Haftasonu evde bir sürü atılması gereken ıvır
zıvırları toplayıp, hepsini sokağın başındaki çöp konteyner’ine atarken, yan konteyner’da 20-25
yaşlarında ki çöp toplayan çocuğu gördüm. Öylesine gayri ihtiyari bakarken gözüme kırmızı bir şey çarptı. Bir baktım Eli
kanıyor !
“Ne oldu sana?” dedim.
Çöplerin içinden bir şey Elini kesmiş. O da çöplerden bulduğu havlu gibi bir şeylerle kanı
durdurup elini silmeye çalışıyor !
Ay olamaz ! Bir an beynim durdu içime bir şey
oldu !
“Dur bırak o pis şeyleri sürme eline. Hem sen
niye eldiven takmıyorsun ki ? “ şeklinde Ona söylenirken bir yandan da
çantamdan kolonyalı mendillerimi aramaya başladım.
“Eldiven yırtıldı alamadım” dedi.
Bu sırada bir tomar kolonyalı mendil çıkarıp
“Elini bunların hepsiyle tırnak içlerine kadar
iyice temizle” dedim. J)) O da Temizledi ;)
“Göster bakiym elini yara derin mi ? “
Baktım Serçe parmağından bileğine doğru bir kesik
ve halen kanıyor lakin dikiş atılacak kadar
derin değil. .
Sonra çantamdan saf alkollü bir kolonyalı mendil
ve yara bandını çıkarıp,
“Bu
mendille de yaranın üstünü bir sil iyice dezenfekte olsun sonra da bantlayalım”
dedim. Bir de öyle mülayim öyle efendi
bir çocuk ki hiç itirazsız zorluk çıkarmadan
hemen yapıyor. :D Sonra elindeki yarayı yanlamasına 4 -5 bant ile kapattık
mis gibi oldu.
“İyi de şimdi bu şekilde ellerinle
toplayamazsın. Şurada yakında bir market var ben de o tarafa doğru gidiyordum.
Gel oradan bir kalın eldiven alalım” dedim.
“Çöp arabamı bırakamam” dedi.
Önce bir gülesim gelse de sonra, kimbilir belki
Belediye’den ya da belki kendi gibi çöp toplayanlardan dolayı bir nedenle bırakmak
istemiyor sonuçta onun da ekmek arabası çok normal diye aklımdan geçti.
“O zaman sen git al gel ben çöp arabanı
beklerim” dedim.
Utana sıkıla “Orası pahalıdır şu an alamam” deyince
hemen anladım. Gerçi birlikte gitseydik zaten ben almayı düşünüyordum lakin bir
an unutmuşum. Hemen bir miktar para vererek “Çabuk koş al gel benim de işim
var. Bir de kalın eldiven bulamazsan bir kutu ince ameliyat eldivenlerinden al.
En azından bugünlük senin işini görür. Yırtılırsa atarsın fark etmez.” şeklinde
iyice ve de “AlevCe” tembihledim J)))))))
Hakikaten de çabucak geldi. Kalın lastik
eldivenlerden bulmuş onlardan almış. Bir de baktım bana para üstü ile fişini
uzatıyor. Gerçi para üstünü vermese de ben zaten sormayacaktım lakin böyle
dürüst yaklaşınca ben de keyifle, sevgiyle ve tam içime sinmiş olarak “O da sende kalsın kendine bir çay tost falan
ısmarla. Hadi kendine iyi bak, sana kolay gelsin “ dedim Sonra niyeyse aniden
içimden geldi “Hayatta daima cesur ol ve
büyük düşün” diyerek döndüm yürümeye
başladım. Tam bir kaç adım atmıştım ki,
“Ablaaaa” diye seslendi.
Geri döndüm baktım.
“Abla Sağol. Allah ne muradın varsa versin”
dedi
“Amin senin de” dedim fakat o sesindeki duygusallığa, masumluğuna, Naifliğine, O
güzel ışıl ışıl ruhuna öyle duygulandım
ki gözlerimdeki yaşları zor zapt ederek yoluma
devam ettim..
Velhasıl Arkadaşlar,
Kırık cam, jilet, enjektör, konserve gibi Size zarar vermesinden
korktuğunuz "Aman dikkat edeyim elim kesilmesin" dediğiniz her şeyi lütfen önce kalın bir gazete kağıdına sarıp bir poşete
koyun iyice bağlayın ve öyle çöpe atın ki çöp toplayan bu güzel insanlara hatta
kedi ve köpeklere de zarar vermesin. .
Ben de bu farkındalığa yaklaşık 20 sene önce TV’de sohbetini
dinlerken Rahmetli Aysel Gürel sayesinde ulaşmıştım. O günden sonra da hep
dikkat ettim ve yeri geldiğinde de anlatıp öğrettim.
Eğer tüm canlılara ayırım yapmaksızın aynı kendimize yaklaştığımız gibi Özenli, dikkatli, kıymetli, Empatik, Sevgi ve Saygıyla yaklaşırsak işte o zaman hep BİRLİKTE çok mutlu yaşarız..
HEPİMİZE, yaşadığımız, dinlediğimiz, okuduğumuz, gördüğümüz
her şeyden bir şey öğrenme, öğretme ve uygulama farkındalığı diliyorum.
Ve de öyle OLdu çok şükür <3
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.