VARSAYIMDA BULUNARAK YARGILAMAK…
(Bir Komşu Hikayesi)
Bizim sokakda oturan bir kadın en az 10 senedir beni
yolda her gördüğünde kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali göya başkasına
söylüyormuş gibi yüzüme bakarak beddua eder,
hakaretli laflar söylerdi fakat ben de söylediği tüm kötü lafları hiç üstüme alınmadığım için umursamıyordum. Çünkü kadına normal bilinçli
bir kadın gözüyle bakmıyordum. Derken bu kadın anlamadığım bir şekilde bana “sataşma”
dozunu arttırdı.
Bu sene yazın mahallemizin minik pastanesinde dışarıda
oturmuş çay içerken tam önümden geçiyordu ve yine yüzü beni görünce allak bullak
olarak bir şeyler mırıldanmaya başladı ve yine üzerinden siyah bir negatif bulut
çıkmaya başlayıp onu kapladı.
Ay dedim ben bu kadının derdi neymiş bir çözeyim artık.
Demek ki O zaman bu zamanmış !
“Bakarmısınız çok merak ediyorum yıllardır benimle ne
probleminiz var ? Beni her gördüğünüzde neden sataşıyorsunuz ya da sataşmak için
yer arıyorsunuz ? Benim sizinle ne samimiyetim, ne de bizzat tanışıklığım var !
Sadece yıllardır aynı mahallede oturuyoruz hepsi bu ! Sizin sorununuz nedir ? Ben
size ne yapmışım ? “
Şöyle yüzüme ters ters baktı lakin bu kadar açık sözlü
olmama da şaşırdı. Bir de yanımda mahallenin insanları ve pastanenin sahibi vardı
tabii onlar olunca da bir duraksadı. Çünkü beni hep tek başıma gördüğünde sataşır
J)) (Şahit bırakmıyor J))))) )
“Ben kimseye sataşmıyorum, seninle de bir derdim yok”
dedi
“O zaman niye beni görünce yüzünüz allak bullak oluyor
düşman görmüş gibi bakıyorsunuz ve çirkin laflarla söylenmeye başlıyorsunuz ?”
Ben böyle deyince zorlandı tabii ve içindekileri kusmaya
başladı.
“Sen 12- 13 sene önce köşkün bahçesine gelen köpekleri
belediyeye şikayet edip zehirlettin” demesin mi !!!
O söylediği olayı da çok iyi hatırlıyorum lakin ucunun
bana dokunmasına şaşırdım çünkü hiç ilgim yok.
“Bakın şimdi beni iyi dinleyin. Söylediğiniz olayı hatırlıyorum
çünkü çok üzülmüştüm. Ben o köpekleri her gün beslerdim. Annem bile mama getirir
bana verir alev git bahçeye köpeklere bırak derdi. Şu an artık oturmayıp 3 sene
önce taşınan yan komşum köpeklerin akşam sesinden çok rahatsızdı ve şikayet edeceğim
deyip duruyordu ben de şikayet etme yazık günah sonra zehirlerler, Onlar bir süre
sonra gider şimdilik buradalar diyerek onu ikna etmeye çalışıyordum. Sonra bir gün
bir duydum ki belediye gelip toplamış onları ve götürmüş. Yan komşum şikayet etmiş
kendisi söyledi zaten umrunda da değildi. Yani benimle hiç mi hiç ilgisi dahi yok ! “
“O zamanlar Alev belediyeye şikayet etti dediler bana
! “
(Anlaşılan Sınavı da hem kendisine hem bize bir başkası bu lafı uydurarak yaratmış ve zincirin ucu başta bu komşuya fena dolanmış. İşte hayat böyle birşey. Olumlu veya Olumsuz yaratılan Karmik zincirler ve bizim farkındalıkla çözme becerimiz ;) )
“Biri demek ki günah keçisi aradı ve bilip bilmeden olayı
bana yönlendirdi. Bu da onun sorunu. Lakin ben şikayet etmedim. Hadi ben yaram olmadığı
için hiç gocunmadım ve önemsemedim. Ruh haliniz farklı diye düşünüyordum. Kısmet
bugünmüş sorasım geldi. Peki Siz bu konuyu yıllardır içinizde biriktirip öfke saçmak
yerine neden beni bir kenara çekip de “Bak komşu böyle böyle yapmışın sana çok kızgınım”
demedin ? Ne kadar anlarsınız bilmiyorum lakin bana gönderdiğiniz tüm negatif düşünceler,
enerjiler aynen size geri döndü. Zaten bir sürü fiziksel rahatsızlığınız var bedeniniz
iflas etmeye başlamış. Bunları da kendinize siz yaptınız yani kendi bedenininize
kendiniz zarar verdiniz. Tabii eminim tek sebep de bana tavrınız değil. Muhtemelen
hayata ve insanlara genel olarak yaklaşma tarzınız böyle. (tabii bu kısmı dinlerken delirmişim gibi bakıyordu)
Oysa ki konuşmuş olsaydınız aynen şimdi ki gibi olaya açıklık getirecektik. Bence
artık bu olayı geçmişte bırakıp kesip atalım ve normal insanlar gibi selamlaşalım”
dedim.
“Ay yok ! Pek çok insanın yaptığı gibi kadın söylediklerimi
“dinlemek” ve “anlamak” yerine yine aynı şekilde kendi kara deliğinden bakıp “yok
köpekler kesin ölmüştür sen şikayet etmediysen kim etti” demeye devam edince..
“Bakın biraz önce tüm samimiyetimle açıkladım ve anlattım.
Ayrıca benim hiç kimseden korkum yok. Eğer köpekleri şikayet etmiş olsaydım, Evet
Ben şikayet ettim. O zaman öyle gerekti. Şimdi olsa yapmazdım. Gibi bir cümle kurarak
yine doğruyu söylerdim. Anlatabildim mi ?”
Bu arada pastanenin sahibi kız devreye girdi “Alev abla
öyle bir şey hayatta yapmaz. Ben görüyorum her gün kedilere köpeklere mama verdiğini”
diyerek konuya dahil oldu.
Yanımızda bizi dinleyen komşu ona bakarak “bence de uzatmaya
gerek yok. Alevi 20 seneden fazla tanırım hiç kötülüğünü görmedim kendi halinde bir kadın .Bak burada hepimiz
aynı mahalle de komşuyuz bence de bu olayı bitirin iyi oldu Alevin konuşması. Benim
böyle bir olaydan haberim bile yoktu” gibi bir şeyler söyledi.
Hepimize baktı. Zoraki yumuşaklıkla yine tuhaf tuhaf
söylendi ve pazara gidiyorum dedi gitti..
Ben de arkasından gayet sevecen “Peki iyi alışverişler”
dedim ve kendimce konuyu kapatıp kestim.
Peki onun açısından da öyle mi oldu ?
Hayır J
Sonraki günlerde geldiğimiz nokta şöyle oldu :
Karşılaştığımızda tam selam vereceğim kafasını çeviriyordu
J)))) Yani Yine beni görünce cin çarpmışa dönüyordu J))) En azından tuhaf kötü konuşmaları bitti. Bitmeseydi de umrumda
değildi. Ben de artık görünce yine görmemezlikten gelip yoluma devam ediyorum. Kim
ne yaparsa kendine yapar ve herkes kendi seçimini yaşar. O yüzden tüm seçimlerimiz
de kaderimiz OLur.
Nitekim bunların hayatın içinde ruhsal yükseliş için
birer sınav olduğunu biliyorsa.. Bu olayın hayatında düşünmesi, kendini sorgulaması
için bir vesile ve bir kapı olduğunu fark ettiyse.. Etmedi, Edemedi lakin Elbet
bir gün edecektir. Her zaman yazdığım gibi “Ya bu hayatta ruhsal uyanışa geçip çıkış
yaparak geçeceğiz ya da bir daha ki gelişimizde.. Ya da sonrakinde.. Bilemeyiz..Yine
bize bağlı..”
Velhasıl bu anlattığım örneği bir şablon gibi hayatınızda
her şeye uygulayabilirsiniz. Kimler için neler düşünüyoruz ? Kendimizi sakince ifade
etmek yerine bir sürü negatif düşünce yaratıp bir de onların esiri olarak kendimizi
kahrediyoruz ? Mesela en çok yapılanlardan biri de “Ay ona söylemem hayatta kabul
etmez “ Niye onun adına düşünüyorsun ? Niye varsayımda bulunuyorsun ? Madem çok
iyi tanıyorsun ve yapmayacağını düşünüyorsun o zaman bu kez cümleye onun duygularına
hitap ederek başlayın. Mesela “Aslında yorgun olduğunu, normalde pek sıcak bakmadığını,
Vaktin olmadığını biliyorum. Lakin benim de senden böyle bir rica var. Bu kez farklı
düşünebilir ve olumlu bakarak Yaparsan çok
sevinirim” deyin. Bu veya benzer bir cümle ile onu da kendinizi değiştirebilirsiniz.
Olmadı mı ? En azından içinizde tutmadınız paylaştınız. Hem belki belli mi olur
. sizin bu yaklaşımınız onun düşünmesine neden olarak başka bir olayda yaklaşımını
yumuşatacaktır. Hayatta hiçbir şey nedensiz değildir ;)
Önyargılar, varsayımlar bizi dünya üzerinde gerçekten
kilitleyen, karmik düğümler yaratan, hasta eden en kuvvetli düşüncelerdir. Önyargılı ve varsayımlı düşünen
insanlar korkak olur. Yüzleşmeye cesaret
edemez. Kendi yarattığına inanmayı seçer. O dünya da yaşar ve kendini üzüntü, öfke,
sitem ile imha eder. Oysa ki konuşmak tüm
enerjiyi serbest bırakır ve kişiyi rahatlatır. Diğer bir faydası da geceleri rahat
uyumamızı sağlar ;)
Zaten var olan ruhsal karmalarımızı anlamaya ve temizlemeye
çalışırken bir de kendimize ekstra karmalar yaratmamak için düşüncelerimize ve davranışlarımıza
çok dikkat etmemiz gerekiyor. Denge’de ve Farkında olarak.. Nitekim Tüm kainat “Karşılıklı Akış” üzerine kuruludur
ve bir ilişkide karşılıklı akış kesildiğinde ondan alınması gereken ders alınarak
yola şükürle devam edilir.
Sonuçta,
Hayatımıza giren çıkan herkes doğru insandır ve bir nedeni
vardır. Hepimiz birbirimize öğretir ve öğreniriz. Bazılarımız ise tabloya geniş
açıdan bakarak sınıfı geçer..
Hepimizin en yüksek Hayrına Işık Olması niyetimle ve
de Sevgiyle..
Ve de öyle OLdu çok Şükür
Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi..