Bir olay karşısında önce tepki gelir.
Etki daha sonra tepki'ye göre yol alır.
Eğer tepki olumsuz gittiyse etki de olumsuz devam eder. Lakin Farkındalık durumuna göre de etkiyi yine olumlu bir tepki ile dönüştürmek mümkündür.
Tepkiyi dönüştürmek ise yine bizim farkındalığımız ile paralel ilerler.
Tüm pozitif yönde olumlu dönüştürmelerimize rağmen karşımızdaki kişide bir dönüşüm gerçekleşmiyorsa bu ona ait bir bilinç ve davranış şeklidir. Yani "Bak bu kadar da olumlu davranıyorum yine de düzelmiyor" diye kendimizi yiyip bitirmenin anlamı yok. Anlamıyorsa, olmuyorsa olmuyordur. Çünkü herkesin tekamül ve bilinç düzeyi farklıdır. Bu yüzden herkes kendinden sorumludur ve kendi ruhsal yolculuğunu öğrenip anladığı ölçüde yapar.
Nitekim herkesin anlayıp öğrenme basamakları farklı olsa da her ruh, dünya'da ki öğrencilik sürecinde bu basamakları bir şekilde mutlaka çıkacaktır. Zamanı farklıdır o kadar.
Böyle durumlarda kendinizden eminseniz, ne yaptığınızı biliyorsanız, vicdanınız rahatsa izlemede kalıp rahat olun.
Siz rahat olunca aradaki enerji de rahatlayacak ve karşıdaki kişinin düşünme ve anlama alanı da genişleyecektir. Yani akışda kalarak hem kendinizi hem de karşınızdaki kişiye yeni bir enerji alanı açmış olursunuz.
Tabii bir de şöyle bir olay var,
Hep yazarım biliyorsunuz.
Hiçbirimiz sevgi pıtırcığı safdirik polyannalar değiliz. Elbette olan biten herşeyin farkında ve muhakeme yapabilecek güçteyiz. Yani tüm iyi niyetimize rağmen halen bizi üzmek için hamle yapmaya devam eden kişi ve durumlara karşı da DUR demeyi bilmeliyiz.
Dur diyebilmeyi bilmek için de önce kendi sınırlarımızı bilmemiz gerek. Kendi kişisel sınırlarını bilen yeri geldiğinde HAYIR diyebilen herkes bu DENGE'yi de rahatlıkla sağlar..
Özellikle bu hafta bu konulara özellikle dikkat etmenizi tavsiye ederim ;)
ve de öyle OLdu çok şükür..🙏❤️🙏
Alev Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.