30 Aralık 2015 Çarşamba

2016 YILINA NUMEROLOJİK BİR BAKIŞ ;)


Tanrının önce matematiği yarattığı sonra da evreni ona göre oluşturduğu söylenir.

Bu anlamda bakarsak, Yeni Yıla Girerken bu Muhteşem Yılın Numerolojik olarak bize verdiği mesajlar da çok önemli.. ;)

2016 yani 2+0+1+6 = 9
*9 Rakamı “ Tek Haneli sayıların sonuncusu olduğu için Bitiş ve dolayısıyla da “Başlangıçları” temsil eder. Bu Başlangıçlar içinde, Cesaret, Çatışma, Hedeflere ulaşma yolunda kararlılık ve bu kararlılığın sınanması, İnancın sağlamlığı, mücadele gücü, Hayatta Bitiş diye bir kavramın olmadığı ve her yaşananın ve dönülen viraj’ın birer Başlangıç olduğunu anlatır.

Yani bu sene bize her konuda, “Bitiş dediğin durumlar seni korkutmasın. Artık bunları bitiş değil yeni mucize dolu, muhteşem başlangıçlara doğru bir kapı olarak gör ve O kapıdan içeriye cesaretle gir” diyor.
Bu anlamda Hepimizin yeni Başlangıçları hayırlı ve Uğurlu Olsun ;) Bu sene, gerek ilişkiler, gerek iş, gerek sağlık , gerekse ruhsal anlamda bizim tüm Başlangıçlarımızı destekliyor . Üstelik bu sene yapılan tüm başlangıçlar yapılan sevgi ve olumlu niyet çerçevesinde çok uzun yıllar devam ediyor. Bizden de tek istediği cesaretle, Sevgiyle, Kendimizin ve bütünün En yüksek Hayrına sadece bu yeni Başlangıçlarımıza kilitlenmek ve eylemde kalmak…

Numeroloji uzmanı olmamakla birlikte bilgilerimi nacizane hepimizin en yüksek hayrına niyetiyle paylaştım..
2016 yılının ve 9 Rakamının hayatımıza tüm ihtişamı ve mucizesiyle girmesini diliyor ve hepimiz için unutulmaz bir yıl olmasına canı yürekten niyet ediyorum..

Ve de öyle OLdu ÇOK ŞÜKÜR..

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber






25 Aralık 2015 Cuma

25 Aralık 2015 Senenin Son DOLUNAY'ı

Dün akşam yazdığım gibi bugün Senenin son Dolunay'ını yaşıyoruz. Bitişler ve Dolayısıyla YENİ BAŞLANGIÇ'ları destekleyen bir enerji döngüsünün daha içindeyiz. Yani DEĞİŞİM'e çıkan basamakların bir yenisi. Tabii her şey gibi bunu da öncelikle istememiz ve özgür irademizle, ruhumuzla kabul etmemiz gerek. Artık biliyoruz ki, içinde zorlama olan inanç dahi ne olursa olsun enerjiyi kilitler ve akışı engeller. Bu da kişi de kısır döngü yaratır ve sonucu "Niye olmuyor, neden ben bunları yaşıyorum, niye hep benim başıma geliyor" gibi sitemleri de beraberinde getirir sonra aslında muhteşem yaşanacak bir ömür heba olur. Sonra da hooppp diye tekrar dünya'ya dönüp sil baştan yeniden yaşamaya başlarız. Ta ki öğrenip anlayana kadar :D

Şimdi özellikle bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Bildiğiniz gibi Dolunay zamanlarında her zaman bir ritüel söylenir. "Tüm isteklerinizi ya da hayatınızdan çıkarmak istediklerinizi bir kağıda yazın ve yakın" diye..
Gerçek şu ki, Ne yakarsanız yakın ne yaparsanız yapın eğer içsel olarak bunu dönüştürmez ve kendinizden serbest bırakmazsanız Dünya'yı yaksanız faydası olmaz. Çünkü Herşey bir enerjidir yaksanız da yıksanızda kaybolmaz. O yüzden bu mevcut enerjiyi ;
"Herkesin tekamül yolunda görevini yaparak BEN'im gelişimime hizmet ettiğini biliyorum. Bugün BEN OLabilmem için bu deneyimleri yaşayarak öğrenmem gerektiğini biliyorum. Ögrendiğim herşeyi sevgiyle kabuldeyim. Hayatıma giren çıkan beni mutlu ederek veya O AN itibariyle beni mutsuz ederek görevini yapan herkes için Yüce Yaradan'a şükürdeyim. Onlar sayesinde artık hayat yolumda daha güçlü ve kendimden emin yürüyorum. Öğreniyorum ve öğretiyorum."
diyerek bilgiyle en yüksek farkındalıkta Sevgiyle dönüştürdüğümüz zaman zaten enerjiye şekil vermiş ve mevcut yolumuzu da Apaydınlık açmış OLuruz :) Daha sonra isterseniz bu geçişi kutlamak için beyaz bir mum yakarak düşünce auranızı ateşin saf enerjisi ile temizleyip güçlendirebilirsiniz ;)

Velhasıl, Herşey önce Düşünce OLarak Başlar ve Eylem OLarak devam eder. Önemli OLan bu düşünceleri istikrarlı olarak desteklemek ve kuvvetlenmesini sağlamaktır. Yani bugün iyi düşünüyorum yarın kalktığımda "herşey boş hayat boş, Değişen birşey yok" derseniz yarattığınız düşünce yolunu kapatırsınız. Burada da inanç önemli. İnaçda'da her zaman evrene yayılan önce ÖZ sonra da onu destekleyen SÖZ'ler OLur :)

Enerji akışları muhteşem. Çok yoğun bir Sevgi akışı var. Bu anlamda kalbinizde göğsünüzde bir yanma bir ferahlık gibi hisler bir kıpırtı gibi hisler alabilirsiniz. Çünkü direkt Kalp merkezine akış var ;) AŞK arayanlar şöyle bir etrafına baksın neler oluyor diye çünkü görme ve yaşama dönemi :D
Fiziksel OLarak canlı enerjik kıpır kıpır hissediyoruz. Birazcık kemik ağrıları olabilir lakin önemli değil. Hem havaların soğuması hem de enerjisel uyumlama ile normal geçişler. Rüyalar ile ilgili zaten sürekli yazıyorum.özellikle 1 ay önce yazdığım gibi bariz değişiklikler farklılıklar yaşanmaya artarak devam edebilir.

Hayat yolumuz da elbette keskin virajlar olacak, Dünya Değişecek, Yeryüzü hareketlenecek ve o da kendi Değişimine göre şekillenecek, Yani hayatın her noktasında kendi varoluş özelliğine göre Değişimler OLacak. Önemli olan bizim DİK , KONTROLLÜ, FARKINDA, GÜÇLÜ, DENGEDE ve de en önemlisi SEVGİ ile Anlayarak, gözlemleyerek, uygulayarak ve Eylemde kalarak yaklaşmamız. Mevcut rollerimizi değiştirmek bize bağlı. Yüce Yaradan bize böyle muhteşem özellikler vermiş çok şükür..

Yeni Dönemimiz ve Başlangıçlarımız Kendimizin ve Bütünün en Yüksek Hayrına IŞIK OLsun. Yine Hep Birlikte Sevgiyle yürümeye devam ediyoruz.
Ve de öyle OLdu çok şükür <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

19 Aralık 2015 Cumartesi

Cevap : EVET !

2 Sene önce yazdığım bir yazıyı tekrar hatırlatayım ve bugün itibariyle daha bilinçli daha Kontrollü ve en yüksek farkındalıkta UYGULAMA'ya başlayalım ;)

Evren sadece tek bir kelime bilir. Ne mi? Cevap biraz basit gelebilir: ....EVET....
Evren sadece EVET' cevabını bilir.  Ve siz ne söylerseniz söyleyin ne sorarsanız sorun sadece "EVET" der

""""Onaylar ve Destekler"""""

 -----Çok mutsuzum.. Evrenin cevabı : Evet .....
Allah'ım hiç mutlu olmayacak mıyım? Evrenin cevabı: Evet. ... kendimi çok bıkkın, yorgun sıkılmış hissediyorum... Evrenin cevabı Evet.. Benim hep başıma bunlar mı gelecek ?.. Evrenin Cevabı Evet.. ona param yok alamam buna gücüm yetmez yapamam.. Evrenin cevabı EVET !
Madem evren tek bir kelimeyi biliyor , O zaman bizde doğru ve pozitif konuşarak kendimizi ve hayatımızı onaylatalım ve enerjisini kuvvetlendirerek değiştirelim ;)
 ---- Çok mutluyum (mutsuz olsan da söyle . Hep bunu HATIRLA. Çünkü  Evren tek bir kelime biliyor ve onaylayarak gerçekleşmesi  için daima destekliyor)   --- Evrenin cevabı: Evet
 ----- Kendimi çok dinamik, mutlu , şanslı ve neşeli hissediyorum.. Evrenin cevabı EVET ;)
------ Bu yaşadıklarımdan öğrenmem gereken mesajı aldım ve BİTTİ artık beni muhteşem günler bekliyor... Evrenin cevabı EVET !
Ne söylersen, ne sorarsan; tek bir cevap var,  EVET...
Bu yüzden Günah Keçisi aramadan ne düşünürsek herşeyin BEN'de başlayıp BEN'de bittiğini bilerek seçimimizi olumlu ve Pozitif düşünüp konuşmadan yana kullanıyoruz ve de şükürle yaşıyoruz ;)  
Ve de öyle OLdu Çok Şükür <3  

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

12 Aralık 2015 Cumartesi

12:12


Bildiğiniz gibi herşey bir enerjidir ve kendimizde yarattığımız her farkındalık kelebek etkisi misali Bütüne yayılır ve Dünya üzerindeki manyetik alanlara giderek bir kuvvet yaratır. Bu kuvvetin etkiside farkındalıktan doğan etkinin "pozitif" veya "negatif" olmasına göre değişir. Bu etki Dünya tekamülü ve ruhsal yükseliş üzerinde çok önemlidir.
Her gün bu şekilde düşüncelerle yeni enerji portalları açılır veya kutbuna göre (negatif/pozitif) kuvvetlenir.
Sayıların evrensel olarak anlamlarıda enerji olarak bu döngüye girer ve etkiyi daha da kuvvetlendirerek asansör görevi yapar. Yani yarın ki 12:12 dizilimi gibi.
12 rakamının Evrensel enerji açılımı direkt İNSAN'a denk gelir. Bunun anlamıda hayatlarımızı cesurca sorgulayarak artık bizi kısıtlayan, mutsuz eden, Ruhsal olarak aşağıya çeken "Eski Enerji ve Öğretiler" ile bağımızı keserek  Değişmemiz, Değiştirmemiz gereken tekamül virajlarını farketmek ve yeni Başlangıçlara niyet ederek yürümekdir.
Hepimiz bu Dünyaya İnsan OLmayı öğrenmeye gelen Muhteşem Ruhlarız.
İnsan OLmayı öğrenmek ise  önce kendimizi öğrenmek ve anlamakla mümkündür.
12:12 Döngüsünde ruhunuzu özgür bırakarak neye ne zaman niyet , dua, her hangi inandığınız bir ritüel veya meditasyon yapmak istiyorsanız o zaman yapın ve yüksek sesle Bütünün en yüksek hayrına OLsun. (Kendinizi yapmak için zorladığınız herşey kilitlenir.) Kendinizi ve ruhunuzu serbest bırakın. Hatta hiçbirşey yapmasanız bile varolan iyi niyet ve sevginizin enerjisi bile sizden yayılır ve Bütüne ulaşır..
Velhasıl birşey yapsanızda yapmasanızda eğer iyi niyet ve sevgi taşıyorsanız zaten hergün yükseliyorsunuz demektir ;)
Hepimizin ve Bütünün en yüksek Hayrına Işık ve Sevgi OLsun.
Ve de öyle OLdu çok şükür..
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

8 Aralık 2015 Salı

HAK

Hakkı OLanın Hakkını vermezsen, bir gün belki de hiç birbiriyle bağdaştıramadığın olaylarla HAK bunu senden mutlaka geri alır.
Evrensel Yasa böyledir. Ne yaparsan onu çekersin. Ta ki anlayana kadar...
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber


Malezya Uçağı

Geçen sene 8 Mart'da Malezya uçağının kaybolduğu haberi verildiğinde, Herkes uçak nereye kaybolur kesin düşmüştür demişti. Hatta kaybolduğu tüm çevre, okyanus dahil tarandı fakat bulunamadı. İzi bile yoktu. Sonra bir sürü spiritüel grupda göya kanal bilgileri gelmeye başladı :))

Yok efendim uçağı uzaylılar kaçırmış bilmem ne federasyonu, falanca galaktik komutanı derken ortalık tüm uzaylı komutanlardan mesajlara boğuldu :D işin ilginç yanı hepsi de "barış için kaçırdık. dünyaya barış getireceğiz. ABD başkanı ile görüşeceğiz. silahlanmayı durdursun uçağı geri vereceğiz" tarzı absurd fakat insanların niyeyse inanmayı seçtiği bir sürü mantıksız mesaj :D

O dönemler hatırlayanlar vardır belki benim de tüm bu kanal mesajlarına "arkadaşlar uzaylılar uçak kaçırmadan barış sağlayamıyor mu ? böyle tuhaf dünyevi eylemlere mi ihtiyacı var ? niye abd başkanı ile görüşüyorlar ? yukarıdan aşağıya toplu inseler zaten insanlar ne yapabilir ki ? inanmayın bu mesajlara tamamen provakasyon amaçlı mesajlar" şeklinde sürekli yorum yapıyordum. Ay bana bir kızmışlardı bir kızmışlardı :))))  Ben alışık olduğum için umarsamamıştım :D  Kim yazarsa yazsın cesaretle akıl,mantık ve içsel ruh süzgeci şarttır. işte Denge böyle başlar ve Bilgi yolu açılır IŞIK OLur ;)  (Küpecik: O yüzden her kanal bilgisine inanmayın çünkü doğru değil ve çoğuda negatif kodlama diyorum nacizane)

Velhasıl 2 seneye yaklaşıyoruz ve uçak yok gelen giden de yok :D

Bir ara parçaları bulundu falan dendi fakat bulunan parçaların malezya uçağına ait olmadığı da hemen fısıldandı.

Bir şekilde boyutlar arası geçiş yaptı ve farklı bir paralel evrende şu an tüm insanlar yaşıyor diye düşünüyorum. Aynen "The 4400" dizisinde olduğu gibi ;)

Bu konu da durup dururken aklıma geldi bende sizinle yazılı düşüneyim dedim. Elbet Vardır bir Hayrı ;)

AlevCe

7 Aralık 2015 Pazartesi

Astroloji ve BEN

Şimdi Gelelim bana en çok sorulan sorular bölümünde ASTROLOJİ'ye ;)

Bildiğiniz gibi ben Astrolog değilim lakin Astrolojiye inanırım. Zaten inanmıyorum diyenlerin de bu konuda tekrar düşünmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü Astroloji binlerce yıldır devam eden bir Bilim dalıdır. Yıldızlar konuşur Astrolog'da kendi farkındalık ve bilinç düzeyine göre yorumlar. Bu anlamda Astroloğun derin bir bilgiye sahip olması ayrıca yorumlarında, ruhsal farkındalığının da yüksek ve bu anlamda geniş bir bakış açısıyla yani bir BÜTÜN olarak "pozitif ve yapıcı" olması önemlidir. Her konu aslında böyledir. Bir pencereden geniş bir manzaraya baktığında sadece dağları sadece ağaçları ya da sadece derede akan çöpleri değil tüm görüleni ayrı ayrı farkederek ve gözlemleyerek o bütünlüğün güzelliğini ifade etmek bir farkındalıktır. Nitekim bana göre orada görülen Çöpler bile güzeldir. çünkü orada yaşam olduğunun bir işaredir ;)

Velhasıl her zaman yazdığım gibi ben Astroloji'yi hayatıma yön veren temel bir pusula olarak değil sadece kendi iradem ve kararımla ilerlerken eğer bana olumlu bir desteği varsa enerjimi yönlendirdiğim eğer yoksa tamamen düşünce alanımdan çıkararak tüm enerjimi kestiğim ve özgür irademle yürümeye devam ettiğim ana yolumda Astrolojiye bir yan yol olarak bakıyorum.

Mesela size bir Astrolog "hayatının şu dönemleri felaket geçecek, maddi kayıplar, sağlık sorunları vs." gibi yorumlar yaptığında buna inanarak "Eyvah beni bir felaket bekliyor" şeklinde de kuvvetlendirirseniz her şey gibi o da gerçekleşir. Çünkü tüm olasılıklar mevcuttur ve bizler inancımızla o olasılğı kuvvetlendirerek gerçekleşmesini sağlarız.

(Geçmişte bana da birkaç kez yapılmıştı. Ben redderek ve tüm enerji bağımı keserek tam aksine kendi düşüncelerimle muhteşem dönemler geçirmiştim)

Velhasıl Herşey bir enerjidir. bizlerde enerjinin "insan" olarak şekil almış formlarıyız.. Aslında her birimiz enerjiyle dans edebilecek yetenekte birer Avatarız. Gücümüzü, Varlığımızı, Tüm Muhteşem özelliklerimiz zaten Yüce Yaradan tarafından "kullan" diye verilmiş. Bizler var olanı keşfederek ortaya çıkarmaya ve kullanmaya hazırlanıyoruz ya da hazırız. Lütfen Şükürle ve inançla kullanalım. Herşeyin öncelikle BEN 'de başladığını ve BEN'de bittiğini hatırlayalım. Ne düşünürsek , Neye inanırsak öyle OLur. Çünkü düşünce de bir enerjidir ve var olanı daima kuvvetlendirir. Neye inanarak kuvvetlendirmek istediğimiz ise her zaman ki gibi bizim özgür irade ve seçimimizdir.

BEN BENİM

Ve de öyle OLdu çok şükür

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

6 Aralık 2015 Pazar

Bir Kıssadan Hisse Sohbeti :)

Biraz önce bir Arkadaşımın paylaşımına yorum yaparken  Dünyevi ve Ruhsal DENGE'nin gerçekten ne kadar önemli olduğunu bana öğreten olaylardan birini hatırladım. Ayrıca bu olay, Her zaman kullandığım "Eşeği sağlam kazığa bağla sonra dua et" yani  "Allahım ben kendimce tüm önlemimi aldım, seçenekleri denedim ve uyguladım gerisi  sana emanet ve teslim"  sözünün de kıssadan hissesi :))
Bu da bizim Pazar sohbetimiz olsun ve bütünün en yüksek hayrına ışık ve sevgi OLsun :)

Yıllar evvel bir Temmuz gecesi sabaha karşı 4 gibi o kadar derin uykuya rağmen balkondan gelen bir ses ile uyandım. Uyku Sersemi kalktım bu nedir fırtına mı çıktı falan diye ışıkları yaktım. Tam bu sırada bir gürültü daha OLdu. Hemen çıktım balkona bir çocuk koşuyor. Aşağıya atlamış tekrar.  Yani Hırsızmış.
O kadar yüksek olmasına rağmen demek ki bu cesaret hapı falan dedikleri şeylerden içiyorlar gerçekten..
Ertesi gün yan apartmanda bir komşuyla karşılaştım.
"Alev dün gece sana hırsız girdi di mi ? " demesin mi !!
"Evet kaçtı ben uyanınca. iyi de Sen nereden biliyorsun ?"
"Ben uyanıktım camdaydım. birde baktım ki 20'li yaşlarda bir çocuk senin balkona yukarı tırmanıyor."
"Polisi aradın mı ? ya da bir ses yapsaydın biri olduğuna dair birşey falan"
"Yok aramadım ama dua ettim inşallah düşer kafasını kırar diye"
dedi ve ben cevaba inanamadım bir anda şok oldum !
Zaten böyle akla mantığa uymayan bana göre absurd cevaplar aldığımda beynim kısa devre yapıyor ve bazen konuşmak bile gelmiyor içimden :))  Aynen komşuya pazar sabahı çok gürültü var lütfen biraz yavaş falan dendiğinde, yan komşumda sabah 7'de elektrik süpürgesi açıyor bende ondan rahatsızım şeklinde cevap vermesi gibi :)))
Neyse geleyim benim Hırsızı elinde çekirdekle seyreden komşuma :D
Baktım onunla da konuşulacak birşey yok.
"Peki o zaman bir gün sana hırsız girerken de ben görürsem kafasını kırsın , içeri girerse kadına zarar vermesin falan diye dua ederim yeterli" dedim.
Şöyle bir allak bullak oldu . iyi günler dedim yürüdüm gittim. ve içimden umarım anlamıştır diye gerçekten dua ettim.
Sonra 2 - 3 sene sonra birgün yolda önümü kesti. ve "Alev bu olay beni çok rahatsız ediyor hakkını helal et" dedi. Gülümsedim. Helal ettim. Önemli olan bir şekilde "farketmesi" idi öyle de OLdu çok şükür..
Yaşanan her olay herkesin bir farkındalık sınavıdır ve herkesin farkındalığı bilinç düzeyine göre farklılık gösterebilir. Sonuçta zamanın da önemi yok çünkü zaman da göreceli bir kavramdır ;)

Hepimize çok DENGE'de en yüksek FARKINDALIKTA , IŞIK ve SEVGİ dolu Muhteşem bir PAZAR OLsun. ve de öyle OLdu çok şükür ;) <3

AlevCe

5 Aralık 2015 Cumartesi

EVET

Bir Düşüncenin, Anlaşmanın, Eylemin Hayırlı olup olmadığını anlamak için çok basit bir formul vardır.

BANA bir faydası var mı ?
Cevap: EVET
Karşımda ki kişiye de aynı şekilde faydası var mı ?
Cevap : EVET
Peki ikimize olan maddi manevi faydası ve mutluluğunun Çevreye yani BÜTÜNE bir faydası var mı ?
Cevap: EVET

Eğer Cevaplardan hepsi EVET ise o zaman o akış DENGE'de ve Bütünün en Yüksek hayrına pozitif ve sevgiyle büyüyerek akar.
Eğer Cevaplardan bir tanesi Hayır ise o zaman o eylem ve durum üzerine tekrar düşünerek pozitife çevirmek ve Denge'ye getirmek önemlidir.

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

2 Aralık 2015 Çarşamba

BOLLUK BEREKET BİLİNCİ

Bolluk Bereket’in bir ritüeli, bir şekli, bir formülü yoktur.
Kendi bilincinizde olmayan bir düşünce enerjisi, niyet veya inanç başkası tarafından size gönderilemez ya da yapılamaz. Zaten isteklerinizin gerçekleşmesi için bir aracı arıyorsanız burada yine kendinize dönerek, bilgilerinizi ve inancınızı sorgulamanız gerekir.
Herşey kendimizde yani BEN’de başlar ve BEN’de biter.
Ruhsal Yükseliş herkesin Kişisel Bilinci ile başlar.
Bu yükseliş basamakları:
· Yüce Yaradana Tam Teslimiyet inancı
· Yüce Yaradanın “sonsuz “ kaynağında her şeyin herkese yetecek sonsuzlukta ve güzellikte Olduğu bilinci
· Kendinin ve Bütünün En yüksek Hayrına “Sınır koymadan” detaylı sevgiyle niyet etmek ve yüksek sesle yapmak.
Dua ederken “Bir tek evim olsun başka bir şey istemiyorum gibi sınırlar bizi bolluk bereket bilincinden ve Yüce Yaradanın kaynağından, Öz’de inançdan uzaklaştırır. Çünkü Yüce Yaradan bize sınır koymaz. “Benden sadece Şunu iste başka bir şey isteme vermem” demez. Tüm sınırları biz kendimize koyarız ve hem enerji hem yaşam alanımızı sınırlandırırız. Sonra da arkasından şikayetler ve mutsuzluklar gelir :)
· Para’ya değil onun getireceklerine odaklanmak.
Param olsun, çok para kazanayım bir ev alayım DEĞİL, sadece sağlıklı sıhhatli, mutlu huzur dostlarla neşeli paylaşımlar yapılacağı bir evde oturmaya niyetlenmek ve çalışarak üreterek eve odaklanmak, oturmak istenilen evi hayal etmek gibi..
Hayat mucizelerle dolu. İnandığınız zaman hiç param yokken ev aldım cümlesinin ne kadar gerçek olduğunu bizzat deneyimleyebilirsiniz. Yeterki niyetiniz Bütünün Hayrına Sevgi Dolu Olsun. Fazla Hırs Yüksek Ego’ya döner ve Negatif Enerji yaratır. Denge varlığımızın her noktasında çok önemlidir.
Eylemde ve Huzurla Akışda kalmak.
Hepsi bundan ibarettir.
Eğer niyetiniz, yaşamak istediğinizle örtüşmüyorsa,
Mesela
Sağlıklı sıhhatli keyifle huzurla oturacağınız bir ev gibi..
Niyetinizle ilgili yaydığınız enerjiden biri hayat akışınızdaki frekansınızla yani çektiğiniz titreşimle uymuyorsa Niyet Olmaz. Yani Evi alacaksınız lakin aldıktan sonra sağlık sorunları yaşayacak ve Evi aldığınızın keyfini bile süremeyecekseniz, O zaman Ev alınmak için uygun zamanı yani Tüm niyetinizle örtüşmeyi bekler. Bu yüzden “Neden Olmuyor” diye şikayet edip sızlanmanın bir anlamı yoktur. İşte burada yine Yaradana Teslimiyet girer.
“Ne Oluyorsa Hayrıma ve Ne Olmuyorsa yine Hayrıma çok şükür” vardır bir nedeni diyebilmek akışı da rahatlatır ve kuvvetlendirir.
Hayatta da Herşey bu çerçevede gelişir.
Şükür Her Kapıyı açar ve açtığı her kapı daima en yüksek hayrımıza Olur.
Ve de öyle Oldu çok şükür
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

30 Kasım 2015 Pazartesi

EŞ RUHLAR

   
Yaradılış’dan bu yana insanlar hep diğer yarısının olduğuna inanmış ve daha sonraları da AŞK ile çok derinden ilişkilendirerek  Aşk’ı hep diğer yarılarında aramıştır. Bazen gerçekten bulduğunu düşünerek bazen de her karşısına çıkanı diğer yarısı zannederek hayal kırıklığı ile aramaya devam etmişlerdir.
Kendi hayatlarımıza da baktığımızda bunun ne kadar doğru olduğunu daha net görebiliyoruz.   

Eş Ruhlar ilk olarak mitolojide karşımıza çıkmış ve farklı hikayelerle de devam etmişdir. Günümüzde pek çok spiritüel yorumlarla da devam etmektedir.

Yunan mitolojisinde Tüm Göklerin Tanrısı  yani Tanrıların da Kralı olarak bilinen   Zeus'un yarattığı insanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki ayrı yüze sahip, sırtlarından birbirlerine yapışmış şekilde ve her insan çift  olarak yaşar şekildeymiş. Bu insanlar çifter çifter mutlu şekilde yaşamlarını sürdürürken, keyiflerine düşkünlükten dolayı tanrıları Zeus'a şükretmeyi unutunca Zeus insanları uyarmış. Kendisini unutan halka krallığına yakışan bir ceza vermek isteyen Zeus, onların huzurunu toplamak için kolları sıvamış. Bakanların gözlerini kör edecek kadar parlak olan bıçağıyla insanları ikiye bölen Zeus (şimşeğiyle ayırdığı da söylenir), onların ruhlarını da ikiye bölmüş. Artık her insandan iki tane varmış, yani birbirinin eşi olmayan ama birbirinin eşi olan parçaları dünyanın her tarafına dağılmış. Zeus insanları diğer parçalarından ayrı yaşamakla lanetlemiş ve böylelikle ömürleri boyunca ruh eşlerini aramaları için onları cezalandırmış. (Mitolojik hikayeler kitabından alıntıdır)

Bu cezanın insanların ruh eşini bulma umuduyla yaşam gücünü de yüksek tuttuğunu yani Dünya üzerinde kaos içindeki düzeni kurduğu olasılığı ile birleştirilse de, Aslında yaşam gücünün yaradılışımız itibariyle ruhumuzda bizimle büyüdüğünü veya zayıfladığını da artık öğreniyoruz.

Şimdi peki gerçek Ruhsal Dünya içinde yani İlahi plan içinde RUH EŞİ kavramı nedir diye baktığımızda, öncelikle ikiz ruhun bağlı olduğumuz ruhsal plandaki yüksek benliğimiz olduğu kolayca anlaşılır. Bu yüzden ikiz ruhların bir araya gelme olasılığı dünyevi anlamda yoktur. Fakat hergün daha fazla öğrenerek ve bilinçlenerek yüksek benliğimizle ruhsal bütünleşme yolunda ilerlemeye de devam ediyoruz.

Eş Ruhlar kavramına geldiğimizde ise zaten büyük bir Ruh Ailesinin (Bütünün) parçası olduğumuzu, bununla birlikte Tekamül planımızı, çevremizi , karşılaşacağımız insanları seçerek geldiğimiz düşünülürse (kimilerine göre kader denilen kavramdır. Lakin Bilinç yükseldikçe kader kavramını da yeni bilinç düzeyimize göre değiştirme özgürlüğüne sahip özgür ruhlar olduğumuzu da kendimize hatırlatmamız gerekir. Bu da bilinç ile birlikte ruhsal titreşimin de yükselmesi ve kendine uygun olanı çekmesiyle gerçekleşir) Karşımıza çıkan her insan Büyük Ruh ailesinin bir parçası yani ruh eşimiz ve doğru insandır. Ruh eşi kavramını sadece karşı cins olarak değil tüm hayatımız içinde iletişimde ve ilişkide bulunduğumuz herkes için kullanmak en doğrusudur.  Bazı kişilerle mevcut titreşimimiz yani frekansımız daha kuvvetli olması da aynı bilinç düzeyinde olmamızdan kaynaklanır. Fakat bu diğerlerinden daha özel ya da daha önemli olduğu anlamına gelmez. Nitekim ilahi düzende Denge gereği aynı titreşimlerin birlikte değil ayrı ayrı bulunarak bunu genele yayması gerçeğini de hatırlamak gerekir. 

Önemli olan Bedenin DEĞİL, Ruhun sevmesi ve onaylamasıdır. Bu anlamda herkes EŞ RUH'dur. 


Daha önce yazılarımda yazdığım gibi,

Kadın veya Erkek  doğru kişiyi aramak, Bu yönde sürekli arayış içinde olmak insanı kendi tekamülünde kısır bir döngüye götürerek bu anlamda enerjisini kilitler ve kendi yarattığı kaosda nedenler ve niçinlerle beyhude bir savaşa girer. Oysa ki nedenler ve niçinler hayatımızdaki insanlarda saklıdır. Bizi güçlendirmek, öğretmek, büyütmek yönünde verdikleri  mesajı alabilmek ve kendi içsel analizimizi de yaparak ilerlemek önemlidir.

Çünkü Bay Doğru Yoktur.
Bayan Doğru da Yoktur.
Bay Yanlış Yoktur.
Bayan Yanlış da Yoktur.
Sadece yaşanması ve temizlenmesi gereken karmalar ile  karşımıza çıkan o kişilerden karşılıklı öğrenmemiz gereken muhteşem öğretiler vardır ve bu öğretiler bize asansör görevi yaparak bir üst bilince çıkmamıza yardım eder.

Yani,

Karşımıza çıkan her insan "Doğru" insan , 
Verilen her karar "Doğru" karar, 
Atılan her Adım"Doğru" adımdır.
Herşey OLması gerektiği gibi ve Daima Hayrımıza OLur.
Herşeyin OLma amacı ruha tecrübe kazandırıp yükseltmektir. 

Bu anlamda Hayatımıza giren çıkan herkes aynı derecede özeldir.
Bitmesi gereken her şeyin bitme zamanı geldiğinde yeni başlangıçlara kapı açtığını ve gitmesi gereken herkesin de bize ve kendine yeni yol arkadaşları için yer açtığını biliyoruz.

Anlayarak öğrenerek Yüce Yaradanın Işığına Şükürle yürümeye devam ediyoruz.

Ve de öyle Oldu çok şükür

Alev Cedimağar

Şifacı Rehber 

27 Kasım 2015 Cuma

EGO’lu Olmak ya da Olmamak ?!



Şimdi gelelim doğru bilinen yanlışlar ve Bilinçli veya Bilinçsiz,  insanları sürekli Ego’lu olmakla istismar ederek ruhen aşağıya çekenler ile ilgili dersimizin en önemli diğer konusuna J

Ego’lar..

Heryerde  Egosuz yaşamak ile ilgili bir sürü yazılar dönüyor. Hepsi de “Egonuzu yok edin !” diyor ! Kendimi seviyorum deseniz Ego oluyor, Kendimi düşünmem diyince Bravo deniyor !  Egosuz insanlar Olmak nasıl mümkün ? Böyle bir şey olabilir mi ?   

Peki Nedir bu EGO ?

Ego Ben Merkezci Düşünme ve Davranma şeklidir. Bu da  insan olmamızın getirdiği en önemli özelliklerden biridir. Kendimizi düşünmezsek zaten yol alamayız. Tüm hayatımız, hayallerimiz , planlarımız, Ruhsal farkındalığımız, kısaca her şey Kendimizde yani BEN’de başlar ve BÜTÜNE yayılır.  
Tüm verilen göksel bilgilerde bunu detaylı açıklar. Ego bizim tekamülümüzde hayata tutunmamızı sağlar. Zaten Hayatın içinde insan olmayı öğrenen muhteşem ruhlar olduğumuz gerçeğini de düşünürsek Ego da bize insan Olmayı öğretir.

Ego’suz olursak zaten bu dünyada ne işimiz var ki ?   Ego yoksa insan olmayı deneyimlemeye de gerek yoktur.  Hepimiz IŞIK Olarak yükseliriz tekamüle dahi ihtiyacımız kalmaz. Oysa ki bizler bu Dünya’ya Egomuzla yaşamayı öğrenmeye  geldik. Fakat önemli bir nokta var.  

Yüksek EGO veya Düşük EGO bizim Tekamülümüzün Dengesini de bozar.

Bu yüzden Egomuzu DENGEDE yaşamamız çok önemlidir.

Tabii Ego’yu Dengelemek için de öncelikle Yüksek Ego ve Düşük Ego nedir onu öğrenmemiz gerek.

Yüksek EGO Nedir ?

Yüksek Ego herkesin bildiği gibi kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen,kimseyi umursamayan, kısaca halk arasında “Egoist” dediğimiz durumdur.
Yani,
“önce benim işim görülsün, Önce ben faydalanayım gerisi beni ilgilendirmez,  Herkes cahil ben bilirim, Benim çocuğum herkesden daha fazla başarılı Olsun,  Ben herkesden üstünüm, ben herkesden yetenekliyim , En güzel benim, En Akıllı benim, Kimden ne koparırsam yararıma,  karşımdakinin hakkı hukuku beni ilgilendirmez ben çıkarıma bakarım, Ben öğreneyim başkası bilmesin , ben alayım başkasında olmasın ya da başkasına da kalıp kalmadığı beni ilgilendirmez.  Sürekli ister sürekli talep halindedir çünkü bu hakkın sadece kendinde olduğunu düşünür. Başkalarını önemsemez ve değer vermez. Çünkü Dünyanın en akıllısı kendisidir ;) yani Ben şöyleyim ben böyleyim hep önce BEN BEN BEN BEN “ gibi sözler yüksek Ego’nun sinyalini verir.

Düşük EGO Nedir ?

Düşük Ego’yu da halk arasında fazla mütevazi, fazla alçakgönüllü, Ağzı var dili yok, her şeyi onaylayan her şeye tamam diyen , Kendi düşünce ve prensiplerinden vazgeçmiş hatta belki de bilmeyen, kendi mükemmel varlığını fark etmemiş,kendi kıymetini bilemeyen kişiler ve durumlardır.  Bu kişiler de pek sevilir çünkü herkesin yüksek egosunu okşar ve aslında güvensizlikten kaynaklanan kişiliklerini bu kişiler kuvvetlendirir ve kendilerini onların yanında mutlu hissederler.  Bir süre sonra da bu kişileri hükmetme, yönetme , dediğim dedik , kullanma gibi durumlar ortaya çıkar ve bu tutumlar karşısında düşük egolu kişi daha da düşerek hayatını mutsuz ve şikayetle devam ettirir. 

Tamam Dolu Başak eğik durur fakat fazla eğilirse de çöp zannedilerek süpürülür gider..  

Yani Düşük Ego böyle Konuşur: 

“Önce senin işin görülsün benimki önemli değil,  Ben bilmem anlamam (halbuki iyi bilir) sen daha iyi bilirsin, Ben beceremem, Herkes benden daha yetenekli, daha güzel , daha iyi , Beni mutlu etmese de ne dersen kabul ederim yeter ki sen mutlu Ol,  Yaptığı iş her ne olursa muhteşem yaptığı ve kendisine de söylendiği halde “ yok ya iyi değilim, sen veya başkası daha iyi yapıyor diyerek kendini pasifize eden, Kendi becerilerini sergilemekten ve söylemekten utanan bu yüzden kimse tarafından farkedilmeyen, kendisine iltifat edildiğinde inanamayan ve ezilip utanan” gibi kendine güvensizlikten doğan ve kendini aşağıya çeken bir Ego sinyali verir. Zaten yaydığı enerjiden dolayı da (gerçekten onu anlamak için efor sarfedenler haricinde) bir süre sonra herkes onun gerçekten silik ve başarısız olduğuna inanmaya başlar. bu kişiler genelde de anlaşılamamaktan, özelliklerini kullanamamaktan, iş ortamında herkesden daha bilgil olduğu halde terfi alamamaktan vs. sürekli yakınırlar. Bazıları yakınmaz için için kendini yer..  

DENGE’de EGO Nedir ?

Hayatta her şey DENGE üzerine kurulmuştur. Bunun dışına çıkıldığı zaman tüm sistem bozulur ve yeni karmalar yaratarak tekamül yolunu zorlaştırır. Aslında her şey olması gerektiği gibidir Yani herkes bilinci ve farkındalığı doğrultusunda yaşar. Fakat öğrenmeye ve anlamaya hevesli olmak yani  bilinçli, bilgili hareket etmek her zaman tekamül yolunu rahatlatır ve kısaltır.

Denge’de olan bir Ego şöyle konuşur:

“ İkimizin de işi görülsün ikimizin de hayrına Olsun. Zaten bir iş, bir durum  ve bir Eylemde             
-Kendine, Karşındakine ve Çevreye yani Bütüne faydası-  varsa yani  bu 3’lü formül yerine oturuyorsa o zaman o hayırlı ve dengeli bir iştir. Eğer bu durumdan bir tanesi yoksa o zaman orada Denge bozulmuştur ve o işten genelde de hayır gelmez” 

Bunun haricinde “benim de bu konuda şöyle düşünüyorum, bu konu hakkında bir bilgim ve fikrim var , Ben de bildiğimin en iyisini yaptığıma inanıyorum elbette daha iyileri de vardır onların da doğrularına ve yaptıklarına saygı duyuyorum. Hep Birlikte Mutlu Olalım, Beni mutlu etmeyen bir şeyin karşımdakine de mutsuzluk olarak yansıyacağının farkındayım. Hiçbirbirimizin birbirinden farkı yok herkesin düşüncesine, hayatına saygılıyım ve kendime gösterdiğim saygının aynısını herkese  gösteriyorum,  Kendime güveniyorum ve kendimi seviyorum. Yeteneklerimi ve Düşüncelerimi yeri geldiğinde “bende bu konu hakkında şöyle düşünüyorum” diyerek açıklamaktan keyif alıyorum. "Ben bunlardan mutlu oluyorum ne istediğimin farkındayım ve bunu herkes için aynı şekilde olmasına niyet ediyorum",  “Bana gelen iltifatları kendimin, varlığımın farkında ve sevgiyle kabul ederek aynı sevgiyle iade ediyorum” , Bilgimi herkesin hayrına keyifle paylaşıyorum ve öğrenmem gerekenleri de öğrenmeye devam ediyorum. Bilmiyorsam , Bilmediğimi de rahatlıkla söyleyebiliyorum ki Bilgi'ye kapı açayım. Her güzelliği canı yürekten takdir ve tebrik ediyorum, Kendim istediğim tüm güzellikleri herkes için diliyorum, Evrenin karşılıklı bir akış dengesi üzerine kurulduğunun farkındayım ve bende sevgiyle bu akışın içindeyim diyebilmek, kendi farkındalığını yansıtabilmek Ego’yu Dengeler.

Sonuç itibariyle,

Eğer BEN BENİM diyemezseniz biri sizin yerinize söyler ve sizde sırf o öyle söyledi diye kendi BENLİĞİNİZDEN daha fazla uzaklaşarak ruhsal düşüş yaşarsınız.
Herşey BEN'de başlar BİZ ile devam eder ve BİR OLur.

Velhasıl,

Hepimize DENGELİ ve En Yüksek FARKINDALIKTA  EGO’lu günler diliyorum ;)

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber






ÇOK ÇOK ÇOK...

Eğer bir durumun içinde " ÇOK yaptım, ÇOK verdim, ÇOK sevdim, ÇOK iyilik ettim Bana kazık attı, şöyle yaptı, böyle yaptı ben bunu haketmedim" gibi cümleler varsa burada Denge'yi bozan ve sıkıntı yaratan durum ÇOK kelimesidir.

Özellikle, Talep edilmeden yapılan her ÇOK şey karşılıklı akışı bozar. Yani sürekli almaya hazır kişide verme Dengesini bozar. Sürekli veren kişide de alma Dengesini bozarak her iki tarafta da bir süre sonra olumsuz enerjiye dönüşür ve kilitlenir. Sonrasında ise zaten tabiri caizse yapılan şeyin hayrıda kalmaz çünkü Sevgi enerjisi bozulur :)

Gelinen sonuç ise daima öğreticidir ve Farkındalık yaratarak bizi Denge'ye getiren güzel deneyimlerdir :)
Tüm Evren "Karşılıklı Akış" yani DENGE'den ibarettir.

Hayatın içinde Ne OLuyorsa daima Hayrımıza OLur ;)

Ve de öyle OLdu çok şükür..

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

26 Kasım 2015 Perşembe

Düşüncelerimiz Gerçeğimizdir.

Niyetlerinizi, Dualarınızı sadece olmasını istedikleriniz üzerine odaklanarak açık niyet etmeli ve olumlu cümlelerde olumsuz kelimeler "Asla" kullanmamalısınız.
"Yeni işimde hır gür olmasın rahat çalışayım" yerine
"yeni işimde rahat, huzurlu, bereketli ve başarılı çalışmaya niyet ediyorum. Hem benim hem de çalıştığım yerin en yüksek hayrına OLsun herkes mutlu OLsun" gibi.
Ya da
"Eski ilişkimde yaşadığım şunları tekrar yaşamak istemiyorum" demek yerine
"Eski ile bağımı kestim. O da benim gelişimime yardımcı oldu. Karşılıklı öğrendik ve öğrettik BİTTİ.. Bu AN itibariyle, huzurlu, sevgi, saygı vs. dolu bir ilişkiye ve yeni güzel pozitif tüm öğretilere paylaşmaya hazırım" gibi.
Ya da
"Kazasız belasız git gel" demek yerine
"sağlıcakla keyifle mutlulukla kavuşmak nasip OLsun" gibi.
Ya da
"Böyle olmasın şöyle OLmasın" demek yerine
"Benim ve Bütünün en yüksek Hayrına Böyle OLmasını şöyle OLmasına niyet ediyorum" demek gibi.
Ya da
"çocuğum başarısız olmasın hayatta canı acımasın" demek yerine
"Çocuğumun daima yolu açık ve başarılı. Her öğrendiği deneyim onu daha da başarılı ve mutlu yapıyor. O da benim gibi öğrenerek ilerliyor. Sağlıklı mutlu başarılı bir ömrü OLsun" demek gibi.
Duaları "sesli" yapmanız çok önemli. Ses en kuvvetli enerjidir.
Düşüncelerimiz Hayatımız OLur. Her yaşadığımız OLay bize öğretir ve biz Tekamül yolumuzda tüm deneyimleri en yüksek hayrımıza olduğunu bilerek en yüksek farkındalık şükürle ışığı doğru yürümeye devam ediyoruz.
Yüce Yaradan Hepimizin Yolunu ve Ruhun aydınlatsın.
Ve de öyle OLdu çok şükür <3
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber