Benim çok güzel arkadaşlarımın içinde çok güzel
kahkahalar atan çok güzel bir arkadaşım var. Lakin facebook’da fotolarını ne
zaman görsem hep tebessüm halinde ya da gayet ciddi poz veriyor. Yani hiç o
güzel dişlerini göstererek gülümsemiyor..
Bu bana Annemle yaptığımı bir konuşmayı hatırlattı ve
ona da aynen yazdım..
Annem hayatı boyunca fotolarında hiç gülmezdi hatta
gülmemek adına sinirli gibi bile çıkardı. Yani onun fotosunu gören biri ya bu
kadın ne acaip falan kesin derdi. Zaten foto çektirmeyi de hiç sevmedi. Kırk yılın
başı bir binbir ısrar ile çektirirdi..
Bir gün aklıma geldi (geç geldi diyeceğim lakin zamanı
o zamanmış demek ki) “Anne sen harika kahkahalar atan , ağzı diş yapısı çok
güzel bir kadınsın. Neden fotolarda ısrarla dudaklarını kapatıp gülmüyorsun cidden
çok merak ediyorum” dedim.
O da bana hiç beklemediğim bir cevap verdi..
“Ben genç kızken bir gün ablalarım bana –İsmet senin
ağzın çok büyük ve çok çirkin sen sakın gülme öyle fotolarda falan- dediler.. O
günden sonra ben de gülmedim.”
“Ay Anne ya sana inanamıyorum ! Hiç mi aynaya bakmadın
kendine ? Nasıl inanırsın böyle bir şeye ! Bence onlar çok somurtkan oldukları
için seni düpedüz kıskanmışlar ! Çünkü sana gülmek acaip yakışıyor ve
kahkahaların da müthiş ! Ay ben sana kıyamam canım minik serçem ! Sen yıllardır
bu yüzden mi fotoğraf çektirmekten nefret ettin ve fotolarda öyle ciddi
çıkıyordun ? “
“Hiç böyle düşünmemiştim Alev. Gerçekten yazık etmişim
kendime değil mi ?”
“Yok yazık etmedin tabii.. Herşeyin bir vakti varmış
demek ki.. O zaman bugünden sonra bütün fotoların kahkahalı olsun. Tamam mı ? “
“Tamam kızım”
Nitekim bu konuşmadan sonra bir tek kez fotoğrafını
çekmek nasip oldu. Onda da tüm ihtişamıyla güldü ve sonra da zaten Dünya’dan
ayrıldı..
Bence tam zamanında yapılan bir konuşmaydı. Çünkü
kafasındaki tüm soru işaretleri ve onu rahatsız eden karmik bir düğümden daha nedenini
anlayarak kurtuldu..
Arkadaşıma da aynen bunları yazdım..
Görüyormusunuz bir insanın kıskançlığı, yanlış bir
cümle kullanması, yargılaması, olumsuz etiketlemesi insan hayatını nasıl
etkiliyor ?
Bu yüzden bırakın başkasına bu tarz laflar söylemeyi,
Çocuklarınıza bile “Sesin karga gibi” , “Aman elini sürme , elini sürdüğün
kırılıyor” gibi şakalar ve sözler söylemeyin. Otomatik hayatına kodlama
yapıyorsunuz ve onun hayatında karmik bir düğüm yaratıyorsunuz. O zaman da çocuk müziği çok sevmesine rağmen
veya sesinin çok güzel olmasına rağmen hep uzak duruyor ve içsel nefret
geliştiriyor. Ya da El becerisi gerektiren bir işe asla giremiyor çünkü elini
nereye atsa kıracağını, bozacağını düşünüyor. Ve örnekler bu şekilde çoğalarak sizin
hiç önemsemediğiniz bir cümle karşınızdakinin hayatını etkiliyor..
Hatta bununla ilgili ben de bir deneyim yaşadım. Yıllar
evvel bir arkadaşım ben şarkı söylerken “Ay Alev sesin karga gibi” demişti ve uzun
yıllar çok sevdiğim halde şarkı söylememiştim. Sonra “Aman banane sesim karga gibiyse
! Ben şarkı söylemeyi seviyorum. Beni seven karga sesime de katlanır” diyerekten
başladım yine şarkı söylemeye.. Bir gün profesyonel müzik yapan arkadaşlarımla birlikteyken
Onların şarkılarına ben de “Karga sesimle” eşlik ettim J))
O arkadaşlardan biri bana dönüp demesin mi “ Ya Alev ses tının çok güzel. Tonları çok güzel ayarlıyorsun çok beğendim ! “
Aaaa nasıl şaşırdım anlatamam. “Gerçekten
mi ? “ diye sordum. “Tabii ki gerçekten yoksa sana Alev biraz daha çalışman sesini
terbiye etmen lazım falan derdim” dedi.. Nasıl mutlu oldum tahmin edemezsiniz ! Hay aklımı seveyim iyi ki
kimseyi önemsememişim diyerek kendimi bir kez daha tebrik ettim ;) Tabii bu farkındalığa
gelene kadar da bayağa zaman geçti. Olsun demek ki geçmesi gerekiyormuş. Her ne
oluyorsa olması gereken zamanda olur ve çok güzel olur ;)
O yüzden lütfen ağzımızdan çıkan sözlere konuşmalarımıza
dikkat edelim. Çünkü karşımızdaki kişiye olumsuz kodlamalar yaparken bunu kendimize
de yapıyoruz. Çünkü merkez biziz ve ne gönderirsek onu aynen geri çekiyoruz. Olumlu
veya Olumsuz..
Ayrıca ağız yapınız, fiziksel özellikleriniz sizin
ölçülerinize göre hoş olmasa ne yazar ?! Ben kahkaha atarken “Aaa Alevin sol
tarafında yamuk bir dişi var” diyen kişiyle zaten samimiyetim olmaz ve acaba
böyle mi düşünür diyerekten de kahkahalarımı engellemem ! Küçükken de Ağzını kapatarak gülenlere “Çek
elini rahat gül” derdim J)) Bedenimizi olduğu gibi
sevelim. Sevmek için de önce sadece kendimize güvenelim ;)
Yıllar evvel bir yazı yazmıştım. Hepimiz birer
Mıknatıs gibiyiz diye.. Evet aynen öyleyiz.. Neyi yaşamak, neyi duymak, neyi hissetmek istiyorsanız
önce O siz olun ve sonra da onu yansıtın ve kendinize çekin ! . Otokontrolde ve
Denge’de kalarak da kendinize olumsuz karmalar yaratmayın diyerekten hepimize
bol kahkahalı günler diliyorum..
Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.