29 Nisan 2016 Cuma

Çocuklar ve DENGE

Dün gece Babasıyla telefonda konuşan dünya tatlısı bir kız ile ilgili bir yazı yazmıştım.

Bununla ilgili çok yorum okudum hepsi birbirinden harika düşünceler ve deneyimler.

Bir de farklı bir bakış açısıyla DENGE’nin önemini en iyi anlatan ve yine birebir yaşadığım bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum..

Yıllar evvel bir akşam çok sevdiğim dostlarımla oturmuş çok ciddi bir sohbetin içindeyken Neredeyse elimde büyüdü diyebileceğim O zamanlar 7 – 8 yaşlarında olan Onların dünya tatlısı kızları (Ona Ayşe diyelim) konuya hiç olmadık şekilde girip çocukca yorumlar yapmaya başlayınca,
Tam hatırlamıyorum fakat “Ayşeciğim bu konu büyükleri ilgilendiriyor çocuklar karışmaz oyuncaklarıyla oynar” gibi bir şey söyledim.

Babası bana dönüp “Alevciğim biz Ayşe’nin her şeyi konuşmasına ve karışmasına izin veriyoruz ona sınır yok” dedi.
“Peki” dedim ve o günden sonra asla ne bu çocuğun bu ortamda ne işi var, ne de bu saatte uyuması lazım gibi dikkatimi çeken hiçbir şey hakkında bir daha asla fikrimi de söylemedim fakat hep izlerdim.

Aradan yıllar geçti Ayşe büyüdü. Zaten çok zeki bir kızdı. Çok iyi bir üniversiteye girdi çok iyi bir bölümü kazandı. Aile Ayşe rahat etsin diye okula yakın bir yerde sadece ona ait bir ev satın aldı dayadı döşedi. Ortalama bir insanın yaşadığı standartların çok üstünde bir öğrencilik dönemine başladı vs. Bu arada Ayşe farklı fikirlere doğru eğilim göstermeye ve farklı faaliyetler içine girmeye başladı. Annesiyle konuştuğumuz da anne hep “napıcaz bilmiyorum” sözünü sürekli tekrarlayan fakat çözüme odaklanmayan ya da bulduğumuz çözümlere “ya onu kaybedersem ya bana kızarsa” duygusuyla uygulamaya cesaret edemeyen bir tutum içine girdi ve böylece çok zaman geçti..
Bir gün aniden öyle olaylar patlak verdi ki, Aile’nin tüm hayatı darma duman oldu ! Gerçekten bir Anne Babanın yaşayabileceği en zor dönemlerden birine girdiler. Ayşe zaten vahim durumda. Olaylar iyece sarp sardı tam bir kaos dönemi..

Bir gün Annesiyle gece oturmuş sohbet ederken aniden,

“Alev biz anne baba olarak nerede hata yaptık” dedi.

"Hatırlıyormusun Ayşe 7-8 yaşlarındayken şöyle bir olay olmuştu. İşte ipin ucu o yaşlarda kaçtım ” dedim. “Kızınızı özgür yetiştirmek adına Denge’yi ve Kontrol’ü kaybettiniz. Biz küçükken annemizin bir kaşının oynamasıyla mum gibi otururduk yerimize sınırlarımızı bilirdik. Çocuk olarak kalırdık. Bu sayede çocukluğumuzu da yaşamayı öğrendik. Ayşe öğrenemedi.. Annem küçükken beni kadınların olduğu sohbet ortamına bile sokmazdı “sen çocuksun kadınların arasında hiç işin yok” derdi. ya evde bırakırdı ya da yanına kitaplarını al derdi ve gittiğimiz yerde başka odada oturturdu. Bu benim büyüklerin dünyasından uzak durarak çocukluğumu yaşamamı ve sınırlarımı bilmemi sağladı. Bunu öğrendiğim için kendi içimde DENGE’yi de çok rahat kurar hale geldim. Ayşe bunu da bilemedi. Nitekim sen de benim gibi büyüdün. Bak bu bizi aptal yaptı mı ? Psikolojik sorunlara itti mi ? Hayatımızı yaşamamıza engel mi OLdu ? Eğitim hayatımızda başarısız mı OLduk ? HAYIR. Lakin Sınırlar önemli canım arkadaşım. Özgürlük içinde bile bir DENGE olmalı. Hayat DENGE üzerine kurulu. Kaos dediğimiz bilinmezliğin bile bir Denge’si var” dedim..

“Evet” dedi.. “Biz orada sınırları çizemedik tek O mutlu olsun diye her şeyi fazlasıyla yaptık” dedi.

“ Bu yaşadıklarınız hem sizin için hem de çevrenizde bu olaylara şahit olan insanlar için büyük mesajlar verdi. Siz de öğrendiniz. Sonuçta ilk kez anne baba oluyorsunuz elbette deneyerek yaşayarak öğreneceksiniz. Hata diye birşey yok. Sonuç olarak Kendinizi suçlayacak bir durum da yok. Bir sınavdan kötü puan alınca o sınava daha iyi çalışır öğrenir ve geçersin. Sonra o sınavın püf noktalarını başkalarına öğretirsin ki daha kolay geçsin diye. Sonra o da bir başkasına öğretir böylece deneyimler zincir halinde yayılır ve senin AN itibariyle kötü ya da zor olarak gördüğün pek çok olay başka insanların hayatını kolaylaştırır. Yani kişisel olarak yaşanan her deneyim aslında herkese hizmet eder. Hayatın Bütünü böyledir. “

“Sonuçta Ayşe’de ilk kez dünya’ya gelen ve ilk kez çocuk olan bir ruh. O da öğrenerek ilerliyor. Yani aslında birlikte yaşayarak öğreniyor ve öğretiyorsunuz. Ayşe şu an yaşadıklarıyla çok büyük dersler aldı. Geleceğe doğru daha emin adımlarla yürümeye başladı. Hatta Hayata öyle sıkı tutundu ki kendini dibe çekmek yerine yine yukarı çıkmak için Doktora Eğitimine başladı. Bence bu çok önemli bir farkındalık ve atak. Şimdi bu küçük yaşta yaşadığı deneyimlerle ileride pek çok kişiye de ışık tutacak . Hiç bir şey nedensiz yaşanmaz. İşte bu yüzden her şey olması gerektiği gibi olur, Ruhsal planın ve bizim tekamülümüzün bir parçasıdır her şey.…”

Velhasıl arkadaşlar
Özgürlük içinde bile bir DENGE olmalı. Hayat DENGE üzerine kurulu. Kaos dediğimiz bilinmezliğin bile bir Denge’si vardır.
Hayatımızı Kontrol, Yaratıcılık, Güç, Farkındalık, Sevgi ve Bereket ile yaşayabilmemiz için hepsinin içinde mutlaka DENGE'nin olması gerekir.
Hepimizin ve Bütünün en yüksek Hayrına Işık ve Sevgi Olması niyetimle..

Ve de öyle Oldu çok şükür <3

Alev Cedimağar
Şifacı Rehber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.