26 Nisan 2017 Çarşamba

Mecburum, Zorundayım, Ayıp olmasın... vs. Hepsini attık Çöpe !!


Bir durumun bereketli, keyifli, mucize ve şifa dolu olması için her iki tarafa da hizmet etmesi ve dolayısıyla da mutlu etmesi gerekir. Sonra bu iki kişiden yayılan yüksek pozitif enerjji çevreye de yayılır ve etkisi altına alarak bu buluşmadan, çalışmadan herkes mutlu olarak kendince payını mutlaka alır. Sonra o mutlu olanlar aynı mutlulukla çevresine yansır ve su damlasına atılan bir taş gibi halka halka büyüyerek sürekli bir mutluluk zinciri oluşturur..

İşte önemsemediğiniz kendinizi zorladığınız veya keyifle yaptığınız her şey çevreye bu şekilde olumlu veya olumsuz yansır.

Mesela en basitinden,
Bir arkadaşınız sizinle buluşmak istiyor. Lakin sizin canınız istemiyor. o zaman bu görüşme muhtemelen sizin için ve dolayısıyla karşınızdaki için de sıkıcı olacaktır. Bu görüşmenin sonunda emin ol siz "keşke gitmeseydim" derken, karşınızdaki de keyif alamadığı için "Keşke çağırmasaydım" diyerek muhtemelen görüşmeye karşılıklı uzun bir ara vermek durumunda kalabilirsiniz. Tabii istemeden gidilen çoğu yerlerde olduğu gibi olmadık sakarlıklar, ayak ile ilgili kazalar vs. de "tam da gider ayak" dediğiniz noktada ortaya çıkabilir ve size "sen en iyisi boşver gitme" sinyali verebilir ;) Böyle durumlarda niye gitmek istemediğinizi kendinize bir sorun. Yani bu duygunun da aslında size anlatmak istediği birşey vardır. Mesela Canınız o gün yatmak istiyordur da "millet ne der" diye bedeninizi zorlayıp ayakta durmaya çalışıyorsunuzdur ve dolayısıyla da davete de gitmek istemiyorsunuzdur. Yani mutlaka bir nedeni vardır. Kimbilir belki de o kişiyle ilgili olumsuz duygular içindesinizdir. O zaman bunu irdeleyin. Nereden kaynaklanıyor ? Bu duygular nedir ? O zaman bunu ötelemek yerine bu daveti bir konuşma ve herşeyi netleştirme fırsatı olarak görebilirsiniz. Ya da aklınıza takılan başka bir şey vardır ve enerjiniz düşmüştür. O zaman kendinize sorun. gitmemekle aklınıza takılan şey çözülüyor mu ? Gidip AN'da ve akışda kalıp zaman geçirmek sizi rahatlatıp ilginizi başka yerlere vermenize neden olacaktır. Nedenini bulup çözüme odaklı kalın.. sonrası zaten çorap söküğü gelir ;)

Ya da,

Bir iş yapacaksınız. Bu iş size para kazandıracak lakin aldığınız paranın tam karşılığını da vermiyorsunuz. ya da parayı siz kazanacaksınız ona bir hayrı yok ise, o zaman yine dengesizlik var demektir. Bir para iş anlaşmasında her iki tarafa da "aynı" deredece mutlululuk ve bereket getirmeyen bir anlaşmanın kimseye hayrı olmaz. o yüzden her iki taraf da eşit derece de mutlu olmalı ki hem adaletli bir anlaşma olsun hem, paralarının bereketi olsun, hem keyifle çalışılsın hem de çevrelerine faydaları olsun. Herkesin en yüksek hayrına olsun gibi..

Velhasıl,
içinde Ben'den başka biri daha olan her İkili ilişkilerde "Denge" çok önemlidir. Tabii Adaletli olmak ve BEN OLmayı bilmek aynı BEN noktasını karşımızdaki SEN noktasına da taşıyarak uygulamak BİZ'i tetikler ve aynı mutluluk ve bereketle akmaya devam eder.
Ayrıca artık hal hatır, gönül, elalem, ay ayıp olmasın, ay yapmam lazım , mecburum, zorundayım, gibi eski BEN'e ait tüm kelimeleri eskide bırakarak artık herkesin en yüksek hayrına en mutlu en keyifli, en bereketli çalışacağı AN ve ilişkilere dönüştürüyor ve enerjimizi rahatlatarak yollarımızı da yine herkesin en yüksek hayrına açıyoruz..
Ve de öyle OLdu çok Şükür..

Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.