5 Kasım 2018 Pazartesi

2019 yılı Cesaret ve Özgüven Enerjileri ile geliyorum hazırlan sinyali vermeye başladı.


Sene sonuna doğru yaklaşırken 2019 yılı da kendini hissettirmeye başladı.

2019 yılı özgüven ile ilgili sınavların dolu olduğu bir yıl olacak şimdiden söyleyeyim ;)

Mevcut enerjiler de bu yönde değişmeye başlayarak özgüven ile ilgili bizi her yönden sınıyor. Bu sınavların içinde kendini değil başkasını memnun etmeye çalışma güdüsü (sevilmek, onaylanmak, takdir görmek, saygı duyulmak, uyumlu olmak ile ilgili) sorgulamaya başlıyor.

Kendin için ne istiyorsun ? Doğrularının peşinden koşmaya başlamalısın. Sen kendini onaylar ve takdir edersen zaten kimseye ihtiyacın yok. Baştan yalnız kalmış gibi görünebilirsin lakin doğrularını takip ettikçe kendin gibi yol arkadaşları bulmaya başlayıp emin adımlarla yürümeye devam edebilirsin.

Özgüven duygusunun altında Cesaret yatar.. Aslında tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar durumu gibi bir şey. Cesaretin altında da Özgüven yatar. Dolayısıyla cesur olan kendine güvenir, kendine güvenen cesur olur diyebiliriz.
2019 yılının tamamı bu şekilde kendimizi keşfetmek ve dönüştürmekle çok yoğun geçeceği için şu an bu bizi hazırlayan enerjilerle tanışma zamanı geldi bile. Tabii bu sadece şu an veya yeni sene için geçerli değil. Tüm Tekamül yolumuz bu basamaklardan geçiyor. Bununla birlikte bazı enerji  dönemleri , mevcut başlıklar içinden (Kontrol, farkındalık, yaratıcılık,Denge, gibi)  birkaç tanesini öne çıkarıp kuvvetle itmeye başlar. Dolayısıyla hepsi birbiriyle bağlantılı olduğu içinde öne çıkan merkez diğerlerini de tetikler.  Bu dönemin de öne çıkan merkezi ÖZGÜVEN ve CESARET.

Kuvvetlenerek devam edecek olan enerji özellikle sınırlarımızı zorlayan, adına “hoşgörü” dediğimiz lakin sadece kendimizi ifade edemediğimiz, hır gür çıkmasın diye sustuğumuz, boşver dediğimiz lakin geceleri uykumuzu kaçıran ne varsa bunları masaya yatırarak. “Hoşgörü ile doğruların, prensiplerin arasındaki sınırları karıştırdın. Hepsi birbirine girdi ve onaylanmak için onaylamaya başladın.  Doğrularını söylemek ya da sınırlarını göstermek seni kötü bir insan yapmaz. Aksine seni sen yapar. Cesur ol ve hoşgörü yerine uzlaşmayı karşılıklı rolleri anlamayı ve kabul etmeyi öğrenmelisin. Kabul ettiğin taktirde kendi doğrularından vazgeçmediğin gibi, başkalarının doğrularını da değiştirmek için uğraşmazsın. Böylece kendini suçlamayı bırakıp, enerjini de düşürmezsin” diyerek bizi yine uyarıyor.

Dolayısıyla bu uyarı 2019 yılı boyunca da  kulaklarımızda çok yoğun olarak çınlayacak.

Dolayısıyla 2018 yılında cesurca değiştirip harekete geçtiğimiz ve ektiğimiz tohumları büyütmemiz de özgüven bizim cansuyumuz olacak.

Fiziksel olarak direkt etkilenen bölge ise MİDE.  Bu dönüşüm sürecinde midenizde daha önce hiç yaşamadığınız bir takım rahatsızlıklar, farklılıklar olabilir. Şişkinlik, gaz gibi belirtiler ise en önemli işaretlerden bir tanesi..

Kendinizle baş başa kalarak hayatınızda nelerden kaçıyorsunuz ? Neleri görmemezlikten geliyorsunuz ve içinize atıyorsunuz ? Neleri “hoşgörü” kılıfı altına atıp Sabır gösteriyorsunuz. (Sabır negatif bir enerjidir ve eskilerin söylediği gibi bir erdem değildir ile ilgili detaylı bir yazı yazmıştım. Blog sayfamdan okuyabilirsiniz)  Ya da size mutsuzluk verdiği halde neleri değiştirmeye korkuyorsunuz ?
Önce bu sorulara cevap verip sonra “Çözüm” kısmına odaklanmanız çok önemli. İsterseniz bunları yaparken kendinizle baş başa sakin sessiz kalıp kalem kağıt da kullanabilirsiniz. Bu arada yanınızda da beyaz bir mum yanarsa enerji alanınızı da temizleyerek sizi rahatlatır. 
“Çözüm” kısmına geçtiğinizde ise asıl sınav başlıyor. İşte burada “Özgüven” devreye giriyor sonra da “Cesaret”  (yada önce cesaret sonra özgüven fark etmez) Konu her ne ise onu “çözmek” ve BEN BENİM diyebilmek için kendinizi ifade etmeyi, harekete geçmeyi, eğer varsa üzerinizdeki tembellik , hareketsizlik duygusundan kurtulmayı, (burada otokontrol yani eski hali bilinçli olarak “ben artık değiştim” diyerek bırakmak önemli)  Eğer bir iş, ilişki, olay vs. olmayacaksa onu zorlamak yerine akışda kalmayı (AN’a yani hayata odaklanarak yan tarafta o durumla ilgili gelişmeleri de doğal halinde izlemeyi hatta unutup yeni seçeneklere odaklanmayı)  ya da kabul etmeyi (enerjiyi kilitlemezseniz enerji akar ve sizi yeni bir başlangıça doğru götürür. Akışta kalmak budur) Veya Cesaret edemediğiniz acaba ne olur diye düşündüğünüz bir atak için hislerinizi dinlemeyi ve Şems’in dediği gibi “Hayatım alt üst oldu diye üzülme. Nereden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmayacağını” misali Akıl-Mantık-Kalp (his) DENGE’sinde karar verip harekete geçmeyi öğrendiğinizde sınavdan da geçersiniz.

Ruhsal olarak ise kendinizi sabırsız, sanki bir şeylere yetişmeye çalışıyor ya da geç kalmış hissinde, anlam veremediğiniz bir huzursuz veya gergin gibi hissedebilirsiniz. Bu da normal olarak içsel olarak sizin harekete geçmenizde ruhsal işaretleriniz olacak.  Uyku olayına gelince ;  Herşey gibi bu da kişiden kişiye değişen bir durumdur. Bazı kişiler düşünmekten uyuyamaz bazı kişiler ise düşünmek yerine uyumayı tercih eder. Lakin genel olarak uyuma isteğinin fazla olabileceğini söyleyebilirim.  Uyku uyumlanmanın en güzel halidir. Eğer bedeniniz böyle istiyorsa uyuyun. Zaten uyurken de düşünürsünüz. Hatta pek çok çözümü uyandığınızda bulmanız da mümkün. Çünkü uyku esnasında ruh ait olduğu boyuta giderek yüksek benliği ile buluşur ve rehberlik alır ;) Tabii uyku olayını da abartmadan Denge’de tutmak önemli.

Zaten Cesaret ve Özgüven ile yürüyenler ise Keyifle, bereketle ve sağlıcakla koşmaya hazırlanabilir  ;)

Velhasıl,

4. Boyut’a geçip 5. Boyut’a doğru yol alırken ruhsal tekamül basamaklarımızı ne kadar bilinçli ve farkında çıkarsak o kadar hızlı yol alırız.

Aydınlatabilmemiz için önce kendimizin Aydınlanması gerek..

Kendimizin ve Bütünün en yüksek hayrına IŞIK ve ŞİFA Olması dileklerimle ve Tüm Sevgimle..

Ve de öyle OLdu çok şükür

Alev Cedimağar





2 yorum:

  1. Yüreğinize sağlık, inşallah hepsini uygulayacağım.Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendiniz için yapın ;) Ben Teşekkür ederim çok sevgiler..

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.