Kendimle sohbet
Düşünüyorum da gerçekten Hayatımı 2 bölüm olarak ayırabilirim.
İlk bölümü herşeye inanan herkese koşulsuz güvenen ve seven sonuçta da kandırılan üzülen yıpranan Ben !
İkinci bölüm ise;
"Alev kendine gel ! Bu Dünya ve insanlar senin zannettiğin ya da olmasını istediğin gibi değil bunu kabul et ! "
Kısmıydı..
Sonrasında tüm öğrendiklerimden yola çıkarak herşeye hemen inanmamayı, kıyaslamayı, izlemeyi, vicdanım ile birlikte aklımı kullanıp mantıklı düşünmeyi, soru sormayı ve araştırmayı öğrenip, herkesin aksine dahi olsa kendime tutunmayı öğrendim.
Tabii onaylamadığım ve insanları sürekli daha geniş ve farklı düşünmeye itip, O eski güvenli alanlarından çıkmaya zorladığım için çok sevildiğimi ya da kabul gördüğümü de söyleyemem. :))
(Her ne kadar sonrasında "aaa doğruymuş, haklıymışsın" sözünü çok duysam da umrumda olmadığı da doğrudur)
Onlar içinde bulundukları sürü'den çıkmayı göze alamadı ben de o sürülerin bir parçası olmayı kabul etmedim.
Yalnızmıydım ? Çoğu zaman evet fakat mutluydum. Sonra kendim gibi düşünen insanlarla tanıştım. Onlar da benim gibi yalnız yolculuk yapmayı seçmişlerdi. karşılaştık. Sonra bir baktım meğerse çokmuşuz! Hızla da çoğaldık çok şükür..
Bu duruşum en acı denilen bazı toplumsal olaylarda da değişmedi.
Mesela,
Geçmişte hatırlarsanız, birisi için ilik nakli aranıp tüm ülke bu insana kan vermeye seferber olmuştu. Çok acaip bir durumdu. Acıklı konuşmalar yapılıp insanların kan vermesi için çalışıyorlardı.
"Kim ki bu uzaylı mı? Uygun ilik nasıl bulunmaz da tüm ülke kan gönderir? Normalde bulunuyor. Bu işte başka işler dönüyor! diyerek okuyup araştırmış kan falan vermemiştim. Çevreme Söylediğim zaman da "gaddar" olarak bile etiketlendiğim olmuştu.
Sonrasında noldu ? "O piyon şahıs (!)" a verilen kanlar amerikaya gitti. (Kendisi de iyileşti "kapağı" ile ortalıktan geri çekildi. Bu arada çok zengin oldu (!) )
Türklerin gen haritası çıkarıldı ve ne tesadüftür ki ! O yıllardan sonra tüp bebek olayı patladı kadınlar hamile kalamadı. Doğurganlık azaldı.
Türklerin gen haritasından duygusal tepkiler, kabulleniş noktaları, korku ve daha pek çok özelliğimiz tespit edildi ve günümüze kadar uzanan stratejiler hazırlandı.
HİÇBİRŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL!
Akıl Mantık ve Kalp !
Üçü birbirini onaylamıýorsa o işte mutlaka bir sıkıntı bir uyarı vardır.
Spirituel Bilgiler hayata uyumumuzu dengeler.
Çünkü Tekamül denilen yaşam yolumuz sadece dünya nimetleri ya da sadece öteki hayata "yatırım yapmak" DEĞİLDİR!
Ruhsal bilgilerini hayata uygulamak, hayatı yaşanır hale getirir. Çünkü neyi neden yaşadığını bilirsin.
Herkes ah vah diye sızlanırken,
sen aklını kullanmayı mantıkta ve çözüme odaklı kalman gerektiğini bilirsin.
Her duyduğuna inanmazsın.
Okumayı araştırmayı yani sorgulamayı bilirsin.
Tabii biri sana inanmış veya inanmamış da umursamazsın. Çünkü kendine güvenirsin ve "Herkes anladığından, herkes kendinden sorumlu" diyebilirsin..
Herkesin farklı bir bilince sahip olduğunu ve ruhsal gelişimlerini yaşadığını bilirsin.
Negatif eleştiri veya yorumlarda, onun anlamak için zamanı olan "Genç bir ruh" olduğunu bilir anlatmak için uğraşmaz, anlayanlarla yola devam etmen gerektiğini ve vakti geldiğinde o kişi veya kişilerinde arkadan geleceğini belki de "Beni" geçeceğini bilirsin ve bu yürüyüşüne mutluluk verir.
Herkesi sevmek ile iletişimde ya da ilişki de olmanın farklı olduğunu bilir, insan olarak sevsende aynı titreşim de olmadığını da bilerek sevgiyle uzaklaşman gerektiğini de bilirsin.
Tekamülümüz 1 milyon parçalık puzzle gibi..
Her gün yeni bir parça bulup öğrenip ruhumuza yerleştiriyoruz.
Öğreniyoruz ve öğretiyoruz..
Dünya değişiyor biz değişiyoruz herşey değişiyor.
Bu değişimin içinde karanlık güçlerde boş durmuyor.
Onlar da bu değişimin içinde yer almak ve insanları kontrol etmek istiyor.
Onların silahı KORKU !
Korku en öldürücü silahdır.
Şu an pompalanan da işte bu !
Bu Korku imparatorluğu Dünya'yı yönetenler, piyonları da diğer yöneticiler.
Yönetilen ise Dünya halkı!
Kişisel seçimlerimiz toplumsal varlığımızı ve korku impaŕatorluğunu ya zayıflatıyor ya da kuvvetlendiriyor..
Işığına aklına gücüne sahip çıkmayanlar için tünelin sonu karanlık..
Herkes seçimini yaşıyor.
Bu hayat olmazsa artık sonrakinde diyelim
Ruhsal Titreşimler zincir olur.
Zincirler de ya ışığı ya da karanlığa ulaşır o kaynağı besler..
Bu sene hasat dönemi ve görünen O ki, aslında en büyük hasatı insanlar kendine yapıyor..
2021 uyanış yılı olarak geliyor. Bu uyanış konuşma ifade etme ile desteklenecek..
Herkesin uyanması dileğimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.