Yeniay Geliyor (16 Ekim Cuma) ve enerjiler halen MAVİ ve kuvvetlenmeye devam ediyor. Bu kuvveti de size en basit haliyle akışın açık mavi den koyu maviye dönmesi ve yağmur çiselerken şimdi sağnak haline geçmesi şeklinde açıklayabilirim.
Bu kuvvetli geçiş, Şimdiye kadar öğretmeye çalıştıklarımda DENGE’lenmeyi öğrendin mi ? sorusuna cevap verdiriyor.
Bildiğiniz gibi 2021 bizi konuşturmaya kendini ifade etmeye hazırlıyor. Bayağa da güzel hazırlanıyoruz hatta tabiri caizse bu ruhsal uyumlanmalarla çok güzel terbiye ediliyoruz 🙂
Konuşmaya karar verenler, konuşmayı düşünenler , konuşmaya başlayanlar ve konuşmanın dozunu kaçıranlar için bu süreç önemli.
Konuşurken sevgisini göz ardı edenler ya da sevgisini göz ardı edemeyip çok duygusal davranarak konuşmaktan vazgeçenler, ya da konuşmak adına her şeyi kırıp dökerek ortalığı yangın yerine çevirenler, ya da her aklına gelerek patavatsızlık da tavan yapanlar😉
İşte bu ayrı uçlardaki geçişlerimizi dengelememiz gerektiği söyleniyor.
Nasıl ?
Bir şeye cevap verirken cevap vermiş olmak için değil önce bir nefes alıp saliselik arada düşünüp en uygun cevabı sakince bulmak gibi.
Ya da içimi dökeyim derken karşımızdakini rencide ederek değil, ona karşı içimizdeki iyilik, sevgi duygularını da yansıtarak kendimizi ifade etmek gibi..
Mesela,
“Yaptığın iyilikleri unutamam benim için ayrı bir yerin var lakin bu davranışların (……) sana olan sevgimi zayıflatıyor. Yani hem böyle bir insansın hem de nasıl beni üzmek için böyle şeyler yapıp söyleyebiliyorsun çok üzülüyorum.” Demek gibi..
Yani içinizi boşaltırken lütfen karşınızdaki kişiyi komple kötü olarak görüp onunla birlikte olma, arkadaş olma ya da patronunuz, eşiniz vs olma nedeninizi unutmayın. Bu halk içinde nankörlüktür. Eğer iyi bir şey bulamıyorsanız -ki bu durumda burada sizde bir sorun var demektir çünkü herkesin iyi bir tarafı vardır.. Zaten baştan aşağı kötü bir insanla niye birlikte olasınız ki ? En azından sizi kandırmış bile olsa o kandırdığı zamanlarda ki iyi görünen taraflarını hatırlatabilirsiniz. Belki kullandığı iyilik maskesini gerçek yüzü olarak kullanmasını sağlarsınız..
Yani aklınıza her geleni değil yapıcı yorum ve konuşmalar yapmaya yönlendiriyoruz.
Zaten geçmiş geçmişte kaldı. Geçmişte üzüldüğünüz olaylar ve kişiler şu an hayatınızda değilse o zaman düşünmeye gerek yok. Her zaman yazdığım gibi “onun ya da onlar sayesinde öğrendim çok şükür gözüm açıldı zaten ondan sonra da böyle şeylere karşı tecrübeli oldum” diyebildiğiniz için kendinizi kutlayın. Çünkü öğrenmişsiniz. Tabii aynı şeyleri defalarca yaşıyor ve halen “niye yaşıyorum” diye şaşırıyorsanız o zaman da öğrenememişsiniz. Neyi yanlış yapıyorsunuz ? Onaylanmak, sevilmek , desteklenmek, ilgi görmek vs gibi özgüven ve sevgi eksikliğiniz olabilir. Kendinizde bu 2 nokta üzerinde çalışmanız önemli..
Bu geçişin öğrettiği en önemli derslerden biri de HIRS yapmayın mesajı.
HIRS elbette gerekli lakin Ego gibi fazlası Kibir’e ve saldırganlığa kaçar. Neymiş ? Yine DENGE !
Fazla Hırs sizi öfkeye götürür. IŞIK dediğimiz ana yoldan çıkarak, Bencillik, Yalan, Sahtekarlık, ikiyüzlülük gibi negatif yan yollara sokar. Ve orada kendinizi kaybedersiniz . Kısa vadede kazanıyor gibi görünseniz bile uzun vadede ektiğiniz tüm kötü tohumlar bedeninizde ve hayatınızda kök salmaya ve sizi köklerinde yok etmeye başlar. Buna da hastalık, mutsuzluk, sevgisizlik , parasızlık vs gibi isimler verebiliriz.
2020 yılında hepimiz yumurta gibi çırpılıyoruz 🤩Lakin sonuçta lezzetli kremalar haline geliyoruz. işte bence bu sonuç önemli👍
Farkettiyseniz bu kadar felaket ve yaşadığımız tuhaflıklara rağmen bireysel hayatımızda çok güzel gelişmeler yaşıyoruz. “Eyvah ne yapıcam” dediğiniz her şey daha da güzel haliyle yoluna giriyor.
Lütfen AN’da olanlara odaklanın. Mesela evin boyanması gerekiyorsa boyayın. “Ya ne olacak sonumuz belli değil” demeyin. Bilmediğiniz bir şey için enerjinizi ve niyetinizi değiştirmeyin. Sonuçta hiçbir şeyi bilemeyeceksiniz. Lakin siz "yaratabilirsiniz" . Hem bir sürü ihtimal var. Nereden biliyorsunuz belki de evi boyayınca farkında olmadan gidişatınızı değiştireceksiniz ve yenileneceksiniz ? Ya da “buna çok ihtiyacım var lakin şimdi dursun” demeyin. Gerçekten ihtiyacınız varsa alın kendinizi mutlu edin. Zaten yaydığınız mutluluk ile yaşam enerjinizi kuvvetlendirir, çevrenize ışıl ışıl yansır, hem yaradana teslimiyet sınavınızı hem de buna bağlı olarak Onun sonsuz bereketini kabul ederek Kendi yolunuzu açarsınız. Vermekten korkmayın, Bedava iş yaptırmaya çalışmayın, herkesin emeğinin karşılğını mutlaka verin çünkü bunlar “benim param çok bereketli” sözünü söylemenizi sağlar. Bu hakkaniyettir.. Hakkaniyet sizin yolunuzu her anlamda sonsuz açar..
Tabii bu arada paranız yokken de harcamak olmaz.. Paranız yoksa da “niye yok” ya da “nerede eksik yapıyorum” , “kendimde neyi değiştirmem lazım “, “Neyi öğrenmem ve yapmam gerek” gibi sorular sorarak çözüme odaklanmanız önemli.. Kimseye itiraf edemiyorsunuzdur lakin tembel olabilirsiniz. Bunun farkında ve değişmeye de çaba göstermiyorsanız o zaman kısıtlı parayla yaşamayı da öğrenmeniz gerek 😉
Velhasıl her durumda yaşamınız ile ilgili DENGE’yi yine siz sağlayacaksınız.
Kısaca öğrenmeye ve uygulamaya devam…
Fiziki etkilere gelince,
Bu geçişin imtihanı olan DENGE’yi kaybettiyseniz yoğun baş dönmesi hatta Vertiko ya giden bir sallantı yaşayabilirsiniz aman dikkat ! bunu İKAZ olarak alabilirsiniz.
Konuşmamak da direniyor ve içinize atmaya devam ediyorsanız o zaman da boğaz ve mide ağrıları artabilir.
Açıkcası ben böyle şeyleri seviyorum. Çok bastın ayağını gazdan çek frene geç ya da çok frendesin böyle gidilmez biraz gaza bas diyen uyarıcı sinyaller.. İşte var olanı sevgiyle kabullenmek ya da olumsuzun olumluya hizmet etmesi de böyle bir şey..
Bunun haricinde hepimiz iyiyiz çok şükür. Birlikte daha da iyi olalım.
Ruhsal Etkiler ise,
Yorgunluk hissi olabilir. Bu da çok normal. Gizlemeye saklamaya ya da belli etmemek için çaba göstermeye gerek yok. Kendinizi kilitlemeyin. Açık açık yorgunum diye kendinize itiraf edin, kendinize molalar verin ve bunu kronik hale getirmeden derleyip toplayıp dinlenerek çözün gitsin. Beyin yorgun olunca bedenin de yorgun hissetmesi normal. Her şeye bir mana bulmayın kendinizi hırpalamayın. Sadece olanı kabul edin ki eski enerjiniz bedeninizden bir aksın gitsin yenilensin..Tabii bizi kolaylaştırmak için de uyku hepimizi rahatlatır. Zaten istemesek de yine bol uykulu bir döneme girdik.
Aklınızdaki soruları uyumadan önce 'Cevabını öğrenmeyi, anlamayı ya da işareti görmeyi seçiyorum" diye yatın. Sabah uyandığınızda (ya da size bağlı olarak en kısa zamanda diyelim) cevabı bulacaksınız 😉 Cevap yine kendinizden yani yüksek Benliğinizden size akacak.. En büyük rehber yine kendinizsiniz. Ne mutlu bunu anlayabilene 🙏
İlişkiler ile ilgili olarak da bıkkınlık ya da “Bir daha asla kimseyi istemiyorum hayatımda” gibi düşünceler geçebilir. Ve sürprizzzzz ! Daha da güzelini AŞK ile yaşayacaksınız . Bu enerjilerin en güzel taraflarından biri de AŞK’ı unuttum, istemiyorum, kalbim kırık vs. diyen herkese AŞK ile dokunması olacak.. Daha önce yazdığım gibi 2021 pek çok şeyin yanı sıra AŞK da getiriyor ve evliliklerin en yoğun olduğu sene olabilir.
Rüyalar zaten aldı başını gidiyor. Artık tüm evrenleri dolaşıyor haldeyiz. Bir de haberci rüyalar arttı. Sembollerle aldığımız mesajlar birebir zamanda sıçramalar yaparak öngörü şeklinde gelebilir. Sonra “ben bunu rüyamda görmüştüm aynısı oldu” diyebilirsiniz.. İşte bu ruhsal titreşimin kuvvetlenmesi oluyor. Ya da rüyanızda resim yaparken uyandığınızda elinizde boya görebilirsiniz. Rahat olun. Kimbilir hangi evrende resim yapıyordunuz.. Eskiden olağan üstü dediğimiz her şey artık normalimiz haline gelmeye başladı.. Alıştıkça bir üst basamağa çıkarak devam edeceğiz.. Buna Ruhsal yükseliş diyoruz..
Aslında bu yıl hepimiz gerçek SEVGİ'yi öğreniyoruz. Farkındasınız değil mi ?
Şimdi yazımı bir olumlama ile bitireyim.
BİLİYORUM Kİ, BENİ MUTSUZ EDEN VE ARTIK BANA IŞIK VERMEYEN HER DURUM YENİ BİR BAŞLANGIÇIN İŞARETİDİR.
BENİM VE BÜTÜNÜN EN YÜKSEK HAYRINA OLDUĞUN UBİLEREK, TÜM C ESARETİMLE VE İNANCIMLA YENİ BAŞLANGIÇLARA HAZIRIM.
TÜM POZİTİF DEĞİŞİMİ SEVGİYLE KABUL EDİYORUM.
V E DE ÖYLE OLDU ÇOK ŞÜKÜR
🙏❤🙏
Alev Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.