Bir Danışımanımla yaptığım Terapi’den sonra, Bana gelene kadar kendisi için önemli olduğunu düşündüğü lakin şimdi artık çok şükür hiç önemsemediği bir konuyu sizinle de yine Işık, Sevgi, Farkındalık olması niyetiyle Bütünün en yüksek hayrına paylaşmak istedim.
Bildiğiniz gibi 2012 yılı itibariyle yeni bir foton kuşağına geçiş yaptık. Yani Ruhsal yükselişe herkes DNA’ları yeniden ayarlanarak hazırlandı ve Bilinç çıkışı yaşandı. O yüzden hayatı boyunca spiritüel konulara ya da maneviyata hiç önem vermeyen ya da inanmayan insanlarda birden bire artış oldu …
Bu durumla birlikte kişisel tekamüllerimizde de hızlanma yaşadık. Yani normalde farklı gidiş gelişlerle 10 hayatta yaşayacağımız tekamülü şu an çok hızlı bir şekilde bu hayatta yaşamaya başladık. Bu zamanın hızlanmasından da çok rahat anlaşılıyordur.
Bu en çok ilişkilerde fark edilir hale geldi. Buna bazı insanlar “laçkalaşma” , “Dejenerasyon” ya da “insanlığın bitmesi (!)” gibi isimler verse de aslında hızlı tekamülde eski dostlukların bitmesi, ilişkilerin ani başlaması veya bitmesi, Bir kişinin birden fazla ilişki yaşaması gibi karmik bağlar hızla çözülmeye başlandı. Her zaman yazdığım gibi, “Hayatımıza giren her insan doğru insandır ve çözümlenmesi gereken, karşılıklı öğrenilmesi gereken bir karmik ilişkiden dolayı girmiştir. Kimse kimsenin hayatına tesadüfen ya da yanlışlıkla girmez “
Yani Tabiri caizse koşuyoruz duruyoruz öğreniyoruz öğretiyoruz ve tekrar koşmaya başlıyoruz Eski Enerji yani zaman diliminde koşmamız ve durduğumuz yerde kalmamız gerekiyordu. Artık öyle değil.
Bu nedenle İş ilişkileri, Arkadaşlıklar ve Dostluklarda olduğu gibi Özel ilişkiler, Nişanlılıklar, Evlilikler ,ve Boşanmalar da artmaya başladı.
Halen farkındalık seviyesinde olduğunu söyleyip de (söylemese de söyleyenlere siz anlatın), “Aaa bu kaç kez evlenmiş ya böyle ?!! “ ya da “Aaa bu çok nişanlandı ayrıldı” ya da “Ne olacak senin bu halin adın çıktı onunla bununla” ya da “ay bunların ne biçim bir ilişkisi var” gibi laflar söylüyor, düşünüyor ve yaşayanları yargılıyorsanız emin olun hayat devam ediyor ve sizde çok enteresan şeyler yaşayabilirsiniz. Mesela ilişkinizde ki mutsuzluğunuzun dayanılmaz hale gelerek için için “ben de onun kadar güçlü olsaydım şimdiye çoktan ayrılırdım” dedirtir bu ilahi sistem size ve kimbilir belki de kendi karmanızı o kişi sayesinde yeniden yaratırsınız ;) Yani Kimse kendine güvenmesin çünkü hayat’da herkes düşündüğünü yaşar. Ben kırk yıllık evliliklerin bitip, çiftlerin ayrı ayrı kişilerle Aşk evliliği yaptığını gördüm. O yüzden Atalarımız bununla ilgili bir sürü söz söylemiş mesela “ Kınayan da kırk batman olur” ya da, “Tencere dibin kara benim ki senden kara” gibi..
Tabii bir de madalyonun öteki yüzü var. Herkes hayatına sahip çıkmalı. Çünkü eğer insanların sizin hayatınız ile ilgili konuşmasına izin verirseniz, enerjinizi düşürür ve onların enerjisini kabul ederseniz o zaman da Ruhsal farkındalıkla hayatınızı izlemek ve değerlendirmek yerine “Ben niye hiç mutlu olamıyorum” , “Niye aradığım insanı bulamıyorum”, “Bu da öncekiler gibi mi çıkacak” , “Ay millete rezil oldum gerçekten Elalem ne diyor benim hakkımda” gibi düşüncelere girerseniz emin olun yaydığınız enerji ile aynen dediğiniz her şey olur. Çünkü “Elalem” dediğiniz kişilerin enerjisini yükseltir kendinizi düşürür ve karmik düğümler yarattığınız için eğer “Bu benim hayatım” demeyi fark edemezseniz bu düğümler içinde kaybolur gidersiniz.
Velhasıl Kimsenin hayatı kimseyi ilgilendirmez. Herkes kendi hayatına odaklanmalı.
Düşündüğümüz her şeyi “Mutlaka” farklı olaylarla da olsa “Kesinlikle” yaşarız.
Yargılayan daima yargılanır ve siyah karmik enerji bağlarıyla kaplanır. Bu da O kişiyi IŞIK'dan uzaklaştırır..
Hepimiz Birbirimizden bağımsız özgür ruhlar olarak bedenleniyoruz ve hepimizin bir sınavı, yani bir tekamül süreci var. Herkesin ortak yaşam görevi de “Hayatını en yüksek farkındalık ve dolayısıyla ruhsal çıkış ile bitirmek! “
Yani;
Bu BENİM Hayatım ve Ben ne istersem öyle OLur ! Çünkü yaşanması gereken yaşanır ve Herşey Olması gerektiği gibi OLur !!
Ve de öyle OLdu çok şükür <3
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.