28 Mayıs 2018 Pazartesi

Dolunay ile gelen Serin Nostalji Rüzgarları..


Dolunay yeni Enerji akışlarıyla birleşerek  bu kez “ Seni uyardığım yerleri anladın mı ? Dediklerimi yaptın mı ? şeklinde serin serin  ve de bu kez nostaljik kontrol etmeye geliyor..

Daha önce yazdığım Bing-Bang ( https://alevcedim.blogspot.com.tr/2018/05/dolunay-ile-birlestik-bing-bang-olduk.html )  enerjisinde kısaca "kendinizi mutsuz eden ne varsa, kim varsa hepsiyle yüzleşin ve kendinizi mutlu edecek şekilde dönüştürün, cesur olun kendinize güvenin her ne oluyorsa en yüksek hayrınıza oluyor ve geriye dönüp baktığınızda yine çok şükür demek için çok nedeniniz olacak" uyarısı vardı. Tabii bu arada bu güzel enerji bizlere çok güzel hizmet etti, bir sürü ilişkide ve işler de maskeler düştü ve herkes cidden bing-bang oldu J)) Eee ne yapalım. Yüz emanetse, iş verimsizse, ortaklık mutsuz ve bereketsiz ise, düşsün git biz de sağlam yürümeye devam edelim. Nasıl olsa artık şaşırma duygumu kaybettim hükümsüzdür safhasına geçtik :)))) 

Bu sene “Keyif, Haz ve Mutluluk” yılı. O yüzden sınavlar hep “Kendini mutlu et” yönünde gelecek diye sene başında da yazmıştım. Çünkü kendini mutlu eden herkesi mutlu eder. Bu BEN olup BİZ’e doğru sevgiyle ışıl ışıl akma kısmıdır.

“Tabii kendini mutlu etmek için önce kendini mutsuz eden şeylerin farkında olman gerek” diye de çığlık atmaya devam ediyor..

Nitekim bu sene itibariyle gelen danışanlarımın çok büyük kısmının geliş sebeplerinde bile “Mutlu değilim, kendimi sevmiyorum” farkındalığı çok yüksekti. Belki de ilk kez hayatında kendisiyle ilgili bu duyguyla yüzleşip tam da bu sene bunu çözmek için adım atmaya karar vermişti.. 2018 yılında ? Tesadüf mü ? Elbette Hayır.. Senenin enerjisi muhteşem dokunuyor ve akıyor..

Gerçi sene başından itibaren olmak üzere ve de özellikle bu geçtiğimiz dönem Enerjiler bizi istesek de istemesek de bu yüzleşmelere çok güzel hazırladı. Bazılarımız bilinçli olarak bu ayrımı yaptı ve kendine kendi istediği yolları açtı. Bazılarımıza ise tabiri caizse emri vaki olarak karşısına bir sürü olay çıktı ve harekete geçmesi ve bir silkelenip kendine gelmesi için olayları üst üste getirip gözüne gözüne sokarak ayağa kaldırdı. Velhasıl bir şekilde hepimiz ciddi bir sallandık ve şimdi de yerimize oturma, tüm değişimleri hazmetme ve yeni başlangıçlarımıza (kişi, iş, ilişki, dostluk vs.) odaklanma vaktimiz geldi çok şükür.

Şu an ki uyumlanma tamamen bu yönde.. Yola çıkanları arkalarından iterek destekleyen güzel bir enerji var. Yalnız diyor ki “Yola çıkmana rağmen halen aklın geçmişteyse ve bunu şükürle dönüştürüp sana verdiği dersi alamıyorsan o zaman onu da halletmen lazım ki -kendinle Bütünleş- ve yola devam edelim. ”

Enerji kalplere akıyor…

Bu kalplere akan enerji bizim üstünü örttüğümüz hallettim, kabul ettim, dediğimiz ne varsa onların üstünü açarak “Bak halletmemişsin halen üzgünsün. Üzgünsen çözülmemiştir. Çözülmesi için sana verdiği dersleri görerek onu orada bırakman gerekirdi. O zaman hadi gel bunu anlamak için ben sana yardımcı olacağım” diyor..

Enerjiler tabiri caizse bu kez kalpleri nostaljik yokluyor..

Şimdi “paylaşsam bir anlamı yok , paylaşmasam da içimden atamıyorum” dediğiniz ne varsa her şey de olduğu gibi Akıl-Mantık-Kalp yani DENGE’de kalıp sorgulayarak geçmişi şükürle ait olduğu yerde bırakıp, Geleceğe bizi mutlu eden seçeneklere cesaretle ve kendimize güvenerek yürümeye devam etmemiz gerek. Tabii bu böyle denince olmuyor. Çözerek ilerlememiz ve her bir duygunun üzerini örtmeden “Hımm geçmişten Ali gel sen bakiym buraya. Seni kafama takmamaya çalışıyordum lakin takıyormuşum. Şimdi seninle tüm yaşadıklarımızı bir düşünüp rolünü uzaktan izleyip ve bana nasıl hizmet ettiğini, ne öğrettiğini anlayıp seni göndereceğim” diyebilmek,  sizi geriye çeken enerji çengelini oradan kurtarıp hoop diye geleceğe bir yere bir hayalinize atarak kullanmak sizi kuş gibi hafifletecektir.

Bu tarz yüksek titreşimli geçiş enerjilerinin daima yaptığı gibi yine “uyarıları” ya da tabiri caizse “ittirmeleri” rüyalar aracılığı ile yaşayabiliriz. Mesela özellikle bu dönem rüyalarınızda yıllardır aklınızın ucuna dahi gelmeyen insanları görme, olayları yaşama gibi “ittiren, düşündüren” rüyalar görebilir ve geçmişe dair içsel olarak sakladığınız ne varsa ona doğru yönlendirilip yüzleşmeniz söyleniyor olabilir. Bu kişiler yaşamıyorsa o zaman onları sevgiyle Işığa gönderip aranızda yaşanan her şeyin bir öğreti olduğunu, Dünya denen tiyatro sahnesinde onun da rolünün bir parçası olduğunu kabul ederek, Geriye dönüp O kişiyle yaşananların sonucunda kendimizde nasıl bir farkındalık yaşadığımızı, ne öğrendiğimizi, sınırlarımızı, duygularımızı her şekilde kendimizi ifade edebilmeyi nasıl öğrettiğine bakarak bunun için teşekkür etmek “geçmiş” enerjinin son kırıntılarını da kendimizden serbest bırakmak için en iyi yöntemlerdir biridir.

Tabii bu kadar nostalji ve geriye dönüş yaşanınca haliyle duygusallığımız had safhada olabilir. Dolayısıyla zaten Kalbi yoklayan bir enerji olduğu için bu çok normal. Bu yüzden içinizden ağlamak gelebilir. Her türlü olaya karşı kendinizi daha duygusal bulabilirsiniz. Pek çok kişi de bu dönem hayata çok katı bir bakış açısının yanında belki de ilk kez VİCDAN ve DUYGU kelimeleri ile tanışarak kalp ve ruh temizliğine başlayabilir. 

Gözyaşlarınızı saklamayın bırakın özgürce aksın. Onlar en güzel yenileyici ve dönüştürücüdür.. 

Ben böyle değildim çok duygusal oldum diyerek kendinizi sınırlamayın ve “eski enerjiye” yani eski halinize dönmeye çalışmayın.. “Yeni BEN’i ve Değişimi Sevgiyle kabul ediyorum” diyerek Işıl Işıl dönüşümünüze izin verin.. Katı görünmek , düşünmek, davranmak bir karizma, koruyucu kalkan veya itibar değil sizi ruhsal yükseliş basamağından aşağı çeken karanlık bir çengeldir. Katı, duygusuz, sevgisiz görünerek korunma kalkanı yaratılmaz. Aklını kullanan kalbini de kullanmayı ve sevgiyle yaklaşmayı bilir. Çünkü bilir ki, Eğer gerekiyorsa ihtiyacı olan korunma kalkanı beyninde, zekasında, hislerinde, inancında ve farkındalığında yatar..

Fiziksel olarak ise,
Önceleri uyuyamıyorduk şimdi de nerede benim yatağım şeklinde dolaşmaya ve uykuya aşırı meğilli olmaya başlayabiliriz. Bu süreci uykuyla savaşmadan gayet dengeli geçirmekte fayda var. Her zaman yazdığım gibi en kuvvetli uyumlanmalar uyku sürecinde olur. O yüzden bazı kişiler ben bu etkileri bilinçli olarak hissetmiyorum anlamıyorum dese de zaten uyku sürecinde herkes uyumlanıyor. Bilinçli olarak da bu uyumlanmayı kullanması gerekiyor. Bunu şarj olmuş bir pil gibi düşünün. Pil gece boyunca şarj oluyor ve ertesi gün bu pili amaca uygun kullanmazsanız boşuna şarj olmuş bir pil olur ve kullanılmadığı için yine bir gün eski haline döner. O yüzden BİLGİ’nin IŞIĞINDA lütfen bilgileri uygulayın.. Eğer uygulamazsanız her şeyi biliyor olmanın da hiçbir anlamı yok ! .
Bunun haricinde Kalp ile ilgilili ağrılar, kramp girmesi gibi hisler, Göğüsde sıcaklık veya yanma hissi (sanki soğuk da kalmışınızda göğsünüz yanıyormuş gibi), (rahatsız edici boyuttaysa lütfen bir doktora gidip tetkiklerinizi yaptırın hem içiniz de rahat olur). Geçişin etkisiyle kafa karışıklığı, odaklanma ve konsantrasyon güçlüğü vs. yaşanabilir. Bunlar da gayet normal ve geçici durumlar o yüzden yine Panik Yok! Diyoruz ve Bilginin Işığında yürümeye devam ediyoruz.
Gördüğünüz gibi “Kendini seviyormusun ? Yaşadığın hayattan keyif alıyormusun?” sorularına EVET cevabı verebilmemiz ve kendimizi fark etmemiz için tüm destekler geliyor. Lütfen sevgiyle kullanalım..
Kendimizin ve Bütünün en yüksek Hayrına Işık ve Sevgiyle..
Ve de öyle OLdu çok şükür
Alev Cedimağar



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.