28 Mart 2019 Perşembe

30 Mart'da Beşiktaş (istanbul) KIRMIZI KEDİ KİTAPEVİ'ndeyim

Anadolu ve Avrupa Yakasının tam ortasında, en merkezi yerde yani BEŞİKTAŞ'da ki KIRMIZI KEDİ KİTAPEVİNDE buluşuyoruz. 
Çok uzaktı gelemedim diyen tüm arkadaşları bu kez kesin bekliyorum çünkü muhtemelen bu dönem istanbul'da ki son imza günü etkinliğim olacak Sonra Denizli, Antalya, Edirne.. devam ediyoruz 
30 Mart Cumartesi Günü Saat 14:00

22 Mart 2019 Cuma

23 Mart Cumartesi İzmir !

💕 İ Z M İ R 💕

Yarın geliyorummm 👐💕👐😘😘😘😘


#alevcedimagar #dogannovus #remzikitapevi #D&R #bilgi #Işık #Sevgi #paranormal #rüyalar #ruhsalyükseliş #enerji  #ruhsalenerji #uzaylılar #sayılar #Aşk #Şifa #Şifacı #kitap #önyargılar #dua #olumlama #tikla24 #Niyet #Ritüeller #Şifacılık #spiritüelcinsellik
#ölümötesi #periler #nezihkitapevi #kitapyurducom


20 Mart 2019 Çarşamba

Atın ! Yenilenin !

Arkadaşlar
Değişimimizi destekleyen Mavi Dolunay'ın güzel enerjisi ile paralel olarak evimizde ki "eski" enerjiyi de değiştirip yenilemek için bence yine en güzel dönem..
Yine evimizdeki kullanılmayan kulpu kırık lakin niyeyse bir şekilde saklanan fincandan tutun da "lazım olur" diye yıllarca sakladığımız ve bir türlü lazım olmayan ne varsa her şeyi bugün itibariyle toplayıp, kullanılabilecekleri ihtiyacı olanlara , kullanılamayacak olanları da çöpe gönderip şöyle bir rahatlayalım.
Tabii bunun için de giysiler, eşyalar, hoşumuza gitmeyen objeler (filancadan hatırası var ya da getiren kişiye ayıp olmasın diye kullanmak zorunda kaldıklarımız dahil ;) ) ne varsa güzelce bir temizleyelim.
Ayrıca bir gün giyerim diye sakladığınız güzel kıyafetler ya da bir gün kullanırım diye düşündüğünüz özel eşyalar, örtüler, tabaklar çanaklar ne varsa.. hepsini çıkarın ve KULLANIN lütfen ! Beklediğiniz o özel günü kendiniz yaratacaksınız ve o gün de artık BUGÜN ve de HER GÜN OLsun ! Sonuçta siz keyfini alarak eskitin. çünkü herkesden ve herşeyden daha değerli ve özel olan kendinizsiniz. Kendinizin değerini bilirseniz zaten herkesin değerini bilirsiniz ;)
Yani her günün özel ve hayırlı olduğuna inanıyorsanız o zaman hadi bakalım inancınızı gösterip uygulayın diyorum naçizane.
Bu da bir sınav ;)
O zaman hafta sonu dahil olmak üzere bugün itibariyle Tüm pozitif DEĞİŞİMİ ve DEĞİŞMEYİ sevgiyle kabul ederek hem kendimizde hem de evimizde (işyerimizde) yeni enerjilere , mucizelere, berekete ve de AŞK'a kucak açıyoruz.
Siz neyi kucaklarsanız o da sizi kucaklar ;) Biz güzelliklere sevgiye mucizelere, Şifa'ya ve IŞIĞA kucak açalım daima..
ve de öyle OLdu çok şükür 🙏❤️🙏

Alev Cedimağar

19 Mart 2019 Salı

Bu Dolunay'ın rengi MAVİ ;)

İçinden konuşup öfkelenmeyi, üzülmeyi ve uykusuz geceler geçirmeyi artık BİTTİ diyerek,

***Değişmeyi ve Değişimi kabul ediyorum. Bana hizmet etmeyen, beni olumsuz etkileyen tüm davranış ve düşünce tarzımı bırakmayı ve ne istediğini bilen yeni, mutlu bir BEN OLmayı seçiyorum.***

diyerek,

***Kendimi ifade etmeyi, duygularımı kelimelere dökerek yansıtmayı, ne istediğime odaklanmayı, düşünmeyi, Denge'de kalmayı ve tüm bunları ise otokontrol'de kalarak teker teker dönüştürerek "uygulamaya" BUGÜN ve AN itibariyle başlıyorum.***

Kendini ifade etmek de, CESARET ve ÖZGÜVEN sınavlarının bir parçasıdır.

Mesela biri size klasik tabirle "laf soktu" ve bunu anladınız. Fakat için için bozulup sustunuz diyelim. Artık bunun yerine o kişiye "bana bunu neden söyledin ? Bir şey mi ima etmek istedin ? ya da "şunu mu demek istedin anlayamadım ?" gibi gayet aleni açık açık sorun. karşınızdaki kişinin amacı (klasik düşük bilinç) size laf sokup kendini tatmin etmek ise bunu kendisiyle de yüzleştirmiş ve öyle her istediği lafı söyleyeceğini, laf sokup yüksek egosunu tatmin edemeyeceğini de öğretmiş olursunuz. Belki de sizin sayenizde "öyle her aklıma geleni konuşmayayım millete laf sokmayayım bak nasıl yüzüme çarptı rezil oldum. sonra başkası da yapar" şeklinde kendi bilincinde yorumlayarak ayağını denk almasını da öğretip bir anlamda onu dengelemiş de oluyorsunuz ;)

Ya da , Belki de "laf soktu beni üzdü" dediğiniz durum aslında tamamen sizin alınganlığınız ve vesveseli yapınızdan ibarettir. Karşınızdaki kişi gayet iyi niyetle söylemiştir lakin siz için için lafı büyütüp farklı yönlere çekmişsinizdir. Bu da karşı tarafın bunu iyi niyetle açıklaması ve sizin de kendinizle yüzleşmenize hizmet eder. Yani iki taraflı ders. Daima tüm öğretiler iki taraflı olur ;)

Öfke, daima konuşulmayan, paylaşılmayan, ne istediğini ifade edemeyen duyguların yansımasıdır. En önemlisi de Sevgisini belli edemeyen, sevgi isteyen fakat öncelikle kendisini sevmesi, varlığını onurlandırması gerektiğini öğreten dünya bilincindeki tekamül dersleridir.

Yeni enerjiler ile (Dolunay'ın ayak sesleri ;) ) bizi en çok ilişkilerden sınayarak yenileyip ruhsal yükselişimize hizmet edecek.

Dolayısıyla,
Bu kez gelen Dolunay'ın rengi MAVİ.
Bu dönem MAVİ renk sizi rahatlatarak, iletişiminizde sizi destekleyerek sizi yine kendinize hatırlatacaktır ;)

21 Mart'da tam olarak gerçekleşen Dolunay'ın enerji olarak etkileri hepimizi sararak tam da İlkbahar ekinoksunda tam da dönüşüm günü güzel dönüşümlere vesile olarak bize yine güzel mesajlar verip dönüşümümüze hizmet ediyor. Bunlar güzel işaretler.. Tabii seyretmek, okumak değil, Kullanıp uygulamak lazım ki bir anlamı olsun değil mi ? ;)


(Bu arada ne kadar süre mavi giyeceğim ? diye sorduğunuzu duyar gibiyim :D bunun bir süresi yok. ne kadar zaman içinizden geliyor ve mesajı anlayıp uygulamaya geçerseniz o kadar zaman diyelim ;) )

Ruhsal olarak kendinizi mutlu keyifli, sanki böyle çok güzel şeyler olacakmış da onun heyecanını yaşıyormuş gibi kıpır kıpır hissedebilirsiniz. Duygularınızı körükleyin ve mucize, mutluluk,şifa, aşk enerjilerini tetikleyerek kendinize doğru çekin mutlaka gelir ;)
Bedensel olarak bu geçişler de en yoğun ve en klasik etki daima baş dönmesi ve kulak çınlamasıdır. Çünkü ruhsal titreşim değiştikçe dünyanın manyetik alanlarıyla etkileşim başlar ve yeni enerji uyumlanmalarına girilir. Kulak çınlaması bundandır. Bunun haricinde kendinizi daha aktif hissedebilir sürekli yürüme ihtiyacı duyabilirsiniz. Yani herşey yolunda.. ve yine çok güzel geçişler yapıyoruz keyfini çıkarın diyorum naçizane.


Hepimizin en yüksek Hayrına, tüm Sevgimizle ŞİFA ve IŞIK OLdu çok şükür..

Alev Cedimağar








15 Mart 2019 Cuma

23 Mart Cumartesi Günü İzmir'deyim ...

Arkadaşlar 23 Mart Cumartesi günü Alsancak (Konak Pierre ) Remzi Kitapevinde imza gününde buluşuyoruz.. Saat:14:00'de başlıyoruzzzzz 
Ben şimdiden yazayım notlarımızı alalım..
  
 



7 Mart 2019 Perşembe

Hayatın içinden ince geçişler..

Hayatın içinden yine bir dokunuş..

Geçenlerde bir arkadaş beni aradı. Ve ağlıyor !
Hoppalaaaa
-"Ne oldu ?" dedim.
-"Hoşlandığım bir çocuk vardı hani anlatmıştım hatırlıyormusun" dedi
-"Evet hatırlıyorum tabii" O kadar çok konuştuk ki unutmam mümkün değil :)))
-"En son durum şu. Bana mesaj yazmış ve peşimden koşma artık falan demiş. kahroldum ve sertleşdik"
-"iyi de cidden peşinden koştun ve bu da çok normal. Bazen erkek koşar sevdiği kızın peşinden bazen de kadın koşar.. Olur ya da olmaz.. Lakin bu da bir öğretim süreci ve bu hayatın döngüsü. Bunu sen de biliyorsun. Niye bu kadar üzüldün ? Sadece senin bildiğini düşündüğün bir gerçeği onun ağzından duymak mı seni üzdü ? "
-"Evet galiba... gururum kırıldı"
-"iyi de duygularının etkisiyle üzerine giderken gururunu değil kalbini ve sevgini düşünüp takip ediyordun. (işte bu yüzden sürekli Akıl - Mantık - Kalp (His) üçgeninde yani DENGE'De kalın diyorum) Yani ne yaptığını biliyordun. Dolayısıyla karşı tarafta biliyordu yani herşeyin farkındaydı. Ve şu an öğrendin ki, zorlayarak bir şey yürümüyor. İki taraf arasında duyguların "teleferik" gibi karşılıklı akması gerek. bir süre zorladıktan sonra olmuyorsa olmuyordur. Zaten zorladığın herşey kilitlenir. Aradaki enerjiyi kilitlersin. Serbest olman gerek. Hani halk arasında da "Kaçan kovalanır" denir ya.. Aslında böyledir. Sen ittikçe zorladıkça karşıdaki taraf yakınlaşmaz daha da ileriye doğru gider senden uzaklaşır. aslında en güzeli hoşlanma niyetini belli ettikten sonra artık sakin izlemede kalmaktır. Eğer bu tetiklemelerinle karşındaki kişi zaten senden hoşlanıyorsa şöyle bir dikkatini çeker (enerji alanından etkilenir) sana doğru hamle yapar ya da yapmaz..
Yapmıyorsa demek ki duygularını da dengeleyip yoluna devam etmen lazım. Olaya ruhsal plandan baktığımızda buna "Tekamül planında bir ilişki anlaşmanız yokmuş" da diyebiliriz :) "
Ben olsam eğer durum bu aşamaya geldiyse "sen peşimden koştun" dediğinde durumu aynen kabul ederek "Haklısın koştum lakin olmuyormuş (ya da dünya bilinciyle "değmediğini öğrendim") diyerek onda sıkıştırdığım ya da bana püskürttüğü negatif tarzını ve lafları gayet dürüstçe kabule geçerek ona geri gönderirim o bir şaşırsın :)))) Tabii bunu yapabilmek için kendine dürüst olman lazım. Tabii altında da yine bu senenin "özgüven" sınavı yatıyor ;) Seninki de buradan gelmiş ;)

Ayrıca bu söylediklerim (ve buraya yazdıklarım) yani enerjiyi sıkıştırmadan serbest bırakmak olayı tüm ikili ilişkiler dahil herşey için geçerlidir ;)

Sonuç itibariyle;

Arkadaş olayı anladı kabul etti ve kendisine güzel bir yemek ısmarlayıp kendini daha çok sevmeye, güvenmeye, Denge'de kalmaya ve şımartmaya karar vererek keyifle kapattı telefonu .. (Y) :)

Bu da bugünün kıssadan hissesi, BÜTÜNÜN en yüksek Hayrına Şifa ve Sevgi ile Herkese AŞK OLsun <3

Ve de öyle OLdu çok şükür 🙏❤️🙏

Alev Cedimağar

5 Mart 2019 Salı

röpörtaj

Sevgili Kevser Aycan Aşkım Saroğlu ile birlikte Doğan Novus''da harika bir röpörtaj yaptık 😍 Aycan hanım sordu ben cevapladım ;)



Aman suya sabuna dokunmayayım ???!!!

"Aman suya sabuna dokunmayayım keyfimi kaçırmayayım" diyenler huzur bulacaklarını zannederken herkes'den daha fazla yalnızlık, mutsuzluk, maddi ve sağlık sorunları yaşayarak "hem kimseye karışmıyorum hem de niye bunları yaşıyorum" diye sorma noktasına geldiğinde aslında tüm sorunlarının hayata dahil olmadığı ve insanlardan uzak durduğu için başına geldiğini çok rahat görebilir.

Çünkü Tekamül insanlardan uzak değil, insanlarla birlikte OLur :)
Bunun ruhsal tarafı ise kişinin kendisine yarattığı karmik düğümler içinde kaybolmasıdır.

Hayata dahil olduğunuzda, Yapabileceğinizin en iyisini yaparak ve bulunduğunuz durumu kendi kontrol gücünüze güvenerek pozitif yönlendirmeyi seçerseniz hayatta sizinle birlikte Işıl Işıl tüm mucizeleriyle akmaya başlar. Bunun altında da ÖZGÜVEN yatar. Kendine güvenen kişi "bana bir şey olurmu" diye düşünmez, "Ben kendi doğrumu yapayım olumsuz bir sınavım varsa da üstesinden nasıl olsa gelirim" diye düşünür ;)

Sonuçta Siz önce kendiniz sonra da başkası için çaba göstermeye başladığınızda, bir gün bir başkası da sizin için çaba gösterip hiç aklınıza gelmeyen bir anda karşınıza çıkıverir. Çünkü iyi niyet ve çabanızla mucizeleri de yaratmaya başlarsınız :)
Hakkı koruyan daima hakkaniyetle korunur ;)

Ve de öyle OLdu çok şükür <3

Alev Cedimağar

4 Mart 2019 Pazartesi

Sözünü tartmadan konuşuyorsan..


"Lafı söylersen cevabını alırsın o yüzden ağzından çıkanı kulağın duysun sonra cevabını alınca kalbin kırılmasın"
derdi Annem 
ve bir de 
"Birisi konuşurken laflarıyla seni üzüp kırma rahatlığı gösteriyorsa, sende cevap verme ve bunu neden yaptığını sorma özgürlüğünü göstereceksin.." derdi...

İşte biz buna DENGE diyoruz..
ya da ne ekersen onu biçersin 

Alev Cedimağar


3 Mart 2019 Pazar

Bugün 3 enerji portalına giriyoruz.. Yani 03.03.2019


03.03.2019
3.3. (2+0+1+9 = 12 =1+2 = 3)
Yani
03.03.03

Bu seneye ait ilk portalı bugün geçiyoruz.
2. portal ise 12.12.2019 yılında gerçekleşecek. O da bizi 2020 yani 4’ün Sevgi ve Birlik enerjisine doğru “daha da yoğun”  hızlandıracak.
Lakin önce bugüne dönelim.
Peki bu 3.3.3. portalı ne anlama geliyor ?
Portal yeni bir enerji koridoruna giriş kapısıdır.
Enerji portallarını daha önce açıklamıştım yine kısaca bahsedeyim.
Bizim Dünya’da Bilincimiz yükseldikçe haliyle titreşimimiz de yükselir. Her yükselen titreşim Evren’de ya da ilahi sistem de serbest halde olan hortumları kendimize doğru çekmemizi sağlar. Yani bir çekim yaratır. Ve bu hortumların bir ucu kaynağa yani Yaratıcı Güce bağlıdır. Serbest kalan tarafı da çekim gücüyle paralel dünya’ya doğru döner ve bağlanır. Burada sayılar (mesela 3 portalı) aslında biraz da simgeseldir. Nitekim sadece bu günlerde değil biz bunu düşüncelerimizle sürekli yapıyoruz. Sadece bu senkronize günler de kolektif bilinç olarak bu günlere odaklandığımızda ve güzel bir şeyler olacağını düşündüğümüz için çekim gücümüz artıyor. Aslında bu biraz tavuk mu  yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan çıkar ? sorusuna benziyor. Biz mi yaratıyoruz da çekiyoruz ? Yaksa yaratılanı mı kendimize çekiyoruz. Bence her ikisi de doğru ve güzel bir çakışma yaratıyor.

Tabii bu açıklamaları IŞIK yönünde yapıyoruz. Neyse ki Dünya bilinci hızla değişiyor ve IŞIĞA doğru kuvvetli bir yöneliş içindeyiz. Yani IŞIK çok kuvvetli ve zaten daima IŞIK kazanır ;)  Karanlığı da kendi Işığımızı kuvvetlendirerek her geçen gün daha da zayıflatıyoruz. Dolayısıyla Evrensel Denge gereği IŞIK ve KARANLIK daima vardır o yüzden karanlığı yok etmek gibi ütopik düşüncelere girip kendimizi kandırmak değil, Kendi Işığımıza güvenip Işığı kuvvetlendirerek yol almamız önemlidir.
Yani bu anlamda  portallara bizim ruhsal yükselişde bir basamak daha çıkmaya başladığımızı ya da ittirilmeye başlandığımızı gösteren ruhsal geçişler olarak görebiliriz.
Bu ayrıca 5. Boyuta doğru yol aldığımızın da bir işaretidir.
Hepimizin mi ?
Dünya’nın bilinç olarak yükseldiğinin bir işareti olmakla birlikte üzerinde yaşayan herkesin de yükseldiği anlamına gelmiyor. Sonuçta biliyorsunuz ki sürekli Dünya’ya öğrenmeye gelen yeni ruhlar var ve bu ruhlar farklı bilinç ve boyuttan geliyor.
Farkındaysanız dünya nüfusu sürekli artıyor. Yani bu sürekli yeni ruhların da geldiğini ve Dünya üzerinde bedenlendiğini de gösteriyor.
Mesela 2. Boyuttan gelen bir ruh bu dönem bedenlenmeyi seçtiyse o zaman hızlı bir tekamüle girmeyi de seçmiş olabilir ve dünya boyutuna önce 3.Boyut bilinciyle adapte olması gerekir ve yaşarken de hızla tekamül sürecini yükseltip yeni bilinç boyutuna uyumlanması gerekir ve bu adaptasyon süreci kendi çabası ve neyi neden yaşadığını anlayabilmesi, sorgulayabilmesi ile paralel ilerler. Tabii Dünya’ya ilk kez gelen ruhlar da var.. Bu döngü hep bu şekilde devam edecek. Ne zamana kadar ? işte orasını bilemiyoruz. Muhtemelen bunun cevabını Dünya’dan ayrıldığımızda açık bilinçle ait olduğumuz ruhsal varlığımızla öğreneceğiz. En azından bir şekilde öğreniriz diye düşünüyorum J))
Tabii bunların haricinde bir de Dünya’da yaşayıp eski öğreti ve inanç sistemine sorgulamadan sıkı sıkıya bağlıysa o zaman yeni enerji ve uyulmamalara bilinçsel ve ruhsal geçişi yine “uyanış” dediğimiz zamana kadar devam eder.
Ben bunu istasyonda durup gelip geçen trenleri seyredip “bu trenler nereye gidiyor herkes biniyor gidiyor, ben de binsem gitsem herkesin gittiği yerleri öğrensem. Hoşuma gitmezse zaten yine geri dönerim lakin bir denesem” diye merak edip düşünmeyen insanlara benzetirim.
Her halükarda herkes zaten olması gereken zamanda kendi ruhsal sıçrayışını mutlaka yapacaktır.  Çünkü Dünya bilincinden mezun olmadan üst boyutlara çıkış da olmuyor. Zaten artık çıkışlar dünya boyutunda yaşarken başlıyor ve bu bence çok önemli bir nokta..
Kısaca Herkes her şeyi aynı anda öğrenemez ya da anlayamaz ve bu da gayet normal bir tekamül süreci. O yüzden herkes kendinden sorumlu diyoruz.
Bu  portalların açılması bizi sene başından beri bahsettiğim CESARET ve ÖZGÜVEN KONUSUNDA  itmeye “hadi hadi yaparsın” demeye daha geniş bir açıdan zorlamaya ve bakış açımızı genişletmeye en önemlisi de anlamamıza yardım edip desteklemeye daha kuvvetli başlatıyor diyebiliriz. En azından bu yazının bile yazılmasına vesile olup harekete geçiriyorsa bu da çok önemli.
Yani  zaten hızlanan hayatımızın her anlamda daha da hızlanacağını da söyleyebilirim.
Bu şu demek oluyor; bir gün içinde 1 haftalık olay yaşamaya ve birini bitirip ötekine geçmeye daha hızlı devam edeceğiz.
Bunun da amacı bizi “Çözüm odaklı” ve “hızlı düşünmeye” alıştırarak “Harekete geçmemizi” sağlamak.. Tabii öncesinde diğer önemli dersleri de uygulayarak. İlk adım “Niyet etmek” ikinci adım ise “İstemek”ve yine temeli oluşturan ise, Cesaret, özgüven, sevgi, denge, farkındalık gibi artık öğrenmiş olduğumuzu düşündüğümüz kavramlar.
Malum zaman hızlandı bizim de hızlanmamız artık ah ile vah ile o zamanı harcamak yerine “bunu kendimin ve bütünün en yüksek hayrına nasıl çözerim ? Benim burada öğrenmem gereken ders nedir ? olumsuz gibi görünen bu olay olumlu olarak bana nasıl hizmet ediyor ? “ gibi sorular sormayı öğreterek kendimizi ve hayatı daha hızlı keşfetmemize yardımcı olmak için oluyor. Yani bizi hızlı öğrenim sürecine alıyor.
Lakin şurası da bir gerçek ki ,
Bu açılan portallar zaten hızlı ve “farkında” olanlar için çok  fazla bir anlam ifade etmiyor. O yüzden bu geçişlerde bir fark hissetmiyor da olabilirsiniz gayet normal. Bunun anlamı ya çok hızlanmış ve zaten herşeyin farkındasınızdır ya da çok yavaş ve hiçbir şeyin farkında değilsinizdir.
Dolayısıyla bu geçişleri yeni BAŞLANGIÇLAR yapmak ve hayatınızda sizi mutsuz eden artık size hizmet etmeyen her türlü olay, ilişki, davranış ve düşünme Şeklini DEĞİŞTİRMEK yani kısaca DEĞİŞİM için çok rahat kullanabilirsiniz.
Hatırlayın,
Hepimiz birer enerji varlıklarız ve hepimiz birer avatarız ! yani kendi gücümüzle her şeyi yapabilecek güçteyiz. Sadece kendimizi fark ederek kullanmayı bilelim yeterli. Tabii kullanmak derken tüm yeteneklerimizi de IŞIĞA doğru SEVGİ ile kullanmak önemli..
Velhasıl,
O zaman gülümseyin 333 !
diyerek,
Hepimize mucize, farkındalık, Aşk, Şifa , Bereket dolu muhteşem Başlangıçlar OLsun <3
Ve de öyle OLdu çok şükür.
Alev Cedimağar