30 Mart 2018 Cuma

31 Mart Cumartesi.. Ay'ın son günü ve Son DOLUNAY'ı..


Dolunay ile birlikte Neler oluyor sorularımıza cevaplar bulmaya başlayalım ;) 

Bildiğiniz gibi her şeyi düşünce gücüyle inanarak yaratırız.

Mesela bir iş “çok zor” dersek bilinçaltımızı “zor” kelimesine otomatik olarak kodladığımız için inancımız bu yönde hareket ederek onun “zor” olduğunu yaratırız ve nitekim de iş zor olmasa da biz o şekilde yaklaştığımız ve inandığımız için zorlaştıkça zorlaşır, uzadıkça uzar ve canımızı çıkararak kendini bitirir. Nitekim genelde böyle işlerden de pek hayır gelmez. Ya sil baştan yeniden yapmak gerekir, ya bir sorun çıkar ya tekrar üzerinde çalışmak veya uğraşmak gerekir ya da o işten sonucu beğenmeyiz sonra da “zaten yaparken de canım istememişti belliydi böyle olacağı” gibi benzetmelerle “göya” kendi kendimizi onaylarız J)) Halbuki kendimiz yarattık kendimiz yaptık ve sonucunu da yaşıyoruz. Yani konu işte değil senin bakış açın ile birlikte yüklediğin enerji ile ilgiliydi. Sıkıntılı yaklaştın olumsuz enerji yükledin. Eee ? Daha ne olmasını bekliyordun ki ?

Yani neymiş ? Neye inanırsan neye nasıl bir duygu ve enerji yüklersen zaten var olan sonsuz seçeneklerin içinde onu kendine çekerek onu yaşarsın. Bu yüzden daima olumlu düşünün enerjinizi pozitif kanala yönlendirin ve orada kalın ki su gibi akasınız diyoruz.

Burada kilit kelime “İnanmak” ;)

Şimdi gelelim Dolunay’a …

Daha önce yazdığım gibi kaygan dengesiz bir enerji bir süredir devam ediyor ve Dolunay ile “Buz pistinde paten kaymaya” devam edebiliriz lakin etmeyebiliriz de.. Buz pistini dans alanına çevirebilir keyif alabiliriz. Ya da “ay öyle mi oldu ay düştüm mü , düşücem mi ?  ay yerimden kıpırdamayayım da bir şey olmasın” şeklinde hayatın içinden gelen bu öğretici AN’ı eziyete de çevirebiliriz. Neye inanırsak nasıl davranırsak onu yaşarız. Tabii buz pateni kaymayı bilmeyenler için de bu dönem öğrenmek (Dengelenmek, Bilinçlenmek, Uygulamak) için harika bir pratik..

Dolayısıyla da pek çok kişinin Dolunay ile yaptığı olumsuz felaket yorumlarına inanıp enerjinizi o tarafa yönlendirmek ile “Aman ya banane ben tedbirli, kendimden emin hayatıma odaklı kendi düşündüğüm şekilde yaşıyorum. Kim neye inanıyorsa yaşasın herkes kendinden sorumlu. Ben Denge’de ve Keyifli yaşayıp işlerimin su gibi bereketli akmasını, Huzur’da, Aşk’da, Sevgi’de ve de Işık’da yaşamayı seçiyorum” diyebilirsiniz.
Gördüğünüz gibi hayatta her şey bir tercihdir.

Kader dediğimiz şey de seçeneklerimizden oluşur ve Seçeneklerimiz ise bizim özgür irademiz ve bilincimiz doğrultusunda bakış açımızla paralel gelişir ve ve sürekli değişir. Aklını çalıştıranlar için bir şey’e mahkum olma duygusu YOKTUR !

Ayrıca ek bir bilgi olarak şunu da belirtmek isterim ki,

Astroloji çok önemli bir Bilim dalıdır. Spiritüel tekamülün Somut verileri gibi de açıklanabilir. Lakin bunu yorumlayabilmek o bilince sahip olabilmek de çok önemlidir. Çünkü yorumculardan biri haritada bir bitki görür ona kendi bakış açısı ve bilgisiyle “Ot” der diğeri ağaç der diğeri orman der başkası çıkar bu Kayın Ormanı uçsuz bucaksız diye tarif eder yani yorumcuya göre veriler değişir. Tabii olumlu veya olumsuz bakış açısı da yorumcunun ruhsal bilinciyle paralel ilerler. Yüksek Bilinçli bir yorumcu olumsuz bir olay gördüğünde onun olumluya nasıl hizmet ettiğini de bilerek yorumunu olumluya dönüştürüp yazmayı da bilir. Çünkü O da düşüncenin bir enerji olduğunu ve nasıl yazarsa okuyan bilinçleri o yönde kanalize edeceğini bilir. Dolayısıyla da olumsuz enerji yaratmamak ve insanları paniğe sürüklememek için yorumlarına çok dikkat eder.Çünkü yüksek bilinçli yorumcu bilir ki, insanları korku, panik ve endişeye sürüklerse bu insanların titreşimini düşürmek, Işık’dan uzaklaştırmak ve karanlığa hizmet etmektir.  

Dolayasıyla da Gerek Astrolojik gerekse benzer diğer yorumlar da yorumcu çok önemlidir. Nitekim bu yorumlara sıkı sıkıya bağlananlar ve hayatını bunun üzerine kuranlar 3.Dünya Boyutu Bilincindedirler.  Çünkü Ruhsal Çıkış yapanlar (üst boyut bilinçleri) kendilerine bir sınırlama koyulamacağını çok geniş perspektiften bakmayı ve her şeyi bir BÜTÜN OLarak değerlendirmeyi (tüm bilgileri akıl-mantık-kalp Denge süzgecinden geçirerek kullanmayı) dolayısıyla da kendi hayatını kendi düşünceleri ve eylemleriyle yaratıp uygulamayı zaten öğrendiği için Hayatını bir şeye körü körüne bağlı olarak sürdürmez.

Dolayısıyla hayatınızı sürekli astrolojik veriler ile yönlendirmeye çalışıyorsanız o zaman bir tekrar düşünün derim. Çünkü Yüksek Bilinçler bilirler ki “Herşey BEN ile başlar BEN ile biter..”

Bununla birlikte her enerji değişimi fiziksel etkiler yaratır. Bunu da fark etmek, neyin neden kaynaklandığını bilmek mevcut etkileri kabul edip bedenden serbest bırakmayı sağlar. BİLGİ’si olmayan kişiler vesvese, korku, panik gibi duygulara kapılır. BİLGİ daima kişiye huzur alanı yaratarak, geleceğe güvenle bakmayı en önemlisi de Kendine Güvenmeyi öğretir.

Dolunay’ın her zaman etkilerinden biri olmasına rağmen bu kez fiziksel olarak çok bariz bir şekilde,

Vücutta şişkinlik, Karında şişkinlik, Vücutta su toplaması, eller ve ayaklarda ağrılar gibi etkiler yoğun hissedilebilir. Tabii böyle bir etkiden sonra da yorgunluk hissetmek normaldir. Lakin teslim olup kendinizi bırakmayın ve hareket halinde kalın diyorum naçizane..

Bu fiziksel etkiler yani şişkinlik, ödem vs. için Su içmenin yanı sıra bitkilerin de şifasını kullanmak için Kaynamış bir cezve suyun içine iyi yıkanmış dolu bir avuç maydonoz yapraklarını atıp üstünü bir tabak ile kapayın kendi kendine 15 dk. Demlensin ve biraz soğusun sonra bunu Şifa niyetine için diyebilirim. Bunu 3-5 gün süreyle günde 2 -3 kez yaparsanız bu Dolunay’ın etkilerinden  ve şişkinliklerden rahat geçebilirsiniz. Bedeniniz bu takviye ile çok rahatlar.  (Ben Bitki uzmanı falan değilim sadece en iyi bildiğim ve uyguladığımı naçizane tavsiye ediyorum)

Daha önce yazdığım gibi işlerinizde kararlarınızda aceleye getirmeden “bir kez daha”  düşünmeyi “içinize sindiğini” hissetmeyi bekleyin derim.

İçiniz sıkılılabilir ve içinizde biriktirdiğiniz her şeyi söyleme ihtiyacı bulabilirsiniz. (temizlenme süreci) İlişkiler konusunda da sabırsız bir halde olduğumuz için bizi artık fazlasıyla sıkan yakın ilişkilere tavrımız “tamam kardeşim buraya kadar vallahi çok sıkıldım. Ya bunları bunları halledelim sen de bende kendime bir çeki düzen verelim bir düşünelim ya da sevgiyle ayrılalım” şeklinde kartları masaya patır patır yatırmaya başlayabilirsiniz. İşte Bitiş ve dolayısıyla yeni BAŞLANGIÇ enerjisinin ayak sesleri böyle gümbür gümbür gelebilir ;)

Ayrıca Dişil Enerjinin tetiklenmesiyle birlikte kadın veya erkek fark etmez AŞK isteyen herkesin kalp merkezinde ciddi bir hareketlilik başlayabilir ;) Bence öyle ya da böyle herkes YAZ’a AŞK’la girecek gibi görünüyor. (öyle de OLdu çok şükür)

Herkesin kendi hayatına ciddi ve POZİTİF odaklanması için güzel bir geçiş dönemi..

Hepimizin en yüksek Hayrına Işık ve Sevgi Olması niyetimle..

Ve de öyle OLdu çok şükür

Alev Cedimağar





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.