Velhasıl çok örnek verebiliriz.

Sonuçta Hasır altı edilen, görmezden gelinen, geçmişe gömdüğünüzü ve unuttuğunuzu zannettiğiniz her şey ile son kez yüzleşme zamanlarındayız. Tabii bu kez de kaçmaz ve kökünden halletmeyi seçerseniz son kez olur. Eğer seçmezseniz bir tık daha yukarı çıkarak oyun daha da zorlaşıp normalde tek parmak halledeceğiniz durumlarda iki elinizi kullandırtmak zorunda kalabilir. Sonra kollar , bacaklar derken kendinizi girdap da bulursunuz. O yüzden bence uzatmaya gerek yok. Konu Neyse halledin bitsin işte. Korkunun ölüme faydası olsaydı şu an Hiçbir yerde mezar olmazdı :)) Tabii yine seçim Sizin. Sonra oflayıp puflayıp “ben ne kadersiz şanssız bahtsız” arabesk edebiyatına başlamayın, Başlarsanız da bana yazmayın lütfen :)))

Toplumsal olarak artık her şey ortada. Bundan daha açık ve net de olamazdı..
Ya BİRLİK Olacağız, ya da BİRLİK Olacağız. 2017 ciddi büyük sınavların olduğu bir sene..

Fiziksel Olarak ise, Midenizde yanma (özellikle göbek deliğinizin üstünde ) , Baş dönmesi, Algılarda yavaşlama, kilo verme yani “Zayıflama” gibi durumlar görülebilir. Rüyalar ile ilgili her zaman yazıyorum. Yine mevcut yaşadıklarınızdan birkaç basamak daha farklılaşma olabilir.

Her Bitiş yeni Bir Başlangıç’dır..
Hepimizin Yeni Başlangıçları, Hepimizin en yüksek Hayrına Sevgi, Mucize, Bereket, Işık, Şans, Huzur, Barış, Neşe, Birlik ve Muhteşem Olsun..
Ve de öyle OLdu çok şükür..
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

9 Ocak 2017 Pazartesi

ZAMAN YOLCULARI

Arkadaşlar BİLGİ'de birazcık yukarı çıkıp ZAMAN YOLCULUĞU ve ZAMAN DA YOLCULUK EDENLER hakkında yazasım geldi :)
Hani her zaman söylüyoruz ya ZAMAN sadece Dünya boyutuna ait bir Kavramdır. Herşey AN itibariyle OLur.
Aslında zaman düz bir çizgidir. ileri geri hareket edebilir ve eğer o bilinci kullanabilme yeteneğine sahip olursak zamanda ileri veya geri hareket edebilmek yani yolculuk yapabilmek de çok kolaydır. Nitekim Albert Einstein izafiyet Teorisi ile bunu detaylı anlatmış ve Stefan Hawking'de solucan delikleriyle bu zaman sıçramalarının mümkünlüğü bilgisini vermiştir ;)
Yani Varoluş'dan beri aramızda dolaşan Zaman Yolcuları mevcuttur. Hatta Bu Yolcular Başka Boyutlardan da Olabilir ;)
Yıllar önce İstiklal Caddesinde yürürken karşıma 45 yaşlarında genç bir adam çıktı. Sanki Şapkası, bıyığı, kıyafeti ile 1920'lerden falan fırlamış gibiydi. İstiklal caddesi bildiğiniz gibi Özellikle Sanat camiasının merkezi olduğu için (Meşhur Yeşilçam sokağı oradadır) Ben dikkat çekmek isteyen bir tiyatro sanatçısı falan gibi düşünmüştüm fakat bayağa da incelemiştim. Yani kendini göstermek için değil aksine gayet kendi halinde, etrafı seyrederek, efendi efendi giden bir adamdı. Kafamı da bayağa kurcalamıştı. Daha sonra ki zamanlarda "Zaman yolculukları" ile ilgili bir Bilgi karşıma çıktı ve direkt olarak o adamı hatırladım. Muhtemelen bir zaman yolcusuydu ve en dikkat çekmeyecek yer olarak gezmek için kendine orayı seçmişti..
Aşağıdaki video'da bununla ilgili çok güzel bilgiler var. özellikle 1940'lı yıllarda cep telefonu ile konuşanlar çok ilginç :)) Bence onlar cep telefonu değil ona benzer daha farklı bir teknoloji çünkü bu tarz zaman sıçramalarında telefonların ait oldukları şebeke ile bağlantısı olamaz diye düşünüyorum.
Velhasıl Yorum sizin..
Videonun linki : 

https://www.youtube.com/watch?v=ClBhA9Ds6Gw

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber
NOT: Bazı Bilgileri mümkün olduğu kadar özet vermeye ve ilgisi çekenler için eğer isterse kendi özgür iradesiyle araştırıp öğrenmeye devam etmesine yardımcı olmaya çalışıyorum. Eğer ilginizi çekerse Google üzerinden "Zaman yolcuları, Zaman da sıçrama yapanlar" gibi farklı şekillerde arayabilir daha detay bilgilere ulaşabilirsiniz..


DERVİŞ ile ÇOBAN


Küçük bir çocukken bir gün Babama “Nasıl dua etmeliyim” diye sormuştum..
Babam da güldü ve
“Sana önce Derviş ile Çobanın hikayesini anlatayım” dedi..

 Bir gün Derviş dolaşırken bir çoban görmüş. Çoban namaz kılıyormuş fakat her hareketi yanlış. Derviş yanına gidip, “Oğlum namaz öyle kılınmaz böyle kılınır” diye anlatıp öğretmeye başlamış.Sonra da yoluna devam etmiş..
Aradan zaman geçmiş bir bakmış Çoban arkasından koşa koşa geliyor...
“Derviş Baba , Derviş Baba nasıl kılacaktım unuttum sen bir daha de bana”
Derviş akan nehrin üzerinden yürüyerek karşı tarafa geçiyormuş. Bir bakmış Çoban da aynı kendisi gibi nehrin üzerinden koşarak ona doğru geliyor.
Anlamış Derviş ve çobana “Oğlum git nasıl istersen öyle kıl” demiş...

Babam bunu anlattıktan sonra bana “Önemli olan kalp temizliğin , herkes hakkında iyi şeyler düşünüp yapman. İçinden nasıl geliyorsa öyle dua et. Yalnız kendin için dilediğin her şeyi HERKES için dilemeyi unutma.”  demişti..

Bu hikayeyi hiç unutmam ve pek çok düşüncemde klavuzum olmuştur..

O yüzden kimin neye inandığı ya da inanmadığı hiç umrumda olmadı. İnandığı şeyin onu nasıl bir insan yaptığına baktım. İsterse Taşa tapar isterse Öküze .. Kendini nasıl mutlu hissediyorsa öyle yaşasın.
Sonuçta Vicdanlı mı ? Kendine ve insanlara karşı iyi mi davranıyor ? Topluma faydalı mı ? Kalbinde Sevgi var mı ? Bu sevgiyi ben ya da başkaları hissedebiliyormuyum ? Bana mutluluk veriyor mu ? Ben sadece bunlara baktım. Dolayısıyla da beni ilgilendiren tek şey İNSANLIĞI Oldu..
Nitekim ilerleyen yaşlarımda, “Çok içki içiyor, Ay bu Allaha inanmıyor, ibadet etmiyor vs.” şeklinde yargılanan pek çok insanın da “Ne kadar çok yardımsever, iyi niyetli, empatisi yüksek, Birilerine yardım için ilk koşanlardan, kimsenin lafını etmeyip ortalıklarda fitne , fücur yaratmayanlardan, Sohbetlerinde sadece Bilgi dolu mesajlar veren, kimsenin inancına, ibadetine karışmayan” insanlar olduklarını da bizzat gördüm.. Tabii tam tersi olanları da, Yani sürekli ibadet eden veya ibaret ettiğinden bahsedip GERÇEK İNSAN OLMANIN Sırrına eremeyenleri de..
Daha sonraları Mevlananın “Şekil ibadeti yoktur, Gönül ibadeti vardır” sözünü daha iyi anladım..
 Velhasıl,
Birilerini tanımadan bilmeden inançsız ya da inançlı (ya da bağnaz) olarak yargılayan, Kendi yaşam şeklinde olmadığı için ötekeleştiren , inançlarına göre yargılayan herkes aslında “Dünyevi olarak yorumlarsak” İnançsızdır.  
Tabloya GENEL Olarak baktığımızda ise, Herkes kendi bilinç ve ruhsal yolculuğunu yapmaktadır. Yani Hata, Yanlış, Günah, gibi kavramlar yok. Hepsi Öğretici işaretlerdir. Nitekim işaretleri anlayabilirsek..

Herkes bu Tekamül yolculuğunu ya kendisiyle yüzleşerek bitirecek ya da tekrar dönerek yeniden aynı döngülerden geçecektir. Nitekim Genelde geri dönüşler daha ağır sınavlarla olur. Çünkü amaç hangi dersi almak istiyorsak (hoşgörü, inanç, özgüven, Güç, Kontrol, Denge, Vicdan, Sevginin Evrenselliği vs. )  o dersi alıp öğrenerek ve öğreterek  dersi bitirip sınıfı geçmek yani o hayatı tamamlamak ve sonraki derslere  için Dünya Okuluna devam etmektir ;)

Ruh inançla beslenir. Lakin eğer IŞIK ve SEVGİ saçıyorsa O İnanç gerçekten Rehber olur..
Tüm İnançların Temeli ise SEVGİ'dir.

Ve yine aynı Sonuç’da buluşuyoruz...
Yani,
Hepimiz aynı kaynaktan gelen ve yine aynı kaynağa geri dönen
Muhteşem Varlıklarız .

Hepimizin en yüksek Hayrına IŞIK Olması dileğimle ve Sevgiyle..

Öyle de OLdu çok Şükür

Alev Cedimağar

Şifacı Rehber 

7 Ocak 2017 Cumartesi

Genç Ruh ve Yaşlı Ruh Ne demek ?


Bazı Ruhlar Dünya'ya yeni enkarne olan ruhlardır. Yeni derken ilk kez olmasa da 3-5 kez de yeni demektir. Biz bunlara "Genç Ruhlar" deriz.

İnsan olmayı ve Dünya'yı yeni yeni deneyimlemeye başlamışlardır. Yani hepimizin geçtiği aşamaları şimdi onlar geçerek Ruhsal Deneyim kazanmaya çalışırlar..

Bu Genç Ruhları nasıl tanırız ?

Akla mantığa sığmayacak şeyler söyler bir de savunurlar.
Mesela ;
Satranç'a şeytan icadı demek gibi :))) (Kimbilir belki de bir başka yaşamlarında en iyi satranç oyuncusu kendilerinden çıkar)
Ya da birilerinin ya da bir şeyin tüyü kılı olmak ve kendi varlığını yok saymak gibi.. Bunlarda bir dahaki geldiklerinde  mutlaka  özgüven, kendini sevmek, kendine saygı duymak, sorgulamak ve Teslimiyetin sadece Yaradana olduğunu öğreneceklerdir..
Ya da, İnançlarını düşünmeden, sorgulamadan kendisi gibi inanmayanlara zarar verecek kadar sabit fanatik bağlıdırlar. Oysa ki inancı olan inançlara saygı duymayı bilir. Bu insanlar daha sonra ki yaşamlarında önce Sorgulamayı ve tüm inançların aslında tek bir Yaratıcı Güç altında toplandığını öğrenmek için kendini geliştirmeyi,  Evrensel özgür inancı ve Tüm inancların temeli olan SEVGİ'yi seçecektir … Çünkü başka yol yok..
Ya da Toplum içinde çok kaba, etik ve ahlaki olmayan davranış ve konuşma şekline sahip olabilirler.Genel de böyle insanlar gördüğümüzde iç güdüsel olarak ağzımızdan şu cümle çıkar "Ya hiç mi insanlıktan nasibini almamış bu nasıl birşey !!!"

Evet Doğru şimdilik almamış ve almaya yani öğrenmeye gelmiş. Aynen BİZİM gibi..
Mesela bir tane de bizim apartmanda var. (her binada, her iş yerinde veya toplu bulunulan yerde mutlaka olur) Hepimize tekamül sıçraması yaşatıyor Biz de ona hiç yaklşmamayı seçtik çünkü yaklaşan büyük sıçramalar yaptı ve tamam anladım bu bana yeterli dedi :))))


Bazen de öyle yaşlılardan öyle tuhaf şeyler görüp duyuyorum ki, içimden "Hiç mi bir şey öğrenememiş. Çok üzücü.. Artık bir daha ki sefere OLsun bari" diye düşünmeden geçemem...
. 

Bazıları cidden çileden çıkarıp sınav yaratmaya aday oluyor :)) Böyle durumlarda bakıyorum durum vahim. Bırak anlamayı, düşünmeyi bile reddediyor “Alev görüyorsun henüz zamanı değil zorlama daha fazla tepki yaratırsın. Kendine de bile bile sınav yaratma” diyor ve uzaklaşmayı seçiyorum.

Çevremizden bunun gibi çok örnek verilebilir. 

Yani Ruh başka birşey Beden başka birşey.. Beden dünya boyutunda yaşlanır ve biz ona yaşlı amca/teyze deriz. Ruhun ise cinsiyeti olmadığı yaşı da yoktur. Ruh titreşimini yükselterek sonsuza kadar yaşamaya devam eder. Her yaşam ile de sahip olduğu ruhsal bilinci yaşadığı bedende yansıtır. Zaten maksat daha yüksek ruhsal farkındalık boyutuna geçmektir. 

Bu arada "Genç Ruhlar" kendi tekamüllerinde yol alırken bize de farkındalık dersi verirler. Biz de onlara bu hayat yollarında yargılamadan öğretme dersi veririz. Yani karşılıklı Birbirimize ruhsal hizmet ederiz..


Bazen de küçük çocuklar görüyorum. Onları da genelde “İçine büyük adam kaçmış ! “ şeklinde yorumlarız ;)   İşte onlarda ileri Bilinçli, Olgun, kavrayan, anlayan yani Yaşlı Ruhlar olarak bize buradayım derler. ;) 

Yaşlı Ruhlar Dünya'ya geri dönmez diye bir kural yok. Elbette geri dönerler. Bazen Dünya'ya hizmet etmek, bazen yarım kalmış bir görevleri varsa tamamlamak ya da farklı sebeplerden olabilir. Onlar da genelde Bilge duruşları,Enerjilerinin güzellikleri, yaklaşımları, duruşları, fikirleri, yaptığı işlerde liderlikleri, insanları  bir araya getirme ve herkesi birbirine sevdirme  ve pek çok özellikleriyle bizi kendine pozitif yönde çeker ve kucaklar..  

 
Velhasıl bunları niye yazdım ?

Kendi Yolculuğumuzda karşılaştığımız bizim gibi kendi yolunun yolcusu olan diğer yolculara daha geniş bir açıdan bakarak, öfke, kızgınlık,
nefret yerine onları anlamamız (bazen onlar bizi anlamasa da)  destek olmamız ve duruma göre de sevgiyle izlemeniz için :)
Bu şekilde çok olasılıklı baktığınızda farkındalık çıtanızı da yükseltir ve Bilinçli olursunuz. Artık sizi eskisi gibi kızdıramazlar..AN'lık şöyle bir sallansanızda sonra kolay Dengelenirsiniz.
Tabii aynı yolları daha önce geçtiğimizi ve eskiden kendimizin de O öfke duyduğumuz insanlardan biri olduğumuzu da hatırlayalım :)) Yani Yüksek Ego yapar ve küçümseme eğilimine girerseniz Ruhsal Düşüşe geçersiniz. Çünkü HEPİMİZ aynı döngüye girdik ve yaşadık.

Bu Dünya aslında bildiğimiz bir Okul versiyonu.. Kendini bulma öğrenme yolunda hepimiz birbirimize öğretmenlik yaparak bir üst sınıfı geçmeye çalışıyoruz. Tabii bu arada bitmeyen bir öğrenciliğimiz de var ;)

Yani Neymiş?

Böyle Kişilerin veya Durumları artık bizi etkilemesine izin vermiyor, düşünüyor, anlıyor, gülerek ve sevgiyle izliyoruz .. En önemlisi de bu "Çıkış döneminde" kendi ruhsal değişim ve geçişlerini farketmelerini canı yürekten diliyoruz. Onların fark etmesini dilerken biz de bize fark ettirdikleri ve öğrettikleri için şükrediyoruz.. Yüksek Farkındalık işte böyle bir şey..

Öyle bir dönemdeyiz ki, Anlayan ve Kişisel Değişimi yönünde ilerleyen için bir sürü hayata ait deneyimi aynı hayat içinde yaşama şansına sahibiz.
Yani seçimlerinizle hayatınızı nasıl istiyorsanız o yönde , sanki elinizde sihirli bir çubuk varmış gibi değiştirebilirsiniz. Yeter ki hayal edin, isteyin ve o yönde harekete geçin.. Kader Kendimiziz !

Sonuç ise hic Değişmiyor.
Yani,
Hepimiz aynı kaynaktan gelen ve yine aynı kaynağa geri dönen Muhteşem Varlıklarız .

En güzel dua ise “Yüce Yaradan Sevgisiyle ve Işığıyla Hepimizin yolunu aydınlatsın”.. 


Ve de öyle OLdu çok şükür ..

Alev Cedimağar