Bir insanın Işığa mı yoksa karanlığa mı hizmet ettiğini anlamak çok kolaydır.
Eğer kişisel iletişimde biriysel varlığı hem sizi hem de çevresini mutlu ediyor, iyilik, güzellik bilgi pozitif yönlendirme ve fikirler saçıyorsa, sizi rahatlatıp çözüme yönlendirebiyorsa en önemlisi bunu yaparken kendiside mutlu, kendisinin ve hayatın tüm ruhsal varlığını farkında DENGELİ yol alıyorsa, Farkındalık, Güç, Kontrol, Sevgi, gibi Yüce Yaradan'dan aldığı tüm muhteşem özelliklerin farkında, bunları hem kendinin bende bütünün en yüksek hayrına kullanıyor ve varoluşunu bilerek, bilgiyle öğrenerek yaşıyorsa, Kendini Işıkla doldurmuş ve çevresinede taşmaya başlamışsa, O kişi Aydınlanmış ve çevresini de aydınlatıyordur. Yani Işık'tır.
Eğer bu kişi bir ülke yöneticisi ise, onun halkı mutlu bereketli, adil, demokratik, bereketli, refah ve tam bağımsız özgür yaşıyorsa, ülkenin tüm kaynaklarına, toprağına, suyuna herşeyine sahip çıkıp sadece halkına sunuyorsa, laiklik ve cumhuriyet ne demek biliyor ve onun Işığında yürüyorsa, Mal varlığı ile dünyanın sayılı zenginleriyle yarışmak yerine, dış borç yaratmayıp, gerektiğinde de halktan kazandığını halka iade edip onu da devlet hazinesine bağışlayabilecek kadar ülkesini, milletini seviyorsa, kendi çevresine değil halka iş imkanları yaratıyorsa, ve bunların yanı sıra kitap okuyan , eğitimli, sanata, spora ve ruhu, beyni güzelleştirip geliştiren herşeye önem veriyorsa, (mesela satranca şeytan icadı demeyecek kadar eğitimli ve bilgili ise) birilerini veya kendi egosunu mutlu etmek için değil, ülkeyi vicdanı "gerçek inancı" , aklı ve mantığı ile vatan aşkıyla yönetiyorsa, O ülkede terör, savaş ve ekonomik kriz de olmaz mutsuz olaylar ve sapkınlıklar da.. çünkü o yönetici de Işık'tır.
Diğer Dünya'ya yani "gerçeğe" gittiğimizde herkes sözünden değil, özünden yani gerçek niyetinden sorumlu olacak. Hem kendini hem de çevresini kandıranları, sorgulamadan, aklını kullanmayan, okuyup öğrenmeyen ya da çıkarına uygun olduğu için karanlığın kucağına 3 günlük dünya zevki için oturanları da sonsuz karanlık bir tünel bekliyor.. (Buna ruhsal anlamda spatyom istasyonu ya da dini inançlarda cehennem ve bazı durumlarda da arafta kalmak denir) yani kimsenin yaptığı kimsenin yanına kalmaz. Hem bu Dünya'da hem ötekinde.. Bu Dünya'da anlarsa, beyni ve ruhu çark ederse ne mutlu o insana..buna da ruhsal yükseliş denir..
Yani Ruhsal Tekamül de özetle böyle bir şeydir ;)
Velhasıl,
Anlamak isteyene anlamak da bu kadar basittir. Anlamayanın ve anlamak istemeyenin de Ruhu Işık olsun sonuçta IŞIK daima güçlüdür. Lakin mümkünse bir daha aynı dönem Dünya'ya gelip karşılaşmayalım vallahi yoruluyorum dermişim :)))))
😉😘💕
Hepimiz iyilerle karşılaşalım ve tabiri caizse Işığımız ve Sevgimizle de elele verip BİRLİKTE Kurdu kuzu yapalım 👐😉😘
Ve de öyle OLdu çok şükür 👐
Alev Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.