31 Mayıs 2016 Salı

Cesaret

Cesaretin yoksa, Samimiyetin de yoktur..

Cesaretin yoksa, Sevmeyi de bilemezsin.

Cesaretin yoksa, kendine Güvenin de yoktur.

Cesaretin yoksa , sorup sorgulayamaz ve Gerçeği öğrenemezsin.

Cesaretin yoksa, hayatının akışına yön verdiğini de anlamazsın.

Cesaret GÜÇ’dür. Kendi Gücünü Farketmektir.
Farkettiğini yaratmaktır.
Yarattığını Kontrol Etmek ve Denge’de Kalmaktır.
Denge Bolluk ve Bereket Bilincini Neşeyle Hayatına çekmekdir.

Herşey bir BÜTÜN’dür ve Sen bu Bütün’ün içinde hem her şey hem de hiçbir şey olduğunu fark ettiğin AN’da saklısın..

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Bedavacılık !

Bugün bir arkadaşla telefonda konuşuyoruz. Nasılsın napıyorsun derken -“Benim köpekle çok uğraştım 1 haftadır. Ayağına bir şey batmış onu götürdüm getirdim falan” Dedi Ben de öylesine sanki bütün veterinerleri tanıyormuşum gibi , -“Nereye götürdün” dedim - “Belediyenin ücretsiz veterinerine götürdüm. Başka yere götürsem en az 100 – 150 TL isterdi. Birde pansumanlar falan ooo geçerdi bile ” dedi - “Eee madem öyle yani ücretsizdi o zaman bir pansumana giderken oradakilere bir kutu kuru pasta falan yaptırsaydın her anlamda muhteşem bir motive ve teşekkür olurdu” dedim. -“Yok bir şey götürmedim. 3 kuruş kar edicem bir de kuru pasta mı ?” diyince benim şalter attı :D -“Sen niye hep maddi şikayet ve sıkıntı içindesin biliyormusun ? Herşeyi bedavaya getirmeye çalışıyorsun ve insanların emeklerini haklarını ödemiyorsun. Oradan 3 kuruş kalsın buradan 5 kuruş kalsın diye diye başka yerlerden binlerce liran gidiyor ve hep şikayet hep şikayet. Bence bu konuyu sen bir düşün çok önemli. Eğer çözersen sende her anlamda çözülürsün” dedim. - “Arkadan telefon çalıyor kapatmam lazım sonra görüşürüz” dedi ve konuşma bitti :D O kişi ücretini belediyeden alıyor olabilir. Hiç önemli değil. Fakat onun gönlünü almak o iyi niyet ve sevgi enerjisini yansıtmak çok önemli. En azından ben daima canı yürekten hep öyle düşünür ve yaparım. Bu ve benzeri tüm olaylarda farkedip çözülmesi gereken çok derin ve çok sıkı düğümler var.. Bence Düşünmek gerek… İyi niyetle yapılan her şey , Bereket, mucize, sevgi ve tüm güzellikler olarak yine sahibine geri döner.. Ve de daima öyle OLdu çok şükür.. Alev Cedimağar Şifacı Rehber


25 Mayıs 2016 Çarşamba

BÜYÜLER

Arkadaşlar bana sık sık sorulan sorulardan biri de BÜYÜ ile ilgilidir.

BÜYÜ, Işığın, Sevginin , Pozitif Enerjinin TAM TERSİ kullanılmasıdır. Yani Karanlık enerjidir ve karanlığa hizmet eder. Ayrıca Evrensel Kanun Olan ve kainatta var olan tüm varlıkların kesinlikle uyması gereken bir kural olan “Özgür İradeye Müdahaledir” zaten bunun yapılması bile başlı başına bir karanlık hizmettir.  Bunun içinde “Sevgi Büyüsü, Aşk Büyüsü” gibi isimler olsa da fark etmez. Büyü büyüdür. Özgür iradeye müdahale varsa. Kişinin haberi yokken onun enerji alanına girerek onun tekamülüne müdahale varsa zaten gerisi kendini kandırmak olur. Bu da karanlıkların kapısını açmaktır.

Bunu yapan ve yaptıran kişiler otomatik olarak Işık’dan uzaklaşır. Tekamüllerinde ciddi bir karma yaratırlar üstelik bu karma da sadece karanlıktır. Dünya’dan ayrıldıktan sonra da karanlık kuşakta yerlerini alırlar ya da negatif varlıkların yaşadığı boyutlara geçiş yaparlar. Belki de onlardan biri olarak bedenlenmişlerdir bilemeyiz. Lakin  anlayana ve Işığa doğru yürümek için tekrar gelmek isteyene kadar ait oldukları karanlıkta kalırlar. Yani olay aslında çok ciddidir.

Hani değil böyle durumların yapıldığı yerlere gidip yaptırmak bir yana, Birisi sürekli büyülerden, hacılardan hocalardan bahsediyorsa bence kim olursa olsun uzak durmakta fayda vardır. Zaten böyle yerlerde dolaşan kişilerde oradaki mevcut öncelikle alt boyut negatif varlıkların enerjisini çekmeye de başlarlar. Eterik alanı zayıflar ve etkilenir. Sonra obses ve benzeri geçişlerle devam eder. .

Bu arada Büyü tutar mı ?

Evet inanırsanız “Bende büyü var galiba derseniz” yoksa bile zaten karanlık bir enerji alanı yaratırsınız ve inandığınız her ne ise (Kısmetsizlik, parasızlık, hastalık vs.) içine düşersiniz. Yaşadıklarınızı da büyüye bağlayarak hep birilerini suçlarsınız ve hadi bakalım o hoca senin bu papaz benim misali habire dolaşırsınız onlarda sayenizde ihya olurlar :D Tabii bu arada yarattığınız karanlık enerji çemberini de sürekli büyütmeye devam edersiniz.

Ya da birinin size büyü yaptığını düşünüyorsanız veya gerçekten öyleyse,  ve de inanırsanız o zaman yapılan büyüyü de kuvvetlendirirsiniz. Yani tutmayacak bir negatif enerjiyi bile her şey de olduğu gibi inancınızla kuvvetlendirir ve üstünüze sabitlersiniz.

Işığına güvenen kendine güvenen insana hiçbir şey olmaz. Oldu da cidden yapıldı yani var böyle bir şey. Eğer inanmaz ve gücünüze güvenip kendinizi direkt dualarınızla, iyi niyet ve düşüncelerinizle Yaradanın ışığına alırsanız “belki” bir anlık küçük bir çakıl taşı gibi size çarpar fakat siz bilinçli olduğunuz, dik, güçlü ve kendinizden emin durduğunuz için belki farkında bile olmazsınız ya da umursamadığınız için hiçbirşey olmaz. Lakin aynı minik çakıl taşı, dev bir kaya şeklinde de  yapana mutlaka geri döner.

“İnanmadığınız hiçbir şeyi yaşamazsınız. İnandığınız her şeyi mevcut olandan kuvvetli yaşarsınız.”

Bu yüzden daima “Her şey BEN ‘de başlar, BİZE Dağılır ve BİR Olur”  diyorum.

Kim ne yapıyorsa, ne düşünüyorsa emin olun daha fazlasını mutlaka yaşar. Üstelik hiç beklemediği ya da ummadığı durumlarla yaşar. Bağlantı kuramaz belki lakin aslında bağlantı zannettiğinden daha büyük olur ..  O yüzden  ruhu iyi niyet, sevgi ve Işık’dan olanlara ne mutlu…  

Biz Yüce Yaradanın yolunda IŞIĞA doğru SEVGİ ile yürümeye devam ediyoruz.
Kötü niyetli, karanlık kişiler kim ki ?
Hepsi “Ateş Olsa cümrü kadar yer yakar içinde kendi de yanar ! “
Yüce Yaradan hepsinin Ruhunu , Beynini, Kalbini Işığı ve Sevgisiyle Aydınlatsın !
Ve de öyle Oldu çok şükür :*  <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber  


Sınırları kafanda sen çiziyorsun !!

“Bir evim olsun başka bir şey istemiyorum, Bir işe gireyim başka bir şey istemiyorum, Çocuğum sınavı kazansın başka bir şey istemiyorum” tarzı düşünceler sürekli yazdığım “eski öğretiler” yani “eski düşünce ve enerjilerdir” Sınır koymanıza gerek yok. Yaradan sizden böyle şeyler yapmanızı istemiyor ki !!! Ayrıca istemek "açgözlülük" değil zaten bu da eski sınırlayıcı öğretilerden biri ! Kendinizin ve Bütünün en yüksek hayrına daima niyet edin ve gönlünüzce özgürce isteyin. Bolluk Bereket Bilincine de böyle girersiniz ve öğrenirsiniz.

Sonsuzluğu yaratan Yüce Yaradan ve Evren bana sınır koymaz çünkü yaradılışda sınır yoktur. Sınırları ben kendi kendime koyuyorum. Bunun Farkındayım.

Ruhuma ve Hayatıma koyduğum tüm sınırları , içinde sınırlama olan tüm olumsuz düşünceleri kesiyorum. Enerjisini büyütmüyorum. Bugün itibariyle kendimle, beklentilerimle ve hayallerimle özgürce yüzleşiyorum. Gücümü , Yaratıcılığımı, Kontrolümü, Dengemi, Neşemi, Sevgimi, Farkındalığımı, Işığımı Yüce Yaradandan aldım. Kendimin ve Bütünün En yüksek hayrına uygulamayı Seçiyorum. Mutluluk, Şifa ve Aşk benim ruhumda. Ben ne düşünürsem öyle OLur.

Ve de öyle OLdu çok Şükür <3
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber



23 Mayıs 2016 Pazartesi

Çok mu güldünüz ? O zaman daim OLsun ! ;)

Çok güldüğünüz , Eğlendiğiniz bir anda "Ay çok güldüm ağlıycam galiba" ya da "ay başıma birşey gelecek" derseniz öyle olur. Çünkü o düşünceyi ürettiğiniz AN itibariyle olumsuz bir olayı yaratıp kendinize bağlarsınız. Sonra da "Ya bak ben demiştim gördün mü oldu işte ! " dersiniz :D

Eğer "Neşem, Eğlencem daim olsun katlanarak artsın" şeklinde bir düşünce üretirseniz de öyle OLur.
Siz de "Hayatımda ne harika şeyler yaşıyorum." Dersiniz. ;)

Huzurun keyfini çıkarmayı ve AN'ı yaşamayı öğrenmek Mucizeleri davet eder.

Aklınıza gelen daima başınıza gelir yani ne düşünürseniz onu yaşarsınız ve her düşüncenizde Evren bildiği tek Kelime ile yani EVET diyerek sizi daima onaylar ve destekler ;)

Hayatımı en yüksek farkındalık da ve Bilinçli olarak, kendimin ve Bütünün en yüksek hayrına yaşıyorum.

Ve de öyle OLdu çok Şükür <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Uzaktan bana bağlan sana enerji vereyim !!!

Bugünlerde, gerek yapılan yorumlarla, gerekse sohbetlerde sürekli karşıma çıktığına göre demek ki "yine" bu konuda yazmak gerekiyor..

Üstelik bu “konu”,  ruhsal yükseliş döneminde herkese kendi gücünüzü fark edin, açın ellerinizi direkt her şeyi yaradandan isteyin, aracıya ihtiyacınız yok, her şey bizde mevcut , Yaradan tüm gücünü bize yaradılışımızda hepsini vermiş, Şimdi artık hepsini kullanma zamanı. Çünkü Gökler açıldı bilgi yağıyor. Ruhumuzun daima bildiğini bize hatırlatmaya çalışıyorlar. Yani ne kadar muhteşem ve özel varlıklar olduğumuzu !!!  Farkedin, kullanın, öyle yapın böyle yapın diyerek  hergün yazdığım bir konu olduğu için cidden Tsunami kıvamına giriyorum !

 Evet "Uzak'dan Enerji bağlantıları" !!!!

En tehlikeli ve anlamsız ve kişinin kendisine olan güvenini tüm frekansını düşüren bir olaydır bu  !!! Tehlikeli çünkü kime bağlandığınızı çok iyi bildiğinizi zannetseniz de bilmiyorsunuz. Zaten "Bana bağlanın" diyen kişiden bir hayır da gelmez !!!

Bu iş,yani;  uzaktan bağlan aracıyı koy enerjini ondan al işi, yurt içi yurt dışı iyice artmaya başladı.Hatta yurtdışından isimler için de gruplar etkinlikler kurulmaya başlandı !!  Tabii talep olursa herkes rahatlıkla milleti kendine bağlar ! Nasıl olsa kendi gücünün farkında olmayan bu insanlara bu şekilde hakimiyet kurmak kolay !!! Gerek isim yapmak ve rant elde etmek, gerekse insanları kendine bağımlı hale getirmek için IŞIK maskesi altında yapılanlara bir örnektir bu Uzaktan enerji veriyorum bana bağlan  işleri !!!  Uyanın !!! Gerçekten IŞIĞA hizmet eden bir insan ASLA bana bağlan Demez !!! Kim ışığa hizmet ediyor kim etmiyor Alın işte size gözünüzün içine aleni ismiyle kimliğiyle sokulan en açık  işaret ! Siz şimdiye kadar bir Işık varlık, ya da Işığa hizmet eden bir insanın “Bana bağlan ismimi söyle enerji aktarayım şifalan vs. “ dediğini duydunuz mu ? okudunuz mu ?

ŞİMDİ TÜM PERDELERİMİ İNDİRİYOR, ONUN ENERJİSİNİ KABUL EDİYOR VE FİLANCA KİŞİYE BAĞLANIYORUM gibi cümlelerle o kişiye bağlantı gerçekleştirmek nasıl birşey ya !!! Hiç mi kimse sorgulamıyor ben buna niye bağlanıyorum kim ki bu kardeşim ?? O nereye bağlanıyor kuş mu konduruyor herkesin kafasına ?  
Hem niye indiriyorum koruma alanımı ve açıyorum ????  Niye aracı koyuyorum direkt yüce yaradana kaynağa kendim bağlanmıyorum ???!!
Ben şuyum ben buyum demiş bir güzel yaptıklarıyla kendini de ifşa ve imha etmiş hiçbirşey olmadığını göstermiş !!  

Zaten bunu yapan kişi belli ki ego tavan yapmış ve yakında obses olması da yakındır bence muhtemelen Obses olmuştur bile !! Çünkü negatif varlıklar böyle yüksek egoları hemen ziyaret ederler ve genellikle de “sen İsasın, Mesihsin, peygambersin, çok ulusun, Meleksin , insanlığa sunuldun çok özelsin” şeklinde iyice şişirirler büyütürler sonra  onları ham yapar yer sonra sıraya ona inananları alırlar ve karanlık güçler misler gibi amacına ulaşır ve bir güzelce de doyarlar !!! Karanlıklar kafasını kullanamayan, sormayan, sorgulamayan, gücünün ve ışığının farkında olmayan insanları çok severler. Sonra bu insanlar da Işığız, güzeliz derken, “Ay kendimi bir rahatsız hissediyorum, Ay hayatımda birden şöyle şeyler olmaya başladı, Ay evde tuhaf karanlık şeyler görüyorum “ diye başlarlar anlatmaya fakat olaylar arasında bağlantı kurmayı da bir türlü beceremezler !!  

Bir kere akıl var yakın var ! Tüm Kadin dinlerde, tüm azizler tüm peygamberler hiçbiri bana bağlanın dememiş ! TEK TANRI TEK YARATICI var diyerek hep ONU yani YÜCE YARADANI işaret etmiş ! Ondan dileyin demiş !!!
Hani enerji, spritüel bilginiz yok diyelim. Hiç mi din bilginiz de yok !!!???

Neyse fazla yazmaya gerek yok çünkü,
Yine anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az misali   
Herkes kendi seçimini kendi bilinci (aklı, zekası, ruhsal olgunluğu, mantığı) ölçüsünde yaşar ve herkesin yaşadığı doğrudur .. Tabii bu arada günah keçisi de yok. Herkes seçimini yaşar bu da bir tekamül yolunda öğrenme basamaklarından biridir. Önemli olan en hızlı zamanda fark etmek ve hızlı bir U dönüşü ile kendimize dönmektir.

Ben nacizane yine dokundum.. Gerisi artık size kalmış..
Yüce Yaradan Hepimizin Ruhunu ve Yolunu aydınlatsın ve bu hızlı ruhsal yükseliş döneminde herkesin sorma, sorgulama, anlama, araştırma, karşılaştırma, öğrenme vb. tüm yeteneklerini kuvvetlendirsin ve Şifalandırsın..
Ve de öyle Oldu çok şükür <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber


16 Mayıs 2016 Pazartesi

Gerilmeyin rahat olun ;)

Bir fikri, Düşüncenizi anlatırken ya da sohbet ederken Eğer konuşmalarınızın icinde fesatlık, kurnazlık, laf sokma, ima etme vs gibi negatif düşünceler yoksa, yani iyi niyet ve sevginizden eminseniz,
Karşı taraf ne düşünür, aman kırılmasın, aman yanlış anlamasın gibi endişelere kapılmaya ve gerilmeye gerek yoktur.

Sonuçta herkes kendinde var olanı anlar ve yansıtır bundan dolayıda zaten her zaman herkes ya anlamak istediğini anlar ya da anlatılanı doğru algılar..

Eğer konuşmaları yanlış olumsuz anlarsanız mutlaka "galiba anlayamadım ne demek istedin" diye sorun. İçin için konuşup varsayımda bulunmak ve yorumlamak Gerçeklerle yüzleşmekten korkan insanların davranış şeklidir ve hem yorucu bir süreç hem de negatif kutbu kuvvetlendirir. 

Tabi en önemlisi herkes daima kendi düşündüğünü yaşar. Bazen patlayan bir lastikle, bazen ters giden işlerle, bazen surpriz bir hediye ile bazen mucizevi olaylarla. Şekil önemli degil lakin herkes yaydığı enerjini karşılığını mutlaka çeker ve yaşar.. 


Alev Cedimağar
Şufacı Rehber.

İnisiye Enerjiler !!!!!!!!!!!

Ay arkadaşlar akıl var mantık var lütfen sorun sorgulayın !

Estim yine lakin bir nedeni var tabii ki ! Hatta Tsunami bile çıkartabilirim o derece yani :))))

En basit mantık ve bir örnek :

Binlerce yıldır Meleklere inanan, bir şekilde yardım alan ya da gören insanlar uyumlama mı aldılar ? Birine gidip "Beni inisiye et neyse parası veririm yeter ki melekler bana gelsin onlara yakın olayım, duyayım, konuşayım şifa alayım mı?" dediler ? ya da gönder senin şu gezgin melekleri bana da gelip bir el atıversinler mi dediler? Ya da o zamanlar "bana şu kadar para ver seni meleklerle buluşturayım diyen yüksek ego fakat ruhen düşmüş insanlar mı vardı? "
Yani melekler sadece uyumlama alanlara mı "kanka" muamelesi yapıyor ? Diğer insanlar tü kaka ve uyumsuz mu kalmış ? :)))
Herkes inancı doğrultusunda zaten istediği enerji grubuyla iletişim kurar! Hiçbir şekilde asla aracıya şuna buna gerek yok ki! Bunlar günümüzün para tuzakları ve bazılarıda ciddi karanlık oyunlar !! Birde bunu yapan iyi niyetli inanmış, inandırılmış insanlar var tabii. Malum ruhsal yükseliş dönemi ya ! Bu kadar bilgi bombardımanından sonra herkes bir şaşkına döndü ! Yeterli bilgi ve bilinçde olmadığı için Sorgulayamadı ve seçemedi. Yani aslında yaşananlar doğal döngü...
(Gerçi Şimdi anlamıyor ya da inanmıyor olsanızda bir gün "Alev Hanım söylemişti" diye kulaklarımı çınlatacaksınız lakin benim tek amacım sadece düşünmenizi sağlayarak çıkışı hızlandırmak. Kulaklarımı bırakın çınlamasın siz bilin uyanın yeter ;) Gerçi yine herkes bilinci ölçüsünde yaşaması gerekeni de yaşayarak öğrenecek. Yani yazdıklarım ya vızıltı ya da davul gelecek..Neysee )

Velhasıl, en büyük dileğim; Tüm insanların ister melek ister enerji ister gen ister DNA ne olursa olsun içinde "uyumlama" yani "inisiye" olan hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını anlaması ve yaradılıştan gelen muhteşem gücünü farkedip kullanması! (Bakın bir deneyin inisiye olmadan da neler yapabiliyorsunuz? ;) hatta size söylenilenlerden daha fazlasını bile yaptığınızı deneyimlebilirsiniz. Yeter ki, inanın ve sevgiyle odaklanın. Herşey bizde mevcut ;) )

"Yaradanın yarattıklarına DEĞİL. Sadece direkt Yaradana bağlanmayı"
İdrak eden, Gücünü, Işığını, Muhteşem varlığını anlayan ve "uygulayan" tüm Işık ruhları sevgiyle kucaklıyorum.

Alev Cedimagar
Şifacı Rehber

12 Mayıs 2016 Perşembe

RÖPORTAJ

Sevgili Aydek Sultan Özdemir ile Harika bir Röportaj yaptık.

Sizlerin de keyifle okuyacağını düşünüyorum..

Aşağıdaki linke girerek bize ulaşabilirsiniz ;)

http://www.beyazyol.com/lists/korku-enerjisiyle-beslenen-varliklar-ates-olsa-curumu-kadar-yer-yakar/190

10 Mayıs 2016 Salı

Enerji Akışları

Arkadaşlar Enerji akışlarına ve etkilerine geçmeden önce hep sorulan benim de hep yazdığım fakat yine sorulan :D bu fiziksel ve ruhsal uyumlanmayı bu kez bir örnek ile açıklamak istiyorum.

Biliyorsunuz 2012 yılı itibariyel Dünya olarak RUHSAL YÜKSELİŞ dönemine girdik. Zaten Tabiri caizse “2012 yılı doğumlular” diye bahsettiğim kişiler oldu yani çok hızlı ruhsal çıkış gerçekleşti ve pek çok kişi şimdiye kadar sahip olmadığını düşündüğü ruhsal yetenekleri fark etti, yaşadı, bazılarının duru görüsü kendiliğinden açıldı , bazıları hislerinin farkına vardı bazıları o zamana kadar hiç önemsemediği spiritüel hayatın içine daldı. Hatta şu an birden bire suyu görünce okyanus zannedip kendini eğitmen ilan edenler dahi oldu.. Nitekim ilahi sistem mutlaka Denge’ye getirdiği için de bir çoğu şu an yüzdüklerinin aslında bir su damlası ve kendilerinin de aslında bir zerre olduğunu öğrenme yoluna girdiler ve geri çekildiler, Birçoğu da aynen Atlantislilere yapıldığı gibi bilgilerini yüksek ego , menfaat, hırs, maddiyat, hakimiyet vs. yönünde kullandıkları için ya ifşa oluyorlar ya yetenekleri kapatılmaya başlandı ya da temizlenmek ve şifalanmak için bana gelen bazılarından gördüğüm üzere, Bir takım obses durumlar yaşamaya yani Negatif kanallara girip negatif etkilere maruz kalmaya başladılar. .. Aslında yine herkes düşündüğünü yani kendi niyetini yaşıyor..

Bunu niye anlattım ? Çünkü Çok Bilinçli ve Farkında ilerlemek durumundayız. Gözümüzü IŞIK’dan ayırmadan, Tüm pozitif iyi niyet ve düşüncelerimizle, Sevgiyle, Şefkatle, Kendimizin farkında, Sorarak, soruşturarak yürümeliyiz. Tabii en önemlisi her şeyin DENGE’de olması çok önemli. Eğer kendini DENGE’leyemeyen olursa ilahi sistem mutlaka bir olay veya bir durum ile öğretir ve mutlaka Dengeler. Çünkü Tüm kainat DENGE üzerine kurulmuştur.

Şimdi Bu Ruhsal Yükseliş’i bir DAĞ’a tırmanmaya benzetirsek ,

Her bir yüksekliğe geldiğimizde havanın ve basıncın değiştiğini düşünün. Mesela 100 mt’ye geldik orası kas ağrıları, mide bulantısı yapıyor. Yani diyor ki otur bekle kendini çok zorladın. Orada neyin niye olduğunu bilerek, bu durumdan kaynaklanan kendimizle ilgili yeni keşifler yaparak, düşünerek oturup dinleniyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki o yüksekliğe adapte olmuşuz sanki hiçbir şeyimiz yok gibi bir de üstelik daha güçlü hissediyoruz kendimizi. Bu bizim yeni normal halimiz oluyor...
Sonra devam ediyoruz. Bu kez kemiklerimiz ağrıyor, başımız uğulduyor, Yine anlıyoruz ki bu yeni yüksekliğin yeni etkileri ve bu kez ona uyumlanmak için farkında olarak bekliyoruz. Fakat her çıkışımız bir öncekinden daha kuvvetli ve farkında oluyor.
Zirveye çıktığımızda ise artık BEN Olmuyoruz zaten o yolda BİZ Olmayı da öğrendiğimiz için BİR OLuyoruz ve bakıyoruz ki Işıl ışıl parlayan muhteşem Işıklarız ve HEPİMİZ AYNIYIZ..
Amacımız Işığa doğru yani Yüce Yaradanın kaynağına yürümek ve yürürken de bu geçişleri en farkında bilerek anlayarak haz ve keyifle en yüksek farkındalıkla anlayarak yaşamak.

Konuyu çok uzattım :D Yazınca yazasım ve daha çok anlatasım geliyor :D

Şimdi Yeni Enerji geçişleri ile ilgili olarak;
Kulak çınlamaları yoğun görülebilir. Çünkü cidden yoğun bir akışa girdik fakat çok güzel akışlar.. Bu kulak çınlamaları yani Boğaz ve Tepe’den giren yoğunluk ile Unutkanlık, “Ay ben şimdi ne diyecektim” durumları, bir işe bir konuya odaklanma sorunları yaşanabilir. (yaşanmayabilir de herkesin fiziki ve ruhsal titreşimi farklı) Ayrıca Bugün yazdığım AŞK ile olumlamadan da anlayabileceğiniz gibi Kalp uyumlamaları bir harika ve Muhtemelen pek çok ilişkinin temeli atılıyor. Herkesin en yüksek hayrına OLsun <3
Bu arada2016 yılına girdiğimizden beri sürekli yazdığım kalp ile ilgili bir rahatsızlığınız şüpheniz varsa lütfen bir Kardiyoloğa kontrol’e gidin tetkiklerinizi yaptırın sözümü yine hatırlatmak istiyorum. Göğsünüzde bir yoğunluk sanki taş oturmuş gibi bir ağırlık hissedebilirsiniz. Bir rahatsızlığınız yoksa SEVGİ ve SEVMEK konusunda kendinizi bir analiz etmeniz gerektiği mesajını alıyor olabilirsiniz. Acaba kendinizi sevmeye kapatıp duvarlar mı ördünüz ? ;)
Son 2 – 3 haftadır bir şekilde ara ara da olsa devam eden Bel ve Bel’den aşağı ağrılar bitti lakin bazı kişilerde devam ediyor olabilir. Eğer devam ediyorsa O zaman Yaradana Teslim ve Akışa geçme zamanınız gelmiştir. Ruhunuzu özgür bırakın diyorum nacizane..

Velhasıl benden şimdilik bu kadar. Malum unutkanlık durumları :D Aklıma bir şey gelirse yine eklerim.. :*

Hepimizin ve Bütünün en yüksek hayrına Işık ve Sevgi Olması niyetimle..

Ve de öyle Oldu çok şükür <3

Alev Cedimağar


Şifacı Rehber

Dengeli bir İlişki ve de AŞK için..


Kendi Değerimin, Kendi Gücümün farkında ve Kendimi Seviyorum.

Benim Değerimin farkında olan, Benim de onun farkında Olduğum, Bende var olan tüm pozitif duygu ve düşüncelerime denk gelen aynı titreşimde bir ilişki yaşamaya niyet ediyorum.

Karşılıklı öğrenip öğreterek, Bende OLanın karşılığı, OLmayanın ise tamamlandığı hayat arkadaşımı hayatıma sevgiyle davet ve kabul ediyorum.

Biliyorum ki ben ne yansıtırsam ya da hayatımda öğrenmem gereken ne varsa onu seçer ve onu yaşarım.

Bundan dolayı da biliyorum ki,
"Hayatıma giren her insan doğru insandır."

Daima Ne istediğimi bilerek Yüce Yaradan Teslim ve Akışdayım.

Ve de öyle OLdu, AŞK OLdu çok şükür <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

6 Mayıs 2016 Cuma

Sorgulamak !!??

Yazılarımda daima yazdığım Cesurca "Sorgulayın" , "hiçbir şeye körü körüne sizi çok cezbetti, çok ilginç geldi diye inanmayın" sözünü pek çok kişinin bazı olaylara ve konulara körü körüne atladığını gözlemlediğim için açıklamak istiyorum..

Sorgulamak;

Bir olayı, bir konuyu hem olumlu hem de olumsuz (yani tez ve antitez) ile araştırmaktır.

Nitekim günümüzde bu artık çok kolay. Google açıyorsunuz konuyu farklı şekillerde veya sorularla yazıyorsunuz binlerce döküman getiriyor önünüze. Tabii bu araştırmaları Mantıklı sorularla (Mesela neden yapmış ? O aletin, sembolün, kişinin amacı nedir ? Kimlerle bağlantısı var ? Bu boyut nereye açılıyor ? Bu yol nereye çıkıyor aslında temeli nedir ?, "Acaba iyiliğe, hizmet ediyor gibi görünürken başka bir amaca mı hizmet ediyor ?" gibi farklı durumlarla ilgili farklı yüzlerce soru çıkarabilir ve kendi bilinçsel doğrumuza ulaşabiliriz. Bunun için de temel bilgi olması şarttır. Herşeyi okumalı ve analitik düşünebilmeyi yani bilgilerle bağlantı kurmayı bilmeliyiz.Gerçi iç sesini dinleyenler ne olduğunu bilmese de içsel olarak uzak durmayı da seçiyor.
Biliyoruz ki, Işığa sevgiye hizmet eder gibi görünüp 3 -5 göz boyayan iyi ve güzelmiş gibi "olağanüstü" şeyler yapıp altında farklı amaçların yattığı çok durum var. Çünkü insanları kandırmak için iyi birşeyler sunmak gerekir ki sistem işlesin. Tabii bir de "iyi bir şeyler" yaşadığına inanan insanlar olmalı ki peşinden başka insanları sürüklesin..

Tüm bu bilgileri "Akıl", "Mantık" ve "İç Sesimizle" değerlendirip karar vermeliyiz.

Eğer vardığınız sonuç içinize yatıyor ve en küçük bir huzursuzluk ve acaba dahi duymuyorsanız, o sizin Doğrunuzdur ve Herkes kendi bilinci ve bilgisi ölçüsünde yaşaması gerekeni zaten yaşar. Önemli olan olumsuz tecrübeleri minimuma indirerek bize verilen aklı kullanıp zaman kaybetmeden yürüyebilmektir.

Herkesin tekamülünde en yüksek hayrına akıl, mantık, kalp süzgeçinden geçirip iç sesiyle yani yüksek benliği ile onayladığı ışık ve sevgi dolu adımlarla yürümesi dileğimle..

Daima önce Tedbir sonra Takdir..

Ve de öyle OLdu çok Şükür <3



AlevCe

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Bizi bağlayan Eski Öğretiler !!!

Sürekli, “Eski enerjiyi , Sizi mutsuz eden, enerjinizi düşüren, aklınıza yatmayan fakat kendinizi mecbur gibi hissettiğiniz eski öğretileri bırakın artık yeni bir dönemdeyiz. Sorma, Sorgulama öğrenme dönemi”  diye yazıyorum.

Buna örnek olarak beni çocukluğumdan beri rahatsız eden aklıma mantığıma yatmayan ve Asla’da kabul etmediğim bir sözü örnek vermek istiyorum.

“Biri sana bir tokat atarsa öbür yanağını da dön ! “

Neden ?

Hoşgörüyü böyle mi göstereceğiz kendimizi tokatlatarak ? Yetmiyor hoşgörümüz çok yüksek biz çok iyiyiz hatta erdik diyebilmek için bir de öbür yanağımızı çevireceğiz oraya da vursun diye ? öyle mi ?
Bu hoşgörü falan değil düpediz sorgusuz sualsiz infazı kabul etmek ve ne olup bittiğini anlamadan dayağı ya da hareketi her ne ise yiyip oturmaktır ! Böylece hakimiyeti karşı tarafa vererek diğer tokatların da yolunu açmaktır. Ayrıca karşıdaki kişinin bu hareketini onaylayarak başka insanlara yapmasının da yolunu açmaktır ! Tabiri caizse durum tamamen budur !

İlk tokatı (davranışı, hakareti, şiddeti vs. ) yedikten sonra  bir sormak  lazım. “Bir dakika Kardeşim ben bu tokatı niye yedim ? Bana bunu niye yaptın ? “ Belki karşınızdaki kişi bir şeyi yanlış anladı tepki verdi ? Belki ruhunda saldırganlık var ? Belki konunun muhatabı değilsiniz öyle zannediyor ? Belki gerçekten sizinle ilgili bir durum var o zaman niye konuşmayı değil de saldırmayı seçiyor ? Bunları öğrenmek anlamak ve uzlaşmak lazım.  Böylece karşınızdaki kişiye de bir hayat dersi verirsiniz. Sizden sonra da kimseye böyle tepkiler vermemeyi öğrenir. Daha sonra zaten olayı anladığınız için o tokatı çoktan unutur gidersiniz.  Yine her zaman yazdığım gibi “Affetmek” diye bir şey yoktur ! Affettim dedikçe konu ve kişi kuvvetlenir. Durumu anlamak gerekir. Anlayınca, öğrenince  tüm duyular rahatlar ve o konuyla ilgili enerji de serbest kalır bir süre sonra size bir şey ifade etmediğini fark edersiniz. Çünkü neyin niçin olduğunu anlamışsınızdır. Bu Ruhsal Tekamül planında herkesin bir rolü olduğunu ve hepimizin birbirine kendi rolleriyle hizmet ettiğini anlamak gibi.. 

Sonuç olarak, Kim ne kadar kendini haklı görürse görsün bunun sonucu asla ve asla şiddet , hakaret vs. olamaz. Bunu yapan kadar izin veren de suçludur.

Herşey konuşarak anlaşılır. O yüzden SEVGİ evrensel dildir.

Herkesin hoşgörü çıtası farklı yüksekliktedir. Lakin yükseklik ne olursa olsun bir sınırı vardır. Bu sınırları da çizmek bize bağlıdır.

Velhasıl arkadaşlar akıl-mantık-duygu ve Bilgi süzgecinden geçirerek lütfen tüm öğrendiklerinizi tüm eski öğretileri cesurca sorgulayın. Ruhsal yükselişin yolu cesurca sormaktan ve sorgulamaktan geçer.

Daima da öyle Olmuştur..

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber