21 Eylül 2018 Cuma
Göğsünüz sıkışıyor ve nefes alamıyor gibimisiniz ?
13 Temmuz’da ki Güneş Tutulması bizim “özgürlük” yönümüzü tetikleyip kendini sorgula, kendini neye bağlanmış ve mutsuz hissediyorsun ? diyerek hemen arkasından 27 Temmuz’da ki Ay Tutulması da Güneş’i destekleyip bizlere “Sen yeter ki Cesur ol ve harekete geç, Destekleniyor ve Seviliyorsun” demiş ve sonra her ikisi birden “Ayaklarınızı yere sağlam basın ve önce kendinize güvenin” mesajları vermişti.
Dolayısıyla daha sonra ben de yazılarımda Enerjilerin çok dengesiz aktığını ve Denge’de kalmamız için otokontrollü olmamız gerektiğini sık sık yazarak naçizane hatırlattım..
Bu etkilerle içsel veya mantıksal , yapması gerekenleri ertelemeyip yada görmemezlikten gelmeyip yapmak için harekete geçenlerde yeni bir hayata yeni bir başlangıca attığı adımın heyecanı ile bir boşluk ve de hoşluk duygusu yaşayarak bu yeni duyguyu anlamlandırmaya çalışıyor. Çünkü insanlar sürekli olumsuz bir şey düşünüp kafayı takmaya alıştıkları için huzurun sesini dinlemeyi ve sadece onu AN’da keyifle yaşamayı bilemiyorlar. Bırakın bir şey düşünmek zorunda değilsiniz. İlla da bir şey düşünmek istiyorsan o zaman geçtiğin zorlu virajları düşünüp kendini tebrik et, yapmak istediklerini hayal et, kendini sev, şımart ve mutlu ol. Yani bak ne güzel işler yapılmış, bitmiş, olmuş ve yürüyorsun işte keyfini çıkar ! Tabii ki ayağına taş da batabilir. Bu gayet normal. Taşa değil güzel yoluna odaklanmayı öğrenmen gerek. Hatta ve hatta o taş’dan bile keyif almayı öğrenmelisin. Bence en önemli ruhsal farkındalık noktası taş’da gizli
Bu yüzden bazı kişilerin de sürekli vesvese yapması ve güzel şeyler içinde illa da bir şey araması normal . (aslında normal değil de şimdilik normal yani öğrenene kadar diyeyim )
O nedenle lütfen pozitifte kalarak vesvese yapmayın. Eğer bir kişinin içinde vesvese varsa Yaradana Teslimiyet yani inanç yoktur. O yüzden bu sizin inanç sınavınız da olacaktır. Yeni başlangıçlar her zaman heyecanlıdır. Lütfen rahat olun. Kesinlikle ve kesinlikle emin olacağınız tek şey, Yeninin eskiden daima daha güzel olduğudur. Çünkü bir basamak yukarı çıkmışsınızdır ve şimdi burayı keşif zamanı başlamıştır. Bu da ruhsal tekamülünüzle paralel sizi yeni bir ruhsal deneyim alanına taşır. Bu alanda ise hep olduğu gibi tabii ki yeni sınavlar olacaktır. Çünkü hak ediyormusun etmiyormusun ? Gerçekten ne yaptığının farkındamısın ? Gerçekten istiyor ve bunun için çabalamaya devam edecekmisin ? gibi sınavlar gayretimizi, azmimizi, arzularımızı, isteğimizi kısaca niyetimizi sınar. Bu sınavlar bizi bir sonraki ve daha yüksek olan basamağa hazırlar.
Peki şu an neler oluyor ?
Enerjiler halen dengesiz bizi sağlı sollu yaşamın her noktasından sersemletecek şekilde akmaya devam ediyor.
Bu akışlarda harekete geçenlerde daha az bir etkilenme olmakla birlikte, onların da “Değişim” ve “Dönüşüm” hızlarından dolayı başları dönebilir
Harekete geçmeyenlerde yani Israrla “eskiye” sarılmakta, korkanlarda ve başkalarından medet bulmak için ısrar edenlerde ise ruhsal olarak sıkıntı, boğulma hissi, ben ne yapıyorum ? Nereye gidiyorum ? sonum ne olacak ? gibi olumsuz yoğun soru ve sorunların yaşandığı bir süreç olabilir.
Fiziksel etkisi ise, Göğsünüze iğneler batıyor gibi hissetmek, Nefes alamama hissi, sırt ağrıları, baş ağrıları gibi durumlar yaşanabilir. Hayatın anlamı olan NEFES ile verilen bu mesajlar gerçekten çok önemli.
Enerjiler kalp bölgesinden yani göğüs’den yoğun aktığı için bu etkiler varsa Astım’ınızı ya da benzer solunum rahatsızlıklarınızı daha fazla tetikleyebilir. Eğer bilinen bariz bir rahatsızlığınız yoksa Akciğer solunum yolları rahatsızlıklarına sebep olabilir ya da öyle bir durum varmış hissi yaratabilir. (Sonuçta bedeni yönlendiren ruh’dur ve ruh hastaysa beden de hastalanır) Bence her durumda bir doktora giderek tetkiklerinizi yaptırmanızda fayda var.Sonuçta soyut ve somut kontroller çift taraflı yapılmalı ve içiniz rahat etmeli. Yani ruhsal varlığınızı sorgularken fiziki bedeninizi de kontrollü tutmakta fayda var diyorum yine naçizane..
Akciğerler sizin hayata karşı duruşunuzu, isyanlarınızı, tepkilerinizi, yaşadığınız ve dönüştüremediğiniz olayları, sıkıntılarınızı alıp içinde toplar. Sevgisizlik, sevgiyi yaşayamama, sevememe ile ilgili her şey Kalp’den göğüse yani ciğerlere dolar. (Kalp ile ilgili şüpheleriniz varsa yani kalbinizi yazdığım nedenlerden dolayı çok sevgisiz bırakıp yorduysanız bir kardiyoloğa gitmenizi de tavsiye ederim)
O yüzden Göğüs bölgesi en önemli enerji merkezlerinden biridir. Gögüs’de ki kalp merkezi kapandığında yaşam merkezi bloke olur (buna bildik ismiyle kök çakra denir) ve sonra tüm merkezler kendini kapatmaya başlar. Sonrası ise malum öteki tarafa seyahat durumları :))
Bu arada göğüs merkezinizdeki dengeyi kuramadıysanız sevgi konusunda da dengesizlik yaşayabilirsiniz. Sevdiğiniz birinden nefret etme veya nefret ettiğiniz birini sevme fakat sonra yine nefret etme vs. gibi.. (Gerçi bu ruhsal bozukluğa giriyor lakin başlangıç noktası tabii yine kalp yani göğüs oluyor)
Kulaklarınızda çınlamalar devam ediyor olabilir bu bir süre devam eder sonra kendilğinden geçer hiç takılmayın bence.. Dolunay’a yaklaşırken uykusuzluk’da çok normal. Gerçi uykusuzluk sadece enerjilerle ilgili değil. Eğer aklınıza bir şey takarsanız gökten uyku aksa yine uyanık kalırsınız. O yüzden beyninizden geçenleri ayıklamayı, akışda kalmayı da öğrenmeniz gerek.
Mesela yatağa yattınız. Ay sonunda çocuğun servis ücreti nasıl ödenecek diye kafanıza takıp kendinizi yemeniz konuyu halletmeyecek. Ya düşünce şeklinizi çözüme odaklı tutmanız gerek (bu ay fazla mesai yapmalıyım ya da filancaya gidip ek iş almalıyım gibi) ya da daha önce nasıl ödendiyse yine ödenir çok şükür Yaradana Teslim, Berekette ve Huzurdayım diyerek inanç sınavınızdan geçip AN’da ve Akışda kalmanız çok önemlidir.
Aslında genel olarak baktığımızda her türlü sallantı yerimize oturmamız için çok hayırlı oluyor :)) O yüzden en yüksek farkındalıkla her şeyi avantaja çevirebilirsiniz. Yani BİLGİ’yi kullanıp , neyin neden olduğunu bilmenin huzuruyla kendini dengeleyerek hayatı izlemek çok keyifli olur.
Lütfen titreşiminizi Işık ve Sevgide kalarak yüksek tutun ve Denge’de kalın gerisi zaten gelir
Son olarak ise en çok sorulan soruya cevap vereyim.
"Bu etkiler ne zamana kadar sürecek ?"
İçsel olarak bu sene sonuna kadar sürecek diyebilirim lakin herkesin ruhsal gelişimi ve dönüşümü öğrenip uyguladıklarıyla kendi çabasına bağlı kılınmıştır. Dolayısıyla herşeyde olduğu gibi yine herkes kendi zamanını kendi çabasına bağlı olarak belirleyebilir :)
Hepimizin en yüksek hayrına Şifa, Sevgi, Bilgi, Denge, Bereket, Huzur ve Işığın tüm güzelliklerinin ruhumuza, bedenimize ve hayatımıza dolması dileğimle..
Ve de öyle OLdu çok şükür..
Alev Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.