12 Nisan 2017 Çarşamba

UYKU VE UYUMAK



Hepimizin çok farklı uyku alışkanlıkları var. Elbette işimiz gereği erken kalkmamız lakin bununla birlikte bedeni dengeleyerek belli bir saatte de uyumamız da gerekiyor.
Bazı kişiler “ben erken kalkarım 12’den önce de yatmam” şeklinde kendisine bir sınır belirleyerek bedenini ve kendini şartlandırarak içsel olarak o saati bekliyor. Ya da “Geç kalkarım geç yatarım” şeklinde yine belli kalıplara kendini sığdırmaya çalışıyor.
Öncelikle artık “eskiyi” unutmamız ve bedenimizi dinleyerek onunla uyumlu hareket etmemiz gerektiğini öğenmeliyiz.  BİZ bu bedende yaşayan muhteşem ruhlarız. RUH olarak kullandığımız bedenimiz şu AN bu hayatta sahip olduğumuz en önemli araçtır. Bu araca  iyi bakmalı ve değişen dönemlere de değişerek uyumlanmalıyız.
Yani artık saatleri bir kenara bırakıp uykunuz geldiğinde yatmanız ve uyumanız çok önemli.

Uyku bizim Enerji uyumlanmalarımızın bedenimize ve ruhsal benliğimize en rahat aktığı ve bizim de sünger gibi çektiğimiz en rahat zamanlardır.

Uyurken bedeniniz dinlenirken ruhunuzda dinlenir. Bununla birlikte spiritüel olarak da, ruhun yüksek benliği ile birleşme zamanlarıdır. Bunu elbette bilinçli olarak hatırlayamazsınız lakin kendi öz benliğinizden aldığınız rehberliği de ruhunuza kodlar ve içsel görülerinizi kuvvetlendirirsiniz. Bunu da en çok “içimden geldi”  sözüyle ifade ederiz. Ya da aklınızda olmayan bir şeyin aniden aklınıza gelmesi ve çok mutlu olmanız gibi.. Ya da düşünüp de ne yapacağınızı bilemediğiniz bir konu hakkında aniden bir fikre sahip olmanız gibi.. Bu ruhsal kodlama ile yapılır. Bunun yapıldığı zamanlar yine çoğunlukla hatta belki de tamamen uyku zamanlarıdır.

Bu yüzden lütfen artık uyuyorum diye kendinizi rahatsız hissetmeyin.

Ya da ben uyuyamıyorum ben de uykusuzluk var diyerek bunu kabul edip bir de üstünüzde kuvvetlendirmeyin. Çünkü siz ne derseniz bedeninizdeki tüm hücreleriniz duyuyor ve onu yönlendiriyorsunuz. Bedeniniz siz ne derseniz onu yapar. Sizin söylediğiniz her şeyi onaylar.
Ölüyorum, çok mutsuzum, bu dünya beni sıktı, bunalıyorum derseniz “Beden de tamam der ve kendini dünya’dan ayrılmaya planlar. Bu nedenle de olmadık hastalıklar kendini göstermeye başlar. Çünkü bedenin söylediğinizi yapması için bir bahane bulması gerekir.” , 
Harikayım çok mutluyum derseniz  ve enerjinizi pozitife doğru yönlendirirseniz yaydığınız pozitif enerji ile  “Bedeniniz  kuvvetlenir, gençleşir ve kendini o süreçte tutar” yani bedeniniz söylediğiniz her şeyi duyar ve Sizden yani dolayısıyla Ruhunuzdan aldığı talimat ile söylediğiniz, düşündüğünüz her şeyi yapar. Bunu lütfen aklınızda tutun.

Uykusuzluk probleminiz olduğunu düşünüyorsanız öncelikle bunu kendinizin yarattığını kabul edin. Çünkü beyine ültümatom gönderen sizsiniz !  “Ben uyumam, uyuyamam” derseniz,  O da peki der J)   
Beyninizi rahatlatmak için benim en sevdiğim yöntemi uygulayabilirsiniz.
Uyumanız gerektiğini düşündüğünüz saatte yatın.
Aklınızdan geçen sizi uyutmadığınızı düşündüğünüz tüm düşünceleri teker teker yakalayın. Mesela “Çocuğun servis parası ödenecek” diye bir düşünce geçti. Ona çözüm ve cevap verin düşünceyi kesin. Mesela “Çocuğun servis parası ilk kez ödenmeyecek ki Yüce Yaradana teslim elbet bir şekilde öderim hatta ödendi bitti bile çok şükür” diyerek düşünceyi kesin. Ya da “Yarın toplantı var” diye bir düşünce “Toplantılar bitmez yarın ki de herkesin en yüksek hayrına keyifle, başarı ve bereketle bitti çok şükür” diyerek düşünceyi yine kesin..Ya da “Yarın kayınvalide, şu kişi, bu tanıdık gelecek diye beyniniz kurmaya başladı. Hemen pozitife dönün “Hoşgelsinler keyif versinler. Evime geldikleri için mutluyum. Ben rahat ve huzurlu olursam onlara öyle davranırsam onlarda öyle olur. Hoşlanmadığım bir konu açılırsa onu değiştirme veya fikrimi olumlu söyleyerek kendimi ifade etme hakkına sahibim. Düşünmeme gerek yok. Düşünerek ben olumsuz enerji yaratıyor ve yarattığım enerji ile ya onların var olan olumsuzluklarını kuvvetlendiriyor ya da olumsuz düşünmüyorlarsa onları bu şekilde olumsuza çekiyorum. Hepsini iptal ettim bitti gitti. Sevgime, Işığıma güveniyor ve sevgiyle de bekliyorum” diyerek düşünceyi dönüştürüp kesin.  Zaten farkındaysanız bu düşüncelerin temel kaynağı da YARADANA TESLİMİYET ve ŞÜKÜR ‘e yani sizin inancınıza bağlanıyor ve birer sınav olarak geliyor ;)
Sonrasında  Gözlerinizi kapatın ve uçsuz bucaksız uzay’ı hayal edin.  Uzayda ki göktaşlarını, yıldızları her şeyi pırıl pırıl görün. Sonra uzay boşluğunda dolaşmaya başlayın ve bir gezegen hayal edin. Yavaş yavaş Ona doğru yaklaşın ve  hayal etmeye devam edin. Gezegene inin taşını, çevresini  hayal edin etrafa bakın, yürüyün ve eminim daha da ileriye gidip hayal edemeden uykuya dalarsınız. Sadece ve sadece uzayı düşünüp boşlukta hiçbir şey düşünmeden etrafı seyrederek uçtuğunuzu hayal etmeniz bile sizi uyutur. Bence deneyin ;)

Velhasıl arkadaşlar “her şey gibi” kendinize uyku ile ilgili de yaptığınız tüm sınırları ve “eski” yaptığınız konuşmaları iptal ederek değiştirin. İmkanınız varsa uykunuz geldiği an uyuyun. Çünkü o an bedeniniz size uyumanız için alarm veriyor. “Ay şimdi uyursam akşama uyuyamam” gibi sınırlar getirmeyin . Akşama da belki 1 saat geç lakin mutlaka uyursunuz. Zaten bu bir süreç yani ömürünüz böyle geçecek diye bir şey yok. Bunlar zaman zaman değişen enerji akımlarıyla birlikte artan ya da azalan etkilerdir. Direnmeyin kabul edin ve keyfini çıkarın diyorum naçizane..

Tabii bunun anlamı hep uyuyun ve dünya ile bağlantınızı kesin demek değil. Sanırım bu kadar uzun bir yazıdan sonra bu çok iyi anlaşılmıştır ;) Depresyona bağlı bir uyku hissediyorsanız o zaman çözümü yine temeline inerek çözebilirsiniz. Sizi depresyona sokan nedir ?
Konu her ne olursa olsun Cesur, kendinden emin, Her ne oluyorsa hayrıma diyerek çözüm odaklı kalmanız, kendinizle yüzleşerek yaradana teslim konu ile ilgili harekete geçmeniz çok önemli. Yoksa ömrünüz boyunca düşünmemek için uyursunuz ve çözülmeyen bir karmik düğümü ruhunuzda  taşıyarak sonra tekrar gelir ve aynı sınavlardan geçersiniz. O yüzden bence uzatmaya gerek yok. Eninde sonunda madem bu işi çözmeniz gerekiyor,  O zaman ŞİMDİ çözün keyfinize bakın. Zaten mantıken bile öyle hergün ölü gibi yaşanmaz ki ! Bir kere insanın ruhu sıkılır ! Ay ne oluyorsa olsun ve bitsin !  ya da “Her ne olduysa oldu ve bitti öğrendim anladım artık yeni başlangıçlara hazırım ! “ diyerek ayağa kalkmak ve harekete geçmek en güzeli <3

Son olarak malum uyku deyince rüyalar da devreye giriyor. Pek çoğunuzun bilidği gibi artık rüya görmüyoruz bayağa bayağa dolaşıyoruz J))) O yüzden rüyalarınızın da size alışılmadık bir tuhaflıkta olması da gayet normal bir süreç. Hatta yeni başladık daha da tuhaflarına bence hazırlanın derim ;)
Tabii yine içinizden ben rüya görmüyorum diyenleriniz olacaktır. Onlar için de her zaman yazdığımı yine yazayım.
Herkes rüya görür sadece hatırlayamaz. Beyin Dünya ile ilgili konularla çok meşgulse ruhsal alana yer açılmaz dolayısıyla da beyin hatırlamaz. O yüzden önce ruhsal yönünüzü dengelemeniz gerek. Nasıl ? bol bol okuyarak ve uygulayarak.  Ayrıca uyumadan önce sırt üstü yatın gözlerinizi kapatın kollarınız yanda ve avuç içleriniz yukarı bakacak şekilde üzerinize beyaz bir Işığın aktığını hayal ederek RÜYALARIMI HATIRLAMAYI SEÇİYORUM  derseniz bir süre sonra hatırlamaya başladığınızı da göreceksiniz..

Hayatta her şeyin bir çaresi ve bir nedeni vardır. Korkmak, vesvese, şüphe, bunalım, takıntı, agsesiflik gibi tüm olumsuz duygular Bilgisizlik yüzünden olur. Bu yüzden BİLGİ IŞIK’dır. Lütfen okuyun öğrenin ve ruhunuza, bedeninize, hayatınıza Güçlü, Cesur , Güven dolu, Keyifli , Bereketli, Sağlıklı olarak sahip çıkın ve yaşayın. Siz ne isterseniz öyle OLur !
Ve de öyle OLdu çok şükür..

Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.