Hepimizin çok farklı uyku alışkanlıkları
var. Elbette işimiz gereği erken kalkmamız lakin bununla birlikte bedeni
dengeleyerek belli bir saatte de uyumamız da gerekiyor.
Bazı kişiler “ben erken kalkarım 12’den
önce de yatmam” şeklinde kendisine bir sınır belirleyerek bedenini ve kendini
şartlandırarak içsel olarak o saati bekliyor. Ya da “Geç kalkarım geç yatarım”
şeklinde yine belli kalıplara kendini sığdırmaya çalışıyor.
Öncelikle artık “eskiyi” unutmamız ve
bedenimizi dinleyerek onunla uyumlu hareket etmemiz gerektiğini öğenmeliyiz. BİZ bu bedende yaşayan muhteşem ruhlarız. RUH
olarak kullandığımız bedenimiz şu AN bu hayatta sahip olduğumuz en önemli araçtır.
Bu araca iyi bakmalı ve değişen
dönemlere de değişerek uyumlanmalıyız.
Yani artık saatleri bir kenara bırakıp
uykunuz geldiğinde yatmanız ve uyumanız çok önemli.
Uyku bizim Enerji uyumlanmalarımızın bedenimize
ve ruhsal benliğimize en rahat aktığı ve bizim de sünger gibi çektiğimiz en
rahat zamanlardır.
Uyurken bedeniniz dinlenirken ruhunuzda
dinlenir. Bununla birlikte spiritüel olarak da, ruhun yüksek benliği ile
birleşme zamanlarıdır. Bunu elbette bilinçli olarak hatırlayamazsınız lakin
kendi öz benliğinizden aldığınız rehberliği de ruhunuza kodlar ve içsel
görülerinizi kuvvetlendirirsiniz. Bunu da en çok “içimden geldi” sözüyle ifade ederiz. Ya da aklınızda olmayan
bir şeyin aniden aklınıza gelmesi ve çok mutlu olmanız gibi.. Ya da düşünüp de
ne yapacağınızı bilemediğiniz bir konu hakkında aniden bir fikre sahip olmanız
gibi.. Bu ruhsal kodlama ile yapılır. Bunun yapıldığı zamanlar yine çoğunlukla
hatta belki de tamamen uyku zamanlarıdır.
Bu yüzden lütfen artık uyuyorum diye
kendinizi rahatsız hissetmeyin.
Ya da ben uyuyamıyorum ben de uykusuzluk
var diyerek bunu kabul edip bir de üstünüzde kuvvetlendirmeyin. Çünkü siz ne
derseniz bedeninizdeki tüm hücreleriniz duyuyor ve onu yönlendiriyorsunuz.
Bedeniniz siz ne derseniz onu yapar. Sizin söylediğiniz her şeyi onaylar.
Ölüyorum, çok mutsuzum, bu dünya beni
sıktı, bunalıyorum derseniz “Beden de tamam der ve kendini dünya’dan ayrılmaya
planlar. Bu nedenle de olmadık hastalıklar kendini göstermeye başlar. Çünkü
bedenin söylediğinizi yapması için bir bahane bulması gerekir.” ,
Harikayım çok mutluyum derseniz ve enerjinizi pozitife doğru yönlendirirseniz yaydığınız
pozitif enerji ile “Bedeniniz kuvvetlenir, gençleşir ve kendini o süreçte
tutar” yani bedeniniz söylediğiniz her şeyi duyar ve Sizden yani dolayısıyla Ruhunuzdan
aldığı talimat ile söylediğiniz, düşündüğünüz her şeyi yapar. Bunu lütfen
aklınızda tutun.
Uykusuzluk probleminiz olduğunu
düşünüyorsanız öncelikle bunu kendinizin yarattığını kabul edin. Çünkü beyine
ültümatom gönderen sizsiniz ! “Ben
uyumam, uyuyamam” derseniz, O da peki
der J)
Beyninizi rahatlatmak için benim en
sevdiğim yöntemi uygulayabilirsiniz.
Uyumanız gerektiğini düşündüğünüz saatte
yatın.
Aklınızdan geçen sizi uyutmadığınızı
düşündüğünüz tüm düşünceleri teker teker yakalayın. Mesela “Çocuğun servis
parası ödenecek” diye bir düşünce geçti. Ona çözüm ve cevap verin düşünceyi
kesin. Mesela “Çocuğun servis parası ilk kez ödenmeyecek ki Yüce Yaradana teslim
elbet bir şekilde öderim hatta ödendi bitti bile çok şükür” diyerek düşünceyi
kesin. Ya da “Yarın toplantı var” diye bir düşünce “Toplantılar bitmez yarın ki
de herkesin en yüksek hayrına keyifle, başarı ve bereketle bitti çok şükür”
diyerek düşünceyi yine kesin..Ya da “Yarın kayınvalide, şu kişi, bu tanıdık
gelecek diye beyniniz kurmaya başladı. Hemen pozitife dönün “Hoşgelsinler keyif
versinler. Evime geldikleri için mutluyum. Ben rahat ve huzurlu olursam onlara
öyle davranırsam onlarda öyle olur. Hoşlanmadığım bir konu açılırsa onu
değiştirme veya fikrimi olumlu söyleyerek kendimi ifade etme hakkına sahibim.
Düşünmeme gerek yok. Düşünerek ben olumsuz enerji yaratıyor ve yarattığım
enerji ile ya onların var olan olumsuzluklarını kuvvetlendiriyor ya da olumsuz
düşünmüyorlarsa onları bu şekilde olumsuza çekiyorum. Hepsini iptal ettim bitti
gitti. Sevgime, Işığıma güveniyor ve sevgiyle de bekliyorum” diyerek düşünceyi
dönüştürüp kesin. Zaten farkındaysanız
bu düşüncelerin temel kaynağı da YARADANA TESLİMİYET ve ŞÜKÜR ‘e yani sizin
inancınıza bağlanıyor ve birer sınav olarak geliyor ;)
Sonrasında Gözlerinizi kapatın ve uçsuz bucaksız uzay’ı
hayal edin. Uzayda ki göktaşlarını,
yıldızları her şeyi pırıl pırıl görün. Sonra uzay boşluğunda dolaşmaya başlayın
ve bir gezegen hayal edin. Yavaş yavaş Ona doğru yaklaşın ve hayal etmeye devam edin. Gezegene inin taşını,
çevresini hayal edin etrafa bakın,
yürüyün ve eminim daha da ileriye gidip hayal edemeden uykuya dalarsınız.
Sadece ve sadece uzayı düşünüp boşlukta hiçbir şey düşünmeden etrafı seyrederek
uçtuğunuzu hayal etmeniz bile sizi uyutur. Bence deneyin ;)
Velhasıl arkadaşlar “her şey gibi”
kendinize uyku ile ilgili de yaptığınız tüm sınırları ve “eski” yaptığınız
konuşmaları iptal ederek değiştirin. İmkanınız varsa uykunuz geldiği an uyuyun.
Çünkü o an bedeniniz size uyumanız için alarm veriyor. “Ay şimdi uyursam akşama
uyuyamam” gibi sınırlar getirmeyin . Akşama da belki 1 saat geç lakin mutlaka
uyursunuz. Zaten bu bir süreç yani ömürünüz böyle geçecek diye bir şey yok. Bunlar
zaman zaman değişen enerji akımlarıyla birlikte artan ya da azalan etkilerdir. Direnmeyin
kabul edin ve keyfini çıkarın diyorum naçizane..
Tabii bunun anlamı hep uyuyun ve dünya
ile bağlantınızı kesin demek değil. Sanırım bu kadar uzun bir yazıdan sonra bu
çok iyi anlaşılmıştır ;) Depresyona bağlı bir uyku hissediyorsanız o zaman
çözümü yine temeline inerek çözebilirsiniz. Sizi depresyona sokan nedir ?
Konu her ne olursa olsun Cesur,
kendinden emin, Her ne oluyorsa hayrıma diyerek çözüm odaklı kalmanız,
kendinizle yüzleşerek yaradana teslim konu ile ilgili harekete geçmeniz çok
önemli. Yoksa ömrünüz boyunca düşünmemek için uyursunuz ve çözülmeyen bir
karmik düğümü ruhunuzda taşıyarak sonra
tekrar gelir ve aynı sınavlardan geçersiniz. O yüzden bence uzatmaya gerek yok.
Eninde sonunda madem bu işi çözmeniz gerekiyor, O zaman ŞİMDİ çözün keyfinize bakın. Zaten
mantıken bile öyle hergün ölü gibi yaşanmaz ki ! Bir kere insanın ruhu sıkılır
! Ay ne oluyorsa olsun ve bitsin ! ya da
“Her ne olduysa oldu ve bitti öğrendim anladım artık yeni başlangıçlara hazırım
! “ diyerek ayağa kalkmak ve harekete geçmek en güzeli <3
Son olarak malum uyku deyince rüyalar da
devreye giriyor. Pek çoğunuzun bilidği gibi artık rüya görmüyoruz bayağa bayağa
dolaşıyoruz J))) O yüzden rüyalarınızın da size alışılmadık bir
tuhaflıkta olması da gayet normal bir süreç. Hatta yeni başladık daha da
tuhaflarına bence hazırlanın derim ;)
Tabii yine içinizden ben rüya görmüyorum
diyenleriniz olacaktır. Onlar için de her zaman yazdığımı yine yazayım.
Herkes rüya görür sadece hatırlayamaz.
Beyin Dünya ile ilgili konularla çok meşgulse ruhsal alana yer açılmaz
dolayısıyla da beyin hatırlamaz. O yüzden önce ruhsal yönünüzü dengelemeniz
gerek. Nasıl ? bol bol okuyarak ve uygulayarak.
Ayrıca uyumadan önce sırt üstü yatın gözlerinizi kapatın kollarınız
yanda ve avuç içleriniz yukarı bakacak şekilde üzerinize beyaz bir Işığın
aktığını hayal ederek RÜYALARIMI HATIRLAMAYI SEÇİYORUM derseniz bir süre sonra hatırlamaya
başladığınızı da göreceksiniz..
Hayatta her şeyin bir çaresi ve bir
nedeni vardır. Korkmak, vesvese, şüphe, bunalım, takıntı, agsesiflik gibi tüm
olumsuz duygular Bilgisizlik yüzünden olur. Bu yüzden BİLGİ IŞIK’dır. Lütfen
okuyun öğrenin ve ruhunuza, bedeninize, hayatınıza Güçlü, Cesur , Güven dolu,
Keyifli , Bereketli, Sağlıklı olarak sahip çıkın ve yaşayın. Siz ne isterseniz
öyle OLur !
Ve de öyle OLdu çok şükür..
Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.