Bu sözü Rahmetli annem bazı insanlar için çok
kullanırdı.
“Alevciğim görüyorsun işte sataşmaya hazır öfkeli
biri hiç yaklaşma, sana da yaklaşırsa uzak dur. Çünkü iyi de söylesen o kötü
bir şey bulur. İzle ve yorum yapma” derdi..
Rahmetli Babam da böyle insanlar için “Kuyruğu olsa
bu kuyruğuyla da kavga eder” benzetmesi yapardı..
Ben de Ruhsal anlamda bu tarz insanlara “IŞIK’dan rahatsız
olanlar grubu” diyorum ve karşılaştığım zaman “Yüce Yaradan Ruhunuzu aydınlatsın.
Ruhunuz aydınlansın ki beyniniz de aydınlansın insanlara faydanız olsun” diye dua
ederek uzaklaşmayı tercih ederim.
Bu anlamda bazı kişilere de istediğiniz kadar IŞIK
Olun ve SEVGİ ile yaklaşın eğer karanlığı seçmekte ısrar ediyorsa ve hatta
sizin de ışığınızı söndürüp yanına çekmek için uğraşıyorsa en güzeli bunu bir
“benim dediğim olacak” inatlaşmasına çevirmeden (enerjiyi düğümlemeden) “Peki “
diyebilmektir. Aslında aklını kullananlar için karanlık, IŞIĞA hizmet eder ya
da ettirilir. Bu da zamanla olacak bir idrak durumudur.
Bazı insanlar farklı sebeplerle Mesela, kıskançlık,
Hayata, geçmişe, insanlara, her şeye öfke, kontrolsüz hırs ve her ne olursa olsun Temelinde öncelikle
kendisinde Sevgi ve anlayış eksikliğinden dolayı bu tarz olumsuz bir tekamül
sürecinde kendini bulmaya çalışır. Bu
insanlara sevgi göstersen bu sefer de sevginin anlamını bilemediği için onu da
farklı şekillerde (çıkarımı var ? Niyeti ne ? )
yorumlayarak (Sevgi akışını enerji olarak çekemediği için kilitlenmesi) yine öfkelenmek için bir sebep bulabilir. Dolayısıyla bu
onun Işığa giden yolda Sevgi tekamülüdür. Yol ona ait. Bir gün mutlaka
öğrenecektir.
Hayatın içinde herkesin rolü farklı. Herkes sahip
olduğu olumsuz alışkanlıklarını dönüştürmeyi , Olumlu alışkanlık ve bilgilerini
de öğrenerek geliştirmeyi ve Dengelemeyi öğreniyor. Kimse kimseyi yargılayamaz çünkü
şu an ki dünya bilinciyle hatırlayamasak da hepimiz aynı yollardan geçtik. Bu kainatta
ki varoluşun sonsuz bir tekamül döngüsüdür.
Ben çok öfkeli bazı insanların hayatının sonuna doğru
inanılmaz bir U dönüşü yaparak tüm tekamül düğümlerini bir anda çözdüğünü de
gördüm. Hani derler ya “son dakika golü” evet aynen öyle.. Herşeyi ruhunda
toplayıp bir anda çözülme yaşamaktır bu. Mesela ruhsal konularda da bu böyle
olur. Birine ruhsal bilgi verirsin veya şifa çalışması yaparsın. İnanmaz,
uygulamaz vs. Fakat bunu dinleyerek, okuyarak ya da bizzat yaşayarak ruhuna bir
kez bu Işık kodlaması yapılmıştır. Derken başka birisi gelir yine yapar derken
başka birisi yine söyler ve ekilen Işık tohumları farkında olmadan büyümeye
başlar. Aslında bu kişinin kendisine şifa verdiği yani Ruhsal Aydınlanmayı yaşadığı AN’dır. Hayat işte böyle bir
şey, Biri dokunur öteki kaldırır diğeri
oynatır :)) bazen de ne yaparsan
yap TIK yoktur ! Bu da “O zaman bir daha ki sefere” diyerek Dünya’dan ayrılmanın
farklı bir tekamül şeklidir.
2012 yılı öncesinde hepimiz olumlu yanlarımızı öne
çıkarmamızı engelleyen kişilerle aynı titreşim ve frekans da olmasak dahi sınanıyorduk. Şimdi var olan “özgür irade” ve “seçimlerimizi” kendi
titreşimimize uygun mutlu olduğumuz insanlara yönelerek daha rahat kullanmaya yani
“Farkında” olmaya başladık. Bu farkındalık
ile ilişkilerin laçkalaşmadığını aksine Zaman ile birlikte
Ruhsal Tekamülün de hızlandığını öğrendik.
Dolayısıyla
titreşim uymayınca (ki biz buna halk arasında elektrik de diyoruz) artık
eskisine oranla daha rahat “Oluyorsa da hayrıma olmuyorsa da Hayrıma çok şükür.
Hayatıma giren çıkan herkes doğru insan ve ben hepsine Ben’i BEN yaparken,
oynadıkları rol için şükürdeyim.” Diyerek yolumuza devam etmeyi artık biliyoruz.
Böylece Atalarımızın söylediği “Bana arkadaşını
söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü de çok daha kuvvetli bir işaret olarak
yerini bulmuş oldu. Şahsen benim kullandığım en sağlam işaretlerden biridir ..
Bazı danışanlarım veya çevremdeki arkadaşlar
arasında gördüğüm şey ise karanlığın merak edilmesi ve bazen bile bile
karanlığa girip fark edince de çıkmaya çabalayıp bu kez de kendini tekrar Işığa
çevirme çabaları oluyor.
Elbette karanlığı bilmesek aydınlığı bilemeyiz.
Evrensel Yaradılışda ikisi de var ikisini de kabul ediyoruz. Bu DENGE’dir.
Bununla birlikte neyi niçin merak ettiğimize de dikkat etmemiz ve sorgulamamız
gerekir.
Merak ettiğimiz her şeyi yaşarız.
O yüzden aklımıza gelen başımıza gelir. Ve işte o
yüzden “Başına gelmesini istediğin şeyi aklına getir” diyoruz.. Artık ne kadar güçlü olduğumuzu da öğrenip
kullanma zamanı..
Velhasıl Dünya bilinciyle: Çirkefe yanlışlıkla taş
atsak bile nasıl olsa temizleniriz hiç önemli değil. Lakin niye vakit
kaybedelim ? Ona harcanılan enerji ile daha yapıcı daha olumlu bir iş yaparak
zamanı verimli kullanabiliriz.
Yeni sloganımız “Mutlu olduğun kişilerle birlikte OL”
Bu ruhsal çıkışımızın en önemli anahtarlarından
biri..
Tekamül sınavlarımız zaten boyumuzu aşmışken ve asıl
onları temizlememiz gerekirken başımıza ekstra sınavlar çıkarmaya gerek yok.
Akıl-mantık-Kalp (His) yani DENGE’de
kalarak, yani her şeyin üstüne
düşünmeden atlayıp, her aklımıza geleni konuşmadan önce kendinize düşünmek için
zaman verin. Bence 3 yavaş nefes iyidir. ;)
Aaa bir de daha insanlarla başetmeyi öğrenmeden karanlık boyut varlıklarını falan da merak
etmeyin ve merak ile onları da üstünüze sıçratmayın J)))))
Önce kendi ışığınızı ve ışık varlıkları öğrenin gücünüzü,
cesaretinizi varlığınızı onurlandırın sonra gerekiyorsa herkesle tanışırsınız J)))
İzleyin, gözlemleyin, analiz edin, düşünün, yolunuzu
ve yol arkadaşlarınızı Işık’da seçerek yolunuza keyifle ve Sevgiyle devam edin
diyorum naçizane..
Hepimizin en yüksek Hayrına IŞIK ve SEVGİ Olması
niyetiyle..
Ve de öyle OLdu çok şükür
Alev Cedimağar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.