27 Kasım 2018 Salı

Kasım'ın son günleri son durumlar..

Bizi nane molla yapan, ay yapayım mı yapmayayım şeklinde kararsızlıklar yaratan lakin bize olumlu hizmet eden enerjiler çok rahatladı. Eminim sizde hissediyorsunuzdur. 
Şimdi tabii diyeceksiniz ki bize nasıl olumluya hizmet etti ? 
Bazı işleri bir süre erteleyerek eğer olumsuz karar vereceksek "iyi ki de olumsuz karar vermemişim. Meğerse böyleymiş" dedirterek bize düşünme payı bıraktı. Ya da üstüne atlayıp " hemen yapayım" dediklerinizi de "iyi ki de acele etmemişim böyle yapsam ya da yapmasam daha iyi olur şimdi farkettim" dedirtti.
Yani bize "Mola" verdirip aslında farklı bir açıdan DENGE'ye getirdi.
Şimdi bu süreçte ne öğrendik ?
Bir konuyu her açıdan düşünüp, gözlemlemeyi, sorup soruşturmayı ve acele etmemeyi değil mi ?
Evet harika OLdu !
Şimdi yolumuza yavaş yavaş kendimizden emin, kararlı ve yenilenmiş olarak devam ediyoruz çok şükür.
Bu arada malum sene sonuna yaklaşıyoruz ve dolayısıyla daha önce yazdığım gibi yeni senenin enerjisiyle de tanışmaya başladığımız için, bir yorgunluk hissedebilirsiniz. Sanki böyle her yerden kaçayım gideyim ben buralardan hissi olabilir ))
Kendinizle kavga etmeyin ya da kendinizi germeyin. Böyle durumlarda kendinize yüksek sesle yaşadığınız durumu söyleyin. "Evet çok yoruldum, çok sıkıldım, çok bunaldım" deyin hatta istiyorsanız avazınız çıktığı kadar bağırın )) Yani üzerinizde biriken ve kilitlenen enerji fiziki ve ruhsal bedenlerinizden aksın gitsin.
2. aşama ise "Beni ne rahatlatır ne mutlu eder ? Kendime nasıl kısa bir mola verdirebilirim ? " diye sorarak mevcut imkanlarınızı ve kendinizi yine kendiniz için değerlendirin ve kendinizi mutlu edin diyorum naçizane.
Hayatın içinde yaşarken kendinize mola vermeyi unutursanız önce ruhsal sonra bedensel olarak bu size hoşunuza gitmeyecek şekillerde hatırlatılır.
Mola'nın açılımı ise, adı her ne olursa olsun ruhunuzu ve bedeninizi mutlu edecek şeyler yapmaktır.
Mesela müzik dinlemek, bir konsere, sinemaya gitmek, Yürüyüş yapmak, balık tutmak, denizi seyretmek, ormanda yürümek ve kış pikniği gibi keyifli aktiviteler düzenlemek ve de en önemlisi "Mutlu olduğunuz insanlarla" görüşerek yaşam enerjinizi yükseltmek ya da yüksek tutmaktır.
Tabii en önemlisi kendinizi asla ihmal etmemek..
Bu arada içinizdeki çocuğu ihmal etmeyin o sizin onu sevmenizi bekliyor Onu dışarı çıkarın çevrenizdeki çocuklarla oynasın mutlu olsun. Hatta hoşunuza giden oyuncaklar alarak sizde onlarla oynayın 
Hepimize mucize dolu muhteşem günler olsun ve molalar yaşamınızın bir parçası OLsun 
ve de öyle OLdu çok Şükür 
Alev Cedimağar


23 Kasım 2018 Cuma

Öğretmenler Günü Kutlu OLsun..

Hepimiz, Hayat Bilgisini, Tecrübelerini en basitinden bir yemek tarifini paylaşan, Tekamül yolunun doğal birer öğrenci ve öğretmenleriz. Bu anlamda hayatı şükürle yaşayıp sevgiyle de öğreten ve öğrenen "Herkesin" Öğretmenler Günü Kutlu OLsun..

Bunun yanı sıra Dünya Tekamülündeki mesleki rolünü "Öğretmen" olarak seçerek bu mesleği de Aşkla Şevkle yapan, Dünya'yı emanet edeceğimiz çocukları Işıl Işıl Sevgiyle Eğiten, isimleri anıldığında yüreklere şükür ve Minnet yayarak "iyi ki benim öğretmenim olmuşsun" dedirten , Atatürk'ün ilke ve inkilaplarını takip ederek, Cumhuriyet çatısını koruyan, Çağdaş, Laik , Adaletli, Vicdanlı, Aydınlık, Cesur ve Sevgi dolu çocuklar yetiştiren tüm IŞIK Öğretmenlerin günü de bir gün değil Her gün Kutlu OLsun 👐

Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi


21 Kasım 2018 Çarşamba

Sır BEN'de saklı.


Karanlık,
insanları her şekilde ayırıp birbirine düşman etmeyi sonra da teker teker avlayıp kendi hakimiyeti altına almayı sever.
Bunu yaparken de herkesin en zayıf ve en ihtiyacı  olduğu noktayı bularak, türlü yalan, dolan ve stratejik ele geçirme oyunları ile "göya" güçlendireceğini, mutlu edeceğini söyler.
Ya da "Felaket" haberleri ile herkesi kendine bağımlı hale getirip panik duygusuyla korkutup sindirmeye çalışır. Bunu yaparken "size yardım ediyorum, haber veriyorum. Çare beni takip edip inanmanızda" derken de  iyilik maskesini (!) takar.
İnanıp teslim olanlar,  enerjilerini zaten inanarak kaptırdıkları için de otomatik olarak da söylenen herşeyi yaşamaya başlarlar "ve doğru çıktı" derler.
Bu karanlığa  teslim olmaya çıkan ilk basamaklardır.
Oysa ki, kendine güvenen ve bu karanlık bilgileri kendine hizmet etmesi için kullananlar "herkes inanabilir lakin ben inanmıyorum enerjimi  düşüncelerimi Işığa odaklıyorum ve Sonsuz Işığın Bereketine, Gücüme, Cesaretime  yani kendime inanıyorum" dediğinde ve bu yönde Dengeli, Tedbirli fakat Tedbir alırkende enerjisini kendinden emin çözüm odaklı ve rahat hareket ettiğinde, herkesin yaşadığını yaşamaz. Bu yüzden pek çok insan herkesden farklı rahat mutlu huzurlu ve sağlıklı yaşar.
Yani,
Sır BEN'de saklıdır.
Bu yüzden de,  "Bu insanlar" BİRLİK, BERABERLİK, IŞIK ve SEVGİ kelimelerinden çok korkar. Gerek spiritüel bilgiler gerekse Enerjinin Gücü gibi kelimeler onlar için saçmadır. (Ya da ruhsal olarak rolleri farklıdır ;) )
Bundan dolayı da sürekli her konuda korkutmaya çalışırlar.
Bu yaşadığımız çevrede, toplumda her şekilde karşımıza çıkar.
Bu bilgiyi anlayıp uyguladığınızda enerjinizi ve dolayısıyla hayatınızı korursunuz. Dolayısıyla da herkesin şaşkın bakışları arasında,  Kendinize,  kendi Gücünüzle Işıl Işıl bir Hayat yaratır ve merak edip "sen nasıl bu durumlarda bu kadar iyisin?" diye sorduğunda anlatıp öğreterek de Işığınızı yansıtmaya başlarsınız..
Bu nedenle  Yüce Yaradanın Işığında, Işık bir hayat, Işık bir Ülke ve dolayısıyla Işık bir Dünya için öncelikle kendi Gücümüzü farketmemiz ve Bilgi sahibi olmak, vizyonumuzu genişletmek için sürekli okumamız da  şarttır.
Okuyan kişi mukayese edebilme ve Seçme  Gücüne sahip OLur.
Bir Bilginin Işık mı yoksa Karanlık mı OLduğunu anlamak için de en önemli işaret hislerinizdir.
Okuduğunuz Bilgi size huzur veriyor ve kendinizi iyi hissettirip, kendinizi keşfetmenizi,  olumluya doğru hareket etmenizi sağlıyorsa Işıktır.

Yüce Yaradanın Işığında BİRLİKTE, Güçlü, Kontrollü ve Dengedeyiz.
Ve de Öylede OLdu çok şükür 👐
Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi




17 Kasım 2018 Cumartesi

Kısaca...

Kuşkuya sürüklenip tedirgin olduğunuz herşey cesurca ve önyargısız sorguladığınızda, gerçekleri öğrenmenize hizmet ederek elinizden tutar ve sizi Işığa çıkarır.

Alev Cedimağar


IŞIK ÇOCUKLAR

Bugün yaşadığım enteresan bir gözlemimi sizinle paylaşayım. 
Dün akşam telefonum bozuldu. Whatsup falan çöktü neyse ben de bugün hemen en yakındaki telefon bayiye gittim. hemen oradaki bir şahıs telefonumu aldı yapmaya çalıştı. bir yandan da sohbet ediyoruz. Yeni jenerasyonun gidişatının iyi olmadığını, işe yaramadıklarını yani ona aykırı gelen ne varsa hem bana anlatıyor hem de telefonu yapmaya çalışıyor. Yaklaşık 40 dk. oldu ve ben bekliyorum bir yandan da yeni jenerasyonun farklı bir bilinçde olduğunu, bizim de kıyaslandığımızda dedelerimize benzemediğimizi , teknoloji ile birlikte herşeyin değiştiğini zaten değişmesi gerektiğini anlatarak onun söylediklerini de pozitife çeviriyorum. Bu arada bu kişi benimle aynı yaşlarda yani aynı jenerasyon bir arkadaş 
Neyse sonuçta telefon olmadı. Yapamadı. Tamam dedim. aldım telefonu Beşiktaş'a gerçekten tamir yapan bir yere götürdüm. Oranın tamir ustası da 20'lı yaşlarda bir çocuk. hatta bana ver abla bakayım dediğinde acaba başkasına mı verecek diye de düşündüm sonra anladım olayı. Durumu anlattım. Tamam dedi. eline aldı telefonu bir şeyler yaptı vallahi en fazla 5 dk içinde bana verip "Tamam telefon oldu sıkıntı yok artık" dedi ben şok oldum. Oradan çıktım ve düşünmeye başladım.. Genç Işık çocukları yani yeni jenerasyonu anlamak onlara saygı duymayı bilmek çok önemli.. Hatta Ortaköy'de ki telefoncuya gidip "bak bu kadar yerden yere vurduğun çocuklardan biri telefonu 5 dk. da yapıverdi" diyesim geldi.. Sonra boşverdim..
Kıssadan hisse misali.
Değişimi sevgiyle kabul ediyor ve önyargısız sevgiyle herkesi kucaklıyoruz. Ve biliyoruz ki, Genç Kuşaklar Dünya'nın yeni Işık bilinçleri ve geleceği olarak aramıza gelmeye başladılar. Onlar yeni bir Dünya inşa edecek ve biz de saygıyla izleyeceğiz.
Tabii önemli olan bu kuşakların içindekilerin de IŞIĞA hizmet edip sevgiyle yapmaları..
Bunu da onlara BİZ öğreteceğiz 🙏 
Alev Cedimağar

5 Kasım 2018 Pazartesi

2019 yılı Cesaret ve Özgüven Enerjileri ile geliyorum hazırlan sinyali vermeye başladı.


Sene sonuna doğru yaklaşırken 2019 yılı da kendini hissettirmeye başladı.

2019 yılı özgüven ile ilgili sınavların dolu olduğu bir yıl olacak şimdiden söyleyeyim ;)

Mevcut enerjiler de bu yönde değişmeye başlayarak özgüven ile ilgili bizi her yönden sınıyor. Bu sınavların içinde kendini değil başkasını memnun etmeye çalışma güdüsü (sevilmek, onaylanmak, takdir görmek, saygı duyulmak, uyumlu olmak ile ilgili) sorgulamaya başlıyor.

Kendin için ne istiyorsun ? Doğrularının peşinden koşmaya başlamalısın. Sen kendini onaylar ve takdir edersen zaten kimseye ihtiyacın yok. Baştan yalnız kalmış gibi görünebilirsin lakin doğrularını takip ettikçe kendin gibi yol arkadaşları bulmaya başlayıp emin adımlarla yürümeye devam edebilirsin.

Özgüven duygusunun altında Cesaret yatar.. Aslında tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar durumu gibi bir şey. Cesaretin altında da Özgüven yatar. Dolayısıyla cesur olan kendine güvenir, kendine güvenen cesur olur diyebiliriz.
2019 yılının tamamı bu şekilde kendimizi keşfetmek ve dönüştürmekle çok yoğun geçeceği için şu an bu bizi hazırlayan enerjilerle tanışma zamanı geldi bile. Tabii bu sadece şu an veya yeni sene için geçerli değil. Tüm Tekamül yolumuz bu basamaklardan geçiyor. Bununla birlikte bazı enerji  dönemleri , mevcut başlıklar içinden (Kontrol, farkındalık, yaratıcılık,Denge, gibi)  birkaç tanesini öne çıkarıp kuvvetle itmeye başlar. Dolayısıyla hepsi birbiriyle bağlantılı olduğu içinde öne çıkan merkez diğerlerini de tetikler.  Bu dönemin de öne çıkan merkezi ÖZGÜVEN ve CESARET.

Kuvvetlenerek devam edecek olan enerji özellikle sınırlarımızı zorlayan, adına “hoşgörü” dediğimiz lakin sadece kendimizi ifade edemediğimiz, hır gür çıkmasın diye sustuğumuz, boşver dediğimiz lakin geceleri uykumuzu kaçıran ne varsa bunları masaya yatırarak. “Hoşgörü ile doğruların, prensiplerin arasındaki sınırları karıştırdın. Hepsi birbirine girdi ve onaylanmak için onaylamaya başladın.  Doğrularını söylemek ya da sınırlarını göstermek seni kötü bir insan yapmaz. Aksine seni sen yapar. Cesur ol ve hoşgörü yerine uzlaşmayı karşılıklı rolleri anlamayı ve kabul etmeyi öğrenmelisin. Kabul ettiğin taktirde kendi doğrularından vazgeçmediğin gibi, başkalarının doğrularını da değiştirmek için uğraşmazsın. Böylece kendini suçlamayı bırakıp, enerjini de düşürmezsin” diyerek bizi yine uyarıyor.

Dolayısıyla bu uyarı 2019 yılı boyunca da  kulaklarımızda çok yoğun olarak çınlayacak.

Dolayısıyla 2018 yılında cesurca değiştirip harekete geçtiğimiz ve ektiğimiz tohumları büyütmemiz de özgüven bizim cansuyumuz olacak.

Fiziksel olarak direkt etkilenen bölge ise MİDE.  Bu dönüşüm sürecinde midenizde daha önce hiç yaşamadığınız bir takım rahatsızlıklar, farklılıklar olabilir. Şişkinlik, gaz gibi belirtiler ise en önemli işaretlerden bir tanesi..

Kendinizle baş başa kalarak hayatınızda nelerden kaçıyorsunuz ? Neleri görmemezlikten geliyorsunuz ve içinize atıyorsunuz ? Neleri “hoşgörü” kılıfı altına atıp Sabır gösteriyorsunuz. (Sabır negatif bir enerjidir ve eskilerin söylediği gibi bir erdem değildir ile ilgili detaylı bir yazı yazmıştım. Blog sayfamdan okuyabilirsiniz)  Ya da size mutsuzluk verdiği halde neleri değiştirmeye korkuyorsunuz ?
Önce bu sorulara cevap verip sonra “Çözüm” kısmına odaklanmanız çok önemli. İsterseniz bunları yaparken kendinizle baş başa sakin sessiz kalıp kalem kağıt da kullanabilirsiniz. Bu arada yanınızda da beyaz bir mum yanarsa enerji alanınızı da temizleyerek sizi rahatlatır. 
“Çözüm” kısmına geçtiğinizde ise asıl sınav başlıyor. İşte burada “Özgüven” devreye giriyor sonra da “Cesaret”  (yada önce cesaret sonra özgüven fark etmez) Konu her ne ise onu “çözmek” ve BEN BENİM diyebilmek için kendinizi ifade etmeyi, harekete geçmeyi, eğer varsa üzerinizdeki tembellik , hareketsizlik duygusundan kurtulmayı, (burada otokontrol yani eski hali bilinçli olarak “ben artık değiştim” diyerek bırakmak önemli)  Eğer bir iş, ilişki, olay vs. olmayacaksa onu zorlamak yerine akışda kalmayı (AN’a yani hayata odaklanarak yan tarafta o durumla ilgili gelişmeleri de doğal halinde izlemeyi hatta unutup yeni seçeneklere odaklanmayı)  ya da kabul etmeyi (enerjiyi kilitlemezseniz enerji akar ve sizi yeni bir başlangıça doğru götürür. Akışta kalmak budur) Veya Cesaret edemediğiniz acaba ne olur diye düşündüğünüz bir atak için hislerinizi dinlemeyi ve Şems’in dediği gibi “Hayatım alt üst oldu diye üzülme. Nereden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmayacağını” misali Akıl-Mantık-Kalp (his) DENGE’sinde karar verip harekete geçmeyi öğrendiğinizde sınavdan da geçersiniz.

Ruhsal olarak ise kendinizi sabırsız, sanki bir şeylere yetişmeye çalışıyor ya da geç kalmış hissinde, anlam veremediğiniz bir huzursuz veya gergin gibi hissedebilirsiniz. Bu da normal olarak içsel olarak sizin harekete geçmenizde ruhsal işaretleriniz olacak.  Uyku olayına gelince ;  Herşey gibi bu da kişiden kişiye değişen bir durumdur. Bazı kişiler düşünmekten uyuyamaz bazı kişiler ise düşünmek yerine uyumayı tercih eder. Lakin genel olarak uyuma isteğinin fazla olabileceğini söyleyebilirim.  Uyku uyumlanmanın en güzel halidir. Eğer bedeniniz böyle istiyorsa uyuyun. Zaten uyurken de düşünürsünüz. Hatta pek çok çözümü uyandığınızda bulmanız da mümkün. Çünkü uyku esnasında ruh ait olduğu boyuta giderek yüksek benliği ile buluşur ve rehberlik alır ;) Tabii uyku olayını da abartmadan Denge’de tutmak önemli.

Zaten Cesaret ve Özgüven ile yürüyenler ise Keyifle, bereketle ve sağlıcakla koşmaya hazırlanabilir  ;)

Velhasıl,

4. Boyut’a geçip 5. Boyut’a doğru yol alırken ruhsal tekamül basamaklarımızı ne kadar bilinçli ve farkında çıkarsak o kadar hızlı yol alırız.

Aydınlatabilmemiz için önce kendimizin Aydınlanması gerek..

Kendimizin ve Bütünün en yüksek hayrına IŞIK ve ŞİFA Olması dileklerimle ve Tüm Sevgimle..

Ve de öyle OLdu çok şükür

Alev Cedimağar