Güneş ve Ay Tutulmaları tamamen doğal bir süreç olsa da , Mevcut enerjinin akışına yön de verirler. Tabii bu yön verme şekli etki tepki haliyle olur. Yani Yeryüzündeki bilinç düzeyinden kaynaklanan enerji ile gökyüzünü etkileyen ve değiştiren bilinç titreşimleri, Evrensel uyumlama enerjisinin yeni bir hal almasını ve mevcut enerjinin de mevcut hali tetikleyerek kuvvetlendirmesine yol açar..
Dolayısıyla 2019 yılında başlayan CESARET, ÖZGÜVEN sınavları sadece bireysel değil tüm dünya ‘da toplumsal ve bütünsel olarak aynı yönde devam ediyor.
Zaten dünya’ya baktığımızda ülke yönetimleri dahil hemen hemen her ülke de radikal değişimler ve toplumsal geçişler yaşandığını da bariz görmekteyiz.
Dolayısıyla aleni şekilde hızlanan Bitişlerin yani BAŞLANGIÇLARIN kuvvetlendiği bir dönemdeyiz.
Bu geçişi en rahat ülkemizden ve bireysel hayatınızdan takip edebilirsiniz. Hiçbir şey dün ki gibi kalmaz. Herşey değişir ve dönüşür. Duygular, düşünceler, ilişkiler yani her şey..
Zaten bir insan “ben eskiden de böyleydim buna kızar böyle yapardım hiç değişmedim “ diyorsa uzak durun derim. Çünkü herkes yaşadığı süre boyunca sivri köşelerini yumuşatarak bakış açısını genişletip değiştirmiyorsa hiçbir şey öğrenememiş demektir..
Sanırım bu dönemin en güzel dersi, “Olmaz dersin Olur, yapmam dersin yaparsın ve ruhsal farkındalığına ihtiyacın olanı yaşarsın” sözü olabilir.
Artık iyice öğrendiğimiz üzere 2012 yılı itibariyle tüm enerji geçişleri hep öncekilerin bir üstü şeklinde ivme yukarıya sabitlenmiş olarak devam ediyor. Dolayısıyla güneş ve ay tutulmaları ya da diğer yeryüzü olayları aynı gibi görünse de yansıması ve tabii ruhsal etkileri hep daha farklı daha belirgin oluyor.
Bu Güneş tutulmasında yine “hazırlandın mı ? artık cesurmusun ? kendine güveniyormusun ? O zaman hadi devam edelim” diyen enerjinin farklı bir versiyonu ile karşılaşıyoruz.
Yukarıda belirttiğim gibi ülkeler zaten üzerlerinde yaşayan insanların kolektif bilinciyle kendi tekamülüne yön verirken kişiler de kendi seçimleriyle kaderine yön vermeye devam ediyor..
Geçmişte en çok seni ne korkutmuştu ? Para mı ? Aşk mı ? İlişkiler mi ? işsizlik mi ? Evlenmek mi ? İşte bu tutulma ile korktuğunuz her şey ile ilgili “yine mi aynısı olacak ?” ya da “oluyor ? “ dedirten sınavlardan geçebilirsiniz. Burada amaç bu korkularınla yüzleşerek artık kendine güvenmen ve Akıl-Mantık-Kalp üçgeninde DENGE’de düşünmeyi öğrenerek değişim sürecini hızlandırmaya hizmet etmek oluyor...
Her zaman yazdığım gibi, Hata, yanlış, günah, keşke gibi kelimeler dünyevi bilince ait etiketlerdir. Her zaman içinize sinen, size mutluluk ve huzur veren her düşünce sizin doğrunuzdur ve kimsenin onaylaması gerekmez. Mesela ben çay içiyorum içime çok siniyor şifa oluyor diyorum ve mutluyum dolayısıyla başkasının çay çok zararlı demesi söyleyeni ilgilendirir beni değil. Çünkü o ona inanmış ona huzursuz luk veriyor. Ben buna inandım bana huzur veriyor .. Herkesin doğrusu farklıdır ve herkesin doğrusu kendine doğrudur. anlatabildim mi ? Sürü psikolojisine girmeden kendi doğrularınızı takip etmeyi ve BEN BENİM demeyi öğrenmenin farklı versiyonlarını yaşama süreci içindeyiz.
İşte bu döneme doğrularınızı bulma dönemi diyebiliriz. Tabii korkulan ne varsa onu da c esarete dönüştürme zamanı gelmiştir. İNSAN bilmediği şeyden korkar. Korktuğunuz şeyin neden ve niçinlerini irdeleyip kendinizi ve durumu öğrendiğinizde kendinizi güçlü ve cesur hissedersiniz ve bu duygular içinde korku erir gider.. İşte bu yüzden BİLGİ IŞIK’dır diyoruz .
Konuyu fazla dağıtmadan yine Güneş Tutulmasına gelelim..
İlişkiler dedik başlangıçlar dedik ve bence bu dönemin en güzel itekleyicisi AŞK oluyor. Çünkü çok uzun süredir akışlar Kalbi tetikleyerek kalp merkezinden açılım yaptırıyor. SEVGİ ‘nin anlamı sizin için değişebilir. Bir anda aslında sevmediğinizi sevginin çok daha başka bir şey olduğunu keşfedip mutlu olabilirsiniz. Kalp merkezi tetiklemesinden dolayı kendinizi her an güzel bir şey olacak gibi, daha pozitif, daha güleryüzlü, hoşgörülü ve sakin bulabilirsiniz. İşte eğer bu kıvamdaysanız ve AŞKı’ı da arıyorsanız kapınızın çalınmasına az kaldı denilebilir. Tabii bekleyerek enerjinizi de kilitlemeyin. Siz doğal akışınızda ve yaşamınızda kalın nasıl olsa hiç ummadığınız anda zilin sesini duyarsınız :))
Dolayısıyla SEVGİ ve AŞK çerçevesinde büyük BAŞLANGIÇLAR’ın yaşandığı bir döneme giriyoruz ve kısa sürecek gibi de değil. Tabii bizi koşturmalar, hadi çok istiyorsan göster kendini cesur ol demeler, hadi bak yaparsın kendine güven mesajları ve dersleri de bekliyor. Bu arada tabii bedeninizle ve kendinizle barışık olma, kendinizi sevmek ve beğenmek ya da o kıvama getirmek de sizin ödevleriniz arasına giriyor
Fiziksel olarak baş dönmesi yoğun olmak üzere baş ağrısı , uyuma isteği, bir şey yapmama yani tembellik isteği olabilir. Ne yapalım artık bu dönemi de böyle geçirelim nasıl olsa yaz ayına denk geldik bence hiç mahsuru yok )))) Mevsim itibariyle bol bol denize girmek yüzmek size iyi gelecektir. Çok ağırlaştığınızı hissederseniz “üzüm” sirkesiyle duş alarak yanınızda beyaz bir mum yakmanız enerji alanınızı (eterik alan) rahatlatır. Bunun haricinde ağaçların çok olduğu yerlerde yürüyüş veya piknik yapmak da harika olur . (özellikle gece pikniğini tavsiye ederim. Enerjilerin en rahatladığı zamanlardır. Hele ki bir de sevdiğiniz insanlarla birlikte keyifli vakit geçiriyor ve gecenin huzurunu hissediyorsanız en hızlı ve en rahat uyumlanma ile rahat bir geçiş yapabilirsiniz )
Bu döneme farklı açılardan kuvvetli bir UYANIŞ DÖNEMİ diyebiliriz..
O zaman herkesin Uyanışı kendinin ve Bütünün en yüksek hayrına IŞIK, ŞİFA, AŞK ve de MUHTEŞEM OLdu bile !
Alev Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.