Kendimizi
ifade etmeliyiz, içimizden değil dışımızdan en uygun en sevgi ve şefkat dolu
sözlerle kendimizi ifade etmeli ve konuşmalarımızla ya da eleştirilerimizle
karşımızdaki kişiye rahatsızlık vermek yerine yapıcı, aydınlatıcı ve mutlu
edici bir yol göstermeliyiz. Bu şekilde aramızda ki mevcut durumu yani enerji
akışını serbest bırakmalıyız ki , Aynı teleferik gibi duygular ve kelimelerin
gücü karşılıklı özgürce gidip gelsin ve hem kendimize hem karşımızdakine hem de
BİZ’den yayılan pozitif enerji ile BÜTÜN’e faydası OLsun derken,
Son
günlerde dikkatimi çeken bir durum var..
Özellikle
Teenage dediğimiz yeni nesil genç Işık çocuklar arasında olmak üzere yazılı veya
yüzyüze bazı iletişimlerde bunu çok bariz görüyorum.
Mesela
bugün dışarıda 16 – 17 yaşlarında iki kızın konuşmasına tanık oldum.
Kızlardan
biri soruyor “Göz makyajım nasıl olmuş ?”
Diğeri
“ay bence iğrenç yani başka renk mi bulamadın ! “
Soran
kıza şöyle bir durdum baktım. Evet çok yakışmamış hatta yaşına göre “bence”
biraz fazla olmuş lakin bana sorsa ya da o kız benim çocuğum olsa böyle
durumlarda düzgün cümle kurması gerektiğini mesela,
“Sen
çok güzelsin o yüzden bence bu kadar ağır makyaja ihtiyacın yok doğal
güzelliğini vurgulaman yeterli”
Ya
da sadece
“ben
sana şu rengi çok yakıştırıyorum güzel gözlerini de ortaya çıkarıyor bence onu
sık kullanmalısın” gibi hem onore edici onun ruhunu okşayan kendine güvenini
destekleyip keyfini kaçırmayan bir cümle söylemek her iki tarafında gününün
harika geçmesine vesile olacaktır..
Tabii
bu Işık çocuklarımızı da eğitmek ve öğretmek Aile’ye düşüyor. Çünkü Çocuk
ailesine de böyle konuşuyor ve Aile buna izin veriyorsa o zaman önce Ailenin
kendini eğitmesi ve çocuğa “yaşayamadığım özgürlüğü veriyorum” adı altında
ipleri elinden kaçırmak yerine DENGE’de durması gerektiğini öğretmek gerekir.
Nitekim pek çok ailenin de yaptığı bu oluyor “ben yaşayamadım o yaşasın !! ” sonra
da çocuk sınırlarını bilmediği için (öğretilmediği için) uyuşturucu vs. gibi
bir sürü tuhaf olay ve ortamlara giriyor. Sonra da aile “biz nerede hata
yaptık” diye dizlerini dövüyor ! (çevremde çok örnek var) Neyse konuyu dağıtmayayım yine kendini ifade
etmeye geri döneyim.
Bu
ifade etmek “tuhaflığını” Bazen “Büyük” insanlar arasında da görüyorum.
Genelde
“Büyük” insanların ki “lafı sokayım da bir rahatlayayım ” misali oluyor J))
Mesela;
“Ben
hiç sevmem tabii senin zevkin normaldir”
gibi J))
Ne
gerek var ?
Bir
kere laf sokunca ya da imalı konuşunca ne kazandın ? Başına kuş mu kondu ?
HAYIR ! lakin bir şey oldu aslında ! Ne mi ? Eterik alanına negatif enerji
alanı çektin ve gönderdin. Bu sana gün içinde üstüne dökülen bir çay, patlayan
bir lastik, ayak burkulması ve devam ettiğin sürece de sonraki zamanlarda
fiziksel hastalıklar olarak geri dönecek. Yani ektiğini biçiyorsun! O zaman
niye güzel sevgi dolu tohumlar ekmiyorsun ?
Öncelikle
her ne olursa olsun Sen sev ya da sevme. Önemli olan onun seviyor olması. Onun
Doğrusu ve Onun seçimi. Bize bir şey sorulduğunda (zaten sorulmuyorsa ve eğer
aynı görüşte değilseniz, muhalefet olmaya gereksiz konu yaratıp ortam
germeye gerek yok. niye olsun ki ?)
“Ben
böyle seviyorum lakin senin ki de “ilginç” olmuş” dememiz yeterli..
“Elalem olma özgür OL” diye sürekli yazıyorum. Sen başkalarının sana karışmasından özgürlüğüne hayatına müdahalesinden sıkılıyorsan sen de başkası için ELALEM OLMAMALISIN !
Bu
arada yeri gelmişken, Eğer bir şeyi olumsuz, kötü, çirkin ya da nasıl olduğuna
karar veremediğiniz durumlarda bulursanız bunun adına “ilginç” ve “değişik”
demeyi öğrenmeniz gerek. Böylece o şeye olumsuz anlam yüklemez ve enerjiyi
serbest bırakırsınız.
Bana göre çok “ilginç” zevklere sahip bir arkadaşım vardı. Yani kendine göre çok güzeldi
ona yakışıyordu lakin bana hitap etmiyordu . Bana bir şey sorduğunda güzel mi
çirkin mi, iyi mi kötü mü karar veremediğim zamanlarda “çok ilginç” ya da “Değişik”
şeklinde cevaplar verirdim. O zamanlar enerji ve sipiritüel konularında da bu kadar etkin değildim sonra içgüdesel olan bu davranışımın enerji akışında olması gereken olduğunu "tesadüf" öğrendim ;)
Tabii 20 yıllık arkadaşlığımız boyunca bunun ne
anlama geldiğini arkadaşım da öğrenmiş ve böyle dediğimde “anladım yine karar veremedin” ya
da “Sana uymadı” derdi ve karşılıklı kahkahalar atardık J)))
Gelelim
sanal ortam durumlarına,
Yapılan
her paylaşım doğru, her yazı Işık ya da her yazı beynimize, ruhumuza en önemlisi de bilinç düzeyimize hitap edecek diye
bir durum yok. Zaten Bilgi kirliliğinin yoğun yaşanarak sapla samanın birbirine karıştığı şu dönemde, insanların kafası da karıştı. Malum ruhsal dalgalanmalar da (!) artınca insanlar karikatürlerle bile kavga eder oldu J)))
Yapılan
paylaşımı Beğenirsek beğendim diye işaretleriz ki bence bu kim olursa olsun
yazar’a teşekkür babında çok önemli bir harekettir ve yazarın Hem hakkını hem
de enerjisini takdir etmektir. Bu harekette bir sevgi duygusu vardır ve oradaki minik bir hareket size sürprizlerle mutlaka döner. Siz bilmeseniz de İlahi sistem ve yüksek benliğiniz sizi iyi bilir ;)
Eğer yazıyı beğenmez ve bize uygun değilse de
okur ve geçeriz. Bu da BEN Olma duruşudur. Her durumda artık sanal da olsa
herkesin kendini rahat ifade etme sembol ve durumları vardır.
2007’den
beri Facebook kullanıyorum. Ondan öncesinde de internette bir sürü grup ve
forumlara giriyordum ve bana uymayan bir fikir ya da yazıya “şuna bir yorum
yapayım canına okuyayım kavga edeyim haddini bildireyim” tarzı tek bir kelime
yazmadım yazmam da.. Neden ? Çünkü zaten yazar inandığı şeyi yani fikrini
yazmış. Onunla neden tartışayım ? O öyle düşünüyor ben böyle düşünüyorum.
Onunla tartışmak demek “Yüksek Ego ve Kibir’in” göstergesidir. Yani “sen değil
ben haklıyım” inatlaşması ve bu şekilde zaten bir yere varılmaz. Yazar
yazdığını elbette savunacak yoksa niye yazsın ? Sen eğer beğenmediysen sana
hitap etmiyorsa okuyup geçersin bir şey ispatlamak zorunda değilsin. Ya da fikrini belirtmek istiyorsan "Ben de böyle düşünüyorum diyerek nazikce yazar teşekkür eder ayrılırsınız" Zaten
ispat, inat ve ben haklıyım savunmasında olan biri kendine güvenmiyordur ve
onaya ihtiyacı vardır. Ne bildiğini bilen ve kendinden emin olan kişi kendine
yandaş aramaz tek başına bile olsa keyifle ve gerekirse yalnız yol almayı bilir
;) Tabii yazılanı düşünmek, kendi bilginle mukayese ederek “olabilirlik”
analizi yapmak, bu konuyla ilgili araştırmak, sorgulamak ve kontrol etmek ise
gerçekten yüksek bir Bilincin en önemli işaretlerinden biridir. Çünkü bir
Bilgiyi reddetmeden önce ne anlattığını ne demek istediğini iyi anlamak
gerekir. Bunun için de Analitik ve karşılaştırmalı düşünebilmek çok önemlidir.
Tabii bunu yapabilmek için de çok okumak…
Velhasıl
Kendini ifade etmek, demek halk arasında ki tabirle “patavatsızlık yapmak” demek değildir.
Kendini
ifade etmek, en doğru cümlelerle kırmadan, kırılmadan DENGE’de sevgiyle en
önemlisi ise “şefkatle” konuşabilmek demektir. Çünkü karşınızdaki kişiye şefkat
duymuyorsanız zaten kendiniz dahil kimseye duymuyorsunuzdur. (durum vahim tekamül alarmı çalıyor ! Dikkat ! )
Kendini
ifade etmek, Kendini ispatlamaya çalışmak inatlaşmak demek değil, “herkesin
kendine ait bir doğrusu var lakin ben de böyle düşünüyorum” diyebilmek ve
herkesin düşüncesine gerçekten saygı duyabilmek demektir.
Kendini
ifade etmek, Kendi düşüncesini onaylamayan birine “olabilir” diyerek gülümsemek
ve kendi doğrularının peşinden yürümeye devam etmek demektir.
Kendini
ifade etmek, Öncelikle ne bildiğini bilmek, bilmediğini öğrenmek ve bilmediği
konuda bilmediğini kendine itiraf ederek öğrenmek için çaba harcamak demektir.
Kendini
ifade etmek, Kendini sevmektir. Çünkü kendini seven, Hayatının kontrolünü kendi
elinde tutan, “Hayır” demenin bir ayıp ya da vicdan olmadığının ayırımını
yaparak Ne istediğini bilen, Sınırlarını, prensiplerini çizebilen insanların
ruhsal çıkış basamaklarından biridir..
Kendini
ifade etmek, öncelikle ne istediğine odaklanmak ve bunun içinde
prensiplerimizi, sınırlarımızı önce kendimizin iyi bilerek o yönde hareket
etmek demektir.
Kendini
İfade eden ve kendinden emin olan kişiler Ruhsal Tekamülün üst basamaklarına
doğru emin Adımlarla çıkmaya devam eder.
Hepimize
kendimizi DENGELİ ve sevgiyle ifade ettiğimiz çok güzel keyifli günler ve mutlu
ilişkiler diliyorum..
Aaa
bir de kendinizi DENGELİ olarak sevgiyle ifade etmeye başladığınızda Boğaz, Mide
ve Kalp ile ilgili tüm sağlık sorunlarınızın gerilediğini hatta küt diye bittiğini
göreceksiniz şaşırmayın ;)
Ve
de öyle OLdu çok şükür
Alev
Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.