9 Mart 2020 Pazartesi

9 Mart Dolunay'ı ile gelen değişen Enerji geçişleri..



Senenin en kuvvetli enerji dönüşümünü yaşadığımız bir dönemdeyiz ve bunu da yine Dolunay destekliyor ya da tetikliyor diyebiliriz.

Enerjiler tabiri caizse sanki bükülürcesine matkap gibi bayağa bir etkili akıyor. Enerjilerin rengi YEŞİL ve SARI.  

Yani kalp ve mide merkezlerine direkt etkide. Bu da şu anlama geliyor. 
Kalp bildiğiniz gibi sevgi merkezidir. (göğsün ortası) yani Kendimizi sevgiye açmamız artık o katı kural  ve kabuklarımızı bir kenara bırakıp içimizi dışarı çıkarmamız için bizim yerimize blokoajları kırarak “Hadi bakalım ben kırdım açtım şimdi sen de ortaya çıkar ve ÖZÜNÜ BUL, KENDİN OL diyerek bizi itiyor. Yani öyle “Ben sevgimi gösteremem, öyle mırç mırç  öpüp sevemem karizmamı , ciddiyetimi ya da otoritemi bozamam “ gibi “Eskiye” ait işe yaramayan tüm alışkanlıklar ÇÖKÜYOR. Malum bunlar eskidenmiş. Aman sevdiğimi anlamasın aman şımartmasın  durumları.  Şimdi biliyoruz ki,  Karşımızdaki şımaracak, farklı düşünecek yada sevgimizi kullanacak gibi bir telaşımız yok. Niye ? Çünkü hepimiz akıllı insanlarız. Alma verme dengesini biliyoruz. İzlemeyi, analiz etmeyi, düşünmeyi biliyoruz. Eğer iyi niyetimiz ve sevgimiz kullanılmaya çalışılırsa yine kendimizi sevgiyle geri çekmeyi, mesafe koyarak "Ne yapmaya çalıştığının farkındayım" mesajını veremeyi veya kendimizi ifade ederek “Seni çok seviyorum o ayrı  konu. Lakin sevgimin kıymetini bilmek yerine beni üzmek ya da kendi isteklerini yaptırmak amaçlı kullanırsan o zaman seni yine sevsem de aynı dozda olmaz” diyebiliriz. Dolayısıyla birini BEN olarak sevmek ve her ne olursa olsun kendi ruhumuzdan vazgeçmemek çok önemli.. Şu an bu enerjiler bunu hatırlatıyor. Bu anlamda YEŞİL renk kullanmak sizi rahatlatabilir.

Mide ise özgüven merkezidir. Şu an kendine güvenmeyen ve her zaman tekrarladığım “EMANET GÜVENCELERE TUTUNMAK YERİNE KENDİ GÜCÜNÜZE GÜVENİN” sözüme istinaden halen birilerine güvenip tutunmaya çalışanlarda ya da yapması gereken her ne ise yapmaya cesaret edemeyenlerde mide ile ilgili sorunlar olabilir. Bu da bir işaret. Yani “Artık korkudan midende kelebekler uçuşuyor  ve kramplar giriyorsa, panik durumları yaşıyor ve kendinden uzaklaşıyorsan merak etme ben sana yardım ederek farklı olaylarla seni zorlayıp kendine yaklaşmanı, kendini keşfetmeni ve cesur olmanı her şekilde sağlayacağım.” Diyerek bize olumsuz gibi görünen lakin olumluya hizmet eden bir sürece giriyoruz.  Bu süreç de SARI renk kullanmak sizi rahatlatabilir.

Ayrıca bu süreç yoğunluk olarak “Dünyevi” olaylara yönelik yine farklı bir “Temizlik” sürecine hizmet ediyor. Yani hep yazdığım “Sevgi temelli AKIL ve MANTIK ağırlıkta kalın” tavsiyemi bu dönem daha yoğun yaşayabilirsiniz. Çünkü gözlerin yine faltaşı gibi açıldığı, “Aydınlandım” denilen, uyanık, atak ve çözüm odaklı kalınarak büyük işlerin başarıldığı büyük bir KAPI’dan geç iyoruz.  Bildiğiniz gibi 5. Boyutun koridorlarında dolaşıyoruz. Daha başlangıçlardayız. Bu koridor herkesin adımlarına yürüyüşüne göre kendi kişisel geçişini hızlı ya da yavaş yaparak bitireceği,  uzunluğu yine herkesin kendi bilinçsel yürüyüşüne göre değişen  kısa ya da uzun bir koridor diyebiliriz ;)
2020 önemli bir yıl ve bu yazıları okuyan şu an nefes alan herkes yani HEPİMİZ,  2012 de başlayan ve halen devam eden bu geç iş de bulunmak için Dünya’ya koşa koşa mutlulukla geldik. Üstelik bize çok güzel bir sürpriz oldu ve birden fazla tekamülümüzü yaşama şansına sahip olduk. O yüzden zaman dahil yaşadığımız her şey çok hızlı akıyor ve sürekli bir şeyler değişiyor. Her ne kadar şu an kapalı dünya bilinciyle hatırlamasak da hepimizin burada bulunuş amacı var. En çok neden zorlandığınızı düşünüyorsanız sınavınız ondandır. Çözün kurtulun ve yeni hayat yollarınıza geçin diyorum naçizane.

Şu an ki enerjilerin görevi de bu geçişlerimizi hızlandırmak yani bizi bize hatırlatmak.

Bu yüzden ”ruhsal farkındalığım” kuvvetli diyen herkes de bu dönem dünyevi somut olayların ve maddi konuların ağırlıklı olduğu bir sürece gireceğiz. Bunun içinde ertelenen ev almak, ev ya da iş değiştirmekten tutun da, “yıllardır bir tatil yapamıyorum artık bereketime inanıp kendime bir tatil bütçesi ayıracağım” a kadar hasır altı edilen, “aman rutin hayatım bildiğim haliyle bozulmasın. Zorlukta çeksem de ben buna alışığım” dediğiniz ne varsa çatlıyor ve artık size hizmet etmeyecek. Burada Şems'in en sevdiğim sözünü hatırlamanızı tavsiye ederim. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?"

O yüzden bu değişime ayak uydurmanızı, cesaretle yeni düzen ve değişim’e geçerek artık ESKİ BEN’i eski de bırakmanızı tavsiye ederim çünkü bundan sonraki süreçler bu yaptıklarınızın ya da yapmadıklarınızın üzerine eklenerek gelen seçiminize göre olumlu ya da olumsuz etkiler gösteren dönüşüm süreçleri olacak.

Bu Dolunay’ın verdiğim mesajı kısaca ÖZGÜVEN mesajı olarak yorumlayabiliriz. çünkü özgüven olmazsa hiçbirşey olamaz. Tüm değişim BEN ile başlar. Tabii altında yani temelinde SEVGİ, onun üstünde CESARET , onun üstünde, DENGE, onun üstünde ise OTOKONTROL ve en üstte YARADANA TESLİMİYET yani inanç var. Bunların hepsi birbirini destekleyen ve tetikleyip güç veren ruhsal basamaklardır.

Peki Fiziksel etkiler neler ?

Daha önce “Geliyorum hazırlanın” diyen ayak seslerinden belli ettiği üzere , Kemiklerde, kaslarda ağrı en yoğun yaşananlar olabilir. Çünkü artık harekete geçip çözülmesi gereken bir durumu korku ve kendine güvenip cesaret edememe gibi nedenlerle değiştirmemek, çözmemek için direnildiğinde beden kemiklerden tepki verir. Bu tepkinin diğer bir nedeni de, ani yaşanan panik, dengenin bozulması, çok üzücü bir olayı ya da durumu kontrol altına alıp dengeleyememe gibi sebeplerde olabilir. Ruhsal olarak rahatladığınızda her  ne olursa bedenininizin de rahatladığını ve şifalandığını bizzat yaşayarak göreceksiniz. Yeter ki işaretleri iyi okuyun, anlayın ve harekete geçin..

Bunun haricinde uyku ile ilgili problemler olabilir. İki uç nokta yani çok uyumak ya da hiç uyuyamamak gibi etkileri yaşanabilir. Çok uyunuyorsa bu psikolojik olarak tüm işaretleri görmemek için bir çeşit dünyadan kaçış olarak yorumlanabilir. Uyunamıyorsa da tam aksi her şeyi çok düşünüp çok kafaya takıp çözüme odaklanmak ve akışda kalmak yerine olayların içinde düşünmekten dolayı kaybolmaktan dolayı olabilir. Her ikisinin de dengelenmesi önemlidir. Tabii bunun yanı sıra Dolunay’ın manyetik çekim etkisinden dolayı da bedende tepkisel uykusuzluk olabilir. Bunun ayrımını en iyi siz yapıp değerlendirebilirsiniz.
Tepe noktasından aşağıya inen baş ağrıları (enerji uyumlanmaları) , Kulaklarda çınlama, uykuya dalmadan önce gözünüzü kapattığınızda hiç anlam veremediğiniz görüntülerin gözününüzün önüne gelmesi (yüzler, mekanlar, hiç  bilmediğiniz yerler vs. gibi) olabilir. Bu 5.boyuta geçişin yani ruhsal dönüşümün etkilerinden biridir. Ruh farklı titreşime geçtiğinde Dünya’ya paralel ya da dikey geçiş yapabilir ve siz bilinçli ya da bilinçsiz bu seyahati izleyebilirsiniz. İzleyin keyfini çıkarın endişelenecek bir şey yok. Rüyalarda zaten değişti iyice alıştınız diye düşünüyorum ;)
Son olarak Bu sene KALP ve BEYİN ile ilgili bedensel sinyaller ya da geçişler yoğunluk olarak yaşanabilir. Bu sinyalleri iyi okuyarak ŞİFA ile dönüştürmemiz çok önemli.

Ruhsal Etkilere gelince,

Bu dönem her şey çok anlamlı aynı anda da çok anlamsız gelebilir. Yani bu bir anlamda da HEPLİK İÇİNDE HİÇ OLMAK, HİÇLİK İÇİNDE HEP OLMAK gibi bir duygudur. O yüzden kafanız karışabilir. Bazen kendinizi çok sinirli hissedebilirsiniz bazen çok vurdumduymaz bazen ç ok hassas.. yani kendinizi değişken duygular içinde bulabilirsiniz. BİLGİ sizi rahatlatır güvende hissettirir. Çünkü insanlar bilmediği şeylerden korkar. Bu yüzden okuduklarınızı kendinize hatırlatarak odak noktanızı değiştirin. Mesela bir müzik açın, bir dizi seyredin ya da mutfağa girip bütün dikkatinizi bir yemek ya da kek yapmaya verin. Enerjiniz dengeleninc e  siz de rahatladığınızı fark edeceksiniz..
Çevrenizdeki insanlara kendinizi ifade edin bu çok önemli. İçinizden değil dışınızdan düşünün ve gec e yatağınıza yattığınızda “Hay Allah ya şunu niye söylemedim ki, bunu niye anlatmadım ki” gibi düşüncelerle kendinizi hırpalamayın. Aksine ne söylediğinizden eminseniz “vicdanen rahatsanız” bırakın eğer niyeti kötüyse karşıdaki kişi düşünsün ben ne yaptım niye söyledim bak ağzımın payını da aldım diye J))
Öyle bir yaşayın ki, hayatta kendinizden başka kimseye Eyvallahınız olmasın ! BEN YAPARIM demenin tüm mutluluğunu tüm güzellikleriyle birlikte canı yürekten yaşamanızı diliyorum.

Velhasıl,
Bu dönem ne kadar sürer konusuna gelince..
Arkadaşlar bu seneyi sürekli dönüştürerek ve her zaman yazdığım gibi radikal geçişlerle bitireceğiz. Lakin şahsi naçizane görülerime dayanarak Mayıs ortalarına kadar zorlayacağını söyleyebilirim.
Hepimize su gibi ışıl ışıl harika günler diliyorum.
ŞİFA, Bereket, Mutluluk, Huzur, Farkındalık, Denge, Otokontrol   dolu bir yaşam olsun ve bu 3 günlük dünyayı en verimli en güzel, en farkında ve her şekilde en mutlu haliyle yaşayıp bitirelim.
Ve de öyle OLdu çok şükür
Alev Cedimağar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.