19 Mart 2019 Salı

Bu Dolunay'ın rengi MAVİ ;)

İçinden konuşup öfkelenmeyi, üzülmeyi ve uykusuz geceler geçirmeyi artık BİTTİ diyerek,

***Değişmeyi ve Değişimi kabul ediyorum. Bana hizmet etmeyen, beni olumsuz etkileyen tüm davranış ve düşünce tarzımı bırakmayı ve ne istediğini bilen yeni, mutlu bir BEN OLmayı seçiyorum.***

diyerek,

***Kendimi ifade etmeyi, duygularımı kelimelere dökerek yansıtmayı, ne istediğime odaklanmayı, düşünmeyi, Denge'de kalmayı ve tüm bunları ise otokontrol'de kalarak teker teker dönüştürerek "uygulamaya" BUGÜN ve AN itibariyle başlıyorum.***

Kendini ifade etmek de, CESARET ve ÖZGÜVEN sınavlarının bir parçasıdır.

Mesela biri size klasik tabirle "laf soktu" ve bunu anladınız. Fakat için için bozulup sustunuz diyelim. Artık bunun yerine o kişiye "bana bunu neden söyledin ? Bir şey mi ima etmek istedin ? ya da "şunu mu demek istedin anlayamadım ?" gibi gayet aleni açık açık sorun. karşınızdaki kişinin amacı (klasik düşük bilinç) size laf sokup kendini tatmin etmek ise bunu kendisiyle de yüzleştirmiş ve öyle her istediği lafı söyleyeceğini, laf sokup yüksek egosunu tatmin edemeyeceğini de öğretmiş olursunuz. Belki de sizin sayenizde "öyle her aklıma geleni konuşmayayım millete laf sokmayayım bak nasıl yüzüme çarptı rezil oldum. sonra başkası da yapar" şeklinde kendi bilincinde yorumlayarak ayağını denk almasını da öğretip bir anlamda onu dengelemiş de oluyorsunuz ;)

Ya da , Belki de "laf soktu beni üzdü" dediğiniz durum aslında tamamen sizin alınganlığınız ve vesveseli yapınızdan ibarettir. Karşınızdaki kişi gayet iyi niyetle söylemiştir lakin siz için için lafı büyütüp farklı yönlere çekmişsinizdir. Bu da karşı tarafın bunu iyi niyetle açıklaması ve sizin de kendinizle yüzleşmenize hizmet eder. Yani iki taraflı ders. Daima tüm öğretiler iki taraflı olur ;)

Öfke, daima konuşulmayan, paylaşılmayan, ne istediğini ifade edemeyen duyguların yansımasıdır. En önemlisi de Sevgisini belli edemeyen, sevgi isteyen fakat öncelikle kendisini sevmesi, varlığını onurlandırması gerektiğini öğreten dünya bilincindeki tekamül dersleridir.

Yeni enerjiler ile (Dolunay'ın ayak sesleri ;) ) bizi en çok ilişkilerden sınayarak yenileyip ruhsal yükselişimize hizmet edecek.

Dolayısıyla,
Bu kez gelen Dolunay'ın rengi MAVİ.
Bu dönem MAVİ renk sizi rahatlatarak, iletişiminizde sizi destekleyerek sizi yine kendinize hatırlatacaktır ;)

21 Mart'da tam olarak gerçekleşen Dolunay'ın enerji olarak etkileri hepimizi sararak tam da İlkbahar ekinoksunda tam da dönüşüm günü güzel dönüşümlere vesile olarak bize yine güzel mesajlar verip dönüşümümüze hizmet ediyor. Bunlar güzel işaretler.. Tabii seyretmek, okumak değil, Kullanıp uygulamak lazım ki bir anlamı olsun değil mi ? ;)


(Bu arada ne kadar süre mavi giyeceğim ? diye sorduğunuzu duyar gibiyim :D bunun bir süresi yok. ne kadar zaman içinizden geliyor ve mesajı anlayıp uygulamaya geçerseniz o kadar zaman diyelim ;) )

Ruhsal olarak kendinizi mutlu keyifli, sanki böyle çok güzel şeyler olacakmış da onun heyecanını yaşıyormuş gibi kıpır kıpır hissedebilirsiniz. Duygularınızı körükleyin ve mucize, mutluluk,şifa, aşk enerjilerini tetikleyerek kendinize doğru çekin mutlaka gelir ;)
Bedensel olarak bu geçişler de en yoğun ve en klasik etki daima baş dönmesi ve kulak çınlamasıdır. Çünkü ruhsal titreşim değiştikçe dünyanın manyetik alanlarıyla etkileşim başlar ve yeni enerji uyumlanmalarına girilir. Kulak çınlaması bundandır. Bunun haricinde kendinizi daha aktif hissedebilir sürekli yürüme ihtiyacı duyabilirsiniz. Yani herşey yolunda.. ve yine çok güzel geçişler yapıyoruz keyfini çıkarın diyorum naçizane.


Hepimizin en yüksek Hayrına, tüm Sevgimizle ŞİFA ve IŞIK OLdu çok şükür..

Alev Cedimağar








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.