Ben
8-9 yaşlarımdayken bir gün annem beni yanına çağırdı. Kimbilir ne duydu veya ne
gördüyse bilmiyorum sonra da konuşmadık fakat bana gayet ciddi bir ses tonu ve
yüz ifadesi ile,
“Bak
kızım benim ve Baban haricinde kimsenin kucağına oturma, kendini öyle
dokunturtarak sevdirme. Sadece benim dokunabileceğim yerlerine (gösterdi) başka birinin dokunmasına asla izin verme ! Bağır, Beni ya da Babanı hemen çağır sakın susma ! " Seni seven saçını okşar, yanaklarını sıkar en fazla
yanaklarından öper ! Fazlası yok ! tamam mı ?” dedi.
“Tamam”
dedim..
“Peki
amcaların dayıların falan da mı kucağına oturmayayım ?
“Hayır
onlar da yok ! Benim ve Babanın dışında kimse yok !”
“Tamam”
dedim.
Zaten
öyle kucaktan kucağa gezen huylarım da yoktu. Yani benim için çok fark etmedi..
Sonra
bir durdu..
“Erkek
7’de de erkektir 70’de de. Öyle amcaydı , dedeydi falan belli olmaz bu işler”
gibi bir şeyler söyledi.. nitekim bu cümleyi bir şey olduğu zaman hep
tekrarlardı.
Tabii
o zamanlar sadece Anne sözü dinliyordum yani neyin ne olduğunu bilmiyordum. Bir
de babaların da böyle şeyler yaptığını bilmiyordum.. En büyük şokum bunu
öğrenmek olmuştu. Çünkü BABA demek şefkat demek, Can parçan demek, Güven demek,
Sevgi demek, Babacığım diye sarılmak, Gece başında “kızım iyimisin” diye soran tüm
sevgisiyle ve ruhunda hissettiği kendi canının
hasta olmasından dolayı acıyla seni yanaklarından öpen ATA demek, yani her şey
demek… Ah canım Babacığım sen ne güzel bir babaydın Işıklarda Işıl Işıl Yaşa...
Yıllar
geçtikçe ve çevremi gözlemledikçe ya da arkadaşlarımın “gizli sırlarını”
dinledikçe Annemin ne demek istediğini daha iyi anladım..
Hatta
10 sene önce falan bir gün sahilde bank’da kahvemi gazetemi almış otururken
yanıma 60-70 yaşlarında bir amca oturdu. Sürekli benimle sohbet etmek istiyordu ve bir türlü gazetemi okuyamıyordum. Anlattığı şey de “Karım memlekette ben evde
yalnız kalıyorum çocuklar evli” gibi şeyler derken bu “amca” sağ koluma dokunup yüzüme anlamlı anlamlı bakıp okşar gibi bir hareket yapınca nevrim dönmüştü.
“Bak
Amca buraya gazetemi okuyup kahvemi içmeye geldim sohbete değil ! İlla da konuşmak
istiyorsan dokunmadan konuş ben hiç hoşlanmam öyle şeylerden” dedim.
O
da bana “Aaa kızım ben senin baban yaşındayım olurmu öyle şey” falan diyerek "Klasik" laflarla kekelemeye başladı.
“Babam
yaşında olabilirsin Babam değilsin ! Bir daha dokunursan o elini kırar seni de
denize fırlatırım ! “ dedim
Baktı
yüzüme ne diyeceğini şaşırdı mır mır bir şeyler söylenerek fakat “korkudan”
sesini de yükseltmeden hemen kalktı gitti..
Velhasıl
Çocuklarınıza kendini korumayı ve daima CESUR ve GÜÇLÜ Olmayı öğretirseniz
yaşayarak gözlemleyerek , kimin kendisine nasıl yaklaştığını daha iyi anlama
fırsatı bulur ve temkinli olur. Yani her şey Ailede bitiyor.
Tabii
bu akla “Aileye de mi güvenmeyeceğiz, Amca, Dayı şu bu da mı olmasın herkesden
şüphe mi edeceğiz ?” şeklinde rahatsız eden bir soru getirebilir. Elbette hayır
lakin zaten şerefli, karakterli adam gibi adam olanlar ne yapacağını bilir
umrunda bile olmaz hatta üstüne bile alınmaz. Çünkü sonuçta çocuğu gayet temiz
saf duygularla seviyordur. Onun kucağına oturmasının oturmamasının bir anlamı
yoktur. Bunu her şekilde belli eder. Diğerleri de “yakalanma” korkusuyla zaten
atak yapamaz. Önemli olan bu maskeli
karanlık yüzlere fırsat vermemek ve gördüğümüzde de deşifre etmek ! Bırakın tüm
aileye rezil olsun ! Gerekirse aile birbirine girsin ! bu da bir sınav ! İşte o
zaman kim ak kim kara belli olur herkes etrafını temizler. O yüzden her şerrin
bir hayrı mutlaka vardır. Siz yeter ki daima CESUR OLun ! Bu insanlar Korkudan
beslenir. İnsanların en zayıf duygusu olan “Elalem ne der ? Rezil olmayalım ?”
ile kuvvetlenir ! Buna fırsat vermeyin lütfen !
Bu
güne kadar yüzlerce danışanım oldu. Oran olarak bakarsak yaklaşık %95 kadın %5
erkek diyebilirim. Kadın danışanlarımın içinde ise en az %50’sinde aile içi
cinsel istismar durumları var ! Erkek danışanlarımda ise %2 gibi bir kısım
küçükken cinsel istismara uğramış. Özellikle bir erkek danışanımın hikayesi çok
acıydı. 6-7 yaşlarında dayısı çağırıyor arkadaşlarıyla birlikte bir oyun
oynayacaklarını söylüyor ve hep birlikte çok “acı” bir oyun oynuyorlar !!!
Bir
kadın danışanım da son derece bilinçli bir şekilde çocukluğu boyunca yaşadığı
bu tacizi daha sonra öğretmen olarak öğrencilerini dikkatle inceleyip onları
korumakla geçirmiş. Ve deneyimini 30 yıllık öğretmenlik hayatında 7 öğrenciyi
tacizden kurtararak ve ailelerini şikayet ederek herkesin en yüksek hayrına
kullanmış ! Ağlayıp sızlamamış ! Bunu başkası yaşamasın diye var gücüyle
çalışmış ve şu an yine böyle bir dernekte kadın ve çocuk istismarları ile
ilgili bilgilendirme görevinde çalışıyor ! Yani yaşadığı şeyi kendinde dönüştürerek
Herkesin en yüksek Hayrına sunmuş.. Yani karmik düğümünü çok bilinçli bir şekilde
çözmüş…
Yaşadığımız
her şey bir tekamül sonucu. Yalnız bu demek değil ki, Bu benim kaderim çeker
giderim ! ASLA DEĞİL ! Her yaşanılan hayat çevresine topluma bir mesaj vererek
aydınlatıp bilinçlendirerek öğretmek üzerine kurulu derslerdir. Elbette kişinin
kendi karmik bağlantısı ve alması gereken ders nedir ve hayatına nasıl hizmet
ediyor herkesin farklı. Bu da kişinin kendi kişisel sınavı ! Lakin bu kişisel
sınavların toplumsal olarak bizi uyarması ve harekete geçirmesi çok önemli !
Lütfen
çocuklarınızı uyarın !
Lütfen
çocuklarınızı eğitin !
Lütfen
“Elalem ne der ?” , “Ay rezil oluruz” duygularını bırakın ! Bunlar sizi aşağıya
çeken ve bu karanlık insanları da yukarı çıkarıp güçlendiren en karanlık
düşünceler ! Hem siz niye rezil oluyorsunuz ki ? Onu rezil edin ! Hukuki
haklarınızı arayın ! Yasal yaptırımlar yoksa ya da yeterli değilse verin
gazeteye medayaya herkese ibret OLsun ! Yarattığı sınava en büyük sınav olun !
Kimbilir belki de kendi tekamül yolculuğunda vicdan adına, sevgi adına onda bir
düğüm çözmesini sağlayacaksınız ! Olur olmaz bilemeyiz herkes kendinden sorumlu
!
O
yüzden herkes kendi sorumluluğunu alarak Yapması gerekeni CESURCA yapmalı..
Bu
sadece kadın ve çocuk istismarları için değil, Toplumun Ahlakını, yaşam
standartlarını, Geleneksel değerlerini,
aşağıya çeken her şey için olmalı..
Bu sene
CİNSELLİK ile ilgili sınavlarımız olacak demiştim. İşte bu da o sınavlardan biri..
Hakkaniyetli
olmak işimize geleni değil, tüm çığlıkları duymak ve müdahale etmektir !
Hepimize
CESUR, GÜÇLÜ , VİCDANLI, IŞIK , ADİL ve SEVGİ Dolu bir yaşam OLsun..
Ve
de öyle OLdu çok şükür.
Alev
Cedimağar
Ruhsal
Denge ve Farkındalık Rehberi
Müthişsiniz, çok doğru yazmışsınız, yüreğinize sağlık
YanıtlaSil