Enerjiler, Enerjiler…
Malum Dolunay ve Ay Tutulması..
Üst üste gelen bu tutulmaların etkilerini yaklaşık 1 hafta 10 gün önceden hepimiz farklı olaylarla yaşamaya başladık bile.
Geçen hafta ki yazımda enerjilerin keskin bıçaklar gibi olduğunu, iyi niyet ve dualarımızla bizim de onları dönüştürmemiz gerektiğini uzun uzun yazmıştım.
Değişen bir şey yok. Çünkü Değişim Değişmez. Bizim Değişmemiz gerek :)
Etkiler ise kuvvetleniyor.
Nasıl ?
Özellikle ilişkiler konusunda bariz olaylar söz konusu..
Mesela Yıllarca tanıdığınız biriyle hiç düşünmediğiniz sorunlar yaşayarak “Ay bunun içine bir şey kaçtı galiba Tövbeeee “ dediğiniz durumlar olabilir :))) Yani hiç olmadık kişilerle hiç olmadık iletişimlere girerek bir şaşkınlık, bir hayal kırıklığı ya da üzüntü gibi duygular yaşayabilirsiniz. Bu durumda kendimize hatırlatmamız gereken cümle şu “ Hayatıma giren çıkan herkes için şükürler Olsun. Herkes kendi rolünü oynayarak benim gelişimime ve öğrenmeme hizmet etti. Olması gereken olur. Gitmesi gereken gider. Bitmesi gereken biter. Herşeyin bir nedeni vardır ve ben farkında olduğum için yüce yaradana şükürler olsun herkesin yolu Işık ve Sevgi Olsun”
Toplumsal olaylarda hızlanma söz konusu..
Elbette bunun da nedeni var.
Gerek Dünya'da gerekse ülkemizde Tüm Toplumsal olaylar geleceğe hizmet ediyor.
Şu an aramızdaki pırıl pırıl indigo, Kristal ve Gökkuşağı çocukları Gelecekteki Dünyanın teminatı. Onlar bu olayları deneyimleyerek daha sağlam temellerle daha aydınlık bir dünya için plan kurmaya başladı bile. Onlar hayal ettiğimiz muhteşem dünyanın kurucuları. Karanlığı bilmeseydik Işığın gücünü anlayamazdık. Bizlerde Geleceğe odaklı gerek Ülkemiz gerekse Dünya BİRLİĞİ ve BARIŞ için üstümüze düşen görevi yaparak bu tekamül zincirinde ki görevimizi sevgi ve ışık ile almaya devam edeceğiz.
Bunun haricinde Fiziksel olarak da yine uyumlanma süreci içindeyiz. Artık bildiğiniz gibi bu uyumlanmanların verdiği mesajlar önemli. Yani her şeyi bir neden doğrultusunda yaşıyoruz.
Bu sıralar sırt, boyun , bel ağrıları yoğun olabilir. Özellikle kemik ağrıları yaşayabilirsiniz.
Bunun bize verdiği mesaj, Dünyevi sorumluluklarını DENGELE mesajıdır. Herşeyi kontrol etmeye, Denetlemeye, kendi dediğin kendi istediğin doğrultusunda olması için inatlaşmayı, Benim dediğim olacak noktasında gerilmeyi artık bırakma zamanı. Herkesin dertlerini sorunlarını taşımak yerine sadece kendinle ilgili olanları üstlenerek hafiflemen ve herkesin kendi tekamül sürecinde kendi sorumluluklarıyla ilerlemesine izin vermen gerek.
İşte yine verilen mesajın en önemli noktası “Yaradan Teslimiyet” . Bir durum hakkında üstünüze düşeni yaptıysanız gerisi Yaradana Teslim ve Akışda kalmaktır. Mesela birisine bir iş verdiniz. Tüm incelikleri ve önemini anlattınız. Sonrasında “yaptı mı ? Dediğim gibi mi yaptı ? öyle mi oldu ? Böyle mi Oldu ” şeklinde düşünmenize gerek yok. Çünkü topu attınız. Artık o Top karşınızdaki kişinin sorumluluğunda ne yaparsa kendi rahatlığı ve ferahlığı için de yapacak. Onun hayatı onun tekamülü onun seçimi. Eğer sürekli takip ve kontrol ile enerjiyi gererseniz zaten o kişi de gerildiği için yapılan işin hayrı da olmaz. Bırakın kendi düşünsün kendi yapsın. Onun sorumluluğunu kabul edin ve kendi üstünüze düşen görevi yapmış olmaktan dolayı da şükredin.
Ya da çocuğunuza yola çıkarken tembih ettiniz “ arabayı dikkatli sür ya da karşıdan karşıya geçerken dikkat et, üstünü sıkı giyin, karnını doyur” vs. burada göreviniz bitti. O artık Yaradana Emanet. Sonrası onun ruhsal ve kişisel tekamülüne girer. Kendi seçimleriyle kendi deneyimlerini yaşamak durumundadır. Her ne kadar canımızdan bir parça da olsa sonuçta O da tekamül eden, deneyimleyerek öğrenmesi gereken (aynı bizim gibi) özgür muhteşem bir ruh. Onun da görevleri ve amaçları var. Yani Sonuçta herkes yaşayarak öğrenir zaten başka alternatif de yok. Yaşamaya geldik ve yaşayarak da öğreneceğiz.
Kemik ağrıları Değişime giden Düşüncelere direnç göstermenizden kaynaklanır. Halen geçmişten getirdiğiniz derin acılar, yalnızlık duygusu ve kendinizi Değersiz, Sevgisiz görme ile ilgili sıkıntılar yaşıyorsanız size bunu hatırlatıyor demektir. Kendinize geldiğiniz noktada ne kadar büyük badireler atlattığınızı, ne kadar özel ve Güçlü olduğunuzu, Sevginin ta kendisi olduğunuzu çünkü zaten yaradılışınızın Sevgiyle OLduğunu sık sık hatırlatın.
Ruhsal olarak boşluk ve hüzün duygusu hissetmeniz normal. Çünkü bu bir geçiş dönemi. Herşey çok hızlı ilerliyor. Hızla gelişen olayları, Takip etmekte zorlanmak, her şeyin üst üste gelmesi, bir anda duraksamak yani her şey normal. Kendinizi zorlamayın. Bırakın o boşlukta dinlenin, uyuyun, kitap okuyun ve duygularınızı kendinize sık sık “her şey yolunda ve olması gerektiği gibi” diyerek hatırlatın ve dönüştürün diyorum nacizane..
Rüyalar ile ilgili sürekli yazdığım için yine aynı şeyleri yazmayacağım. Evet artık daha gerçek ve mesajcı rüyalar görüyoruz. Bir rüya günlüğü tutarak takip etmenizi nacizane tavsiye ederim.
Uyku ile ilgili durumları kafanıza takmayın. Taktıkça mevcut enerjinizi olumsuz kodlar ve kuvvetlendirirsiniz. Serbest bırakın. Yani , daha fazla uyuma isteği varsa, imkanınız da varsa uyuyun. Bedeniniz dinlenirken ruhunuzda dinlenir. Ruhun en hızlı uyumlandığı zamanlar uyku durumlarıdır. Demek ki ihtiyacınız var. Fakat DENGE’de kalın. Yani bu demek değil ki kendinizi uykuya verin ve dış dünyadan ilginizi kesin.. Eğer uykusuzluk gibi bir durum yaşıyorsanız o zaman da Aklınızdaki düşünceleri tek tek irdeleyerek kendinizi rahatlatın ve serbest bırakın. Serbest bırakmak yine üstünüze düşeni yaptıysanız gerisi Yaradana Teslimiyettir şeklinde olmalıdır. Bunu kendinize hatırlatın. Tabii bu arada inanç ile ilgili sözde olsa da niye özden yapamadığınız ile ilgili durumla da yüzleşmeniz açısından çok önemli.
Velhasıl hep yazdığım gibi 2016 yılı gerçekten önemli bir sene. Bu geçiş hızına aynı tempoyla uyum sağlarsak kendimizi çok hızlı bir Değişim içinde bulmamız ve dolayısıyla da yeni hayatımıza yeni düşüncelere kucak açmamız o kadar da hızlı olur. Bu demek oluyor ki, Hayatımızda yeni bir sayfa değil, yeni bir DEFTER açma zamanları içindeyiz.
DEĞİŞİM'i Kendimizin ve Bütünün En Yüksek Hayrına en Yüksek Farkındalıkla ve Sevgiyle Kabul ediyoruz.
Ve de öyle Oldu çok şükür..
Alev Cedimağar
Şifacı Rehber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.