26 Mart 2018 Pazartesi

Sap ile Samanı karıştırmadan KENDİMİZİ İFADE EDEBİLMEK NASIL OLUR ?


Kendimizi ifade etmeliyiz, içimizden değil dışımızdan en uygun en sevgi ve şefkat dolu sözlerle kendimizi ifade etmeli ve konuşmalarımızla ya da eleştirilerimizle karşımızdaki kişiye rahatsızlık vermek yerine yapıcı, aydınlatıcı ve mutlu edici bir yol göstermeliyiz. Bu şekilde aramızda ki mevcut durumu yani enerji akışını serbest bırakmalıyız ki , Aynı teleferik gibi duygular ve kelimelerin gücü karşılıklı özgürce gidip gelsin ve hem kendimize hem karşımızdakine hem de BİZ’den yayılan pozitif enerji ile BÜTÜN’e faydası OLsun derken,

Son günlerde dikkatimi çeken bir durum var..

Özellikle Teenage dediğimiz yeni nesil genç Işık çocuklar arasında olmak üzere yazılı veya yüzyüze bazı iletişimlerde bunu çok bariz görüyorum.

Mesela bugün dışarıda 16 – 17 yaşlarında iki kızın konuşmasına tanık oldum.

Kızlardan biri soruyor “Göz makyajım nasıl olmuş ?”
Diğeri “ay bence iğrenç yani başka renk mi bulamadın ! “

Soran kıza şöyle bir durdum baktım. Evet çok yakışmamış hatta yaşına göre “bence” biraz fazla olmuş lakin bana sorsa ya da o kız benim çocuğum olsa böyle durumlarda düzgün cümle kurması gerektiğini mesela,

“Sen çok güzelsin o yüzden bence bu kadar ağır makyaja ihtiyacın yok doğal güzelliğini vurgulaman yeterli”

Ya da sadece

“ben sana şu rengi çok yakıştırıyorum güzel gözlerini de ortaya çıkarıyor bence onu sık kullanmalısın” gibi hem onore edici onun ruhunu okşayan kendine güvenini destekleyip keyfini kaçırmayan bir cümle söylemek her iki tarafında gününün harika geçmesine vesile olacaktır..

Tabii bu Işık çocuklarımızı da eğitmek ve öğretmek Aile’ye düşüyor. Çünkü Çocuk ailesine de böyle konuşuyor ve Aile buna izin veriyorsa o zaman önce Ailenin kendini eğitmesi ve çocuğa “yaşayamadığım özgürlüğü veriyorum” adı altında ipleri elinden kaçırmak yerine DENGE’de durması gerektiğini öğretmek gerekir. Nitekim pek çok ailenin de yaptığı bu oluyor “ben yaşayamadım o yaşasın !! ” sonra da çocuk sınırlarını bilmediği için (öğretilmediği için) uyuşturucu vs. gibi bir sürü tuhaf olay ve ortamlara giriyor. Sonra da aile “biz nerede hata yaptık” diye dizlerini dövüyor ! (çevremde çok örnek var)  Neyse konuyu dağıtmayayım yine kendini ifade etmeye geri döneyim.

Bu ifade etmek “tuhaflığını” Bazen “Büyük” insanlar arasında da görüyorum.

Genelde “Büyük” insanların ki “lafı sokayım da bir rahatlayayım ” misali oluyor J))

Mesela;

“Ben hiç sevmem tabii senin zevkin normaldir”  gibi J))

Ne gerek var ?

Bir kere laf sokunca ya da imalı konuşunca ne kazandın ? Başına kuş mu kondu ? HAYIR ! lakin bir şey oldu aslında ! Ne mi ? Eterik alanına negatif enerji alanı çektin ve gönderdin. Bu sana gün içinde üstüne dökülen bir çay, patlayan bir lastik, ayak burkulması ve devam ettiğin sürece de sonraki zamanlarda fiziksel hastalıklar olarak geri dönecek. Yani ektiğini biçiyorsun! O zaman niye güzel sevgi dolu tohumlar ekmiyorsun ?

Öncelikle her ne olursa olsun Sen sev ya da sevme. Önemli olan onun seviyor olması. Onun Doğrusu ve Onun seçimi. Bize bir şey sorulduğunda (zaten sorulmuyorsa ve eğer aynı görüşte değilseniz,  muhalefet olmaya gereksiz konu yaratıp ortam germeye gerek yok. niye olsun ki ?)

“Ben böyle seviyorum lakin senin ki de “ilginç” olmuş” dememiz yeterli..

“Elalem olma özgür OL” diye sürekli yazıyorum. Sen başkalarının sana karışmasından özgürlüğüne hayatına müdahalesinden sıkılıyorsan sen de başkası için ELALEM OLMAMALISIN ! 

Bu arada yeri gelmişken, Eğer bir şeyi olumsuz, kötü, çirkin ya da nasıl olduğuna karar veremediğiniz durumlarda bulursanız bunun adına “ilginç” ve “değişik” demeyi öğrenmeniz gerek. Böylece o şeye olumsuz anlam yüklemez ve enerjiyi serbest bırakırsınız.


Bana göre çok “ilginç” zevklere sahip bir arkadaşım vardı. Yani kendine göre çok güzeldi ona yakışıyordu lakin bana hitap etmiyordu . Bana bir şey sorduğunda güzel mi çirkin mi, iyi mi kötü mü karar veremediğim zamanlarda  “çok ilginç” ya da “Değişik” şeklinde cevaplar verirdim. O zamanlar enerji ve sipiritüel konularında da bu kadar etkin değildim sonra içgüdesel olan bu davranışımın enerji akışında olması gereken olduğunu "tesadüf" öğrendim ;) 
Tabii 20 yıllık arkadaşlığımız boyunca bunun ne anlama geldiğini arkadaşım da öğrenmiş ve böyle dediğimde “anladım yine karar veremedin” ya da “Sana uymadı” derdi ve karşılıklı kahkahalar atardık J)))

Gelelim sanal ortam durumlarına,

Yapılan her paylaşım doğru, her yazı Işık ya da her yazı beynimize, ruhumuza en önemlisi de bilinç düzeyimize hitap edecek diye bir durum yok.  Zaten Bilgi kirliliğinin yoğun yaşanarak sapla samanın birbirine karıştığı şu dönemde,  insanların kafası da karıştı. Malum ruhsal dalgalanmalar da (!)  artınca insanlar karikatürlerle bile kavga eder oldu J)))

Yapılan paylaşımı Beğenirsek beğendim diye işaretleriz ki bence bu kim olursa olsun yazar’a teşekkür babında çok önemli bir harekettir ve yazarın Hem hakkını hem de enerjisini takdir etmektir. Bu harekette bir sevgi duygusu vardır ve oradaki minik bir hareket size sürprizlerle mutlaka döner. Siz bilmeseniz de İlahi sistem ve yüksek benliğiniz sizi iyi bilir ;) 
Eğer yazıyı beğenmez ve bize uygun değilse de okur ve geçeriz. Bu da BEN Olma duruşudur. Her durumda artık sanal da olsa herkesin kendini rahat  ifade etme sembol ve durumları vardır.

2007’den beri Facebook kullanıyorum. Ondan öncesinde de internette bir sürü grup ve forumlara giriyordum ve bana uymayan bir fikir ya da yazıya “şuna bir yorum yapayım canına okuyayım kavga edeyim haddini bildireyim” tarzı tek bir kelime yazmadım yazmam da.. Neden ? Çünkü zaten yazar inandığı şeyi yani fikrini yazmış. Onunla neden tartışayım ? O öyle düşünüyor ben böyle düşünüyorum. Onunla tartışmak demek “Yüksek Ego ve Kibir’in” göstergesidir. Yani “sen değil ben haklıyım” inatlaşması ve bu şekilde zaten bir yere varılmaz. Yazar yazdığını elbette savunacak yoksa niye yazsın ? Sen eğer beğenmediysen sana hitap etmiyorsa okuyup geçersin bir şey ispatlamak zorunda değilsin. Ya da fikrini belirtmek istiyorsan "Ben de böyle düşünüyorum diyerek nazikce yazar teşekkür eder ayrılırsınız" Zaten ispat, inat ve ben haklıyım savunmasında olan biri kendine güvenmiyordur ve onaya ihtiyacı vardır. Ne bildiğini bilen ve kendinden emin olan kişi kendine yandaş aramaz tek başına bile olsa keyifle ve gerekirse yalnız yol almayı bilir ;) Tabii yazılanı düşünmek, kendi bilginle mukayese ederek “olabilirlik” analizi yapmak, bu konuyla ilgili araştırmak, sorgulamak ve kontrol etmek ise gerçekten yüksek bir Bilincin en önemli işaretlerinden biridir. Çünkü bir Bilgiyi reddetmeden önce ne anlattığını ne demek istediğini iyi anlamak gerekir. Bunun için de Analitik ve karşılaştırmalı düşünebilmek çok önemlidir. Tabii bunu yapabilmek için de çok okumak…   

Velhasıl Kendini ifade etmek, demek halk arasında ki tabirle “patavatsızlık yapmak”  demek değildir.

Kendini ifade etmek, en doğru cümlelerle kırmadan, kırılmadan DENGE’de sevgiyle en önemlisi ise “şefkatle” konuşabilmek demektir. Çünkü karşınızdaki kişiye şefkat duymuyorsanız zaten kendiniz dahil kimseye duymuyorsunuzdur. (durum vahim tekamül alarmı çalıyor ! Dikkat ! ) 

Kendini ifade etmek, Kendini ispatlamaya çalışmak inatlaşmak demek değil, “herkesin kendine ait bir doğrusu var lakin ben de böyle düşünüyorum” diyebilmek ve herkesin düşüncesine gerçekten saygı duyabilmek demektir.

Kendini ifade etmek, Kendi düşüncesini onaylamayan birine “olabilir” diyerek gülümsemek ve kendi doğrularının peşinden yürümeye devam etmek demektir.

Kendini ifade etmek, Öncelikle ne bildiğini bilmek, bilmediğini öğrenmek ve bilmediği konuda bilmediğini kendine itiraf ederek öğrenmek için çaba harcamak demektir.

Kendini ifade etmek, Kendini sevmektir. Çünkü kendini seven, Hayatının kontrolünü kendi elinde tutan, “Hayır” demenin bir ayıp ya da vicdan olmadığının ayırımını yaparak Ne istediğini bilen, Sınırlarını, prensiplerini çizebilen insanların ruhsal çıkış basamaklarından biridir..

Kendini ifade etmek, öncelikle ne istediğine odaklanmak ve bunun içinde prensiplerimizi, sınırlarımızı önce kendimizin iyi bilerek o yönde hareket etmek demektir.

Kendini İfade eden ve kendinden emin olan kişiler Ruhsal Tekamülün üst basamaklarına doğru emin Adımlarla çıkmaya devam eder.

Hepimize kendimizi DENGELİ ve sevgiyle ifade ettiğimiz çok güzel keyifli günler ve mutlu ilişkiler diliyorum..

Aaa bir de kendinizi DENGELİ olarak sevgiyle ifade etmeye başladığınızda Boğaz, Mide ve Kalp ile ilgili tüm sağlık sorunlarınızın gerilediğini hatta küt diye bittiğini göreceksiniz şaşırmayın ;)

Ve de öyle OLdu çok şükür
Alev Cedimağar





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.