Dolunay
ile birlikte Neler oluyor sorularımıza cevaplar bulmaya
başlayalım ;)
Bildiğiniz
gibi her şeyi düşünce gücüyle inanarak yaratırız.
Mesela
bir iş “çok zor” dersek bilinçaltımızı “zor” kelimesine otomatik olarak
kodladığımız için inancımız bu yönde hareket ederek onun “zor” olduğunu
yaratırız ve nitekim de iş zor olmasa da biz o şekilde yaklaştığımız ve
inandığımız için zorlaştıkça zorlaşır, uzadıkça uzar ve canımızı çıkararak
kendini bitirir. Nitekim genelde böyle işlerden de pek hayır gelmez. Ya sil
baştan yeniden yapmak gerekir, ya bir sorun çıkar ya tekrar üzerinde çalışmak
veya uğraşmak gerekir ya da o işten sonucu beğenmeyiz sonra da “zaten yaparken
de canım istememişti belliydi böyle olacağı” gibi benzetmelerle “göya” kendi
kendimizi onaylarız J))
Halbuki kendimiz yarattık kendimiz yaptık ve sonucunu da yaşıyoruz. Yani konu
işte değil senin bakış açın ile birlikte yüklediğin enerji ile ilgiliydi.
Sıkıntılı yaklaştın olumsuz enerji yükledin. Eee ? Daha ne olmasını bekliyordun
ki ?
Yani
neymiş ? Neye inanırsan neye nasıl bir duygu ve enerji yüklersen zaten var olan
sonsuz seçeneklerin içinde onu kendine çekerek onu yaşarsın. Bu yüzden daima
olumlu düşünün enerjinizi pozitif kanala yönlendirin ve orada kalın ki su gibi
akasınız diyoruz.
Burada
kilit kelime “İnanmak” ;)
Şimdi
gelelim Dolunay’a …
Daha
önce yazdığım gibi kaygan dengesiz bir enerji bir süredir devam ediyor ve
Dolunay ile “Buz pistinde paten kaymaya” devam edebiliriz lakin etmeyebiliriz
de.. Buz pistini dans alanına çevirebilir keyif alabiliriz. Ya da “ay öyle mi
oldu ay düştüm mü , düşücem mi ? ay
yerimden kıpırdamayayım da bir şey olmasın” şeklinde hayatın içinden gelen bu
öğretici AN’ı eziyete de çevirebiliriz. Neye inanırsak nasıl davranırsak onu
yaşarız. Tabii buz pateni kaymayı bilmeyenler için de bu dönem öğrenmek
(Dengelenmek, Bilinçlenmek, Uygulamak) için harika bir pratik..
Dolayısıyla
da pek çok kişinin Dolunay ile yaptığı olumsuz felaket yorumlarına inanıp
enerjinizi o tarafa yönlendirmek ile “Aman ya banane ben tedbirli, kendimden
emin hayatıma odaklı kendi düşündüğüm şekilde yaşıyorum. Kim neye inanıyorsa
yaşasın herkes kendinden sorumlu. Ben Denge’de ve Keyifli yaşayıp işlerimin su
gibi bereketli akmasını, Huzur’da, Aşk’da, Sevgi’de ve de Işık’da yaşamayı
seçiyorum” diyebilirsiniz.
Gördüğünüz
gibi hayatta her şey bir tercihdir.
Kader
dediğimiz şey de seçeneklerimizden oluşur ve Seçeneklerimiz ise bizim özgür
irademiz ve bilincimiz doğrultusunda bakış açımızla paralel gelişir ve ve
sürekli değişir. Aklını çalıştıranlar için bir şey’e mahkum olma duygusu YOKTUR
!
Ayrıca
ek bir bilgi olarak şunu da belirtmek isterim ki,
Astroloji
çok önemli bir Bilim dalıdır. Spiritüel tekamülün Somut verileri gibi de
açıklanabilir. Lakin bunu yorumlayabilmek o bilince sahip olabilmek de çok
önemlidir. Çünkü yorumculardan biri haritada bir bitki görür ona kendi bakış açısı
ve bilgisiyle “Ot” der diğeri ağaç der diğeri orman der başkası çıkar bu Kayın Ormanı
uçsuz bucaksız diye tarif eder yani yorumcuya göre veriler değişir. Tabii
olumlu veya olumsuz bakış açısı da yorumcunun ruhsal bilinciyle paralel
ilerler. Yüksek Bilinçli bir yorumcu olumsuz bir olay gördüğünde onun olumluya
nasıl hizmet ettiğini de bilerek yorumunu olumluya dönüştürüp yazmayı da bilir.
Çünkü O da düşüncenin bir enerji olduğunu ve nasıl yazarsa okuyan bilinçleri o
yönde kanalize edeceğini bilir. Dolayısıyla da olumsuz enerji yaratmamak ve
insanları paniğe sürüklememek için yorumlarına çok dikkat eder.Çünkü yüksek bilinçli
yorumcu bilir ki, insanları korku, panik ve endişeye sürüklerse bu insanların titreşimini
düşürmek, Işık’dan uzaklaştırmak ve karanlığa hizmet etmektir.
Dolayasıyla
da Gerek Astrolojik gerekse benzer diğer yorumlar da yorumcu çok önemlidir.
Nitekim bu yorumlara sıkı sıkıya bağlananlar ve hayatını bunun üzerine kuranlar
3.Dünya Boyutu Bilincindedirler. Çünkü
Ruhsal Çıkış yapanlar (üst boyut bilinçleri) kendilerine bir sınırlama
koyulamacağını çok geniş perspektiften bakmayı ve her şeyi bir BÜTÜN OLarak
değerlendirmeyi (tüm bilgileri akıl-mantık-kalp Denge süzgecinden geçirerek kullanmayı)
dolayısıyla da kendi hayatını kendi düşünceleri ve eylemleriyle yaratıp
uygulamayı zaten öğrendiği için Hayatını bir şeye körü körüne bağlı olarak sürdürmez.
Dolayısıyla
hayatınızı sürekli astrolojik veriler ile yönlendirmeye çalışıyorsanız o zaman
bir tekrar düşünün derim. Çünkü Yüksek Bilinçler bilirler ki “Herşey BEN ile
başlar BEN ile biter..”
Bununla
birlikte her enerji değişimi fiziksel etkiler yaratır. Bunu da fark etmek,
neyin neden kaynaklandığını bilmek mevcut etkileri kabul edip bedenden serbest
bırakmayı sağlar. BİLGİ’si olmayan kişiler vesvese, korku, panik gibi duygulara
kapılır. BİLGİ daima kişiye huzur alanı yaratarak, geleceğe güvenle bakmayı en
önemlisi de Kendine Güvenmeyi öğretir.
Dolunay’ın
her zaman etkilerinden biri olmasına rağmen bu kez fiziksel olarak çok bariz
bir şekilde,
Vücutta
şişkinlik, Karında şişkinlik, Vücutta su toplaması, eller ve ayaklarda ağrılar
gibi etkiler yoğun hissedilebilir. Tabii böyle bir etkiden sonra da yorgunluk
hissetmek normaldir. Lakin teslim olup kendinizi bırakmayın ve hareket halinde
kalın diyorum naçizane..
Bu
fiziksel etkiler yani şişkinlik, ödem vs. için Su içmenin yanı sıra bitkilerin
de şifasını kullanmak için Kaynamış bir cezve suyun içine iyi yıkanmış dolu bir
avuç maydonoz yapraklarını atıp üstünü bir tabak ile kapayın kendi kendine 15
dk. Demlensin ve biraz soğusun sonra bunu Şifa niyetine için diyebilirim. Bunu
3-5 gün süreyle günde 2 -3 kez yaparsanız bu Dolunay’ın etkilerinden ve şişkinliklerden rahat geçebilirsiniz.
Bedeniniz bu takviye ile çok rahatlar. (Ben Bitki uzmanı falan değilim sadece en iyi
bildiğim ve uyguladığımı naçizane tavsiye ediyorum)
Daha
önce yazdığım gibi işlerinizde kararlarınızda aceleye getirmeden “bir kez
daha” düşünmeyi “içinize sindiğini”
hissetmeyi bekleyin derim.
İçiniz
sıkılılabilir ve içinizde biriktirdiğiniz her şeyi söyleme ihtiyacı
bulabilirsiniz. (temizlenme süreci) İlişkiler konusunda da sabırsız bir halde
olduğumuz için bizi artık fazlasıyla sıkan yakın ilişkilere tavrımız “tamam
kardeşim buraya kadar vallahi çok sıkıldım. Ya bunları bunları halledelim sen
de bende kendime bir çeki düzen verelim bir düşünelim ya da sevgiyle ayrılalım”
şeklinde kartları masaya patır patır yatırmaya başlayabilirsiniz. İşte Bitiş ve
dolayısıyla yeni BAŞLANGIÇ enerjisinin ayak sesleri böyle gümbür gümbür
gelebilir ;)
Ayrıca
Dişil Enerjinin tetiklenmesiyle birlikte kadın veya erkek fark etmez AŞK
isteyen herkesin kalp merkezinde ciddi bir hareketlilik başlayabilir ;) Bence
öyle ya da böyle herkes YAZ’a AŞK’la girecek gibi görünüyor. (öyle de OLdu çok
şükür)
Herkesin
kendi hayatına ciddi ve POZİTİF odaklanması için güzel bir geçiş dönemi..
Hepimizin
en yüksek Hayrına Işık ve Sevgi Olması niyetimle..
Ve
de öyle OLdu çok şükür
Alev
Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.